207 sonuç bulundu
Belenbaşı Köyü (İzmir-Buca) Düz Dokuma Örneklerinden Yastıklar
Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 92-103 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.55
Özet
Tam Metin
Belenbaşı Köyü İzmir Buca'ya bağlı bir Yörük köyüdür. Yetiştirmiş oldukları hayvanların etinden, sütünden, yününden ve kılından faydalanmayı kendilerine meslek haline getiren köy halkı günlük kullanım eşyalarını da kendi besledikleri hayvanlardan elde ettikleri hammaddeler ile dokumuşlardır. Konar-göçer yaşam biçiminden yerleşik düzene geçiş ile birlikte değerini yitirmeyen ve günümüzde halen kullanılan yastıklar yöre dokumacılığında önemli bir yere sahip olduğundan bu konuda bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmanın amacı Belenbaşı Köyü geleneksel yaşam biçiminin bir parçası olan, günlük kullanım eşyası olarak üretilen, kültürümüzün özgün ürünleri arasında yer alan ve günümüzde kullanımına halen devam edilen yastıkların belgelenerek gelecek kuşaklara doğru bir şekilde aktarılmasını sağlamaktır.
Litvanya’da Kilim Yapım Özellikleri ve Türk Motiflerinin Etkisi
Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 68-73 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.52
Özet
Tam Metin
Litvanya'da dokuma ürünlerinden en yaygın olanı havlu ve yatak örtüleridir. Önceleri nadir olarak rastlanan kilim dokuması XIV. yüzyılda önemli bir yer kazanmaya başlamıştır. Litvan dilinde "kilim" yabancı dillerden alınma kelimelerden birisidir. Litvanya'ya kilimler ilk olarak Avrupa'dan (İtalya, Flandra, Fransa) ve Yakın Doğu'dan gelmeye başlamıştır. XV. yüzyılda yerli ustalar dokuma sanatını öğrenmiştir. XVI- XVII. yüzyıllarda ise kilim dokuması çok yaygın bir hale gelmiştir. 1578 yılında ilk önce Vilnius'ta daha sonra ise Kaunas şehrinde dokuma atölyeleri kurulmuştur. Litvanya'da kilim dokuması belli bir sürede Türk motiflerinin etkisi altında bulunmaktadır.
Sözel Metinlerde Yer Alan Görsel Malzemelerin Halı Tarihindeki Önemi
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 4-15 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.35
Özet
Tam Metin
Türk halısı ile ilgili yapılan araştırmalarda kaynak olarak kullanılan belgelerin çoğu doğrudan halının kendisidir. Bunların başında kazılarda elde edilen halı parçaları, müzelere intikal eden halılar gelmektedir. Buna mukabil halı tarihi araştırmalarında Holbein, Lotto halısı gibi Avrupalı ressamlar tarafından yapılmış resimlerdeki görüntüler de dolaylı belge olarak kullanılmıştır. Klasik devir anlatı metinleri sözel malzeme olarak daha fazla dikkat çekmiştir. Türk klasik edebiyati aratı metinleri bundan dolayı dünyanın pek çok yazma kütüphanesine intikal etmiştir. Anlatı metinlerinin bazı nüshaları çeşitli vesilelerle nakışhanelerde minyatürlenmiştir. Filologlar ve edebiyatçılar kendi branşlarına uygun metinler üzerine çalışırken bu tür görüntü malzemelerini pek dikkate almamıştır. Diğer yandan sanat tarihçileri için anlatılar da pek önemsenmemiştir. Halbuki her iki alanın verileri bir birini destekler mahiyettedir ve bu tür görüntü malzemeleri disiplinler arası yeni dikkatlerle incelendiğinde, tebliğimizde göstermeye çalıştığımız gibi, bilhassa halı araştırmaları konusuna yeni veriler sunmaya imkan vermektedir. Bu tebliğimizde minyatürlerdeki halı resimlerinin dolaylı belge olarak kullanılabilecegi konusu işlenmektedir.
Osmanlı Döneminde Devlet Tarafından Dokuma Ustalarının Başarılarının Taltif Edildiğine Dair Bazı Arşiv Belgeleri
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 26-37 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.37
Özet
Tam Metin
El dokumaları günümüze kadar genellikle desen, kalite, malzeme, teknik özellikleri veya bir şehirbölge dokuması esas alınarak makro düzeyde değerlendirilmiştir. Tarihi ve kültürel özellikleri ile sosyal bilimcilerce yeterli düzeyde araştırılması halen tamamlanmamıştır. Madalya, nişan gibi taltif araçları ise batıya özgü olmakla beraber Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde I. Mahmud zamanında (1730) çıkarılan Ferahi ile başlar. Padişah emri ile kimlere ne hallerde verileceği nizamnamelerle belirlenmiştir. Osmanlı Devleti gerek ordu için, gerekse tekstil mamulü olarak önemli olan geleneksel dokuma imalatında başarı gösterenleri de taltif etmiştir. Devlet için dokuma yapan fabrikalarda kimi zaman yararlılık gösteren çalışanlara ya da sektörün ilerlemesi için katkı sağlayanlara ve teşvik etmek amacıyla zaman zaman nişanlar vermiştir. Tüm bunlar ise Osmanlı Arşivlerinde matbuata dökülerek belgelenmiştir. Bildiride Osmanlı Devleti tarafından, dokumacılık sahasında başarı gösterenlere verilen nişan ve madalyalarla alakalı Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde bulunan kimi belgelere değinilecektir.
Türk Halı Sanatında Mitolojik Kaynaklı Bazı Motifler
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 38-51 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.38
Özet
Tam Metin
Mitoloji, bir milletin en eski çağlardan itibaren atalarının hayallerini, tutkularını, yaşadıkları önemli olayları olağanüstü hikâyeler şeklinde anlatan destan, efsane ve masallardır. Bu Destan, efsane ve masallarda geçen önemli öğeler maddi kültür eserlerinde de görülmektedir. Milletlerin tarih sahnesinde sürekli kalabilmesi ancak dilini ve kültürünü koruyabilmesi ile mümkün olmuştur. Bu nedenle de meydana getirdiği sanat eserlerini kendi kültürel damgasını vurmuş; geliştirmiş olduğu estetik kriterleri bu eserlerde ortaya koymuştur. Maddi kültürümüzün önemli bir kısmını oluşturan halı ve kilimlerimizdir. Bu halı ve kilimlerimizin yüzeylerinin süslenmesinde yer alan motifler, milletimizin geçmiş çağlardaki inançlarını ve yaşam felsefesini en iyi şekilde yansıtmaktadır. Halı ve kilimlerimizin her biri ayrı bir sanat eseri değerinde olup, yüzeylerinde yer alan motifler içerdikleri anlam bakımından geçmişten günümüze önemli ipuçları sunmaktadır. Bu çalışmada Türk halı ve kilimlerinde eski inançların ve yaşam felsefesinin izlerini taşıyan motiflerden bazı örnekler sunulacak ve bunlarla ilgili açıklamalar yapılacaktır.
Ahıska Türklerinde Halı Kültürü
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 16-25 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.36
Özet
Tam Metin
Her halkın milli etnik ve tarihi, kültürel kimliği onun dünyaya getirdiği sanatlarla bağlıdır. Bu anlamda Ahıska Türklerinin halı kültürü onların yaşadığı tarihi coğrafyanın, Kafkas doğasının zenginliğini ve Oğuz Türk kültür bağımını ifade etmektedir. Ahıska Türklerinin soykırıma uğraması ve göçe mecbur edilmesi bu kültürü sarsmışsa da onu yok edememiş ve Ahıska Türkleri yaşadıkları Ahıska bölgesinin halı özgünlüğünü başka sanatları gibi ayrı ayrı coğrafyalarda yaşatmaya mecbur kalmışlardır. Ahıskalıların halıları, Ahıska bölgesinde yaşatılan kültür özelliklerini taşımakla beraber, yaşadıkları yeni coğrafyanın halklarına ait (Kazakların, Özbeklerin, Kırgızların ve diğer) yeni halı özelliklerini de benimsemişlerdir. Bu bakımdan Ahıska halısı dikkat çekmekte ve araştırma için merak konusu olmaktadır. Burada özellikle Ahıska halılarının ornament, nakış özgünlüğü, renk seçimi ve halı türlerinin tekniği dikkat çekmektedir.
Azerbaycan Cecimlerinin Sanatsal ve Teknik Özellikleri ile Günümüzdeki Durumu
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 102-115 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.41
Özet
Tam Metin
Azerbaycan dokumacılık sanatında cecim önemli bir yere sahiptir. Al-elvan boyuna şeritli kompozisyonu ile dikkat çeken cecimler özellikle Şamakhı, Berde, Ağcabedi, Nakhçıvan, Cebrayıl, Zengilan, Lemberan ve Şuşa Bölgelerinde daha çok dokunmuştur. Azerbaycan cecimi, genelde yün, saf ipek, bazen de yün ve pamuk veya ipek ve pamuk ipliklerle yapılan çözgü yüzlü düz dokumadır. Yaklaşık 15-33 cm genişlikte ve 15 m uzunluklu parçalar halinde dokunur. Cecimin kompozisyonu, düz renkli şeritlerin sıralanmasından oluştuğu gibi, düz ve desenli şeritlerin ya da sadece desenli şeritlerin sıralanmasından da oluşabilir. Kullanılan süslemelerin büyük kısmı geometrik olmakla birlikte, bitkisel süslemelere de rastlamak mümkündür. Azerbaycan'da dokunan cecimlerde kırk civarında farklı kompozisyon çeşidi tespit edilmiştir. Azerbaycan cecimlerinde kırmızı, yeşil, lacivert, kahve, sarı, siyah, beyaz gibi renkler daha fazla görülmektedir. Cecim çoğunlukla yatay tezgâhlarda dokunur. Çözgü ipliklerinin dokumadaki sıklığı, atkı ipliklerinin sıklığından 4-5 kat fazladır. Desenli şeritlerde desen genelde iki renk çözgü ile oluşturulmaktadır. Bunlardan birisi yüzeye çıktığı zaman diğeri dokumanın alt tarafında kalıyor ve sırası geldiğinde çözgüler yer değiştiriyorlar. Azerbaycan'da cecimin dokunma tarihinin yeterince eski olduğu düşünülmektedir. Daha XIV. yüzyıldan kalan Tebriz minyatürlerinde cecim örneklerinin tasvirlerine rastlanmaktadır.Cecim, Azerbaycan'ın zengin dokumacılık geleneklerini yansıtan, bu gelenekleri çok eski zamanlardan günümüze taşıyan; hem halkın, hem de soyluların yaygın şekilde kullandığı dokuma çeşidi olarak tekstil tarihimiz açısından büyük önem arz etmektedir. Ne yazık ki, günümüzde cecim dokumacılığı yok denecek duruma gelmiştir..
Çankırı (Merkez) Yüzey Araştırmalarında Tespit Edilen Düz Dokuma Yaygılar
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 52-91 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.39
Özet
Tam Metin
Geleneksel el dokuma yaygıları ev ve cami gibi mekânlarda yer sergisi ya da çeyiz sandığı ve yüklüklerde yoğun bir kullanım malzemesi idi. Geçtiğimiz yüzyıla kadar Çankırı, bölge için önemli bir kültür ve ticaret merkezi olmuştur. Tarihi ev, konak, cami ve bunların içerisindeki etnografik malzemeler derin bir kültürün izi üzerinde olunduğunu doğrulamaktadır. Bugün Çankırı Belediyesi Prof. Dr. Rıfkı Kamil Urga Araştırmaları Merkezi'nde bu bölge ile ilgili belgeler, el yazmaları, çeşitli hat levhalarının yanı sıra, çok sayıda el dokuma yaygıları da bünyesinde barındırmaktadır. Çankırı merkezinde yapılan alan araştırması sırasında tespit edilen düz dokuma yaygıların 200-250 yıl öncesine ait oldukları tahmin edilmektedir. Bu ürünlerde kullanılan malzeme tamamen yündür. Ancak, yakın tarihli örneklerde kısmi olarak sentetik ip ve boyalar kullanılmıştır. Çankırı merkezindeki kilimler, çevre ilçelerdeki dokuma merkezleri ile aynı kompozisyon sağlamlığına ve karakteristik özelliğe sahiptir. Bu tip dokumalarda Sivas ve Kırşehir yörelerinin ağırlıklı olarak etkisi görülmektedir. Eski konaklarda kullanılan göbekli kilimler, karışık teknikli motifleri yatay ve dikey eksende gelişen kompozisyonlu dokumalar, karakteristik özellikleri, dokuma tekniği ve işçilik olarak dikkat çekmektedir. Bu dokuma örneklerine Anadolu'nun farklı bölgelerinde özellikle, Konya, Niğde, Aksaray, Kayseri, Kırşehir ve Sivas gibi merkezlerde sıkça rastlanılmaktadır.
Türk Destanlarında Geçen Halı Anlatımları, Halılardaki Hayvan Motifleri ve Renklerinin Dili
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 92-101 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.40
Özet
Tam Metin
Türk mitolojisinin toplumsal yaşam içerisindeki özgünlüğü edebi alanda ne kadar geçerli ise sanat alanında da o kadar geçerliliğe sahiptir. Mitolojik anlatımlar geçmişten günümüze kadar gelmiş olan toplumsal yaşantı döngüsü içerisindeki her türlü sosyal ve yaşamsal olayları içinde barındırarak toplumun savaşlarını, barışlarını, inançlarını, karakterini ve sanatındaki ince nüanslar ile duygusal yapısını ortaya koyar. Sanat eserlerindeki görüntüler ise, yeri gelir halısındaki bir motifte, yeri gelir çanak ve çömleklerinde veya mimari eserleriyle kendini ortaya çıkartır. Türk mitolojisi ve destanlarında da bu toplumsal olaylar ve sanatsal ibareler her zaman mevcuttur. Bu araştırmada, Türk destanlarında geçen halı anlatımları, halılardaki hayvan motifleri ve halı sanatında kullanılan renklerin Türk toplumu üzerindeki etkileri ele alınmaya ve analiz edilmeye çalışılmıştır.
Bir Sembol Olarak “Kilim”
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 116-121 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.42
Özet
Tam Metin
Göçebe hayatının olmazsa olmazı olan kilimler, dokuyucunun duygu ve düşüncelerini yansıtan yanışları, boy ya da aşireti temsil eden damgaları ile okunması gereken renkli bir mektup gibi okuyucusunu beklemekte, içinde anlatacak çok şeyler barındırmaktadır. Kompozisyonlarındaki renk ve yanışlarıyla dokuyucusunun yüreğini yansıtırken aynı zamanda Türklerin asırlardır sürdürdüğü varoluş mücadelesinin en canlı örneği olma özelliğini de sürdürmektedir. Türk düz dokuma yaygıları'ndan kilim hakkında pek çok bilim adamının bulgu, bilgi ve eser üzerinde yapmış olduğu araştırmalardan farklı olarak, bu bildiride, kilimin sadece kendisini oluşturan parçalardan ibaret olmadığı, aksine genel formu (diktörtgen-kare) itibariyle başlı başına bir "sembol" olduğu düşüncesi yorumlanacaktır. Kilim, sadece, genel kompozisyonu oluşturan üst üste bindirilmiş tertiplerin kaynaşmasından ve dokuma özelliğinden meydana gelmez. Elbette bu özellikleri ve yanışları bakımından da derin sembolik anlamlar içerir. Hatta kilimlerin, başlangıçta, dokunmadan evvel ve dokunduktan sonra da bir takım ritüellerle kutsandığı da bilinmektedir.