340 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 340
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 74
- Türkler 69
- Türkiye 55
- Osmanlı İmparatorluğu 44
- History 38
- Anadolu 34
- Arkeoloji 32
- İslam 21
- Mustafa Kemal Atatürk 20
Türk-Bulgar İlişkileri ve 18 Ekim 1925 Tarihli Dostluk Andlaşması
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1339-1348 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1339
Özet
Tam Metin
18 Ekim 1925 tarihli Türk-Bulgar Dostluk Andlaşması, Türk-Bulgar ilişkilerinin mihenk taşıdır. Her türlü siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkiler, karşılıklı iyi ilişkilerin sağlanması ile mümkün olur. Dostluk andlaşmaları devletlerin karşılıklı ilişkilerini düzenler. Biz burada Türkiye ile Bulgaristan arasındaki bağların temel dayanağını teşkil eden Dostluk Andlaşmasını inceliyerek ve yorumluyarak Bulgaristan'ın hem yükümlülüğünü hem de sorumluluğunu ortaya koymaya çalışacağız.
Tanzimat'ın İlanı Sıralarında Türkiye'de Yönetim (1826-1839)
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1215-1240 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1215
Özet
Tam Metin
Bilindiği gibi Osmanlı İmparatorluğunda ülke yönetiminde asıl birim sancaktı. Birkaç sancağın oluşturduğu ve adına eyalet ya da vilayet denilen ünite, varlığını devletin kuruluşundan günümüze dek bazı değişikliklerle korumuş bulunmaktadır. Bu yönetim biçiminin oluşturulmasında askerî amaçlar göz önünde tutulmuş ve niteliği, Tanzimat'ın ilânına dek hemen hemen hiç değişmeden sürmüştür.
Selçuklularda Devlet
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1359-1374
Özet
Tam Metin
Selçuklularla ilgili seri konuşmalarımın ikincisine müsaadenizle başlıyorum. Hatırlanacağı üzere, geçen yıl aynı gün huzurunuzda yaptığım konuşmada Anadolu'nun son defa ve kesin olarak Türk yurdu olması konusunu işlemiştim. Şimdi devlet üzerinde konuşacağım. Selçuklu Devleti, türlü yönleriyle birkaç konuşmamızın konusunu teşkil edecektir.
(ABDULLAH MÜBEŞŞİR ET-TIRAZÎ, Kavâidu'l-Lugati't-Türkiyye (Et-Türkiyyetü'l-Osmaniyye ve't-Türkiyyetü'l-Hadise), Cidde, H.1406/M.1985, s. 288.) (ABDULLAH MÜBEŞŞİR ET-TIRAZÎ, Kavâdidü'l-Lugati't-Türkiyyeti'l-Hadîse, Cidde, H.1407/M.1987, s. 178.) (ABDULLAH MÜBEŞŞİR ET-TIRAZÎ, Kavâdidü'l-Lugati't-Türkiyyeti'l-Osmaniyye, Cidde, H.1407/M.1987, s. 167.) [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1473-1478
Özet
Türk dilini yabancılara öğretmek veya yabancılar tarafından Türkçenin öğrenilmesi konusu bilhassa son senelerde üzerinde artan bir önemle durulan konuların başında gelmektedir. Gelişen ülkeler arası ilişkiler ve bunun sonucu küçülen dünyamızda, üniversitelerimizde eğitim ve öğretimde bulunmak, Türk dil ve tarihiyle ilgili araştırmalar yapmak, ticari ilişkiler, Avrupa ülkelerindeki Türk işçileri ... ve hemen hatırlayamayacağımız diğer birçok sebepler dolayısıyla yabancılar arasında Türkçe öğrenmeye istekliler artmakta bu ilgi de çeşitli kuruluşları ve özellikle de üniversitelerimizi harekete geçirmektedir. Konunun çeşitli yönleri yapılan toplantı ve kongrelerde ele alınmaktadır. Ayrıca da merkezler kurularak yabancılara Türkçe öğretimi çalışmalarına hız verilmektedir.
XV. Yüzyıl Lâtince Macar Kroniği Chronica Hungarorum'un Türk Tarihi Bakımından Değeri
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 667-757 · DOI: 10.37879/belleten.1987.667
Özet
Tam Metin
Chronica Hungarorum'un yazarı olan Macar kronikçisi Thuroczy, hali vakti yerinde, mülk sahibi, soylu ve eski bir Macar ailesinden gelmektedir. 1435 yılında doğan ve üniversite tahsili yaptığına dair hiçbir bilgimiz olmayan Thuroczy, 1465'den itibaren avukatlık yapmış, hukuk bilgilerini idari hayattaki tecrübeleriyle arttırmış, lâtinceye hâkim bir kişi sıfatıyla 1467 yılında baş hâkimlerin notariusları (adlî kâtip) arasına girmiştir. 1481 yılı vesikalarında baş hâkimin adliye kâtibi olarak geçen Thuroczy, 1476 yılında artık temyiz mahkemesinde adliye kâtibi değil, vesikaları kaleme alan baş kâtiptir. Kıral Matyas (1458-1490), yargı hâkimlerinden biri olarak Thuroczy'yi seçmiştir. Böylece Thuroczy artık adlî daire başkanıdır. Büyük bir ihtimalle 1488'de ölen Thuroczy, hayat hikâyesinden anlaşıldığı üzere, yazar olarak yetişmemişti, hukuk kültürüne sahip bir hâkimdi. Çevresinden gelen teşvikler onu yazar olmaya sevkeder. Bu teşvikler sonucu ortaya çıkan "Chronica Hungarorum: Macarların Kroniği" adlı geniş hacimli eseri birbirinden farklı 3 kısımdan oluşur ve bu bölümler ayrı zamanlarda kaleme alınmıştır.
İslam Hukukunun Ana Hatları ve Osmanlıların Bunun Bazı Kurallarını Değişik Uygulamaları
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 625-636 · DOI: 10.37879/belleten.1987.625
Özet
Tam Metin
20 Nisan 571 günü Mekke'de doğan Hz. Muhammed, 8 Haziran 632 günü Medine'de öldüğünde, İslam dininin ve onun sosyal ve ekonomik kurallarının genel çizgileri belirlenmiş bulunuyordu. İslam dini kişinin bütün faaliyetlerini, onun Allahla ve toplumla olan her türlü ilişkilerini içine almış bulunduğundan onda hukuki ve sosyal kurallar, fıkıh veya şeriat dediğimiz bir düzenlemede iç içedir. Bir başka deyişle islam hukuku, hem din, hem sosyal yaşam ve toplum yönetimi kurallarını kapsadığından çok geniş bir hukuk sistemidir; çünkü Peygamber hem islam dininin kurucusu hem Medine devletinin başkanı idi. Biz burada islam hukukunun bütün bölümlerinden söz edecek değiliz. Bu, hem ölçek bakımından imkânsız, hem bu konu ile ilgili kişilerin bunları çok iyi bildiklerinden gereksizdir. Bu nedenle ben burada bu hukukun, bazı karakteristikleri üzerinde duracak ve Osmanlı halife-sultanlarının bu hukuk kurallarından bazılarını değişik biçimde hatta bazan şeriata aykırı uygulayışlarından bir kaç örnek vermekle yetineceğim.
Abbasiler Tarihinde Orta Asyalı Bir Prens Afşin
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 651-666 · DOI: 10.37879/belleten.1987.651Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk VII
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 849-862 · DOI: 10.37879/belleten.1987.849
Özet
Tam Metin
Düşmanı yurdumuzdan kovacağımıza öyle inanıyorduk ki, her çeşit çalışma ve her davranış, bu amacı gerçekleştirmeğe yönelik olduğu oranda bir anlam kazanıyordu. Demiryolları İdaresi de, her biri başlı başına bir idareyi uğraştırmağa yetecek büyüklükteki işlerinin yanında, ileride, Ordumuzun geri alacağı yerlerde düşmanın tahrip ederek bırakacağı demiryolu şebekesinin onarılması problemini, günlük işlerinin ortaya çıkarmakta olduğu sorunlardan daha önemli görüyor, bunun için "çaresizlik içinde bir takım tedbirler" almayı tasarlıyordu.
Tarihte Türk-Amerikan Münasebetleri
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 927-948
Özet
Tam Metin
Konumuza girmeden önce bir hususu çok kısa olarak burada belirtmek isterim. Böyle bir konferansta hemen hemen ikiyüz yıla yaklaşan Türk-Amerikan münasebetlerinin bütününü bir konuşmaya sığdırmanın imkânsızlığı karşısında, bugünkü konuşmamda bu münasebetlerin XIX. yüzyıldaki kısmına ağırlık vereceğimi, esasen daha sonraki münasebetler hakkında son yıllarda memleketimizde de bir takım çalışmalar yapıldığını hatırlatmak isterim.
"Iugurtha Savaşı"nın Önsözü
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 1027-1030 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1027
Özet
Tam Metin
İ.Ö. I. yüzyılda yaşamış olan Gaius Sallustius Crispus üzerine yazılarından bilgi edinmekteyiz. Küçük yaşta tarihçiliğe eğilim duyduğunu, ancak, bundan daha büyük bir istekle kamu işlerine yöneldiğini kendisi söylemektedir. Sallustius halk temsilcisi olmuş, senatoya girmiş, soylular sınıfının karşısında yer almış, sağtöre bakımından suçlanarak senatodan çıkarılmış, bir yıl sonra Caesar'ın desteğiyle geri dönmüştür. 'Quaestor', 'praetor' olmuştur. Dalmatia'daki önderliğinde başarı gösterememiştir. Africa Nova yönetimi sırasında para edinmesi sonucu yolsuzlukla suçlanmış, sonunda temiz çıkmıştır. Siyasal alanda başına gelen tersliklerden bıkıp tarih yazma yolunu tutmuştur. Collis Quirinalis üzerinde yaptırdığı evine çekilip sonraları 'Horti Sallustiani' (Sallustius'un Bahçeleri) adıyla anılan yerde yaşamanın sonuna değin bu uğraşını sürdürmüştür.