Kahramanmaraş Kentinde Tarihsel Konutlar ve Turizm
Erdem · 2021, Sayı 81 · Sayfa: 63-92 · DOI: 10.32704/erdem.2021.81.063Tarihi Coğrafya ve Kültürel Miras
Erdem · 2018, Sayı 75 · Sayfa: 99-120 · DOI: 10.32704/erdem.496740Ülkemizin konumu, sahip olduğu coğrafi özellikleri ve iskân tarihinin çok eskilere dayanmasından dolayı, sadece doğal güzellikleri ile değil, geçmiş toplum ve medeniyetlerden kalan değerler açısından da çok çeşitli ve zengin bir potansiyeli bulunmaktadır. Sadece görünür vaziyetteki kültürel mirasıyla bile adeta "açık hava müzesi" niteliğindeki Türkiye, bu haliyle kültürel miras araştırmaları açısından büyük gelişmelere açıktır.
Günümüzde çok sayıda disiplin, kültür ve kültürel miras ile bağlantılı araştırmalar yürütmekte ve bu konuya çok çeşitli açılardan yaklaşmaktadır. Bunlar arasında tarih ve coğrafya eskiden beri ilk akla gelen disiplinler arasında olup ülkemizdeki hâliyle tarih geçmişteki; coğrafya ise günümüzdeki kültürel konulara yoğunlaşmış görünmektedir. Dolayısıyla, tarihi derinliği olmadan mekânsal araştırmalar yapan coğrafya ile çoğunlukla mekânsal açıdan konuya bakmadan geçmişi ele alan tarih disiplini arasında kalan tarihi coğrafya, bu bağlamda çok daha geniş bir bakış açısına sahiptir.
İnsanın tüm faaliyetleri mekân üzerinde gerçekleştiğinden, mekân temelli bir disiplin olan coğrafyada kültür son derece önemli bir yer tutmaktadır. Tarihi coğrafya ve miras ise, doğrudan geçmişe atıf yaptığından, kültürel miras konusu da tarihi coğrafyada benzer bir konuma sahiptir. Üstelik kültürel mirasın tamamı mekân üzerinde yer aldığından, geçmiş mekân araştırmasını odağına alan tarihi coğrafya, kültürel miras çalışmalarında ayrıca dikkat çekmektedir. Bu noktadan hareketle, eğitim ve bilim hayatımızda gerekli düzenlemeler yapılarak, tarihi coğrafyada yeterli araştırmacı ve uzman yetiştirilmeli, diğer disiplinlere mensup uzmanlarla birlikte ülkemizin zengin kültürel mirası, süratle bilim camiası ile kültürel turizm ve diğer kullanıcıların hizmetine sunulmalıdır.Kültürel Mirasın Gelecek Kuşaklara Aktarılması ve Tanıtımında Yazma Eser Kütüphaneciliği
Erdem · 2018, Sayı 74 · Sayfa: 99-113 · DOI: 10.32704/erdem.450104Kültürel miras, medeniyet tarihi boyunca yaşamın her kesitine ve alanına dair ürünlerinden geleceğe intikal değeri taşıyanlarını ilgilendiren
oldukça kapsamlı ve yoruma açık bir kavram olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Bu ürünler ya da üretim; geçmişi doğru algılamamıza, yorumlayabilmemize dayanak oluşturan önemli tecrübe, birikimlerden yararlanabilmemizi de olanaklı kılmaktadır. Kapsam insanlığın ortak
geçmişi olduğunda ise kültürel miras ürünleri bir yönüyle ait oldukları medeniyeti temsil ederken diğer yönüyle tüm insanlığın ortak birikiminin tamamlayıcı parçaları olarak evrensel bir değer taşımaktadır. Yazma eserler kültürel miras yelpazesinin orijinal yazın ürünleri olarak, aslında geçmişteki kodlarımızı bize en iyi tanıtan bir birikim / külliyat ve ecdat emanetidir. Yeni nesil ile tanıştırma ve geleceğe intikalini sağlama sorumluluğunu üstlenmemiz gereken bu kaynaklar, nadir ya da tek nüsha olmalarından kaynaklanan değerlerinin yanı sıra sahip
oldukları bilgi / içerik ve sanatsal özellikleriyle de özel bir ihtisası / ilgiyi fazlasıyla hak etmektedir. Kültürel mirasın bu önemli kaynaklarını
uluslararası standartlarda tanımlamak ve tanıtımını sağlayabilmek basılı kaynaklara oranla daha zahmetli ve işbirliği içinde yürütülmesi gereken bir bilimsel çalışmayı zorunlu kılmaktadır. Bu nedenledir ki kütüphanecilik biliminin içinde yazma eser kütüphaneciliği de ayrı bir uzmanlık dalı olarak görülmelidir. Yazma eser kütüphaneciliğinin kültürel miras ürünleri olan yazma ve nadir eserlerimizin geleceğe aktarımı ve tanıtımında ne denli stratejik bir rol oynadığının tartışıldığı çalışmada aynı zamanda yıllardır süregelen birtakım yanlış algı ve uygulamalara da değinilecektir.
Yeni Medyanın Kültürel Miras Konulu Uygulamaları
Erdem · 2017, Sayı 73 · Sayfa: 89-110 · DOI: 10.32704/erdem.471009Yeni medya, kültürel miras alanında kısmen yeni bir ortamdır. Yeni medya genellikle dijital ve teknolojik tabanlı bir alternatif olarak kabul edilir. Yeni medya kavramının kültürel miras alanında daha iyi anlaşılması kültürel miras unsurlarının korunması, canlandırılması ve yönetimi açısından yeni ve dinamik olanaklar yaratır. Kültürel miras unsurları yeni medyanın öznesi olduğunda, yeni medya uygulamalarının geliştirilmesinde her iki alanda da uzmanların ortak çalışması gereklidir. Yeni medya uygulamaları arkeoloji bilimi ile koruma ve onarım ilkelerine göre yapılandırılmazsa, kültür mirasına konu olan eserler kolaylıkla manipüle edilebilir ve kullanıcılar yanlış yönlendirilebilir. Çalışmada, kültürel miras alanında uygun ve etkin yeni medya uygulamalarının geliştirilebilmesine yönelik önerilerin sunulması amacıyla yeni medya kavramı ile arkeolojik sit alanlarında ve yapılarda son dönemin popüler uygulamaları incelenmiştir. Yeni medya uygulamalarının amacı, öznesi olan kültürel miras ve kullanıcı üzerindeki etkisi olarak üç bileşen belirlenmiş ve bu bileşenler bazında yeni medyanın kültürel miras alanındaki uygun kullanımı değerlendirilmiştir. Bunun yanı sıra, bugün bazı tanımlara göre eski medya ortamları olarak kabul edebileceğimiz analog medyalarının dijital değerlere dönüştürülerek melez metotlarla, kültürel miras alanında uygulanabileceği olasılığı da belirtilmiştir.