340 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
  • Tarih
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Kalenderhane in Istanbul, The Buildings, Their History, Architecture, and Decoration, Final Reports on the Archaeological Exploration and Restoration at Kalenderhane Camii 1966-1978, edited by Cecil L. Strikes and Y. Doğan Kuban, Verlag Phillip von Zabern, Mainz 1977. IX-X : Preface, XI-XV: List of Illustrations, 1-150: Chapters, 1-179: Paltes, 1-38: Folios. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 235 · Sayfa: 933-934
Tam Metin
Yukarıda künyesini verdiğimiz kitap, Türkiye'de yapılmış bir arkeolojik kazı ve mimari restorasyonu derli toplu anlatan bir monografidir. Farklı dönemlerde farklı kullanım amaçları dolayısı ile geçirdiği mimari değişiklikleri bünyesinde toplayan İstanbul'daki Kalenderhâne Camisi, 1966 yılından 1978 yılına kadar yapılan çalışmalarla kimliği ortaya çıkarılan bir anıt eser olarak bu kitaba konu olmuştur.

MUHAMMAD M. AL-ARNAVUT, Mu'tiyat 'an Dımaşk ve Biladi’ş-Şam el-Cenubiyye fi Nihayeti el-Karni's-Sadis ‘Aşer, Şam 1993, 247 Sahife (Sinan Paşa ve Suriye'deki Vakıfları) [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 231 · Sayfa: 429-438
Tam Metin
Osmanlı-Arap tarihinin eskiden gözdesi bu gün gözyaşı olan Biladi'ş-Şam denilen Suriye bölgesi üzerine gerek Arapça gerekse Türkçe pek araştırma yapılamamıştır. Buna mukabil Muhammad al-Arnavut'un belirttiği gibi araştırmalar Batılılarca veya Batı dillerinde yapılmıştır.

Ortaçağ İslâm Dünyasında Madenler ve Maden Sanayi

Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 232 · Sayfa: 519-596
Tam Metin
Madenler doğada ya doğrudan metalik halde veya cevher olarak bulunmaktadırlar. Metalik halde bulunan madenlere "doğal madenler"; içinde kimyasal bileşikler halinde madenlerin bulunduğu kayalara ise "cevher" denir. Örneğin altın doğal bir madendir. Gümüş, bakır ve demir hem doğal maden, hem de cevher olarak bulunmaktadır. Kurşun, kalay, çinko ve civa ise, ancak cevherden tasfiye yoluyla elde edilebilen madenlerdir.

The Ottoman Emirate (1300-1389), Institute for Mediterranean Studies, Halcyon Days in Crete I. A symposium held in Rethymnon 11-13 January 1991 (edited by Elizabeth Zachariadou), Crete University Press Rethymnon 1993, IX-XV+242 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 233-234
Tam Metin
Elimizdeki eser 11-13 Ocak 1991 günleri arasında Girit Adası'nın Rethymnon (Resmo) şehrinde toplanmış olan sempozyumdaki konuşmaları yayımlayan E.A. Zachariadou'nun bir önsözü (IX-X) ile başlamaktadır. Yazar, bu kitapta, Bizans'ın güneydoğu sınıflarında ortaya çıkan küçük Osmanlı Beyliği'nin, Bizans'ı bertaraf ettikten sonra kudretli bir imparatorluk haline gelmesi ile Hıristiyan dünyasında yüzyıllarca etkili olmasını çeşitli bakımlardan ele alan değişik yazarlara ait görüşleri, ayrı ayrı makaleler halinde bilim dünyasına sunmaktadır.

XX. Yüzyılda Tatarlarda Millî Kimlik Sorunu

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 191-202
Tam Metin
"Tatar" adı: VIII. y.y.'a ait Orhun-Yenisey yazıtlarında "Türk" (kuvvet, güç) adının dışında "Tokuz Tatar" ve "Otuz Tatar" tamlamalarında "Tatar" adına da rastlamaktayız. Buna göre, 9 veya 30 kabileden müteşekkil bu halk, Radloff ile Thomsen'in ifadelerince "Moğol", Barthold'un fikrince "muhtemelen gayr-ı Türk" idi. Avrupalılar ve bilhassa Ruslar, Çıngız devrinden itibaren Türk-Moğol devletine "Tatar" İmparatorluğu ve halkına da (Türk ve Moğolları birbirinden ayırma gereğini duymadan) "Tatar" demişlerdir. Sonraları Ruslar, zaptettikleri Kazan, Astırahan, Kırım, Sibir, Türkistan ve Kafkasya gibi ülkelerde karşılaştıkları Türk boylarını da umumiyetle "Tatar" tesmiye etmişler, fakat bu adı hiçbir zaman "Moğol" anlamında kullanmamışlardır.

Osmanlı-Ukrayna Münasebetlerinin Başlaması

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 155-164
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nin Rumeli'deki fetihleri, bu devletin büyümesini sağlarken değişik milletlerle de teması gündeme getiriyordu. Bu fetihler devam ettikçe birçok Balkan milleti Osmanlı Devleti câmiasına katılıyordu. Bu yüzden devlet büyüyor ve sınırları genişliyordu. XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti, bünyesinde değişik ırkları bulunduran bir imparatorluk haline gelmişti. Bu ırklar aynı zamanda değişik din ve mezheplere de mensup bulunuyorlardı. Osmanlı Devleti'nin fethettiği ülkelerin halkını hoş tutması, dinî serbestiyet tanıması bu yayılmayı kolaylaştırdı. Böylece köylü ve kilise Osmanlı himayesine de alınmış, aynı zamanda halkın gönlü de hoş tutulmuştu.

Tarih ve Hatırat

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 227-232
Tam Metin
Tarih, yaşanan günlerle ilgisi bulunmayan, geçmiş, gerilerde kalmış ve çoğu nüfuz edilmesi imkânsız gibi görünen bir sisle örtülü yılların ve asırların üzerine eğilen bir araştırma dalıdır. Bu araştırmanın ilmî hüviyet kazanması ve tarihin bir sosyal ilim dalı olarak kabul edilmesi, araştırmada kullanılan metot ve tekniğin gelişmesi sayesinde mümkün olmuştur.

Fransız Gözüyle Atatürk Devrimi Üzerine Genel Değerlendirmeler

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 228 · Sayfa: 443-464
Tam Metin
Atatürk 1935 yılında CHP Dördüncü Büyük Kurultayı'nı açış konuşmasında Türk Devrimi'ni şöyle tanımlamıştı: "Uçurum kenarında yıkık bir ülke... türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar... yıllarca süren savaş… ondan sonra, içeride ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için arasız devrimler... İşte Türk genel devriminin bir kısa diyemi..." İşte Kurtuluş Savaşı ve onu izleyen dönem ve bu dönemde devrimin amacına uygun olarak gerçekleştirilen kökten değişiklikler, kısacası önderinin adıyla Atatürk Devrimi, başta Batılı ülkeler olmak üzere tüm dünyanın ilgi odağı olmuş bir olgudur.

Sosyal Hareketler Olarak Celâli Ayaklanmaları

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 228 · Sayfa: 421-442
Tam Metin
Celali ayaklanmaları, tarihimizin önemli bir kısmını kapsar. Köylü kent, öğrenci ve yönetici olmak üzere toplumda her sınıftan grupların oluşturduğu bu ayaklanmalar, kollektif davranış örnekleri olarak, bu incelemede değerlendirilmeye çalışılacaktır.

XIX. Yüzyılın Ortalarında Osmanlı Maden Yatakları

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 229 · Sayfa: 703-718
Tam Metin
Devlet hazinesi için büyük gelir kaynaklarından biri olmanın yanında, gerek resmî ve gerekse sivil alanlarda birçok kullanım alanı ile büyük önem arzeden madenler açısından Osmanlı Devleti oldukça zengindi. Bu zenginlik, aynı zamanda ülke topraklarının çok geniş olması ile de yakından alakalı idi. Böyle olunca, Osmanlı ülkesi içerisinde yer alan madenlerin cinsi de çeşitlilik arzediyordu. Fakat yakın zamanlara kadar Osmanlı Devleti'nin sahip olduğu bu zenginlik hakkında ve özellikle ülkede mevcut olan maden yatakları hakkında pek fazla bilgiye sahip değildik. Çünkü şimdiye kadar bu alanda Ahmet Refik tarafından yapılan bir çalışmayı bir yana bırakacak olursak, Osmanlı ülkesindeki maden yataklarının çeşit itibariyle coğrafi olarak dağılımına yönelik doğrudan bir çalışma yapılmamıştır.