148 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
  • türkiye
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

How did Farming Reach Europe? Anatolian-European relations from the second half of the 7th through the first half of the 6th millennium cal BC, BYZAS 2, Veröffentlichungen des Deutschen Archaologischen Instituts İstanbul, İstanbul, 2005, Ege Yayınları, I-VIII + 1-327 sayfa, Editörlüğü Clemens Lichter tarafından yapılmış. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 259 · Sayfa: 1019-1020
Kısaca Seton Lloyd'un kuru ve kötü kış iklimi nedeniyle Anadolu'da Toros Dağları'nın ötesinde Neolitik yaşam olmadığına dair hatalı görüşünden sonra (bakınız S. Lloyd, Early Anatolia. The archaeology of Asia Minor before the Greeks, Harmondsworth 1956), araştırma tarihi bizim anlayışımızla Neolitik gelişmeler açısından hala anahtar yerleşmeler olarak kabul edilen Göller Bölgesi'ndeki Hacılar ve Konya Ovası'ndaki Çatalhöyük gibi Neolitik yerleşmelerin keşfedilmesiyle tamamen değişti. Bununla birlikte yerleşik hayat, hayvancılık ve teknolojik gelişmeler gibi göstergeleriyle böyle kompleks bir fenomen, yalnızca elde bulunan birkaç yerle anlaşılamaz, çünkü Yakın Doğu'daki farklı toplumlar tarafından uygulanan birçok farklı ideolojik yaklaşımlar ve mevcut stratejiler orada prehistorik toplumlar için geçerli yalnızca hazır tek bir 'Neolitik paket' olmadığını gösterir.

Tarihi Erzurum Kenti Üç Kümbetler ve Çevresinde Bir Analiz Çalışması

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 841-858
Tam Metin
Günümüzde kentlerin ve dolayısıyla kentsel mekanların yaşadığı ve giderek artmakta olan sorunlar; özellikle hızla artan nüfus ve beraberinde gelen yoğun yapılaşma, çevre kirliliği, ekonomik güçlükler, sosyo-kültürel değişim vb. ana başlıklar altında toplanabilir. Kentlerin olumsuz büyüme ve gelişmeleri, toplumların yüzlerce yıllık birikim ve deneyiminin sonucunda sahip oldukları ve kentlerin genel karakterlerini kazanmalarında önemli rol oynayan tarihi-geleneksel çevreleri doğrudan etkilemektedir. Kuban'ın, toplum sadece bugünü ve yarını ile değil, bütün geçmişi ile tanınıyorsa, geçmişin en görkemli ve kesin görüntüsü bütün bir kent dokusunda yaşar, ve Özer'in, değişme, gelişme, yeni aşamalar, bir toplumun, sağlıklı bir toplumun kaçınılmaz yoludur. Ancak, bu yol geçmişimizin değerlerine eğilmeyi, onların yaratılmalarındaki bileşenleri gözden geçirmemeyi gerektirmez. Geçmişimizin ürünlerini, onların yaratılma ortamlarını açıklıkla ortaya koymak, üstelik gelecek için aydınlık bir yol bulmayı da kolaylaştırır, şeklindeki açıklamaları tarihi ve geleneksel çevrelerin önemini daha iyi vurgulamaktadırlar.

Lozan Konferansı'nda Ermeni Meselesi: İtilaf Devletlerinin Diplomatik Manevraları ve Türkiye'nin Karşı Siyaseti

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 254 · Sayfa: 267-284
Tam Metin
Genelde azınlıklar ve özelde Ermeni meselesi, son iki yüzyıllık döneminde, Osmanlı Devleti'ni en çok uğraştıran iç ve dış sorunlardan biri olarak tarihte yerini almıştı. Zira, bu meseleyi bahane ederek Osmanlı Devleti'nin iç ve dışişlerine müdahale eden Avrupa devletleri azınlık halklarını kışkırtmak suretiyle son Türk imparatorluğunun dağılmasına sebep olmuşlardı. Yine aynı konu Türk Heyetinin Lozan Konferansı görüşmelerinde karşılaştığı en çetrefilli konulardan biri olmuştu. Bu çerçevede Misak-ı Milli sınırları içersinde Ermenilere bir yurt sağlanması konusu İngiliz Dışişleri Bakanı'nın tabiriyle Konferansın toplanmasının başlıca amaçlarından birini teşkil etmekteydi.

JERZY S. LATKA, Odaliski, poturczency i uchodzcy. Z dziejow Polakow w Turcji. Universitas, Krakow 2001. 209 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 1011-1016
Krakov Yagellon Üniversitesi'nin Etnografya ve Türkoloji olmak üzere iki bölümünden mezun olan Jerzy S. Latka yirmi beş yıldır tarihte Polonya - Türkiye arasındaki ilişkileri araştırıp anlatmaktadır. Bugüne kadar 23 kitap ve birçok makale yazmış olan Latka her şeyden önce 19. yüzyılda Rus İmparatorluğu'na karşı direnmesi yüzünden Polonya'yı terketmek zorunda kalan ve Türkiye'ye sığınan Polonyalıların izlerini araştırmaktadır ve eserlerinin çoğu bu devire aittir. Latka'nın anlattığı zatlar modern Avrupa öğretimi görmüş insanlar olarak Osmanlı Devleti'ni yeni bir vatan kabul ettikten sonra ona askeri ve ilmi başta olmak üzere çeşitli hizmetlerde bulunarak Osmanlıların minnettarlığını kazandılar. Geçmişte birçok kitapta Türkiye'ye sığınan ve orada kabul gören Polonyalıları tek tek anlatan veya bir konu açısından problemi çizen Latka bu sefer bize sunduğu kitapta Polonya - Türkiye arasındaki bağları her yönüyle ortaya koyarak Ortaçağ'dan son yıllara kadar anlatmaktadır.

Türkiye'de İlk Beglik'ler ve Kabilevî Siyasî Birlik'lerin Ortaya Çıkışı (1071-1175)

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 61-86
Tam Metin
Göçebelerin hâkimiyetini esas alan tarihçiler, M. S. 1000-1500 arasını "göçebe imparatorluklar çağı" olarak nitelendirir(1). Gerçekten bu dönemde göçebeler o kadar geniş bir coğrafyaya yayıldı ki, meskûn dünyada neredeyse ayak basmadık yer bırakmadılar. Batı Asya(2) ve Batı Asya'nın en uç uzantısı olan yarımada da bundan yoğun olarak etkilendi. Burada yaşanan değişim öylesine dikkat çekiciydi ki, bir süre sonra yarımada Latinler tarafından Turkia (Turcia) olarak adlandırıldı(3). Dolayısıyla bu coğrafyanın tarihinde, göçebe ve yarıgöçebe hayat süren Türkmenler ve onların oluşturdukları siyasî birlikler gözardı edilemeyecek kadar önemli bir yere sahiptir.

DARIUS KOLODZIEJCZYK, Ottoman-Polish Diplomatic Relations (15th-18th century). An annoted edition of ‘Ahdnames and other documents, Leiden-Boston-Köln 2000, XVIII-721 sayfa ek XXXII faksimile ve 3 harita. Hollanda'daki Brill Yayınevi'nin: The Ottoman Empire and its Haritage. Politics, Society and Economy, dizisi içinde, 18. cildidir. A VI 845. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 242 · Sayfa: 411-414
Tam Metin
Türk-Polonya ilişkileri her zaman Osmanlı Tarihi içinde canlı bir yer edinmiştir. Bu ilişkilerin uzantısı olan kıymetli tarih kalıntıları da her zaman dikkat çekti ve araştırmaların yaratılmasına yol açtı. Uzantı, Türkiye Cumhuriyeti zamanında da devam etti ve yeni devletimizin başkentinde ilk açılan elçiliklerden birisi de Polonya'nın ki olup bir sanat şaheseri olarak, kıymetli ve müstesna anıyı devam ettirir. Polonya'da yetişen değerli ilim adamları da kendi tarih ve kültürlerinin ayrılmaz bir parçası olan bu tarihî mirası ilmî metodlar yolu ile korumayı bildiler ve çeşitli alanlarda eserler yarattılar. Türk arşiv ve kütüphaneleri de bu ülke ile ilgili zengin kayıtlarla doludur.

HOVHANNES J. TCHOLAKİAN, L'Eglise Armenienne Catholique en Turquie, İstanbul 1998, XI-435 büyük boy sayfa, ek 117 sayfa Türkçe metin: "Türkiye'de Ermeni Katolik Kilisesi". Ohan Matbaacılık. Müellifin özel yayını olup satışa verilmemiştir. Metin içinde fotoğraf, tablolar ve belge fotokopileri vardır. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 709-712
Tam Metin
Ülkemizde özel bir cemaat teşkil eden Katolik Ermenilerin dinî lideri olan sayın müellif, kıymetli bir eser kaleme alıp, reisi olduğu topluluğun sahip bulunduğu bu dinî özellik kadar, tarihî evresini de incelemektedir. Eserin iki dilde neşri için duyulan ihtiyacı kendisi dile getirmiştir. Ermenice gibi öğrenilmesi zor ve bu arada çetin bir alfabeye sahip bir dilde yazılması, dar bir çevreye yayılacağı için, önce hâkim olduğu Fransızca yazmış ve cemaati kadar Türkiye'deki araştırıcıların yararlanması için bu yolu seçtiğini bildirmiştir. Böylece çok isabetli davranmıştır, kaldı ki cemaatin arşivinde bulunan dokuz tane belgenin de neşri yerindedir ve böylece sahip bulundukları tarihi anılardan bir demet sunmuştur. Her ne kadar okunması zor görünür ise de erbâbının tahlil edebileceği işaretlerdir.

Kaybettiğimiz Bir Değer: Prof. Dr. Nejat Göyünç'ün Ardından

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 759-770
Tam Metin
1 Temmuz 2001 tarihinde sabaha karşı Prof. Dr. Nejat Göyünç kalp krizi sonucu hayata veda etti. Tanıdığım ve talebesi olduğum 1967 yılından itibaren bir hoca olarak hep rehber edindiğim kimselerden biri olmuştur. O, gerçek bir bilim adamı, gerçek bir insan, içiyle dışı bir olan, yardımsever, yetenekli gördüğü kimseleri destekleyen bir karaktere sahip, dürüstlüğü kendisine ilke edinmiş vatansever, milliyetperver, çalışkan, maddeye değer vermeyen, hiçbir görevden kaçınmayan ve yılmayan bir şahsiyet, bir İstanbul efendisiydi. Almanca ve İngilizce lisanlarına vakıftı. Pekçok ilmi toplantıda Türkiye'yi temsil etmiştir.

KEMAL H. KARPAT (yayımlayan), Ottoman Past and Today's Turkey, Brill Leiden, Boston, Köln 2000, XXII-306 sahife. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 739-742
Tam Metin
Eser Reinhard SCHULZE'nin yayımcılığını yaptığı Social, Economic and Political Studies of the Middle East and Asia (Orta-Doğu ve Asya için içtimaî, iktisâdî ve siyasî araştırmalar) dizisinin 76. kitabını oluşturmaktadır, "Osmanlı Geçmiş ve Bugünkü Türkiye" ile ilgilidir. Kemal H. KARPAT'ın kaleminden Giriş'i takiben yine onun ve Carter Vaughan FINDLEYin, Mehmet O. ALKAN'ın, Haim GERBER'in, Erik Jan ZÜRCHER'in, Mehmet GENÇ'in, Şevket PAMUK'un, İnci ENGİNÜN'ün, Fikret ADANIR'ın, Wajih KAWTHARANI ve Karl K. BARBIR'in birer makalesinden oluşmaktadır.

HASAN BAHAR, Demirçağında Konya ve Çevresi, Selçuk Üniversitesi’ni Yaşatma ve Geliştirme Vakfı Yayınları, Konya 1999, 94 sayfa, 4 tablo, renkli fotoğraflar ve çizimlerden oluşan 50 levha ile 1 harita. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 755-758
Tam Metin
Bu yazıda tanıtılan kitap, yazarın belirttiği üzere "Orta Anadolu'nun güney kesimlerinin Demir Çağı'ndaki problemlerine çözüm arama ihtiyacından kaynaklanmıştır" ve Önsöz, I. Bölgenin Coğrafyası, II. Demirçağında Bölgenin Siyasal Durumu, III. Demirçağı Yerleşmeleri, IV. Sonuç, Katalog, Kaynakça ve Dizin bölümlerinden oluşmaktadır.