3775 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Marmaris Müzesinden Üç Uzun Cam Unguentarium

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 403-408
Tam Metin
Son yıllarda, Marmaris Müzesi tarafından, yerel bir satıcıdan üç adet uzun cam unguentarium satın alınmıştır. Bunların buluntu yeri bilinmemekle birlikte, çok benzer ölçülere, form ve cam özelliklerine sahip olmaları bakımından aynı mezar konteksti içinde, bir arada ele geçmiş olmaları gerekmektedir. Unguentarium, (özellikle tüp biçimli ve şamdan biçimli tipler) cam üflemeciliğinin yaklaşık olarak İ.Ö. 25 yılında icat edilmesinden sonra Roma camcılığında en yaygın görülen form haline gelmiştir. Roma günlük yaşamında sıkça kullanılan kokulu yağların, parfümlerin, merhemlerin yani, "unguent"lerin saklanmasına yaradığı için bu isimle tanınmaktadır.

Halide Edib (Adıvar)'s appeal to the American public for justice for the Turks

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 531-540
Tam Metin
This article presents an appeal written in 1919-1920 by Turkey's first major woman writer, novelist and newspaper reporter Halide Edib (Adıvar), to the people of the United States, entrusted to Lewis Edgar Browne, who was covering the Turkish War for Independence and the Russian Revolution and Civil War for the Chicago Daily News while the Paris Peace Conference was going on. Halide Edib believed that the people of the United States were without bias in considering the problems of the Ottoman Empire during and after World War I, and, that, as had been stated in President Woodrow Wilson's Fourteen Points, they wanted all the peoples of the Empire, including the Turks, to achieve independence in their own lands following the war. In her statement, she condemned the efforts then being made in Paris to blame on the Turks alone all the excesses and abuses that had gone in the war, pointing out that all the peoples of the Empire had sinned and been sinned against, all had suffered terribly from massacre and starvation, not only the Sultan's Christian subjects, and that the Turks, like the others, therefore deserved to achive independence in the areas of Anatolia and Thrace where they constituted large majorities of the population. In the end, this appeal fell on deaf ears. Halide Edib did not understand that the minds of the people of the Christian West had been so poisoned against Muslims by wartime propaganda that the accusations were being used as pretexts to deny to them rights that were being granted to their Christian neighbors. In the end, it was not such appeals for justice and understanding, then, but the force applied by the Turkish national resistance movement led by Mustafa Kemal Atatürk that achived an independent existance for the Empire's Turkish subjects as a result of the Lausanne Conference and the establishment of the Turkish Republic in 1923.

XVI. Yüzyılda Macaristan'da Osmanlı Barut Üretimi: Budin Baruthânesi

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 541-552
Son zamanlara kadar Macaristan'daki Osmanlı kale sistemi bilimsel çevrelerden yalnız ılımlı bir ilgi çekmiştir. Araştırmacılar en önemli kalelerin savaş malzemesi ve yiyecek depolarıyla beraber silah ve cephane üretim merkezleri olduğu gerçeğini neredeyse tamamen göz ardı ettiler. Konuya bu açıdan yaklaşmak askeri tarihi zenginleştirebilir ve Macaristan'daki Osmanlı kalelerinin oluşturulması ve korunması ile ilgili bilgilerimize önemli detaylar ekleyebilir. Askeri silahların yaygınlaşması ve kullanılması -Michael Roberts ve Geoffrey Parkey tarafından bilimsel çevrelere tanıtılan sözde "askeri devrimin" en önemli elemanlarından biridir -16 ve 17. yüzyıllarda Avrupa toplumunda, ekonomisinde, mali ve idari yönetiminde önemli değişiklere neden oldu. Bu değişim Osmanlı İmparatorluğu'nun cevaplaması gereken bir meydan okumaya dönüştü. Osmanlılar topçuluktaki gelişmeleri, silah ve cephanelerin sürekli üretim ve yenilenmelerini takip etmek zorundalardı. Bu iş ancak eyaletlerdeki ana askeri üslerin yardımıyla gerçekleştirilebilirdi. Budin'deki baruthâne bunlardan biriydi.

Osmanlı İmparatorluğu'nun Son Dönemine Ait Hilâfet Tartışmalarıyla İlgili Yayınlar*

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 457-494
Tam Metin
Osmanlılar döneminde, bazı müellifler, devlet kurumlarının hızlı, verimli ve adaletli bir şekilde çalıştırılabilmesi konusundaki görüşlerini, "nasihâtnâme" veya "siyasetnâme" türündeki eserlerinde dile getirdikleri gibi, özellikle bürokrasi tecrübesine sahip bazı devlet adamları da nizam-ı devletin ıslahı konusunda çeşitli layiha ve arîzalar kaleme almış; hatta bizzat yöneticiler de devlet kurumlarının işleyişiyle ilgili birtakım şikayetlerin giderilebilmesi için zaman zaman eyaletlere çeşitli adâletnâmeler göndermişlerdir. Ancak bütün bunlar, özellikle devletin alt birimlerinin işleyişine yönelik bazı önerilerden ibarettir. Bizzat padişah/halifelerin yetkileriyle ilgili tartışmalar ise, özellikle 1839 Gülhâne Hatt-ı Hümâyunu'nun ilanı ile başlamış ve bu durum 1876 Kânûni Esâsî'sinde açık bir şekilde kendisini göstermiştir.

Genesis of Turkish Nationalism

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 495-518
Tam Metin
In this research, conditions for the emergence of the Turkish nationalism and chief intellectuals who formulated the Turkish nationalism are comprehensively scrutinized. Turkish nationalist thought developed as a part of modernization and Westernization ideologies, then, it became an independent political ideology. Turkish nationalism was the last link of the Ottoman Empire's reconstruction and Westernization movement chains. Namık Kemal was the chief intellectual, who affected almost the entire variety of intellectuals in the Empire. He was the Hegel of the Turks. Ziya Gökalp, who was deeply influenced by Namık Kemal, was the first intellectual to see Turkist ideology as a political thought. He tried to organize and formulate the pillars of the Turkish nationalism. Although, cultural nationalism began earlier, political nationalism, among the Turks, gained popularity, especially during and after the Balkans Wars.

Ermeni Sorunu ile İlgili Bir İngiliz Kaynağı Üzerine Eleştirel Değerlendirme

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 519-530
Tam Metin
Bogos Nubar Paşa 1919 yılında Paris Barış Konferansı'na Ermenilerin temsilcisi olarak yaptığı başvuruda Osmanlı Devleti'ndeki Ermeni vatandaşların büyük bir soykırıma uğradığını iddia eder ve Lord Bryce, Morganthau, L. Einstein, Dr. Lepsius, Dr. Niepage ve Harry Sturmer'in kitaplarını iddialarının kanıtları olarak gösterir. Bogos Nubar'ın belirttiği bu kaynaklar günümüzde de Ermeni iddialarının temellerini oluşturan yayınlar olma özelliklerini devam ettirmektedirler.

Glass Unguentaria of Elongated Type From Marmaris Museum

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 409-414
Tam Metin
Three glass unguentaria of elongated type have recently been purchased by Marmaris Museum from a local dealer. Though their findspot is unknown, the unguentaria must have been found together, probably in the same tomb context as they share very similar dimensions, forms and glass characteristics. Glass unguentaria (especially tubular and candlestick types) became one of the most common among all vessel types soon after the invention of glassblowing in ca 25 B.C. They were mainly containers for scented oils, perfumes, ointments, i.e. "unguents". Unguentaria can be regarded as the blown counterparts of earlier core-formed glass containers (aryballoi, alabastra, amphoriskoi or oinochoai).They were simple but mass-produced items showing a wide distribution both in the western and eastern provinces of the Roman Empire.

Die Christliche Architektur in Kilikien und Isaurien am Beispiel der Kirche von Demirciören

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 415-420
Tam Metin
Kilikien liegt am südöstlichsten Mittelmeergebiet Kleinasiens und ist durch den Taurus und Antitaurus im Norden, das Mittelmeer im Süden, Korakesion im Westen und das Amanos Gebirge im Osten begrenzt. Kilikien ist landschaftlich in einen gebirgigen Westteil, die Kilikia Tracheia und einen ebenen Ostteil, die Kilikia Pedias gegliedert. Seit dem 4. Jt. v. Chr. ist diese Region besiedelt und insbesondere im 5. und 6. Jh. sind in Kilikien und Isaurien in vielen Siedlungen Kirchen, Hauser, Nekropole und Zisternen errichtet worden. Dies scheint sich an Beispielen wie Emirzeli, Korykos, Tapureli, Kanlıdivane zu bestatigen.

MARCELLA FRANGIPANE, Yakındoğu'da Devletin Doğuşu Mezopotamya ve Çevresinde Güçlü Aile Yönetimlerinin Devlet Çarkına Dönüşmesi. (Çev. Z. Zühre İlkgelen) Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2002. 326 sayfa metin, 10 harita, 32 mimari plan çizimi, 15 çanak çömlek çizimi, 7 küçük buluntu çizimi, 1 karşılaştırma tablosu, 1 canlandırma çizimi ve 19 siyah-beyaz fotoğraf. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 583-590
Kitapta: Giriş, I. Antropolojinin Bakış Açısından Devletin Kökenleri Sorunu, II. Doğal Çevre Ortamına Bakış, III. Neolitik Oluşum, IV. Kültürel Bölgenin Sınırlarını Genişletmeye Başlaması, V. Ubeyd Kültürünün Yayılması ve Basra Körfezi'nden Fırat'ın Anadolu Kesimine Kadar Büyük Mezopotamya'nın Varoluşu, VI. Son Kalkolitik Çağda Seçkinler Gücünün Pekişmesi. Toplumda Katmanlar Oluşumunun Başlaması, VII. Büyük Dönüşüm: Merkezileşmiş Politik Toplumların Doğuşu, VIII. Yakındoğu'da Arkeolojik Kanıtlar ve Devletin Kökenleri, Notlar ve Kaynakça bölümleri bulunmaktadır. Ayrıca kitabın başında Mario Liverani tarafından kaleme alınmış olan Önsöz ile arka kapağında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından yazılmış bulunan bir arka kapak yazısı yer almaktadır.

RECEP AHISHALI, Osmanlı Devlet Teşkilâtında Reisülküttâblık (XVIII. Yüzyıl), İstanbul 2001, X+390. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 573-576
Yakın zamana kadar Osmanlı Tarihi üzerindeki araştırmalar genel olarak siyasi, askeri ve mali konularda yoğunluk kazanmıştı. Bu araştırmalar yanında Osmanlı teşkilat tarihi üzerindeki çalışmalar cılız kalıyordu. Halbuki Avrupalı Osmanlı tarihçileri arasında teşkilat tarihine duyulan alaka dikkat çekiyordu. Prof. M. Tayyib Gökbilgin (vefatı 2 Haziran 1981) bu ihtiyacı ilk farkedenlerden biri oldu. Onun gayretleriyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümünde 1961 yılında Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi Kürsüsü kuruldu. Bu kürsünün başkanlığına da Prof. Gökbilgin getirildi. Bu tarihten itibaren araştırmaların arttığı görülür. Ancak son yıllardaki Osmanlı Tarihi üzerindeki bilinçsiz tasarruflar, resmiyette teşkilat tarihi üzerindeki araştırmaları kabul etmez görünse de yayınlar yoğunluk kazanmaktadır. Bu gelişmeler yerli ve yabancı Osmanlı tarihçileri için memnunluk vericidir. Bu cümleden olarak, Osmanlı teşkilat tarihi çerçevesinde merkez bürokrasisinin en önemli birimlerinden olan Reisülküttâblık müessesesi hakkında eser, çok önemli bir ihtiyaca cevap vermektedir.