1121 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Erdem
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Millî Romantik Tarih Dönüştürümü: Kilit

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 97-106
Tam Metin

Malazgirt Zaferi'nin 900. yıldönümü münasebetiyle kaleme alınan M. Necati Sepetçioğlu'nun Kilit adlı romanı, milli romantik bir duyarlılıkla tarihi geçmişi hal'e taşır ve şimdi'de yeniden yorumlar. Anadolu'nun vatanlaşmasında bir dönüm noktası olan Malazgirt Zaferi, Türk varlığının Anadolu'da tutunmasında kilit bir konum üstlenir. Yazar, bu önemli kuruluş ve toprağa kök salma dönemine ait mitik enerjiyi günümüze taşıyarak bir misyon aşılaması yapmak ister. Alparslan, kolektif bilincin geleceğe yönelik yüce ideallerini taşıyan bir arketip olarak karşımıza çıkar.

Kilit adlı romanda yazar, tarihsel olanı edebi metne dönüştürürken, sloganik söyleme düşmeden yüksek bir anlatı düzeyi yakalar. Tebliğde, "Kilit"teki milli romantik tarih dönüştürümünün, roman kuramı açısından çözümlemesi yapılacaktır.

Konak ve Çatı’da Manevî ve Kahramanlık Ögelerinin İşlenişi

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 135-144
Tam Metin

Türk tarihinin edebî kaydını düşmek gibi bir sorumluluğu üstlenerek bunu hakkıyla yerine getiren Mustafa Necati Sepetçioğlu, romancılığımızda millî romantizmin sembol isimlerinden biri olmuştur. Sepetçioğlu, Konak ve Çatı adlı romanlarında, Türk milletinin tarih içindeki macerasından çarpıcı ve önemli bir kesiti konu edinir. Bu iki eserde; bir Yesi dervişi olan Kumral Dede adlı başkahramanın merkezinde, Ertuğrul Beyin son dönemlerinden Osman Beyin ölümüne kadar olan bir dönemin manzarası resmedilmiş, Osmanlı yapılanmasının bir tür zemin etüdü yapılmıştır. Osmanlı devletini kuran iki önemli olgu olarak karşımıza çıkarılan "manevi ögeler ve kahramanlık", Türk milletinin inanç ve cesaret yönlerinin kendini ifade etme biçimleri olarak öne çıkar.

Çalışma, romanlardaki manevî ögelerin ve kahramanlık ögelerinin, Türk dinî ve sosyal hayatının özellikleri de göz önünde bulundurularak, romanlarda hangi yönleriyle, nasıl bir üslup içerisinde işlendiğini tespit etme amacı taşımaktadır.

Anahtar Romanının Yapı ve Tema Bakımından İncelenmesi

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 77-96
Tam Metin

Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun Anahtar adlı romanında, Malazgirt Zaferi sonrası Anadolu'daki Türk varlığının toprağı vatanlaştırma serüveni anlatılır. Bu süreç içerisinde toprağa kök salma, değer oluşturma ve geçmişteki yaşatıcı ülküdeğerlerin hal'e taşınması gibi problematik varoluş unsurları, romanın dramatik aksiyonunu kuran temel epizotlar olarak karşımıza çıkar.

Romanda ayrıca Türk milletinin tarihsel tinini oluşturan değerlerin alperen arketipi ile kişileştiğini görürüz. Yazar, karakterdeki bu temel dönüşüme ağırlık verdiğinden tarihsel bir roman olmasına rağmen Anahtar, kuru bir epik söylem tuzağına düşmez. Bu bakımdan Alparslan ve oğlu Melikşah, birbirini tamamlayan biçimde içsel bir gelişme ve olgunlaşma süreci yaşarlar.

Tebliğde, Türk milletinin varoluş serüvenine ışık tutan Anahtar romanı, bütün bu içerik düzlemi yanında yapı bakımından da tahlil edilecektir.

Tarihsel Olaylar Dizgesinin, Kurgusal Metinde Yansıtılması Duyarlılığı ve Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Kilit İsimli Romanı

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 115-122
Tam Metin
Bu çalışmada, yaşanmış bir gerçeklik olan tarih ile kurgusal metin arasında nasıl ve ne amaçlı bir ilişkinin var olduğu, tarihsel bilgi birikimi üzerine inşa edilmiş / kurgulanmış edebî metnin, okura iletisinin ne olduğu üzerinde durulmuş, Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun Kilit isimli romanında, okur belleğinin nasıl kurgulanmak istendiği açıklanmaya çalışılmıştır. Sepetçioğlu'nun iletilerindeki duyuş tarzının açılımları da bu bağlamda incelenmiştir.

Türk Milletinin Çanakkale Savaşı Günlerinde Yüz Yüze Kaldığı Yokluk ve Yoksullukların... Ve Çanakkale Romanına Yansımaları

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 183-196
Tam Metin
Sayısı ve kalitesi tartışılsa bile, Türk tarihinin akışını etkileyen Çanakkale Savaşı, Türk edebiyatında önemli ölçüde yankısını bulmuştur. Bunlardan biri Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun …Ve Çanakkale isimli romanıdır. Farklı açılardan ele alınabilecek olan romanın muhtevasında dikkati çeken hususlardan biri, Türk milletinin Çanakkale Savaşı günlerinde yüz yüze kaldığı yokluk ve yoksulluklardır. Ekonomik, insanî ve idarî sahalarda çok belirgin olan yokluk ve yoksulluk, Çanakkale'yi geçilmez kılan insanların destanını çok daha anlamlı kılmaktadır. Bildiride adı geçen roman bu açıdan ele alınıp incelenmiştir.

Bu Atlı Geçide Gider Romanında Osmanlı Değerlendirmesi

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 145-150
Tam Metin
Mustafa Necati Sepetçioğlu, Yıldırım Bayezid dönemini anlattığı Bu Atlı Geçide Gider romanında; Osmanlı'daki aile, birey, toplum, eğitim konuları üzerinde durur, dönemin tarihsel olaylarını bu çerçeve içerisinde işler. 1360 - 1389 yılları arasını konu alan romanda, Şehzade Bayezid'in bir lider olarak yetiştirilmesi dışında, dönemin sosyal ve siyasal hayatı içerisinde yer alan önemli insanların, çocukluklarından itibaren hoşgörü çevresinde gözetilmeleri de söz konusudur. Sepetçioğlu; Somuncu Baba, Demirci Boran Usta, İne Bey, Kara Mustafa adlı roman kişileri çevresinde Osmanlı'nın çocuğa ve eğitime verdiği önemi de ortaya koymaktadır.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Yaratılış ve Türeyiş Destanı’nda Yeniden Yazma ve Edebî Dönüştürüm (Metinlerarası İlişkiler)

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 267-288

Mustafa Necati Sepetçioğlu, Türk tarihini bütüncü bir yaklaşımla destan ve tarihî roman türleri ile okuyucuya ulaştıran bir yazar ve fikir adamımızdır. Tarihin kayıt altına aldığı Türk tarihini romanlar hâlinde, öncesini de destanlar şeklinde kaleme almıştır. Farklı dönemleri işaret eden Yaradılış, Türeyiş, Göç, Bozkurt, Oğuz Kağan, Şu ve Ergenekon adlı yedi ayrı Türk destanını ana metin olarak kullanıp bunları yeniden yazma ve edebî dönüştürüm yöntemiyle, kronolojiyi dikkate almaksızın Yaratılış ve Türeyiş adı altında yeni bir eser hâline getirmiştir.

Bir edebî metindeki estetik değer, parodik ve varoluşsal kavramlarıyla ifade edilebilir. Ana metni hiç değiştirmeden günümüzde yeniden yazmak, ortaya konulan eseri parodik düzeyde bırakır. Ana metinden hareketle yeni metne içinde yaşadığı çağın bakış açısıyla bir takım değer ve anlamlar yüklenmesi hâli de eseri varoluşsal seviyeye yükseltir. Dolayısıyla varoluşsal seviyesi yüksek olan eserin, parodik seviyeyi de ihtiva ettiği için estetik ve sanatsal değeri de yüksek demektir. Bu bildiride Yaratılış ve Türeyiş adlı eserdeki metinlerarası ilişkiler; alıntı, gönderme (atıf), telmih (anıştırma), yansılama (parodi), öykünme (taklit, pastiş), kolaj, montaj, klişe gibi yöntemlerle incelenecektir.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Bir Ömür Boyu Kıbrıs / Boyun Eğiş Romanında Tasvirler ve Tahliller

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 289-296

Sepetçioğlu kültür adamlığı sanat adamlığının önünde yer alan bir yazardır. Hayatını Türk kültürünü ve Türk tarihinin gerçeklerini genç kuşaklara aktarmaya adamıştır. Onun için önemli olan mesajın alıcısına ulaşmasıdır. Bunun hangi yolla olduğu yazarı pek ilgilendirmez. Bir Ömür Boyu Kıbrıs / Boyun Eğiş romanının girişinde sanata bakış açısını açıkça ortaya koyar.

Siyah-beyaz karşıtlığı üzerine oturtulan olay örgüsü, büyük ölçüde yazarın taraftarlığını yaptığı güçler lehinde sonuçlanır. İyiler ve kötüler kesin çizgilerle birbirinden ayrılır, gri tonlara yer verilmez. Bu da romanlarına masalsı bir hava verir.

Tasvirler ve tahliller edebî eserin zenginliğine ve derinliğine büyük katkı sağlarlar. Sepetçioğlu, dil konusunda nasıl özensizse, tasvirler ve tahliller konusunda öylesine özensizdir. Tahliller ve tasvirlerle yeni bir şey söylemiş olmaz. Hatta zaman zaman metnin okunmasını ağırlaştırır.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Karşılaştırmalı Türk Destanları Adlı Eserinin Tarih Eğitimi Açısından Değeri

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 255-266
Tam Metin
Bu çalışmada, Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun yazdığı Karşılaştırmalı Türk Destanları adlı eseri tarih eğitimi açısından incelenmiştir. Destan kavramının anlamı üzerinde kavramsal bir tartışma ile başlayan kitap, üç ana bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde, kadim milletlerde yaradılış sorunsalına değinen destanlar, sıra ile kısa özetleri yapıldıktan sonra karşılaştırılmıştır. İkinci bölümde yapma destanlar çeşitli açılardan karşılaştırılmış, üçüncü bölümde ise Türk destanlarının bir sınıflaması yapılmıştır. Sepetçioğlu, destanların değerini ortaya koyarken, millîliğini ve destanı yaratan milletin özelliklerini temsil etmesini ölçüt almıştır. Bunun yanında gerekçeli bir değerlendirmeye özen göstermiştir. Eserin, her üç bölümde de destanları ele alış ve değerlendiriş bakımından tarih eğitimine katkı sağladığı söylenebilir.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Basılı Tiyatro Eserlerindeki Muhteva ve Günümüz İnsanına Mesajları

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 313-328
"Mademki insanı anlatıyoruz, onun mutluluğu için yazacağız" diyen Sepetçioğlu'nun tiyatroları sevgi saygı üzerinedir. Yazarın basılı tiyatro eserlerinin sayısı altıdır. Yunus Emre adlı eserinde bir tasavvuf şairi olan Derviş Yunus'un bilinen menkıbelerden de hareketle manevî dünyası tanıtılır. Çardaklı Bakıcı'da kendisini evliya gibi gösterip insanları soyan bir kadının yaptığı oyunlar ele alınır. Köprü'de İslâmî-Türk kültürüyle yetişen Elif adlı bir müderris kızının en güçsüz anında maziden medet umarak hayatın zorluklarına tahammül gücü bulması konu edilmiştir. Son Bloklar, insan sevgisi ve sorumluluk bilinciyle dolu bir inşaat mühendisine, oynanan oyunlar, Büyük Otmarlar'da halkın inanma ihtiyacını kendi çıkarları için kullanan kurnaz kişilerin iktidar tutkusu uğruna işledikleri cinayetler, yaptıkları zulümler, Her Bizans'a Bir Fatih'te de İstanbul'un fethi ele alınmıştır. M. N. Sepetçioğlu, tiyatro eserlerinde, insana sevgi ve saygıyı yitiren, onları hiçe sayarak insanlık değerlerine yabancılaşmaya başlayan kişi, sistem ve yöneticilerin başarısız olacağı mesajını verir.