23 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
  • excavation
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Bozkurt Kurgan Mezarlığı Kazıları

Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 268 · Sayfa: 635-644 · DOI: 10.37879/belleten.2009.635
Tam Metin
Bozkurt kurgan mezarlığı Ağrı ili, Doğubeyazıt ilçesinin 16 km. kuzeyinde ve Ağrı Dağı'nın batı eteğindedir. 2007 yılında bu mezarlıkta ilk kazılara başlanmıştır. Doğu Anadolu Bölgesi'nin özellikle kuzeydoğu kesiminde kurgan türü yığma taş tepeli mezar anıtlarının varlığı uzun yıllardan beri bilinir. Ancak Rus bilim adamları E. Ressler'in Kars yakınlarındaki Küçük Çatma kurganlarında 1900 yılında(1) , P. K. Kuchin'in ise 1916'da Erzurum yakınındaki Köprüköy'de(2) yaptığı kazılardan günümüze kadar geçen yüzyılda Türkiye'de başka hiçbir kurgan arkeolojik olarak kazılıp incelenebilmiş değildir. Buna karşılık sınır komşularımız Gürcistan, Ermenistan, Nahçıvan ve İran Azerbaycan'ında pek çok kurgan mezar uzun yıllardan beri kazılarak incelenmiştir.

Amasya-Oluz Höyük Kazısı 2007 Dönemi Çalışmaları: İlk Sonuçlar

Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 267 · Sayfa: 395-422 · DOI: 10.37879/belleten.2009.395
Tam Metin
Amasya, bugüne değin arkeolojik yönden en fazla ihmal edilmiş illerin başında gelmektedir. Her ne kadar "Kral Mezarları" olarak bilinen ünlü Helenistik Çağ kaya mezarları (Res.1) nedeniyle 19. yüzyılın ortalarından beri sıklıkla ziyaret edilip, yayınlara geçtiyse de, yerleşmeler açısından Amasya'daki ilk önemli arkeolojik çalışma, H.H. von der Osten'in Alişar Höyük kazısına başlamadan önce Kızılırmak'ın batısı ile kavsi içinde gerçekleştirdiği yüzey araştırması çerçevesinde yaptığı incelemedir(1). Bu araştırmadan sonra, yörenin yerleşmelerinden gelen buluntular araştırmacıların dikkatini çekmeye başlamıştır.

Harput İç Kale Mahalle Kazısı: Osmanlı’ya Arkeolojik Bir Yaklaşım (İlk Sonuçlar)

Belleten · 2008, Cilt 72, Sayı 264 · Sayfa: 629-642 · DOI: 10.37879/belleten.2008.629
Tam Metin
Uzun Osmanlı tarihi ve onun yarattığı çok renkli kültürü daha sağlıklı ve iyi tanımanın yollarından biri arkeoloji disiplinini sonuna dek kullanmaktan geçer. Üç kıtaya yayılmış altı yüz yıllık bir geçmişin ayrıntılarını yalnızca resmî vesikaya dayanıp güvenerek anlamak ve açıklamak pek mümkün görünmüyor. Arşivlerdeki "tekemmül etmiş" evrağa ne derecede güvenilebilir? Tahrir defterleri, şer'iyye sicilleri, mühime defterleri, salnameler, vaka-i nüvist kayıtları vb. notlar tek başlarına geçmişi tüm ayrıntılarıyla yansıtabilirler mi? Tartışmaya sonuna dek açık konular. Günümüzde zaten sık sık tartışılıyorlar da… Oysa maddesel kültür kalıntıları, eski kent ve köy yıkıntıları, tarihin yazılı belgelere hiç yansımamış birçok giz perdesini aralayabilecek, karanlık noktalara ışık saçabilecek kanıtlar barındırıyor derinlerinde. Katmanlar arasına sıkışıp kalmış bu kanıtlarla tarih daha somut verilerle ortaya konabilir ve geçmiş objektif olarak yansıtılabilir, hamasetten, kin ve nefretten uzak, doyurucu alabildiğine…

Bademağacı Kazıları 2004, 2005 ve 2006 Yılları Çalışma Raporu

Belleten · 2008, Cilt 72, Sayı 263 · Sayfa: 193-250
Bademağacı Höyüğü'nde 1993'de başlayan kazıların son üç yıldaki çalışmaları, sırası ile 5 Ağustos - 16 Eylül 2004, 30 Temmuz - 14 Eylül 2005 ve 28 Temmuz - 14 Eylül 2006 tarihleri arasında sürdürüldü(1). Bu raporumuzda, çalışmaların sonuçları bir arada sunulmaktadır(2).

Çeşme - Germiyan Köyü Hellenistik Erythrai Bronz Sikke Definesi

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 27-46
Tam Metin
Söz konusu bu define, İzmir İli, Çeşme İlçesi, Germiyan Köyünde, 2002 yılı Mayıs ayında bulunmuş ve Çeşme Müze Müdürlüğü'nce satın alınmıştır. Define, köy içerisinde bir ev inşaatı temeli kazılırken, tesadüfen ortaya çıkmıştır. İnşaat sahibi birkaç para bulmuş ve bunu Köy Muhtarına söylemiş(1), Muhtar da bu durumu Çeşme Müze Müdürlüğü'ne iletmiştir. Çeşme Müze Müdürlüğü sikkeleri gördüğünde bunun bir define buluntusu olduğuna karar vermiş ve derhal burada bir araştırma başlatmıştır. Sikkelerin çıktığı alan iyice araştırıldıktan sonra, bu alandan çıkan toprakların da bir elek marifetiyle elenmesi sağlanmıştır. Bu işlemler sonucunda ve definenin ilk ortaya çıktığında köy halkınca paylaşılmış olanlar da jandarma marifetiyle toplanınca sikke sayısı 228 adet olmuştur (Resim 1, tüm definenin genel görünüşü).

Salat Tepe 2000-2002 Kazıları Stratigrafik Sonuçları

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 781-800 · DOI: 10.37879/belleten.2005.781
Tam Metin
STRATİGRAFİ Salat Tepe'de üst yerleşim katmanlarının açığa çıkartılması için tepe üzerindeki düzlükte çalışılmış, vadiye bakan güney yamacında, aşınma ve toprak kaymaları meydana gelen kesimdeki yapı katları 2.5 m. eninde bir yamaç açmasında araştırılmıştır. Tepe Üzeri Açmaları Üst kesimdeki yapılaşmanın açığa çıkartılması amacıyla tepe düzlüğünün güney ve batı kenarları ile merkezinde açılan K 12-13, L 12-14 ve M 13 açmaları kazılmıştır. K 13, L 12-13 ve M 13 açmalarında kazılan ondört basit toprak mezarlara ölüler doğu-batı doğrultusunda dorsal yatırılmıştır. K 13 açmasındaki bir erişkin mezarının bir Ortaçağ duvarı altında kalması, bazı mezarların Ortaçağın başlarına ait olabileceğini, bebek ve çocukların basit ziynet eşyaları ile gömülmesi de Erken İslami Dönem ve öncesine tarihlenen Girnavaz mezarları ile çağdaş olabileceğini düşündürmektedir.

Bademağacı Kazıları 2002 ve 2003 Yılları Çalışma Raporu

Belleten · 2004, Cilt 68, Sayı 252 · Sayfa: 519-560
Tam Metin
Bademağacı Höyüğü kazılarının 10. dönem çalışmaları 30 Temmuz / 20 Eylül 2002, 11. dönem çalışmaları da 1 Ağustos / 8 Eylül 2003 tarihleri arasında sürdürüldü. Her iki kazı döneminde, höyüğün kuzey yarısındaki 'A Açması'nın kuzey ve güneydoğu kesimlerinde çalışılarak, Erken Neolitik Çağ (ENÇ) ve İlk Tunç Çağı (İTÇ) yerleşmeleri üzerindeki araştırmalar geliştirildi. Bu çalışmaların yanı sıra, höyüğün ortalarındaki en yüksek kesimde bulunan 'Kilise' ile A Açması birleştirilmiş, ayrıca kuzeybatıda oldukça geniş bir alanın karışık üst birikimi de kaldırılarak, ENÇ yerleşmelerinin düzlemine inilmiştir.

Kaystros (Küçük Menderes) Ovasında Yeni Bir Antik Yer / Birgi Yakınındaki Hacı Hasanlar Köyü ve Buluntuları

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 739-744
Tam Metin
25 Ağustos 1981 tarihinde, İzmir ili, Ödemiş ilçesi Birgi bucağına bağlı ve Birgi'nin 5 km. kuzeydoğusunda bulunan Hacı Hasanlar Köyü'nde Mustafa Girgin'in arazisinden çıkarıldıktan sonra Ödemiş Jandarma Kumandanlığı tarafından müsadere edilmiş 3 adet seramik ve 5 adet cam eser bugün Tire Müzesi'nde korunmaktadır. Bu sekiz adet eser için çoğu kesin tarihli olan paralel örnekler yardımıyla önerilen tarihler M.Ö.3.yüzyıl sonuyla M.S.4. yüzyıl arasındaki zaman dilimi içine yayılmaktadır.Eserlerin tam olması mezar buluntusu oldukları ihtimalini kuvvetlendirir. Dolayısıyla bu eserlerin çıkarıldığı, Ödemiş ilçesi Birgi bucağı Hacı Hasan Köyü'ndeki bu nekropolde ,eldeki verilerle bugün için, M.Ö.3.yüzyıl sonundan M.S.4.yüzyıla kadar kullanım olduğunu söyleyebiliriz. Yakınında da ilişkili bir yerleşim yeri aramak gerekir. Hacı Hasanlar Köyünün güney batısında Dioshieron, güney doğusunda Koloe Kiraz , Daredda Elbi yakınında ve Tarigya/Targya Akpınar Köyü yakındaki Çavuşdağı mevkii , Diginda Kayacık Asar ve Euadsa Dioshieron ile Koloe arasında antik yerleşimlerinin varlığı bilinmektedir. Hacı Hasanlar Köyü ve/veya yakın çevresiyle ilişkilendirilmiş antik yerleşimden bahseden yazılı kaynak yoktur. Fakat bu zengin buluntular bir nekropol alanının ve/veya yerleşimin varlığını göstererek bölgenin arkeolojik açıdan önem ve zenginliğini vurgular.

Erken Sinop Yerleşmeleri

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 697-718 · DOI: 10.37879/belleten.2003.697
Tam Metin
Sinop, Karadeniz Bölgesi'nin önemli liman kentlerinden birisidir. Burası Kuzey Anadolu Dağları tarafından ikiye bölünen ve farklı coğrafi özellikler gösteren bir bölgedir (Harita 1). Bu çalışmamızda, Sinop'un en eski dönemlerinden başlayarak Roma egemenliği sonuna kadar olan yerleşmelerini ele almaktayız. Burada, Sinop'da yapılan birkaç bilimsel araştırma ve kazının yanısıra bölgede sürdürdüğümüz araştırmalar ve müze çalışmaları sırasında edindiğimiz bilgiler de değerlendirmelerimizde önemli bir katkı sağladı(1). Bu bölgede yapılan çalışmaların başlıcaları: Ch. Burney(2), M. A. Işın(3) ve Ş. Dönmez(4) gibi araştırmacıların bilimsel nitelikli yüzey araştırmaları ve buradaki malzemelerle ilgili değerlendirmeleri ile, E. Akurgal'ın Sinop'da yaptığı kazılardır(5). Bunun yanında Karadeniz Ticari Projesi çerçevesinde bölgede çalışan bir ekibin değerlendirmeleri de gözönüne alınmıştır(6).

Smintheion'dan Bir Grup Pişmiş Toprak Heykelcik

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 77-92
Tam Metin
1980 yılından bugüne Çanakkale ili, Ayvacık ilçesi, Gülpınar Beldesi sınırları içerisinde yer alan Apollon Smintheus kutsal alanında sürdürülmekte olan kazılarda iki ayrı alandan küçük bir grup oluşturacak sayı da pişmiş toprak heykelcik ele geçmiştir. Eserlerin bir bölümü 1986 yılı kazı sezonunda Apollon Tapınağı'nın güneydoğusunda yer alan bir alanda sürdürülen çalışmalar sırasında ortaya çıkarılmıştır. Gülpınar Beldesi sakinlerinden Hilmi Özak'a ait tarlada yürütülen çalışmalar sırasında geç Roma veya erken Bizans dönemine tarihlendirilebilecek bir yapı kalıntısına rastlanılmıştır.