2 sonuç bulundu
Dergiler
- Erdem 2
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
- Hamam 2
- Aristoteles 1
- Bath 1
- Bitlis 1
- castle 1
- excavation 1
- hammam 1
- Kale 1
- Kazı 1
- Nekahet Dönemi 1
Bitlis Kalesi’nde Bulunan Sinan Bey (Kale) Hamamı Ve Rölöve Çalışmaları Üzerine Bir Değerlendirme
Erdem · 2021, Sayı 80 · Sayfa: 161-196 · DOI: 10.32704/erdem.948934
Özet
2004-2005 yılı arkeolojik kazıları sonucunda gün yüzüne çıkarılan Sinan Bey (Kale) Hamamı, Bitlis Kalesi’nde merkeze yakın bir konumda yer almaktadır. Ortaya çıkarıldığı günden bu yana hamama koruma amaçlı bazı basit müdahaleler yapılmış, ancak tam anlamıyla tahribatın önüne geçilememiştir. Özellikle örtü öğeleri ile su depolarının duvarlarındaki çökme tehlikesi her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle 2019 yılı kazı çalışmaları kapsamında restitüsyon ve restorasyon öncesi rölöve çizimlerinin yapılmasına karar verilmiştir. Bunun için yapı ilk olarak yerinde incelenmiştir. Devamında Cors ve Total Station aletleri ile referans noktalar alınarak yapının harita üzerindeki konumu işaretlenmiştir. Mekânların zemin seviyeleri farklı olduğundan çizgi lazer aleti yardımıyla 0.00 kot seviyesi belirlenmiş olup plan ölçümleri aynı kot üzerinden alınmıştır. Krokiler üzerinde gerekli ölçüler alındıktan sonra bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Total Station ile plan, kesit, görünüş için bütün noktaların ölçümü yapılmıştır. Yapı bütünüyle fotoğraflanmış, kesit ve cephelerdeki malzeme ve hasar detaylarının ayrıntıları için Agisoft Photoscane, Adobe Photoshop ve Autocad gibi programlardan faydalanılmıştır. Elde edilen ölçü ve verilerle bu programlar kullanılarak, rölöve projesinin çizimleri hazırlanmıştır. Hazırlanan rölöve çalışması daha sonra ilgili kurul tarafından onaylanmıştır. Soyunmalık, ılıklık, sıcaklık ve külhan bölümlerinden oluşan hamam arşiv belgelerine göre 1534 ile 1540 yılları arasında Bitlis Sancak Beyi Sinan Bey tarafından yaptırılmış bir vakıf eseridir. Osmanlı arşivinde ulaşılan yeni belgelerde, 1540 yılına ait Tapu Tahrir Defteri ve diğer arşiv kayıtlarında, hamamın kale içerisindeki Sinan Bey tarafından inşa edilen mescide gelir getirmek üzere inşa edilmiştir. Sinan Bey Mescidi’nin yıllık geliri 4900 akçe olarak kayıtlara geçmiştir. Bu 4900 akçenin de 3600 akçesi kalede bulunan hamamdan, 580 akçesi ise hamam ile mektebin yakınında bulunan iki göz mahzenden elde edildiği yazılıdır. Hamam, sıcaklık mekânına göre iki köşe halvet hücreli olup Klasik Türk Hamam mimarisinin özelliklerini yansıtmaktadır. Duvarlarda taş, kubbe ve kubbeye geçişlerde tuğla malzeme kullanılan yapıda süsleme öğelerine rastlanmaz. Sıcaklık, hela ve halvet hücreleri kubbe ile diğer kısımlar ise tonoz örtülüdür. Soyunmalık kısmında sadece beden duvarları ve kapı açıklığı günümüze ulaşırken, asıl hamam kısmının örtü öğeleri olan kubbe ve tonoz yüzlerine açılan fil gözleri ile iç mekân aydınlatılmaktadır. Bu çalışmada, yeni belgeler ışığında, hamamın banisi ve yapım yılının ortaya çıkarılmasının yanında yapılan rölöve çalışmaları hakkında bilgi verilmesi amaçlanmaktadır.
Antik Dönem Tıbbının Müntahab-ı Şifa’da Tezahürü
Erdem · 2020, Sayı 78 · Sayfa: 1-22 · DOI: 10.32704/erdem.749007
Özet
Hacı Paşa ismiyle de bilinen Hekim Celâlüddin Hızır'ın yazmış olduğu Müntahab-ı Şifâ adlı eser, Anadolu'da yazılmış ilk Türkçe tıp kitapları arasında yer almaktadır. Yaptığı çalışmalar ve yazdığı kitaplarla tıp bilimine büyük katkıları olan Hacı Paşa, Müntahab-ı Şifâ'yı, Arapça yazdığı Şifâü'l-Eskâm ve Devâü'l-Âlâm isimli tıp kitabını özetleyip, Türkçe'ye çevirerek oluşturmuştur. Müntahab-ı Şifâ'nın temelini teşkil eden Şifâü'l-Eskâm ve Devâü'l-Âlâm'ın, Hacı Paşa'nın bizzat kendi el yazısıyla yazdığı nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'ndedir. Hacı Paşa bu eseri Aydınoğlu İsâ Bey adına Arapça olarak 14. yüzyılda kaleme almıştır. Şifâü'l-Eskâm ve Devâü'l-Âlâm temelde; teorik ve pratik tıp bilgileri, yiyecekler- içecekler ve ilaçlar, organların ve tüm vücudun hastalıkları ile tedavileri olmak üzere dört bölümden meydana gelmiştir. Hacı Paşa, Müntahab-ı Şifâ'yı takdim ederken, bu kitabı hekimin bulunmadığı bir yerde halkın da kitabı anlayıp, gerekli tedavilere kısmen de olsa başvurabilmeleri için sade bir şekilde hazırladığını belirtmiştir. Bunun için de kitapta karmaşık tıbbi anlatımlardan kaçınmıştır. Şifâü'l-Eskâm ve Devâü'l-Âlâm'ın özeti olan Müntahab-ı Şifâ adlı eser üç ana bölümden (bahs) oluşmaktadır. Birinci bölüm; tıp bilgileri ve tıbbın amacının detaylı bir şekilde anlatıldığı iki alt bölüme (teorik ve pratik kısımları) ayrılmıştır. İkinci bölümde; tedavi amaçlı kullanılacak gıdalar, şerbetler ve ilaçlar listelenmiştir. Üçüncü ve son bölümde; hastalık sebepleri, belirtileri ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılacak ilaçların terkipleri detaylıca açıklanmıştır. Müntahab-ı Şifâ vasıtasıyla, temelinde Antik Dönem düşünürlerinin prima materialarının yer aldığı ve zamanla geliştirilerek Antik Dönem tıbbının hastalık, iyileşme ve sağlık halinin dengede olma ölçütü olan Humoral Patoloji Teorisi'nin Hacı Paşa tarafından da baz alındığı görülmektedir. Hacı Paşa, ekseriyetle kendi tıbbi uygulamalarını aktararak yazdığı Müntahab-ı Şifâ'yı oluştururken, yararlandığı Antik Dönem'in batılı ve Ortaçağ'ın doğulu seçkin hekim ve bilginlerinin isimlerini bilhassa açıklamıştır. Aristoteles, Hippokrates, Ephesoslu Rufus, Galenos, bu eserde alıntı yaptığını belirttiği Antik Dönem batı tıbbının ünlü hekimlerinden bazılarıdır. Hacı Paşa, bu hekim ve bilginlerden birtakım hastalıkların tedavi yöntemleriyle ilgili alıntılar yaptığını ve bu özel tedavi metotlarını önermeden önce hastalar üzerinde uyguladığını üstünde durarak açıklamıştır. Hacı Paşa, bu tedavi yöntemlerini aktarırken de öncelikli olarak formülünü hangi hekimden aldığını söylediği basit ve karmaşık ilaçların terkiplerini, bunların hangi hastalıkların tedavisinde ve nasıl tatbik edileceklerini detaylı olarak belirtmiştir. Bu çalışmada, Müntahâb-ı Şifâ'nın içeriğindeki teorik ve pratik bilgiler, Antik Dönem batı tıbbının bilgileriyle karşılaştırılarak dönemin tıp literatürü incelenmeye çalışılacaktır.