- Erdem 1121
- Aydın Sayılı 16
- Erdem Dergi̇si̇ 14
- Müjgan Cunbur 12
- Ömer ÇAKIR 12
- Mübahat Türker Küyel 10
- Mustafa Necati Sepetçioğlu 24
- Peyami Safa 20
- Osmanlı 16
- roman 16
- novel 15
- Bahtiyar Vahapzade 11
- Ottoman 11
- şiir 10
- Türk edebiyatı 10
- historical novel 9
Alanya Rüşdiye Mektebi (1861-1913)
Erdem · 2017, Sayı 73 · Sayfa: 65-88 · DOI: 10.32704/erdem.471005Osmanlı Devleti'nin yenileşme döneminde kurulan eğitim kurumlarından birisi rüşdiyelerdir. Bu mekteplere sıbyân mekteplerinden mezun
olan talebeler kabul edilmektedir. Rüşdiye mekteplerinin erkek, kız ve askeri rüşdiyeler gibi çeşitleri bulunmaktadır. Alanya'da da medrese
ve sıbyân mektebi gibi geleneksel eğitim kurumlarının yanında, Tanzimat Döneminden itibaren modern eğitim kurumları da açılmaya başlamıştır. Bunların başında da 1861'de Alanya'da hayırsever insanlar tarafından inşa edilen ve hizmete giren rüşdiye mektebi gelmektedir. Rüşdiye Mektebi açıldıktan sonra, devlet tarafından buraya muallim ataması yapılmıştır. Bu mektepte eğitim gören talebelerin ders kitapları, Maarif Nezareti tarafından gönderilmiş ve bedeli karşılığında talebelere verilmiştir. Alanya Rüşdiye Mektebi'nde görev yapan muallimler maaş ve harcırah almışlar, yeterli hizmet süresini tamamlayan muallimler de emekliye ayrılmışlardır. Alanya maarif teşkilatı, idari ve mali yönden teftiş edilmiştir. Ayrıca Alanya Rüşdiye Mektebi'nde görev yapan muallimler, haklarında bir şikâyet meydana geldiği zaman soruşturma geçirmişlerdir. 6 Ekim 1913 tarihli Tedrisat-ı İbtidaiye Kanun-u Muvakkati'nin yürürlüğe girmesi neticesinde, ülkede bulunan diğer rüşdiye mektepleri gibi, Alanya Rüşdiye Mektebi de
kapanmıştır.
16. Yüzyıl Şairlerinden Karamanlı Sabûhî ve Bazı Gazelleri
Erdem · 2017, Sayı 73 · Sayfa: 149-174 · DOI: 10.32704/erdem.471021Sabûhî, 16. yy.'da yaşayan divan şairlerindendir. Kanunî Sultan Süleyman devrinde yaşamıştır. Tezkirecilerin verdiği bilgiye göre Karamanlıdır ve asıl adı Abdullah'tır. Şairin doğum ve ölüm tarihleri hakkında kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. Hasan Çelebi şairin kendisine Abdî-i Zarîf dendiğini söylüyor. Beyânî de şairin "kadimî zurefâ"dan olduğunu ifade ediyor. Sabûhî iyi bir eğitim almış ve çeşitli yerlerde müderrisliklerde bulunmuştur. Kendisi Kânûnî Sultan Süleyman'ın hocalarından Hayrüddin Hâce'den mülâzım olmuş ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde bulunan medreselerde görev yapmıştır. Bu yerler arasında Amasya ve Kütahya da vardır. Sabûhî'nin çevresinde bazı tanınmış ilim erbâbı ve şairlerin olduğunu, kendisinin de bu tür şâirlerin, ilim adamlarının ve bazı devlet adamlarının meclisine katıldığını kaynaklardan öğrenmekteyiz. Âşık Çelebi ve Seydî Ali Reis bahsedilen isimler arasındadır. Şairin kaynaklarda bir divanının olduğu belirtilmektedir. Bu makalede 16. yüzyıl şairlerinden Karamanlı Sabûhî'nin hayatı ve henüz üzerinde herhangi bir çalışma yapılmamış gazelleri üzerinde durulacaktır.
Bayburt’ta Modern Bir Eğitim Kurumu Bayburd Rüşdiyesi
Erdem · 2017, Sayı 73 · Sayfa: 43-64 · DOI: 10.32704/erdem.471000Osmanlı Devleti'nde askerî alanda başlayan yenileşme hareketleri daha sonra eğitim alanında devam etmiştir. Eğitim alanındaki yenileşme
hareketleri de ilk olarak askerî alanda meydana gelmiştir. Sivil eğitim konusunda ilk adım II. Mahmud'un rüşdiye mekteplerini açma kararı ile atılmış olup ilk rüşdiye mektepleri, 1847 yılından itibaren açılmaya başlamıştır. Tanzimat Dönemiyle birlikte ülkenin her köşesine yayılmaya başlayan rüşdiyeler, özellikle II. Abdülhamid döneminde ülkenin en yaygın öğretim kurumları haline gelmiştir. Bu çalışmanın konusu olan Bayburt Rüşdiyesi kuruluşundan itibaren Cumhuriyet yıllarına kadar şehrin en önemli eğitim kurumlarından biri olmuştur. Çalışmamızda Bayburt Rüşdiye mektebinde okutulan dersler, mektebin öğretim kadrosu, öğrenci sayıları ile Osmanlı taşrasındaki bir rüşdiye mektebinin nitelikleri belirlenmiş, açılışından kapanışına kadar geçen süreçte, değişimi ve dönüşüm evreleri ortaya konmaya çalışılmıştır.
Tekerlerden Tekrarlara Gamba’da Dönüş ve Dönüşüm
Erdem · 2017, Sayı 71-72 · Sayfa: 39-58 · DOI: 10.32704/erdem.537389Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet İdeolojisini Edebî Düzlemde Okumak: Dikmen Yıldızı Örneği
Erdem · 2017, Sayı 71-72 · Sayfa: 25-37 · DOI: 10.32704/erdem.536802Poetik Bir Metin Olarak Ebubekir Eroğlu’nun “Yol Elçisi” Şiiri
Erdem · 2017, Sayı 71-72 · Sayfa: 5-24 · DOI: 10.32704/erdem.471250Ebubekir Eroğlu'nun "Yol Elçisi" isimli şiiri, şairin poetikasına ilişkin önemli ipuçları içeren bir metindir. Klasik literatürdeki, ruhsal arınma ve kendini gerçekleştirme teması ile birlikte düşünülmeye elverişli bir metin olan "Yol Elçisi"nin kurgusunda, üç önemli izleğin birlikte işler kılındığını söylemek mümkündür. Bu bağlamda metin hem poetik anlamda kendini gerçekleştirme sürecine hem ruhun arınması ve manevi yücelme sürecinin basamaklarına hem de insanın yetkin bir varlık haline gelebilmesi için sorumlu uzuvlarının terbiye ve tezkiyesine ilişkin göndermeler içerir. Nihai anlamda birbiriyle büyük ölçüde mütekabiliyet içeren söz konusu izlekler şiirde sofistike bir bütünlüğe ulaşırlar. Böylelikle Eroğlu, klasik literatürdeki cennete ulaşma ve insan-ı kâmil olma yolundaki zorlu süreci anlatan "yolculuk" konulu mesnevileri çağımızda kendini gerçekleştirme sürecine denk kabul eden bir yaklaşımla yeniden yapılandırır. İbn Arabi'nin insanın sekiz organının tezkiye ve terbiyesine ilişkin yaklaşımı ile Attar'ın manevi yücelme ve ruhsal arınma basamaklarını temsil eden yedi vadisini anlatan Mantıku't- Tayr'ının Eroğlu'na ilham verdiği tahmin edilebilirse de şair, ruhsal yolculuk temasını kendini gerçekleştirme süreci olarak yeniden yazmış ve böylelikle klasik bir formu modern şiir estetiği içinde yenilemiş ve güncellemiştir. Çalışmada Eroğlu'nun poetikasına ilişkin belirlemelere ulaşabilmek amacıyla "Yol Elçisi" şiirini oluşturan sekiz metin ayrı ayrı yorumlanarak genel bir değerlendirme yapılmıştır.