6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Erdem
  • Story
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Ramazan Dikmen'in Hikâyeleri ve Modern Dünyanın Öğütücülüğüne İtiraz

Erdem · 2020, Sayı 78 · Sayfa: 61-78 · DOI: 10.32704/erdem.749069
Yaşamın temel eğilimlerinden biri, insanın kendini, muhitini ve yerküreyi anlamlandırma girişimidir. Bazı zümreler ise tanıyı koymakla yetinmeyerek kendi bulgularını kamuyla veya okurla paylaşmayı tercih eder. Bu bağlamda her özgün görüş, hali hazırdaki tezlere antitez olma potansiyeli taşımaktadır. Moderniteye muhalif bir çizgide ve eleştirel yaklaşımlarla hikâye kaleme alan Ramazan Dikmen, geleneksel doktrinlerden ve kadim bilinçten yana bir yaklaşım içindedir. O, ülke ve dünya ölçeğinde yaşanmakta olan medeniyet krizini tüm çıplaklığıyla metinlerine yansıtmaya gayret ederken sahip olduğu duygu yüklü söylemle bireyin salt rasyonel akılla ve faydacı tavırla yaratılış melekelerinden yoksun kalacağını düşünmektedir. Akıl, ancak sezgi, bilinç, hassasiyet ve merhametle insan yaşamına değer katabilir. Aksi takdirde modernizm ve sermaye, çağdaş insanı alenen tehdit eden bir urdan farksızdır. Dolayısıyla tahakkuk etmekte olan zamanın kötücül ve netameli ruhuna getirilecek itiraz, kaçınılmaz olacaktır. Ramazan Dikmen'in hikâyeleri bu yönüyle birer hesaplaşma metnidir. Bu hesaplaşmalar bireyselliğe de toplumsallığa da açıktır. Dikmen, ihtiyaca göre ironik üsluba başvurabildiği gibi dolaysız anlatma ve gösterme becerilerinden de yararlanmıştır. Kahramanların hatrı sayılır bir miktarı isimsizdir. Nitekim kimlik ve duruş, isimden önce gelir. Yazar, farklı yapısal denemelerde ve teşebbüslerde bulunur. Bilindik, standart ölçülerin yanında yeni ve alternatif biçim modelleri sunar. Ramazan Dikmen'in hikâyelerinde yüklü miktarda ve çaresiz bir karamsarlık hâli olmadığı gibi romantik olgularla bezeli bir dünya tasavvuru da mevcut değildir. İnsanoğlu ve yeryüzü, farklı kanallarla mütemadiyen istila halindedir. Çekilen ve çekilmekte olan acı ve ıstıraplar ötelenir fakat unutturulmaz, bilhassa hatırlatılır. Bu doğrultuda kişiye dayanak olan insani normlar devreye girer. Yanyana ve temas halindeki iki insan birbirini çürütebildiği gibi diriltebilir de. Dostlukları inşa eden husus, mezkûr dirilişler ve çıkarsız etkileşim halleridir. Yapıcı ve ıslah edici müşterek temenniler, Ramazan Dikmen'in hikâyelerindeki olay örgüsüne yön verir. Ramazan Dikmen'e göre performans toplumu, kanaatin geri planda kalmasına zemin hazırlar. İlaveten kargaşa ve kaos ânında insanı teskin eden, özel uğraş ve ihtimamla müşahhas bir karaktere bürünen "yuva"ların apartlara evrimi kaygı verici boyutlardadır. Ancak yeryüzündeki ideal ve ilkeli tiplemelerin varlığı, eşya ve mekânın yitirilmesine set çekecektir. Bu çalışma, Ramazan Dikmen'in hikâyelerindeki insani ve kültürel yozlaşmanın farklı boyutlarına değinmeyi hedeflemektedir. Ayrıca kolektif hafızanın unutma tehlikesi yaşadığı, kuşatıcı niteliğiyle daima evrenselleşme temayülü gösteren ulvi değerler de irdelenecektir.

Yazarın Niyeti Işığında Bir Bağlam Çözümlemesi: “Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi”

Erdem · 2018, Sayı 74 · Sayfa: 63-77 · DOI: 10.32704/erdem.450087
Tam Metin

Ziya Osman Saba (1910 - 1957), Yedi Meşale Topluluğunun kurucularından biri olarak tanınmıştır. Asıl ününü şiirleri ile kazanmış olmasına rağmen onun hikâyeleri de dikkate değerdir. Çocukluğu ülke için oldukça buhranlı senelere tekabül etmesine karşın dedesinin konağında bütün bu bunalımdan uzak mutlu ve huzurlu bir ortamda geçmiştir. Ancak, annesinin ölümü ve onu takip eden bir dizi sıkıntı ile birdenbire büyümek zorunda kalmıştır. Bu bakımdan Saba'nın hem şiirleri hem hikâyeleri çocukluğunun mutlu, huzurlu aile ocağına duyulan özlemle bir iç çekişi yansıtır. "Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi" yazarın ilk eşinden boşandığı ve mutlu bir yuvanın özlemini duyduğu bir dönemde kaleme aldığı hikâyesidir. Yazarın bu özlemi, hikâyenin bağlamına yerleştirdiği niyet ile ilgili değerler vasıtasıyla çözümlenmeye çalışılacaktır. Hikâyede yazarın asıl niyeti çözülmeye çalışılacak ve niyetini ifade etmek için anlatım değerini kurgusuna yerleştirme biçimi irdelenecektir. Hikâyeye anlatım değerleri açısından baktığımızda sadece işinden çıkıp vitrinleri seyrederek yürüyen ve yolu bir fotoğraf stüdyosuna varan kahramanın fotoğraf çektiremeden stüdyodan çıkışını görmekteyiz. Ancak hikâyeyi yazarın niyetini açığa çıkaran ifadeleri açısından okuduğumuzda, hikâyede yazarın yaşamına ilişkin ipuçlarıyla
anlam kazanarak açılan katmanları görebilmekteyiz.

Kısa Kısa [Küçürek] Öykünün Tanımı, İmkânları ve Sorunları

Erdem · 2013, Sayı 65 (Küçürek Öykü Özel Sayısı) · Sayfa: 1-10
Tam Metin
20. yüzyılın sonlarında edebiyat dünyasında yerini alan kısa kısa [küçürek] öykü, öykünün bir alt türü olarak görülmektedir. Ancak, isimlendirilmesinde ve tanımlanmasında anlaşmazlıklara ve farklılıklara rastlanmaktadır. Küçürek öykünün modern hayatın hızının neden olduğu bir ihtiyaçla yazıldığı ve okur tarafından bu nedenle tercih edildiği gündeme gelmektedir. Bu makalede öncelikle tanım, adlandırma sorunları ve küçürek öykünün nasıl bir motivasyonla yazıldığı üzerinde durulmuştur. Daha sonra da küçürek öykünün özellikle şiir ile benzerliklerine ve problemli ilişkileri bağlamında ortaya çıkan sorunlara değinilmiştir.

Peyami Safa Öykücülüğüne Tematik Bir Yaklaşım

Erdem · 2012, Sayı 62 (Peyami Safa Özel Sayısı) · Sayfa: 83-98
Tam Metin
Daha çok romancılığı ile tanınan Peyami Safa, öykü türünde de çok sayıda eser vermiştir. Peyami Safa'nın edebiyat dünyasınca adının duyulmasının gazetelerde yayımladığı öyküleriyle olduğu hatırlanırsa, yazarın öykücülüğünün onun edebi portresini daha iyi anlamamızı sağlayacak nitelikte olduğu dikkat çeker. Yıllar sonra vereceği eserlerinin çekirdeğini oluşturan öyküleri, daha çok insanların şehevi arzularını ön plana alan aşk temasına yönelmiştir. Bunun dışında, ölüm, yoksulluk, hastalık, hırsızlık, savaş, ahlaki yozlaşma gibi temalarda da öyküler yazmıştır. Makalemizde; Peyami Safa'nın öykülerinde işlediği konular yazarın metinlerinden örnekler verilerek incelenmeye çalışılacaktır.

“Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi”nden, Değişen İstanbul’a Ziya Osman Saba’nın Hikâyeleri ve Hikâyeciliği

Erdem · 2011, Sayı 59 · Sayfa: 145-168
Tam Metin
Bu makalede, Ziya Osman Saba'nın hikâyeciliği ve hikâyeleri üzerinde durulmuştur. Çalışmamızda; Ziya Osman Saba'nın hayatı, şairliği ve şiir kitapları ile hikâyeleri ve hikâyeciliği hakkında bilgiler verilmiştir. Daha sonra bu hikâyeler vaka, şahıs kadrosu, mekân, zaman, tema, anlatım ve bakış açısı başlıkları altında incelenmiştir. Sonuç bölümünde ise, incelenen başlıklardan hareketle Ziya Osman Saba'nın hikâyeciliği ve Türk Edebiyatındaki yeri hakkında bir yargıya varılmıştır.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Hikâyeleri Üzerine Genel Bir Değerlendirme

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 353-380
Türk edebiyatında daha çok tarihî romanları ile bilinen Mustafa Necati Sepetçioğlu aynı zamanda bir hikâye yazarıdır. Zira, Sepetçioğlu'nun ilk kalem tecrübeleri hikâye vadisinde olmuştur. O, her ne kadar 1970'li yıllardan sonra daha çok roman yazsa da Sepetçioğlu'nun edebî hayatının ilk safhasında hikâyenin önemli bir yeri vardır. Sepetçioğlu'nun iki adet hikâye kitabı bulunmaktadır. Bazı hikâyeleri de çeşitli dergi ve gazete sayfalarında kalmıştır. Tebliğimizde söz konusu hikâyeler; tema, öykü unsurları, anlatım teknikleri açısından incelenmiştir. Bunun yanında bir giriş mahiyetinde yazarın hikâye, hikâyeci ve hikâyecilerimiz hakkındaki düşüncelerine de kısaca yer verilmiştir.