4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
  • XI. Yüzyıl
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Tatikios (Türk Asıllı Bir Bizans Kumandanı)

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 93-110
Tam Metin
Bizans İmparatorluğu, XI. yüzyılda Selçuklu Türklerinin Anadolu'ya girişleri ve kısa sürede Ege ve Marmara Denizi kıyılarına kadar ulaşan akınları sonucunda Türkler ile yoğun bir ilişki içine girdi. İmparatorluğun yabancıları bünyesinde toplama politikasına uygun olarak Türkler de, çeşitli milletlerden gelenler gibi, ya göç etmek ya da esir alınıp getirilmek suretiyle Bizans dünyasına katıldı. Bunlar arasında birçok kişinin, saray unvanları bahşedilerek aristokrat sınıf içinde yer aldığını ve özellikle askeri alanda yüksek mevkilere çıktığını görüyoruz. Bu dönem hakkında bilgi veren Bizans kaynakları, devlet hizmetinde ve orduda görev almış olan Türkler'den bahsetmişlerdir. Bu şahıslar arasında önemli bir mevkie yükselen ilk Türk, Tatikios'tur.

ALBUCASIS - On Surgery and Instruments, trans, and com. M. S. Spink and G. L. Lewis, London 1973, s. 850 + XV (B/8496). [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 184 · Sayfa: 901-904
Tam Metin
Bu kitap onbirinci yüzyılda İspanyada yaşamış meşhur bir cerrahın, Ebu'l-Kâsım e'z-Zehrâvi'nin Kitâb e't Tasrif Ii men Acize an e't Te'lif adlı eserinin son kısmıdır. Eserin daha önceki kısımlarında, devrindeki bazı yazarlarda da gördüğü üzere, elementlerden, onların karışımlanndan, genel anatomiden, mürekkep ilaçlardan, vücut hastalıklarından, onların tedavi yöntemleri ve ilaçlarından bahsedilir. Eserin cerrahi kısmı hariç, diğer kısımları onüçüncü yüzyıl ortalarında İbranice ve sonra da 1519'da Latinceye çevirilmiştir (Liber Theoricae nec non Practicae Alsaharavii). Eserin ilaçlarla ilgili kısmı ise onun hemen hemen yarısına yakın kapsamına sahip olup, onüçüncü yüzyılın sonlarına doğru Liber Servitoris adı altında Latinceye çevirilmiştir ve çok meşhur olmuştur. Aynı kısım 1471'de Venedik'te basılmıştır. Eserin burada söz konusu olan Cerrahi kısmı resimli olup devrinde konusunda yazılmış eserlere bir örnek teşkil etmiştir. Zehrâvi eserinde, sadece kendi devrine kadar gelmiş olan cerrahi aletleri vermekle kalmamış, onların yanı sıra örneğin iltihaplı yerlerin açılmasında kullanılacak özel aletler, şırıngalar, mesane taşlarında kullanılan litotomdan da bahsetmiştir; bunların gayet güzel resimlerini de vermiştir.

JOSEPH SALVATOR GRAZIANI, Arabic Medicine in the Eleventh Century as Represented in the Works of Ibn Jazlah, Hamdard Academy, Hamdard Foundation, Karachi, Pakistan 1980, XVI + 294s., (A IV 5727). [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 183 · Sayfa: 669-670
Tam Metin
Onbirinci yüzyıl İslam Dünyasında, bilimsel çalışmalarıyla son derece önemli bir yer tutmuş ve daha sonraki yüzyıllarda da etkinliğini sürdürmüş bilim adamlarının yaşadığı bir dönem olmuştur. Örneğin İbn Sina ve Beyruni bu yüzyılda yaşamış bilim adamlarına güzel birer örnek teşkil ederler. Bu yüzyılda yaşamış önemli hekimlerden biri de İbn Jazlah'tır. Yazar onun meşhur eseri Takwim al-Abdan vasıtasıyla devrinin tıp bilgisini sergilemek istemiştir. Eserin başında Sami H. Hamerneh tarafından yazılmış bir önsöz bulunmaktadır. Burada İbn Jazlah'ın yaşadığı onbirinci yüzyıl, onun tıbbi yazıları ve İslam hekimlerinin genellikle eserlerinde rastlanan unsurlar teorisi hakkında kısaca bilgi verilmiştir (ss. i-ix). Yukarıda bahis konusu olan önsöze ilave olarak, eserde bir önsöz, bir giriş ve üç bölüm bulunmaktadır. Eserin girişinde Graziani İbn Jazlah'ın tıbla ilgili eserleri Takwim al-Abdan, Minhac al-Bayan ve muhtemelen ona ait olduğunu söylediği Muhtasar min Mitfredat İbn jazlah'ı n yazma nüshaları hakkında bilgi vermektedir. Ancak bu yazma nüshaları arasında bu eserlerin yurdumuzda bulunan nüshalarından söz edilmediği görülmektedir (ss. 1-9). Kitabın birinci kısmında, onbirinci yüzyıla kadarki tıp çalışmalarıyla ilgili bilgi verilmiştir. İslam tıp çalışmalarının başlangıcında, ilk açılan hastahaneler kısaca ele alınır. Daha sonra, diğer bilim dallarında olduğu gibi, tıp bilim dallarında da onun temelini oluşturan tercüme çalışmalarından bahsedilir. Kitapta tercüme çalışmalarına ilişkin olarak İshak b. Hüneyn'in çalışmalarından bahsedilir. Bu tercüme çalışmalarını izleyen çalışmalar arasında ise Razi, İshak İbn Süleyman al-İsraili, Ahu Cafar Ahmed İbn İbrahim İbn Halid İbn Cazzar, al-Tabarî, İbn Sina ve onun öğretmeni Abu Sahl İsa İbn al-Masihî al-Curcani gibi onbirinci yüzyılda ve sekizinci yüzyıldan onbirinci yüzyıla kadar yaşamış ve İslam tıbbının temellerini oluşturmuş belli başlı hekimlerin çalışmaları, eserleri hakkında bilgi verilir (ss. 9-10).

JOSEF MATUZ, Das Kanzleiwesen Sultan Süleymans des Prächtigen (Muhteşem Süleyman'ın Kançılaryası). Wiesbaden 1974 Franz Steiner Verlag GMBH. VIII+ İ 72 sah. ve XVI Levha. Freiburger Islamstudien Band V. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1978, Cilt 42, Sayı 167 · Sayfa: 502-503
Tam Metin
Osmanlı diplomatik'i üzerinde yaptığı çalışmalarla tanınan yazar burada konuyu Sultan Süleyman'ın (Kanuni) orijinal vesikaları üzerinde yoğunlaştırarak, bunlar üzerinde bazı analizler yapıyor. Eser esas itibariyle bu dönemdeki Osmanlı kançılaryası yapısı ve çalışma usullerini aydınlatmağa yöneliktir. Osmanlı kançılaryası ilk zamanlarındaki basit kuruluşunu çabuk terk etmiş ve Kanuni devrine gelmeden yüksek bir gelişim evresine ulaşmıştır (s. 18). İki yüzyıl içinde Osmanlı emirliğinin bir imparatorluk haline gelip, İber yarımadasından Hind adalarına kadar bütün dünya ile ilişkilere geçmesi, kançılarya hizmetlerinin nicel ve nitel olarak gelişmesine neden olmuştur. Yazar Divan-ı Hümayun üyelerini ve Divan-ı Hümayuna bağlı ofisleri sayıyor. Vardığı yargıya göre Sultan Süleyman (Kanuni) devrinde Divan-ı Hümayun ofislerinin manzumesi bir saray kançılaryasından çok, bir devlet dairesinin özelliklerini taşıyordu (s. 20).