200 sonuç bulundu
Ardahan İli Damal İlçesi Düz Dokumalarından Örnekler
Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 42-51 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.49
Özet
Tam Metin
Doğu Anadolu bölgesinin kuzeydoğusunda yer alan Ardahan iline bağlı bir ilçe olan Damal, Orta Asya'dan Avrupa'ya göç eden Türk boylarının göç güzergahı olmuştur. Türkmen olan yöre halkı, Orta Asya Oğuz Türklerinden bu yana gelen zengin bir kültüre sahiptir.Bu zenginliğin başında, yöre halkının günlük ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yaptıkları düz dokuma örnekleri gelmektedir. Damal'da bundan yaklaşık on beş yıl kadar önce evlerde dokuma tezgahı bulunup ,dokuma yapılırken hayvancılığın azalması, hatta yok olmasıyla birlikte dokumacılıkta unutulmaya yüz tutmuştur. Bu bildiride düz dokuma kültürünün unutulmaya başladığı yörelerimizden biri olan, Ardahan ili Damal ilçe merkezi ve köylerinde yapılan araştırma sonucunda tespit edilen düz dokuma örnekleri tanıtılacaktır.Tespit edilen dokuma örneklerinin, düz dokumacılık literatürüne kazandırılması desen, kompozisyon ve teknik özelliklerinin verilmesi ile bu konuda yapılacak bilimsel çalışmalara katkıda bulunulması sağlanmış olacaktır.
Sarız (Kayseri) Yöresi Düz Dokumaları ve Günümüzdeki Durumu
Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 52-59 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.50
Özet
Tam Metin
Sarız ilçesinin eski adı köyyeri iken daha sonra Sarız şeklinde değiştirilmiştir. Sarız adının nerden geldiği konusunda yöre halkı: Sarı kız'dan geldiği, Sarız'ın içinden geçen ırmaktan aldığı, yörede yetişen Sarı Çiçek'ten aldığı şeklinde bilgiler vermiştir. Dokumacılık sanatı, Sarız Merkez'de,Yeşilkent kasabasında ve bazı köylerde hâlâ yapılmaktadır. Sarız merkez ve köylerinde dokunan düz dokumaları üç sınıfa ayırabiliriz: 1-Geleneksel Sarız Dokumaları 2-Değişik illerden gelerek Sarız'a yerleşen kişilerin, geldikleri yerlerdeki dokuma bilgilerini Sarız'a getirerek, uzun yıllar Sarız'da dokudukları dokumalar. 3-Son yıllarda düz dokumalara artan talepten dolayı Ticari amaçla dokunan dokumalar. Dokumalarda kullanılan ipler önceki yıllarda elde eğirilip, doğal boyalarla boyanmaktayken günümüzde ipler neredeyse boyalı şekilde ve hazır alınmaktadır. Sarma tip tezgahlar, her geçen gün yerini germe tip tezgahlara bırakmaktadır. Fabrikasyon ürünlere kolaylıkla ulaşılabildiğinden, geleneksel el dokumalarına ihtiyaç azalmış ve dokumacılık neredeyse yapılmamaktadır. Halı esnafının istediği renklerde, desenlerde dokumalar ücret karşılığı dokunmaktadır.
Carpet in the Aq Qoyunlu Turkmen Period
Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 60-67 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.51
Özet
Tam Metin
15.Yüzyıl ortalarında Teymuriler doğuda, Osmalılar batıda Ak Koyunlular ise ikisinin arasındaki bölgede hüküm sürmüşlerdir. Osmanlılar ve Ak Koyunlular arasındaki ilişkiler sayesinde Batı ile kurulan ilişkiler sonucunda Türkmenlerin sanatına dair çok değerli bilgiler, batılı büyükelçiler ve araştırmacılar vasıtasıyla, günümüze kadar gelmiştir. Örneğin Josafa Barbaro, Tebriz Heşt Behişt Sarayı'nın güzelliklerini anlatırken, anlatımında büyük bir ipek halıya işaret etmiştir. Kendisi, sanatsal ayrıntı vermemekle birlikte, elimizdeki örnekler incelendiği zaman, bu halıların genel özelliklerini ortaya koyan tipolojisi tarifleyebiliriz.Türkmen halılarının çoğu, haşye (bordür) leri Küfi süsleme deseni ile vurgulanmıştır; Ayrıca Selcuklu haşyesi olarak bilinen bu desenler, Selcuklu, İlhanlı ve Celayiriler zamanından kalmıştır. Küfi desenler sadece haşyede değil, zemin ve göbeklerde de kullanılmıştır. Türkmen halılarının genel tasarımı incelendiğinde; "halı yüzeyi" el yazmalarıyla doldurulmuştur. Haveran name ve hamse i nizami bu sözü edilen el yazmalarıyla süslenen halılar arasında sayılabilir. Halı yüzeyini kaplayan bu yazı çeşitleri, Filologlar için de ayrı bir paleografik araştırma konusudur. Safevi ve Osmanlı halıları belirgin bir şekilde Ak Koyunlu geleneğinden çıkarılarak kendi tipolojileri doğrultusunda sınıflandırılabilir. Zira çeşitli uygarlıklar Tebriz'i kendilerine başkent olarak seçmişlerdir. Zira Şah İsmail, İlhanlı, Al-ı Celayir, Kara Koyunlu ve Ak Koyunlu başkenti olan Tebriz'i aynı zamanda kendilerine başkent olarak seçmişlerdir. Bilindiği üzere, Sultan Selim Han, Çaldıran muharebesi sonrasında, çok sayıda Tebrizli sanatçıyı İstanbul'a davet etmiştir.
Belenbaşı Köyü (İzmir-Buca) Düz Dokuma Örneklerinden Yastıklar
Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 92-103 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.55
Özet
Tam Metin
Belenbaşı Köyü İzmir Buca'ya bağlı bir Yörük köyüdür. Yetiştirmiş oldukları hayvanların etinden, sütünden, yününden ve kılından faydalanmayı kendilerine meslek haline getiren köy halkı günlük kullanım eşyalarını da kendi besledikleri hayvanlardan elde ettikleri hammaddeler ile dokumuşlardır. Konar-göçer yaşam biçiminden yerleşik düzene geçiş ile birlikte değerini yitirmeyen ve günümüzde halen kullanılan yastıklar yöre dokumacılığında önemli bir yere sahip olduğundan bu konuda bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmanın amacı Belenbaşı Köyü geleneksel yaşam biçiminin bir parçası olan, günlük kullanım eşyası olarak üretilen, kültürümüzün özgün ürünleri arasında yer alan ve günümüzde kullanımına halen devam edilen yastıkların belgelenerek gelecek kuşaklara doğru bir şekilde aktarılmasını sağlamaktır.
Litvanya’da Kilim Yapım Özellikleri ve Türk Motiflerinin Etkisi
Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 68-73 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.52
Özet
Tam Metin
Litvanya'da dokuma ürünlerinden en yaygın olanı havlu ve yatak örtüleridir. Önceleri nadir olarak rastlanan kilim dokuması XIV. yüzyılda önemli bir yer kazanmaya başlamıştır. Litvan dilinde "kilim" yabancı dillerden alınma kelimelerden birisidir. Litvanya'ya kilimler ilk olarak Avrupa'dan (İtalya, Flandra, Fransa) ve Yakın Doğu'dan gelmeye başlamıştır. XV. yüzyılda yerli ustalar dokuma sanatını öğrenmiştir. XVI- XVII. yüzyıllarda ise kilim dokuması çok yaygın bir hale gelmiştir. 1578 yılında ilk önce Vilnius'ta daha sonra ise Kaunas şehrinde dokuma atölyeleri kurulmuştur. Litvanya'da kilim dokuması belli bir sürede Türk motiflerinin etkisi altında bulunmaktadır.
Sözel Metinlerde Yer Alan Görsel Malzemelerin Halı Tarihindeki Önemi
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 4-15 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.35
Özet
Tam Metin
Türk halısı ile ilgili yapılan araştırmalarda kaynak olarak kullanılan belgelerin çoğu doğrudan halının kendisidir. Bunların başında kazılarda elde edilen halı parçaları, müzelere intikal eden halılar gelmektedir. Buna mukabil halı tarihi araştırmalarında Holbein, Lotto halısı gibi Avrupalı ressamlar tarafından yapılmış resimlerdeki görüntüler de dolaylı belge olarak kullanılmıştır. Klasik devir anlatı metinleri sözel malzeme olarak daha fazla dikkat çekmiştir. Türk klasik edebiyati aratı metinleri bundan dolayı dünyanın pek çok yazma kütüphanesine intikal etmiştir. Anlatı metinlerinin bazı nüshaları çeşitli vesilelerle nakışhanelerde minyatürlenmiştir. Filologlar ve edebiyatçılar kendi branşlarına uygun metinler üzerine çalışırken bu tür görüntü malzemelerini pek dikkate almamıştır. Diğer yandan sanat tarihçileri için anlatılar da pek önemsenmemiştir. Halbuki her iki alanın verileri bir birini destekler mahiyettedir ve bu tür görüntü malzemeleri disiplinler arası yeni dikkatlerle incelendiğinde, tebliğimizde göstermeye çalıştığımız gibi, bilhassa halı araştırmaları konusuna yeni veriler sunmaya imkan vermektedir. Bu tebliğimizde minyatürlerdeki halı resimlerinin dolaylı belge olarak kullanılabilecegi konusu işlenmektedir.
Osmanlı Döneminde Devlet Tarafından Dokuma Ustalarının Başarılarının Taltif Edildiğine Dair Bazı Arşiv Belgeleri
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 26-37 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.37
Özet
Tam Metin
El dokumaları günümüze kadar genellikle desen, kalite, malzeme, teknik özellikleri veya bir şehirbölge dokuması esas alınarak makro düzeyde değerlendirilmiştir. Tarihi ve kültürel özellikleri ile sosyal bilimcilerce yeterli düzeyde araştırılması halen tamamlanmamıştır. Madalya, nişan gibi taltif araçları ise batıya özgü olmakla beraber Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde I. Mahmud zamanında (1730) çıkarılan Ferahi ile başlar. Padişah emri ile kimlere ne hallerde verileceği nizamnamelerle belirlenmiştir. Osmanlı Devleti gerek ordu için, gerekse tekstil mamulü olarak önemli olan geleneksel dokuma imalatında başarı gösterenleri de taltif etmiştir. Devlet için dokuma yapan fabrikalarda kimi zaman yararlılık gösteren çalışanlara ya da sektörün ilerlemesi için katkı sağlayanlara ve teşvik etmek amacıyla zaman zaman nişanlar vermiştir. Tüm bunlar ise Osmanlı Arşivlerinde matbuata dökülerek belgelenmiştir. Bildiride Osmanlı Devleti tarafından, dokumacılık sahasında başarı gösterenlere verilen nişan ve madalyalarla alakalı Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde bulunan kimi belgelere değinilecektir.
Türk Halı Sanatında Mitolojik Kaynaklı Bazı Motifler
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 38-51 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.38
Özet
Tam Metin
Mitoloji, bir milletin en eski çağlardan itibaren atalarının hayallerini, tutkularını, yaşadıkları önemli olayları olağanüstü hikâyeler şeklinde anlatan destan, efsane ve masallardır. Bu Destan, efsane ve masallarda geçen önemli öğeler maddi kültür eserlerinde de görülmektedir. Milletlerin tarih sahnesinde sürekli kalabilmesi ancak dilini ve kültürünü koruyabilmesi ile mümkün olmuştur. Bu nedenle de meydana getirdiği sanat eserlerini kendi kültürel damgasını vurmuş; geliştirmiş olduğu estetik kriterleri bu eserlerde ortaya koymuştur. Maddi kültürümüzün önemli bir kısmını oluşturan halı ve kilimlerimizdir. Bu halı ve kilimlerimizin yüzeylerinin süslenmesinde yer alan motifler, milletimizin geçmiş çağlardaki inançlarını ve yaşam felsefesini en iyi şekilde yansıtmaktadır. Halı ve kilimlerimizin her biri ayrı bir sanat eseri değerinde olup, yüzeylerinde yer alan motifler içerdikleri anlam bakımından geçmişten günümüze önemli ipuçları sunmaktadır. Bu çalışmada Türk halı ve kilimlerinde eski inançların ve yaşam felsefesinin izlerini taşıyan motiflerden bazı örnekler sunulacak ve bunlarla ilgili açıklamalar yapılacaktır.
Ahıska Türklerinde Halı Kültürü
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 16-25 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.36
Özet
Tam Metin
Her halkın milli etnik ve tarihi, kültürel kimliği onun dünyaya getirdiği sanatlarla bağlıdır. Bu anlamda Ahıska Türklerinin halı kültürü onların yaşadığı tarihi coğrafyanın, Kafkas doğasının zenginliğini ve Oğuz Türk kültür bağımını ifade etmektedir. Ahıska Türklerinin soykırıma uğraması ve göçe mecbur edilmesi bu kültürü sarsmışsa da onu yok edememiş ve Ahıska Türkleri yaşadıkları Ahıska bölgesinin halı özgünlüğünü başka sanatları gibi ayrı ayrı coğrafyalarda yaşatmaya mecbur kalmışlardır. Ahıskalıların halıları, Ahıska bölgesinde yaşatılan kültür özelliklerini taşımakla beraber, yaşadıkları yeni coğrafyanın halklarına ait (Kazakların, Özbeklerin, Kırgızların ve diğer) yeni halı özelliklerini de benimsemişlerdir. Bu bakımdan Ahıska halısı dikkat çekmekte ve araştırma için merak konusu olmaktadır. Burada özellikle Ahıska halılarının ornament, nakış özgünlüğü, renk seçimi ve halı türlerinin tekniği dikkat çekmektedir.
Azerbaycan Cecimlerinin Sanatsal ve Teknik Özellikleri ile Günümüzdeki Durumu
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 102-115 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.41
Özet
Tam Metin
Azerbaycan dokumacılık sanatında cecim önemli bir yere sahiptir. Al-elvan boyuna şeritli kompozisyonu ile dikkat çeken cecimler özellikle Şamakhı, Berde, Ağcabedi, Nakhçıvan, Cebrayıl, Zengilan, Lemberan ve Şuşa Bölgelerinde daha çok dokunmuştur. Azerbaycan cecimi, genelde yün, saf ipek, bazen de yün ve pamuk veya ipek ve pamuk ipliklerle yapılan çözgü yüzlü düz dokumadır. Yaklaşık 15-33 cm genişlikte ve 15 m uzunluklu parçalar halinde dokunur. Cecimin kompozisyonu, düz renkli şeritlerin sıralanmasından oluştuğu gibi, düz ve desenli şeritlerin ya da sadece desenli şeritlerin sıralanmasından da oluşabilir. Kullanılan süslemelerin büyük kısmı geometrik olmakla birlikte, bitkisel süslemelere de rastlamak mümkündür. Azerbaycan'da dokunan cecimlerde kırk civarında farklı kompozisyon çeşidi tespit edilmiştir. Azerbaycan cecimlerinde kırmızı, yeşil, lacivert, kahve, sarı, siyah, beyaz gibi renkler daha fazla görülmektedir. Cecim çoğunlukla yatay tezgâhlarda dokunur. Çözgü ipliklerinin dokumadaki sıklığı, atkı ipliklerinin sıklığından 4-5 kat fazladır. Desenli şeritlerde desen genelde iki renk çözgü ile oluşturulmaktadır. Bunlardan birisi yüzeye çıktığı zaman diğeri dokumanın alt tarafında kalıyor ve sırası geldiğinde çözgüler yer değiştiriyorlar. Azerbaycan'da cecimin dokunma tarihinin yeterince eski olduğu düşünülmektedir. Daha XIV. yüzyıldan kalan Tebriz minyatürlerinde cecim örneklerinin tasvirlerine rastlanmaktadır.Cecim, Azerbaycan'ın zengin dokumacılık geleneklerini yansıtan, bu gelenekleri çok eski zamanlardan günümüze taşıyan; hem halkın, hem de soyluların yaygın şekilde kullandığı dokuma çeşidi olarak tekstil tarihimiz açısından büyük önem arz etmektedir. Ne yazık ki, günümüzde cecim dokumacılığı yok denecek duruma gelmiştir..