3775 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 3775
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 3775
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 270
- Osmanlı İmparatorluğu 172
- Türkiye 148
- Türkler 137
- Osmanlı Devleti 135
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 111
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 97
KEMALETTİN KÖROĞLU, Üçtepe I. Yeni Kazı ve Yüzey Bulguları Işığında Diyarbakır/Üçtepe ve Çevresinin Yeni Assur Dönemi Tarihi Coğrafyası
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 165-168
Özet
Gerçekte bir doktora tezinin bazı değişiklikler ve eklemeler yapılarak düzenlenmiş yeni biçimi olan kitapta, Diyarbakır ili Bismil ilçesinin 10 km batısındaki Üçtepe Höyüğü merkez olmak üzere, Yukarı Dicle Yöresi'nin Yeni Assur Dönemi (İÖ 1000-612) tarihi coğrafya sorunları ele alınmakta ve yeni öneriler sunulmaktadır. Kitap Önsöz, I. Giriş, II. Tarihi Coğrafya, III. Lokalizasyon Sorunları ve Yeni öneriler, IV. Sonuç, Summary, Conclusion, Bibliyografya ve Kısaltmalar, Yeni Assur Kronolojisi, Dizin ve Levhalar'dan oluşmaktadır. Kitaba arkeolojik bulgu olarak temel destek sağlayan Üçtepe kazıları ile Diyarbakır Bölgesi Yüzey Araştırmaları'nı gerçekleştiren ekibin başkanı olan V. Sevin tarafından kaleme alınmış bulunan Sunuş bölümünde, Diyarbakır Bölgesi'nde yapılmış Üçtepe kazılan ile buna koşut olarak geliştirilmiş yüzey araştırmalarının amacı, gelişimi, Anadolu ile Mezopotamya arkeolojisindeki yeri ve önemi vurgulanmıştır.
ÖMER DEMİREL, Sivas Şehir Hayatında Vakıfların Rolü: Osmanlı Vakıf-Şehir İlişkisine Bir Örnek, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara 2000, XI+209+31 sayfa levha ve resim
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 181-186
Özet
Diğer Orta ve Yakındoğu Türk ve İslam devletlerinde olduğu gibi, Osmanlı İmparatorluğu'nda da, devletin temel görevinin, egemenliği altında bulunan topraklarda güvenliği ve adaleti sağlamaktan ibaret olduğu bilinmektedir. Buna mukabil, bugün, genelde devlet tarafından yürütülen din, kültür, eğitim, sağlık ve diğer sosyal hizmetler toplumdaki varlıklı kimselerin kurmuş oldukları vakıflarca sağlanmış ve böylece dengeli bir toplum tesis edilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle, eski Türk toplum hayatına ilişkin yapılan her araştırmada vakıf müessesesiyle karşılaşılmaktadır. İşte burada, Cumhuriyet Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyelerinden Dr. Ömer Demirel'in, Osmanlı devri Türk toplumunun şehir hayatında vakıfların rolünü irdeleyen ve bu konuda bize yeni bilgiler sunan bir çalışması üzerinde durulacaktır.
PETER JACKSON, The Delhi Sultanate A Polidcal and Military History, Cambridge University Press
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 169-174
Özet
Delhi Sultanlığı (1206-1526), Türkler tarafından kurulan ve gerek İslam dininin gerekse Türk-İslâm kültür ve medeniyetinin yayılmasında birinci derecede rol oynayarak Ortaçağ Hindistanı'na adeta damgasını vuran bir devlettir. Kuruluşundan 1414 yılına kadar Delhi Sultanlığı'nı Türk kökenli hânedanlar (Muizzîler, Halacîler, Tuğluklular) idare ettiler. Bu dönem aynı zamanda bütün Asya kıtasını kasıp kavuran Moğol istilâsının yaşandığı yıllara rastlar. Türk idareciler Hindistan'da kurdukları bu devleti, içte yaşanan hanedan kavgalarına ve isyanlara rağmen gitgide artan Moğol tecavüzlerine karşı takip ettikleri akıllıca politikalarla korumaları yanında, XIV. yüzyıl başlarında Hindistan gibi çok geniş bir ülkeyi tek elden yönetilen merkezi bir devlet haline getirebilmişlerdi.
HOWARD CRANE, The Garden of the Mosques. Hafız Hüseyin alAyvansarayf's Guide to the Muslim Monuments of Ottoman Istanbul, Brill, Leiden. Boston. Köln 2000, XXXIV+635 sahife. Studies Islamic Art and Architecture, Supplements to Mılqarnas,
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 187-190
Özet
Ayvansaraylı Hafız Hüseyin Efendi İstanbul camileri hakkındaki Hadîküt'l-cevâmi' adlı eseri ile tanınan bir osmanlı yazarıdır. Babası Hacı İsmail Ağa IV. Mehmet'in kızı Hatice Sultan'ın teberdarlarının kethudası idi, 21 Haziran 1752'de vefat etmişti. Hafız Hüseyin Efendi kendisini Ayvansaray'da Toklu Dede mahallesinden Dergâh-ı Âli yeniçerileri sekbanlarının 15. Ortasına mensup, aynı zamanda aynı semtteki Toklu İbrahim Dede Mescidi imamı Halil Efendi'nin çömezi olarak tanıtır. Temmuz 1787'de ölmüştür. Muhtemelen babası ve üstâdı Halil Efendi gibi Toklu İbrahim Dede haziresinde defn olunmuştur.
RICHARD J. EVANS, Tarihin Savunusu, trc. Uygur Kocabaşoğlu, İmge Yayınları
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 175-180
Özet
1963 yılında telif ettiği bir makalesinde Türk tarihçiliğini bir yerlere oturtmaya çalışan İbrahim Kafesoğlu söz konusu makalesinde şuurlu bir tarih felsefesinin kurulmasının lüzumuna dikkat çekmiş, yine bu makalenin tamamlayıcısı bir başka makalesinde tarihin çağdaş usüller doğrultusunda incelenmesinin ve öğretilmesinin önemini vurgulamıştı. Bahaeddin Yediyıldız, E. Leon Halkın'ın tarih usûlüne dair kitabının tercümesinin Sunuş'unda, Türkiye'de tarih metodolojisiyle ilgili araştırmaların sınırlılığından yakınmış, Cumhuriyet döneminde konuyla ilgili üçyüz civarında makale, yirmiye yakın kitap telif edildiğini; kitaplardan yedisinin 1932-1954 arasında, birinin 1975'te, ondördünün ise 1980'den sonra; bunlardan da sadece altısının telif geriye kalanların ise tercüme olduğunu belirtmişti.
Turkey's Relations with Germany from the Conclusion of the Montreux Straits Convention up to the Outbreak of the Second World War
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 123-162
Özet
Tam Metin
Although most frequent mention must be made of the political relations, the special emphasis in the article lays on the economic cooperation between Turkey and Germany. For commercial and financial factors played a key role in shaping the Turkish-German relations in the second half of the 1930s. Turkey came to view the dominant German grip over its economy with much anxiety and looked to other powers to assist it in breaking the Reichsmark shackle. In the political field, the dynamics of Turkish-German relations often led Germany to seek a formal relationship which Turkey, for reasons of its own, did not grant. Throughout the study Ankara's attitude vis-a-vis Berlin evaluated in terms of its position within wider Turkish diplomatic strategy.
Studies on Turkish-Jewish histoly: political and social relations, literature and linguistics
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 163-164
Özet
1992 yılında iki büyük olayın yıldönümü Akdeniz âleminde çok sayıda eserin yaratılmasına yol açtı: Kristof Kolomb'un ilk Amerika seyahatinin yanısıra Musevilerin İspanya'dan çıkarılmaları ve bunların çok büyük bir kısmının Osmanlı Devleti egemenliği altındaki topraklara hicretidir. Şimdi elimizde bulunan bu kitap, her zaman Türk dünyası ile bir arada yaşama ilkesini edinen Musevilerin, uzun ve geniş bir zaman/mekânı kapsayan olayını incelemekte ve çok çeşitli konulara değinmekte ve bu arada çok değerli bio/bibliografik bilgiler de ihtiva etmektedir.
Saltanatın Kaldırılmasının İstanbul'daki Yankıları
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 95-122
Özet
Tam Metin
Büyük zafer kazanılmış ve İtilâf Devletleri ile 11 Ekim 1922'de Mudanya Mütarekesi imzalanmıştı. Bu büyük başarılar Türk Milleti'nin eseri idi. Artık Türk Milletinin gerçek temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, İtilâf Devletleri ile barış masasına oturabilirdi. Durum böyle olmasına karşın İtilâf Devletleri halâ İstanbul'da bir Padişah ve onun meşrû bir hükümeti varmış gibi hareket ederek, Lozan Barış Konferansı'na Ankara'nın yanında İstanbul'dan da temsilci gönderilmesini talep ediyorlardı(1).
Anonim Osmanlı Tarihi (1099-1116 / 1688-1704), yayına hazırlayan Abdülkadir Özcan, Türk Tarih Kurumu Yayınları
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 191-192
Özet
Defterdar Sarı Mehmed Paşa'nın Zübde-i Vekayiât adlı eserini yayına hazırlayarak Osmanlı Tarihi araştırıcılarına çok önemli bir hizmette bulunan Prof. Dr. Abdülkadir Özcan, yeni bir eseri daha tarih âlemine sunmuş bulunmaktadır. Prof. Özcan'ın da ifade ettiğine göre, Osmanlı Devleti'nin tarihi söz konusu olunca resmî arşiv belgeleri yanında bu tür vekayinâmeler de vak'anüvis tarihleri gibi çağdaş olup araştırıcıların güvenebileceği eserlerdir. Yayınlayan, anonim eser verenler hakkında "mevki ve ikbal gayesiyle yazılmamış olan bu eserlerin müellifleri, kendilerini gizlemişler, böylece yaşadığı devrin olaylarının sebep ve sonuçlarını, hiç kimseye hesap verme ihtiyacını duymadan, hissiyata kapılmadan ele alma ve gerçek yönleriyle ortaya koyabilme fırsatını elde etmişlerdir" gibi bir yorum getirmiştir. Buna farklı yorumlar da getirmek mümkündür. Eser ilk olarak Hammer'in dikkatini çekmiştir. Eserin tarihçiler tarafından pek kullanılmamış olmasının sebebi, yegâne nüshasının Berlin Devlet Kütüphanesi'nde bulunmasındandır.
Prof. Dr. Baki Öğün (1922-2001)
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 193-206
Özet
32 yıl birlikte çalıştığım hocam Prof. Dr. Baki Öğün'ün 11 Aralık 2001 günü aramızdan ayrılmasının hemen ardından, O'nun biyografisini yazmak görevi bana verildiğinde, içine düştüğüm dayanılmaz sıkıntının tarifini yapamam. Dile kolay! sevecen; özverili; alçakgönüllü; işbirlikçi; birleştirici; sebatkâr; kıskançlığın ve hoyratlığın değil, paylaşımcılığın ve hoşgörücülüğün örnek bir temsilcisi; her zaman sıcak tuttuğu içindeki kuva-i milliye ruhunu bir "aşı" gibi etrafındakilere enjekte eden ve bu yolla daha çok gelecek nesli yaratma çabası içindeki "hoca gibi hoca" ile birlikte dolu dolu geçirilen tam 32 yıl... "İnsan kaybetmek çok kolay, ama kazanmak çok zordur" felsefesini kendisine bir yaşam biçimi olarak seçerek kendi ekolünü yaratmayı becerebilen bu ender ve güzel insanın bedeni, bugün artık yok.