1129 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
  • Erdem
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Anadolu’ da Antik Dönemden Cumhuriyete Uzanan Bir Yerleşim: Selçikler

Erdem · 2013, Sayı 64 · Sayfa: 133-182
Çalışmamızda öncelikle kasabanın tarihsel süreç içerisinde fiziksel dokusunun oluşumuna yer verilmiştir. Bu bağlamda yerleşimin, topografik ve coğrafi konumu üzerinde durulmuş ve ayrıca İlk Tunç ve Kalkolitik dönemden başlayarak; Bizans, Selçuklu ve Osmanlı yerleşim sahalarını içine alacak şekilde fiziksel gelişimi tarihsel süreç içerisinde ele alınmıştır. Devamında, bölgedeki tümülüsler ve kiliselerde yapılan kazı çalışmaları ile nekropol alanında yapılan yüzey araştırmalarına değinilmiş ve bu alanların; İzmir II. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 21.01.1983 tarih ve A-4049 sayılı kararı ile 1 ve 3. derece arkeolojik sit alanı ilan edilmesi neticesinde, tescilli ve tescile değer tarihi anıtlar, kendi içlerinde sınıflandırılarak incelenmiştir. Son bölümde İzmir II. Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun almış olduğu kararlar doğrultusunda 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planı kapsamında tarihi anıtların korunması için öneriler dile getirilmiştir.

İtibarî Tarih Anlatıcısı Olarak Mekân (Turan Oflazoğlu’nun Topkapı Piyesi Örneği)

Erdem · 2013, Sayı 64 · Sayfa: 123-132
İtibarî metinlerde anlatıcı çok önemli bir unsurdur. İtibarî dünyaya ait olan bu unsurlar, zaman zaman farklı kimliklerle karşımıza çıkar. Bazen bir kuş, bazen bir eşya veya soyut bir varlıktır. Turan Oflazoğlu'nun Topkapı isimli oyunu, tarihî bir mekânın tarih anlatıcısı olduğu ender ör neklerden biridir. İstanbul'un Fethi'nden Dolmabahçe Sarayı'nın yapıl dığı tarihe kadar Osmanlı devletinin idarî mekânı olan Topkapı Sarayı, bu eserde hem merkezî şahıstır, hem de yaşanan her şeye şahit olması itibariyle yaşının ve tecrübesinin kendine verdiği avantajlarla, anlatıcı rolünü üstlenir. Bu sürede şahit olduklarını ve yaşananları sorgular. Yaşanılan bütün olayların merkezinde olan ve her şeye şahit olan bir mekânın anlatıcılığı, diğer tarih anlatıcılarından her şeyden önce öznel bir dil kullanması itibariyle çok farklıdır. Çalışmamızda Topkapı isimli oyun, bu noktadan hareketle değerlendirilecektir.

Veysî’nin Sosyal Tenkit İçerikli Kasides

Erdem · 2013, Sayı 64 · Sayfa: 31-48
Tam Metin
17. asrın ünlü nasiri Veysî'nin kaleme aldığı kaside formundaki bu şiir, dönemin sosyal yaşantısına bireysel ve kurumsal açıdan ağır eleştiri ler getirmektedir. 17. asrın diğer şair ve yazarlarının, toplumun içinde bulunduğu duruma dair eleştirel yaklaşımlarına benzer nitelikteki bu eleştirilerin dozu bazen çok yüksektir. Devlet yönetimindeki zafiyetleri göstermek isteyen Veysî, padişaha devlet yönetimindeki kişilerin zu lüm ve keyfi davranışlarının halkın huzurunu bozduğunu belirtip, tek tek görevlerini sayarak kurumları ve yöneticilerini eleştirmektedir. Ada letin ve kanun hâkimiyetinin zalimlerin eline geçmiş olmasından duy duğu endişesinin korkuya dönüştüğünü, fakat devleti, içinde bulun duğu kötü durumdan kurtaracak adaletli bir padişahın geleceğinden umutlu olduğunu söylemektedir.

Halide Edip Adıvar’ın ‘Yeni Turan’ Romanını Yeniden Anlam(landırm)a

Erdem · 2013, Sayı 64 · Sayfa: 103-122
Halide Edip Adıvar, 'Yeni Turan' romanında Türk milletinin yeniden ku ruluş ve kurtuluşu için çareler arar. Bu nedenle yazar, bireysel duygu ve fikirlerinin yanında memleketin sorunlarını da işler. Bu romanında, bireysellikten millî olana yönelen Adıvar, yabancılaşma, yozlaşma, eğitim ve sağlık problemlerinin yanında maksat aşkı, millî benlik, gibi izlekleri ele alarak ülkenin yeniden kuruluş ve kurtuluşu için yeni fikir ler ortaya koyar. Böylece yazar, Türk milletinin varoluş mücadelesini bütün yönleriyle metinleştirir.

Tarihte ve Günümüzde Kadın Mevlevî veya Semâzenler

Erdem · 2013, Sayı 64 · Sayfa: 183-192
Konya'da günümüzde her cumartesi gecesi ve ayrıca aralık ayında bir hafta boyunca semâ törenleri yapılmaktadır. Kadın Mevlevîler konusu, Konya'ya Mevlevî törenlerini seyretmeye gelenlerin sıklıkla sorduğu sorular arasın dadır. Konya'daki törenlerde kadın semâzenlere yer verilmediği bilinmek tedir. Ama gerek tarihte, gerekse günümüzde Galata Mevlevîhanesi'nde kadınların da semâ yaptığı bilinmektedir. Bu yazıda eskiden ve günümüz de kadınların semâ yapması hakkındaki bilgiler sunulmuştur.

Tanzimat’tan Mütareke Dönemine Kadar Kütüphanelere Yönelik Çalışmalar (1839-1922)

Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 1-46
Tam Metin
Tanzimat Fermanı (1839) ile birlikte Osmanlı devletinde devleti oluşturan temel kurumlarda bilgi üretim ve aktarım sistemini oluşturan kurumlarda da önemli değişiklikler yaşanmıştır. Bunlar içinde de en önem verilenleri hem askeri hem de sivil eğitim-öğretim kurumlarıdır. Bu dönemde "devlet" olma özelliği ve devleti meydana getiren unsurların / kurumların yönetilmesi ön plana çıkarılmaktadır. Burada çalışmanın konusu gereği eğitim-öğretim kurumları ve bu kurumların ayrılmaz birer parçası olan kütüphaneler ve bunların toplumun bilgilenmesindeki rolleri üzerinde durulacaktır. Bilgi merkezlerinin üretilen bilginin toplumsallaşmasında kullanılmasının Osmanlı devletinin siyasi ve toplumsal yönden önemli dönüşümler geçirdiği dönemler ışığında ele alınması, kütüphane kurumu ve onun hizmetlerine olan bakış açısını ortaya koymakta daha verimli olacaktır. Çalışmada, 1839-1922 yılları arasında kütüphaneler ile ilgili yapılmış siyasi, hukuki ve kültürel gelişmeler örnekleriyle ele alınacaktır.

Kassandra Damgası’nda Kronotop Kavramı

Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 47-62
Tam Metin
Cengiz Aytmatov'un Kassandra Damgası adlı eseri, ele aldığı konu ve kurgusu bakımından yazarın diğer romanlarından farklı bir yer tutmaktadır. Bu romanda yazar mitolojik kahraman Kassandra'ya gönderme yaparak insanlığın sonuna dair öngörülerde bulunmaktadır. Edebiyat araştırmalarının temel amacı literatüre kaynak oluşturmak, yazarı ve eseri tanıtmak ve okurda estetik zevk oluşmasını sağlamaktır. Edebiyat araştırmalarının bir yönünü de yazar ile eser arasındaki ilgi oluşturmaktadır. 20. yüzyılın önde gelen edebiyat eleştirmeni ve kuramcısı Mihail Bahtin, kitaplarında ve makalelerinde yazar ile eser arasındaki ilişkiyi türlü yönlerden sorgular. Metnin yazarından ne ölçüde etkilendiği meselesini tartışır. Bahtin, yazarın yazdığı metnin kimi zaman diyaloglarına kimi zaman da kronotopuna sızdığını söyler. Bu çalışmada da yazar eser ilişkisi bağlamında Kassandra Damgası, kronotop kavramı çerçevesinde ele alınarak, romanın zaman ve mekân ilişkisi irdelenecektir.

Meşrutiyet Döneminde Kadın Hakları Savunuculuğunda Gelenekçi Bir Yazar: Avanzade Mehmet Süleyman

Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 127-152
Tam Metin
Tanzimat'ın getirdiği yeniliklerden birisi de Osmanlı devletinde kadın hakları konusunun gündeme gelmesidir. Bu dönemde kadınlarla ilgili pek çok gazete ve dergi yayınlanması ve kadın yazarların basın dünyasında etkin bir yer edinmeleri, kadın konusunun sıklıkla tartışılmasına yol açmıştır. Özellikle II. Meşrutiyet dönemi yazarları kadınlarla ilgili her türlü konuyu ele almışlardır. Meşrutiyet dönemi yazarlarından Avanzade Mehmet Süleyman, kadınların eğitilmesi ve sosyal yaşam içinde görünürlük kazanmalarının önemini vurgulayan yazılar yazar. Ahlaklı İslam kadınlarının yetişmesinin toplumu kurtaracağı düşüncesinde olan Avanzade Mehmet Süleyman, kadınlarla ilgili her türlü konuda eser vermiştir. Bu makalede, Avanzade Mehmet Süleyman'ın ideal kadın anlayışı irdelenecektir.

Bursalı Rahmî ve Yenişehir Şehrengizi

Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 89-126
Tam Metin
Bu yazıda öncelikle XVI. yüzyılın değerli şairlerinden olan Bursalı Rahmî'nin hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında derli toplu bilgi verilecek, ardından Rahmî'nin Yenişehir Şehrengizi isimli eseri tanıtılıp incelenecek, en son da ilgili şehrengizin çevriyazılı metni sunulacaktır. Devrin ünlü şairlerinden biri olan Rahmî, daha çok Hayâlî tarzında âşıkâne ve zarif gazeller söyleyen biridir. Eserleri arasında Divan, Gül-i Sad-berg, Şâh u Gedâ ve Yenişehir Şehrengizi bulunmaktadır. Şehrengiz 279 beyitten oluşan bir mesnevîdir. Girişinde kâinatın yaratılışından ve aşktan bahsedilmektedir. Asıl konunun işlendiği bölümde ise Rumeli'de bulunan Yenişehir'in güzelliklerinden ve buradaki önde gelen yirmi dört kişiden söz edilmektedir.