6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
  • Erdem
  • Ethics
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Klasikten Moderne Tiyatro Yazarının Etik Duyarlığı

Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 73-82
Tiyatro tarihi incelendiğinde klasik olarak değerlendirilen oyunların yazarlarının etik duyarlık sahibi oldukları görülür. Bu oyunlarda, insan ilişkileri ve bu ilişkileri yönlendiren değer yargılan irdelenmiş, seyircide ve okuyucuda kendini ve çevresini tanıma, özeleştiri yapma, doğrulan arama isteği ve bilinci uyandınlmıştır. Tragedya türü oyunlarda oyunun omurgasını oluşturan kahramanın eylemi seyirciyi, bu eylemin amacı, ugulama yöntemi, beklenen ve beklenmeyen sonuçlan ve bütün bunlan etkileyen değer yargılan üzerinde düşündürür. Antik Yunan tragedyalan insana her yeni durumda yeniden düşünme, yeniden değerlendirme alışkanlığı aşılayan oyunlardır. Aiskhylos'un, Sophocles'in tragedyalannda, oyun kahramanının ölümcül bir tehlikeyi göze alarak yaptığı seçim ideal olan değerleri yüceltirken, yıkımına neden olan trajik hatası uygulamanın yöntemi üzerinde düşündürür. Shakespeare tragedyalannda ise doğru ile yanlışın, iyilikle kötülüğün aynı kaynaktan beslendiği görülür. Bu değer karmaşası ortamında kahramanın tutumu irdelenmiş, yanlış kararlann ruhsal ve toplumsal nedenleri üzerinde durulmuştur. William Shakespeare'in tragedyalan insanı haklı ve haksız eylemler, önlenebilir ve önlenemez durumlar üzerinde çok yönlü düşünmeye çağıran oyunlardır. Çağdaş tiyatro oyunlannda toplumdaki değer karmaşasına bir anlam verme çabası görülmektedir. Anton Çehov'un, Arthur Miller'in oyunlannda gözlemlediğimiz, bireyin herşeye rağmen onurunu koruma çabası, günümüz oyunlannda eylemsizliğe ve giderek teslimiyete dönüşmüştür. Samuel Beckett'in, Harold Pinter'in oyunlannda kaynağı belirsiz bir tehlike sezgisi ve saçmalık bilinci yaşanır. Bu oyunlarda gözlemlenen umarsızlık, seyirciyi siyasal ve ekonomik sistemdeki etik boşluk konusunda uyarma işlevini yerine getiriyor ve bizi bu sistemin ürettiği değer yargılan üzerinde yeniden düşünmeye çağınyor.

Etik, Bilimlerdeki “Derin” Etik ve Felsefenin Etik' i

Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 1-26

Ahlaki Değerler Felsefesi olarak felsefe etkinliğinin bir dalı olan Etik'te, değişik felsefe okulları / yaklaşımları arasında belki bu etkinliğin öteki dallarında olduğundan daha büyük ayrılıklar bulunmaktadır. Bilimsel felsefe okuluna bağlı bir felsefeci olarak yazarınıza göre bu felsefe dalının temel kavramı 'ahlaki değerlerimiz'dir; biz bunlan, "bireyler ve bireyle toplum, birey-devlet, toplum-devlet vb. (giderek insan öteki varlıklar ve tüm doğal çevre) arasındaki her türlü ilişkide tutum ve davranışlarımızın / eylemlerimizin ne ya da nasıl olması konusundaki istek ve dileklerimiz" olarak tanımlayabiliriz. Yüksek öğrenime dayanan uğraş alanlarının ahlaki değer sorunlarının incelendiği dallan ise, felsefedeki etik'in bu uğraşlar içindeki "farklılaşmış uzantıları" olarak görebiliriz.

Temel bilimleri de içine alacak biçimde, tüm akademik alanlar anlamındaki "bilim"in ahlaki değer sorunlarının felsefe açısından incelendiği "bilim etik"inin sahtecilik, uydurmacılık, aşırmacılık gibi olağan sorunlarının yanında, genelde onun kapsamına alınmayan, ancak genelde kişiler arası ilişkileri daha doğrudan ilgilendiren "derin" ahlaki sorunlar da vardır. Tek başına bir akademik alan kümesi oluşturan felsefenin ahlaki değerlerimiz yönünden sorgulanması ise, onun evrimi boyunca belki tümüyle boşlanmış bir konu olarak burada ele alınacaktır. Kuşkusuz bu sorgulamanın yapılmamış olmasının da bir sonucu olarak felsefe etkinliğinde şarlatanlık konusu da, neredeyse hiç gündeme getirilmemiştir. Bu sonuncusu burada incelenirken, yerine göre onun bir örneğini oluşturabilen "etik danışmanlık" konusuna da yer verilecektir.

Etik, Tıp Etiği, Tep Etiği İlkeleri Ve Hasta Hekim İlişkilerinde Etiğin Yeri

Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 27-72

Etik ahlak felsefesi anlamına gelir ve tıp etiği ise hekim-hasta ilişkilerinin etik yönlerini inceler. Bilindiği gibi etiğin uygulamalı etik, tıp etiği, biyoetik, sosyal etik vs.gibi çeşitleri vardır. Bunlardan tıp etiği hekim-hasta ilişkilerinde bazı kurallar ve ilkelere sahiptir. Bugünün en önemli tıp etiği ilkeleri, adalet, aydınlatılmış onam, yararlılık, zarar vermeme, gizliliğe saygı gibi ilkelerdir.Bu ilkeleri uygulayan bir hekim, hastasına saygılı bir kişidir.

Bilindiği gibi, hasta haklan, bugün dünyada ve Türkiye'de yasalar ve bildirgelerle düzenlenmiştir. 1994'de Avrupa'da Hasta Haklannın Geliştirilmesi Projesi hazırlandı ve Türkiye'de Hasta Haklan Yönetmeliği 1998'de yayınlandı. Bu yönetmelikte hastalann çeşitli haklan belirtilmekte ve böylece tıp etiği ilkelerinin uygulanması sağlanmaktadır. Bugün Türkiye'de hastahanelerde kurulan hasta haklan bürolan, hastane etik kurullan da hastalann haklannın korunması için çalışmaktadırlar. Bütün bu kurallann ve ilkelerin arasında en önemli olanı da aydınlatılmış onam ilkesidir ve bunda hasta özerkliğinin korunması önemlidir. Hastanın uygulama ve tedavilerde özgür bir kişi olarak karar vermesi bugünün tıp etiği açısından çok önemlidir. Bu bakımdan tıp etiği ilkeleri önem kazanmakta ve hasta - hekim ilişkilerinde önemli bir yere sahip bulunmaktadır.

Bu çalışmada, etiğin anlamı, önemi ve tıp etiği ilkelerinin hasta-hekim ilşkilerindeki yeri belirtilmekte ve bazı sonuçlara vanlmaktadır.

Etik ve Yaşamın Anlamı

Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 147-160
Bu yazıda ilk önce etiğin temel dallarını tanıtıyoruz. Bu bağlamda normatif etik kuramlarını oluşturan yükümlülük etiği ile değer etiği kuramlarının ve meta-etik kuramlarının bir sınıflaması veriliyor. İkinci olarak da etikle yakın ilişkili olan "yaşamın anlamı ne olmalıdır?" sorusuna bir yanıt önerisi getirilmeye çalışılıyor. En sonda da bu yanıtın etik kuramlar ile olan ilişkisine kısaca değiniliyor.

Tıp ve Etik

Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 103-118
Ahlak felsefesi ile eş anlamlı olan etik, Yunanca "Ethos" kelimesinden türetilmiştir. Hekimlik çok boyutlu bir meslektir ve malzemesi "insan" olan hekimin çok yönlü olmasını zorunlu kılmaktadır. Tıp, özü itibariyle ahlaki bir faaliyet de olup, doğru davranışın bilinmesini ve tartışılmasını da gerektirmektedir. Tıbbın temel hedefi, bilimsel bilgiyi ve teknolojiyi kullanarak insan sağlığını korumak ve bozulan sağlığın yeniden kazanılmasına yardımcı olmaktır. Tıp dünyasında "sağlıklı yaşama hakk f'nın kullanılması sırasında ortaya çıkabilecek bütün problemler etik tartışmanın konusuna girmektedir. Makalede, hekimin hastayı tedavi etmesi sırasında tıbbi etiğin karşı karşıya geldiği problemlerden örnek vakalar (gebeliğin sonlandınlması, Yehova şahidine kan nakli, ağır yanık hastasının çektiği ızdıraplann dindirilmesi) tartışılmıştır. Ayrıca tabbi yardım sırasında kaynak kısıtlılığı, sağlıkta eşitsizlik, bioetik, sorumluluk, hekimin ödevi hasta-hekim ilişkisi vb. üzerindeki tartışmalarla okuyucu bilgilendirilmeklerdir.

Bilimsel Faaliyet ve Etik

Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 173-180
Bu makalede, bilginin tanımıyla, bilimsel bilgi, bilimsel faaliyetin rasyonalite teorileri/metodolojileri ve üniversiteler arasındaki ilişki irdelenmektedir. Bu irdeleme çerçevesinde, bilginin elde edilmesi ve haklı gösterilmesi uğraşısında normatif değerler olarak karşımıza çıkan metodolojik kriterlerin, hem epistemolojik faaliyette hem de genel olarak üniversitelere, özelde de üniversitelerin nasıl yapılanmaları ve başarılarının nasıl tespit edilmesi gerektiğine dair etiksel kriterler olarak da nasıl tezahür ettikleri ortaya konulmaktadır. Günümüzde, bilgiyi bir ürün olarak gören hakim epistemolojik tavnn etiksel kriterlerinin, üniversitelere dair negatif sonuçlarına dikkat çekilerek, yeni bir epistemolojik tavnn geliştirilmesi gerekliliğine işaret edilmiştir.