3775 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Mondros Mütarekesi Gereğince Osmanlı İmparatorluğu'ndan Ayrılan Alman ve Avusturya Vatandaşlarının Durumu

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 139-152
Tam Metin
Osmanlı İmparatorluğu'nun 30 Ekim 1918'de imzaladığı Mondros Mütarekesi, bir devletin sona erişine işaret ettiği gibi Mütareke hükümlerinin uygulanmaya başlaması ile birlikte bir başka devletin doğuşuna yol açacak ulusal uyanışa da başlangıç olacaktır. Mütarekenin bir işgal politikası ile birlikte başlayan uygulaması uzun bir süreç içerisinde tersine çevrilecek ve başlangıçta tasarlanan hiç bir şey yeni ve bağımsız bir devletin kurulma kararlılığı karşısında gerçekleşme şansını elde edemeyecektir. Mondros Mütarekesi sonrası dönem, askeri açıdan İtilaf Devletleri'nin politikalarına bir karşı duruşu getirmiş olmakla beraber, üzerinde çok fazla durulmayan ancak bir dönem için oldukça önemli olan dış siyaset ilkelerini de zorunlu olarak değiştirmiştir.

Tatikios (Türk Asıllı Bir Bizans Kumandanı)

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 93-110
Tam Metin
Bizans İmparatorluğu, XI. yüzyılda Selçuklu Türklerinin Anadolu'ya girişleri ve kısa sürede Ege ve Marmara Denizi kıyılarına kadar ulaşan akınları sonucunda Türkler ile yoğun bir ilişki içine girdi. İmparatorluğun yabancıları bünyesinde toplama politikasına uygun olarak Türkler de, çeşitli milletlerden gelenler gibi, ya göç etmek ya da esir alınıp getirilmek suretiyle Bizans dünyasına katıldı. Bunlar arasında birçok kişinin, saray unvanları bahşedilerek aristokrat sınıf içinde yer aldığını ve özellikle askeri alanda yüksek mevkilere çıktığını görüyoruz. Bu dönem hakkında bilgi veren Bizans kaynakları, devlet hizmetinde ve orduda görev almış olan Türkler'den bahsetmişlerdir. Bu şahıslar arasında önemli bir mevkie yükselen ilk Türk, Tatikios'tur.

AHMED İSÂ BEK, Tarih-i Bîmâristânhâ der-İslâm (İslam Memleketlerinde Hastaneler Tarihi), Tahran 1371 [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 201-202
Tıp tarihine ilişkin olarak Dr. Ahmed İsâ Bek tarafından Arapça kaleme alınan eser Dr. Nurullah Kesâ'i tarafından Farsça'ya tercüme edilmiş ve Muhammed b. Zekeriyâ-yi Râzi'nin ölümünün on ikinci yüzyılı münasebetiyle H. 1371 tarihinde neşredilmiştir. Toplam 229 sayfa olan eserin göz önünde bulundurulması gereken en önemli özelliği, muasır kaynaklar ve vekâyinâmelerden yararlanılarak kaleme alınmış olmasıdır. Buna rağmen, kaynaklardan yapılan bazı gereksiz diyalog aktarımları, eserin bilimselliği açısından bir eksiklik olarak değerlendirilebilir. Fakat eser, İslam ülkelerinde ortaçağlarda tesis edilmiş hastaneleri toplu bir biçimde ele alması ve faaliyetlerini konu edinmesi bakımından yararlı bir yapıt niteliğindedir.

Smintheion'dan Bir Grup Pişmiş Toprak Heykelcik

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 77-92
Tam Metin
1980 yılından bugüne Çanakkale ili, Ayvacık ilçesi, Gülpınar Beldesi sınırları içerisinde yer alan Apollon Smintheus kutsal alanında sürdürülmekte olan kazılarda iki ayrı alandan küçük bir grup oluşturacak sayı da pişmiş toprak heykelcik ele geçmiştir. Eserlerin bir bölümü 1986 yılı kazı sezonunda Apollon Tapınağı'nın güneydoğusunda yer alan bir alanda sürdürülen çalışmalar sırasında ortaya çıkarılmıştır. Gülpınar Beldesi sakinlerinden Hilmi Özak'a ait tarlada yürütülen çalışmalar sırasında geç Roma veya erken Bizans dönemine tarihlendirilebilecek bir yapı kalıntısına rastlanılmıştır.

ABDULKERİM ABDULKADİROĞLU, İ. HAKKI AKSOYAK, NECİP FAZIL DURU, Kastamonu Jurnal Defteri (1252-1253/1836-1837) (Metin ve Tıpkıbasımı), Başbakanlık Arşiv Genel Müdürlüğü [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 193-200
Jurnal Defteri yahut Mürur Tezkereleri Defteri idari amaçlıdır. Mürur tezkiresi yurtiçi seyahat vesikalarına verilen ad olup şer'i mahkeme sicillerindendir. Ülke dışı seyahatler için verilen pasaportun benzeri bir uygulama ile, vilayet dışına çıkanlara da bu tezkire verilirdi. Bu uygulama 1908 yılına kadar sürmüştür. Matbu olan mürur tezkireleri harca tâbi idi. Üzerinde nüfus cüzdanındaki açıklamalar yazıldıktan sonra nereye ne için ve ne kadar süre ile gidileceği de belirtilirdi.

Selçuklular ve Türkçe

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 111-118
Tam Metin
Zaman zaman Türk hükümdarlarının hâkim oldukları ülkeler nedeniyle anadillerini muhafaza edip etmedikleri tereddütlere yol açmıştır. Bazı araştırıcılar Selçuklular döneminde sarayda ve orduda Türkçe konuşulduğunu kabul etmelerine rağmen bu konuda yeterli deliller ortaya koyamamışlardır. Bazı araştırıcılar ise Türkçe'nin kullanımını edebi eserlerle açıklamaya çalışmışlardır. Bu tebliğimizde Selçuklu hükümdarları ve orduda Türkçe konuşulması hakkında bazı destekleyici bilgiler ortaya koyarak, bu konuya bir ölçüde açıklık getirmeye çalışacağız.

An Early Chalcolithic Building From Köşk Höyük

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 45-76
Tam Metin
Excavations at Köşk Höyük, which were interrupted upon death of our dear colleague, Prof. Dr. Uğur Silistreli, have been re-initiated in the name of Niğde Museum in 1995. The architecture and small finds recovered by Prof. Dr. Silistreli during his excavations will be published in Köşk Höyük I final report which is under preparation by our team for his memory. The subject of the current article is a building with two phases and its finds which were uncovered in 1995-1996 seasons.

ROZEN, MINNA, A History of the Jewish Community in Istanbul, the Formative Years, 1453-1566, Leiden-Boston 2002, XV-414 Sayfa, Nâşri, Hollanda'daki Brill Yayınevi'dir. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 219-220
Türk toplumu içinde yer alan Musevi cemaati üzerinde çok sayıda yapılan araştırmalara bir yenisi daha katılmış bulunuyor. Hazırlayan en faal ve çok sayıda vesikanın meydana geldiği seneleri araştırması için sınırlamış, bu sayede en mühim kaynaklara ulaşabilme fırsatını yakalamıştır. Oniki bölüme ayrılan esere, kullanılan vesikalar, kaynakça ve dizin eklenmiştir. Böylece her bir araştırıcı için ilgi duyacağı konu ile ilgili bilgilere rahat ulaşması sağlanmıştır. Giriş kısmı, tarihi hâdiselerin birbirini takip ettiği sıra ile belirlenmiştir. Birinci kısım "Osmanlıların İstanbul'u fethetmesi ve Bizansın sonu" ile alâkalıdır (s. 1-15). Burasının bir medeniyetten öteki bir medeniyetin idaresi altına girmesi, Musevi toplumunu da yakından ilgilendirir.

THEOHARIS STAVRIDES, The Sultan of the Vezirs: The Life and Times of the Ottoman Grand Vezir Mahmud Paşa Angelovic (1453-1474), Brill-Leiden-Boston-Köln, 2001. 449 sayfa [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 211-214
Son 50 yıldır Osmanlı tarihi araştırmaları çok önemli aşamalar kaydetti. Artık Osmanlı tarihi sadece siyasi olayları ile değil, sosyal, ekonomik ve kültürel bakımdan da çok daha iyi biliniyor. Bununla birlikte Osmanlı tarih yazıcılığında prosopografik araştırmalar çok ihmal edilmiş bir çalışma alanı olarak göze çarpıyor. Halbuki Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihinin sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için olaylara yön veren tarihi şahsiyetler hakkında daha kapsamlı bilimsel çalışmalar yapılması ve onların tarihi olayların yön değiştirmesindeki rollerinin daha sağlıklı bir şekilde ortaya konulması elzemdir.

E. MARIENNE STERN, Roman, Byzantine and Early Medieval Glass 10BCE - 700 CE Ernesto Wolf Collection, Ostfildern 2001 [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 217-218
Eva Marienne Stern'in antik cam, özellikle Roma Dönemi cam buluntuları üzerine bir çok yayını bulunmaktadır.Yazarın bu çalışması, Ernesto Wolf Koleksiyonu'nun ikinci kitabıdır. Bir ortak çalışma olan ilk kitapta (E.M. STERN - B. SCHLICK NOLTE, Early Glass of the Ancient World 1600 B.C. - A.D. 50 Ernesto Wolf Collection, Ostfildern 1994 ), üfleme tekniği öncesine ait yaklaşık 1500 yıllık bir süreçte yapılmış olan cam eserlerin kataloğu yer almaktadır. Yine bir katalog çalışması olan bu son kitabında ise Erken Roma Dönemi'nden Geç Antik ve Erken Ortaçağ (IV. yüzyıl ortası - erken VIII. yüzyıl) dönemleri arasında yapılmış olan cam eserlerin tanıtımı yapılmıştır.