2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
  • Erdem
  • Büyük Otmarlar
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Basılı Tiyatro Eserlerindeki Muhteva ve Günümüz İnsanına Mesajları

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 313-328
"Mademki insanı anlatıyoruz, onun mutluluğu için yazacağız" diyen Sepetçioğlu'nun tiyatroları sevgi saygı üzerinedir. Yazarın basılı tiyatro eserlerinin sayısı altıdır. Yunus Emre adlı eserinde bir tasavvuf şairi olan Derviş Yunus'un bilinen menkıbelerden de hareketle manevî dünyası tanıtılır. Çardaklı Bakıcı'da kendisini evliya gibi gösterip insanları soyan bir kadının yaptığı oyunlar ele alınır. Köprü'de İslâmî-Türk kültürüyle yetişen Elif adlı bir müderris kızının en güçsüz anında maziden medet umarak hayatın zorluklarına tahammül gücü bulması konu edilmiştir. Son Bloklar, insan sevgisi ve sorumluluk bilinciyle dolu bir inşaat mühendisine, oynanan oyunlar, Büyük Otmarlar'da halkın inanma ihtiyacını kendi çıkarları için kullanan kurnaz kişilerin iktidar tutkusu uğruna işledikleri cinayetler, yaptıkları zulümler, Her Bizans'a Bir Fatih'te de İstanbul'un fethi ele alınmıştır. M. N. Sepetçioğlu, tiyatro eserlerinde, insana sevgi ve saygıyı yitiren, onları hiçe sayarak insanlık değerlerine yabancılaşmaya başlayan kişi, sistem ve yöneticilerin başarısız olacağı mesajını verir.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Tragedya Yazarlığı ve Büyük Otmarlar

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 329-340

Mustafa Necati Sepetçioğlu, Türk tarihini romanlaştırması yanında tiyatro eserleriyle de Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunmuştur. Özellikle Her Bizans'a Bir Fatih ve Büyük Otmarlar adlı eserleriyle tragedya türünün Türk edebiyatındaki temsilcileri arasındadır.

Tragedya türünün Üç Birlik Kuralı'na uygun olarak yazılan Büyük Otmarlar'da olay, Âsurya adlı hayalî bir ülkede geçer. Oyunda, gücünü "Ulu Bekçi" adlı bir heykelden alan, kendini kutsallaştırarak halkı sömüren, otoritesini sihir ve kehanetlerle pekiştiren yönetici ile hak ve adalet düşüncesini temsil eden insanların savaşı anlatılır. Yönetime geçmek üzere olan oğul, halkı korkutmaya ve sindirmeye dayalı yöneticilik anlayışını reddeder; ancak bu davranışın bedelini hayatıyla öder. Halkın içinden erdem ve irade sahibi kimseler, mevcut yapıyı ortadan kaldırır. Böylece Âsurya'da yeni bir dönemi başlatırlar