200 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
  • Arış
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Çankırı (Merkez) Yüzey Araştırmalarında Tespit Edilen Düz Dokuma Yaygılar

Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 52-91 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.39
Tam Metin
Geleneksel el dokuma yaygıları ev ve cami gibi mekânlarda yer sergisi ya da çeyiz sandığı ve yüklüklerde yoğun bir kullanım malzemesi idi. Geçtiğimiz yüzyıla kadar Çankırı, bölge için önemli bir kültür ve ticaret merkezi olmuştur. Tarihi ev, konak, cami ve bunların içerisindeki etnografik malzemeler derin bir kültürün izi üzerinde olunduğunu doğrulamaktadır. Bugün Çankırı Belediyesi Prof. Dr. Rıfkı Kamil Urga Araştırmaları Merkezi'nde bu bölge ile ilgili belgeler, el yazmaları, çeşitli hat levhalarının yanı sıra, çok sayıda el dokuma yaygıları da bünyesinde barındırmaktadır. Çankırı merkezinde yapılan alan araştırması sırasında tespit edilen düz dokuma yaygıların 200-250 yıl öncesine ait oldukları tahmin edilmektedir. Bu ürünlerde kullanılan malzeme tamamen yündür. Ancak, yakın tarihli örneklerde kısmi olarak sentetik ip ve boyalar kullanılmıştır. Çankırı merkezindeki kilimler, çevre ilçelerdeki dokuma merkezleri ile aynı kompozisyon sağlamlığına ve karakteristik özelliğe sahiptir. Bu tip dokumalarda Sivas ve Kırşehir yörelerinin ağırlıklı olarak etkisi görülmektedir. Eski konaklarda kullanılan göbekli kilimler, karışık teknikli motifleri yatay ve dikey eksende gelişen kompozisyonlu dokumalar, karakteristik özellikleri, dokuma tekniği ve işçilik olarak dikkat çekmektedir. Bu dokuma örneklerine Anadolu'nun farklı bölgelerinde özellikle, Konya, Niğde, Aksaray, Kayseri, Kırşehir ve Sivas gibi merkezlerde sıkça rastlanılmaktadır.

Türk Destanlarında Geçen Halı Anlatımları, Halılardaki Hayvan Motifleri ve Renklerinin Dili

Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 92-101 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.40
Tam Metin
Türk mitolojisinin toplumsal yaşam içerisindeki özgünlüğü edebi alanda ne kadar geçerli ise sanat alanında da o kadar geçerliliğe sahiptir. Mitolojik anlatımlar geçmişten günümüze kadar gelmiş olan toplumsal yaşantı döngüsü içerisindeki her türlü sosyal ve yaşamsal olayları içinde barındırarak toplumun savaşlarını, barışlarını, inançlarını, karakterini ve sanatındaki ince nüanslar ile duygusal yapısını ortaya koyar. Sanat eserlerindeki görüntüler ise, yeri gelir halısındaki bir motifte, yeri gelir çanak ve çömleklerinde veya mimari eserleriyle kendini ortaya çıkartır. Türk mitolojisi ve destanlarında da bu toplumsal olaylar ve sanatsal ibareler her zaman mevcuttur. Bu araştırmada, Türk destanlarında geçen halı anlatımları, halılardaki hayvan motifleri ve halı sanatında kullanılan renklerin Türk toplumu üzerindeki etkileri ele alınmaya ve analiz edilmeye çalışılmıştır.

Bir Sembol Olarak “Kilim”

Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 116-121 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.42
Tam Metin
Göçebe hayatının olmazsa olmazı olan kilimler, dokuyucunun duygu ve düşüncelerini yansıtan yanışları, boy ya da aşireti temsil eden damgaları ile okunması gereken renkli bir mektup gibi okuyucusunu beklemekte, içinde anlatacak çok şeyler barındırmaktadır. Kompozisyonlarındaki renk ve yanışlarıyla dokuyucusunun yüreğini yansıtırken aynı zamanda Türklerin asırlardır sürdürdüğü varoluş mücadelesinin en canlı örneği olma özelliğini de sürdürmektedir. Türk düz dokuma yaygıları'ndan kilim hakkında pek çok bilim adamının bulgu, bilgi ve eser üzerinde yapmış olduğu araştırmalardan farklı olarak, bu bildiride, kilimin sadece kendisini oluşturan parçalardan ibaret olmadığı, aksine genel formu (diktörtgen-kare) itibariyle başlı başına bir "sembol" olduğu düşüncesi yorumlanacaktır. Kilim, sadece, genel kompozisyonu oluşturan üst üste bindirilmiş tertiplerin kaynaşmasından ve dokuma özelliğinden meydana gelmez. Elbette bu özellikleri ve yanışları bakımından da derin sembolik anlamlar içerir. Hatta kilimlerin, başlangıçta, dokunmadan evvel ve dokunduktan sonra da bir takım ritüellerle kutsandığı da bilinmektedir.

Geçmişten Günümüze Trakya El Dokumaları Yaygılar, Tasarımda Sorunlar ve Çözümler

Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 132-147 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.44
Tam Metin
El dokuma yaygılar, kilim ve halı insanların gereksinimi giderme amaçlı yapıldığından, genellikle yapan kişilerce kaygı duyulmaksızın içten gelen duyguların yansıtılması sonucu kimi zaman sade, kimi zaman da oldukça ağır motiflerin kullanılması suretiyle estetik ve sanatsal değerler yüklenerek dokunmuştur. Üretim sonucu olan her ürün aslında bir yaratımdır. Yaşamın gerçek belgeleridir. Dokuma, insanlığın çok eskiden beri yapmış olduğu bir uğraşıdır. Halı ve Kilim dokumacılığının araştırılıp incelenmesi bir anlamda yaşanılan sorunların çözümlenmesi için yeni varsayımların ortaya atılması açısından son derece önem taşımaktadır. Bugün elde bulunan eski el dokuma yaygılar, kilim ve halı örneklerinin birçoğu müzelerde sergilenmesine rağmen yüzyıllar öncesinden kalan örneklerin sayısı oldukça az ve Trakya bölgesine ait örneklere rastlamak ne yazık ki mümkün değildir.

Teke Yöresinde Barak Kilimleri

Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 148-159 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.45
Tam Metin
Baraklar Anadolu'ya yerleşen Türkmen Oymaklarının en etkin ve üretken kollarından biridir. Barak aşiretleri Gaziantep, Nizip, Kargamış üçgeninde yoğun olarak yaşamıştır. Bu aşiret, sebebini bilemediğimiz bir göç hareketi ile Teke yöresi -Antalya- Kaş çevresine yerleşmiştir. İlk defa Boğazcık Köyü'ne gelen Baraklar, birkaç yüz yıldan beri Kaş bölgesinde yaşamaktadır. Sonradan çoğalarak üç köy teşkil edecek hale gelmişlerdir. Baraklar iyi bir sürü besleyicisidir. Besledikleri hayvanların yün ve kılından üretilen dokumalar günümüzde devam etmektedir. Çoğunlukla iki yüzü de kullanılabilen özel bir tarz üreterek, "Barak Kilimi" adını vermişlerdir. Baraklar, kilim dokumaları yanında, ekmek torbası, Barak çarığı, semer yapımı gibi geleneksel el sanatlarını günümüzde de sürdürmektedir.

Van – Hakkâri Yörelerinde Sine Olarak Bilinen Kilimler

Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 122-131 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.43
Tam Metin
İnsanoğlu ihtiyaçlarını karşılamak ve kendilerini soğuktan korumak gibi nedenlerden dolayı dokumalar üretmişlerdir. Bilindiği gibi dokumalar, düz ve havlı dokumalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadırlar. Düz dokumalar da dokunuş tekniklerinden dolayı kilim, cicim, zili, sumak olmak üzere dört gruba ayrılmaktadırlar. Bu düz dokumalar içerisinde de kilimler önemli bir grubu oluşturmaktadır. Kilimler isimlerini bölge, aşiret ve üzerinde kullanılan motiflerden almaktadır. Sine kilimleri de adını İran'ın Senah bölgesinden alan kilimlerdir ve bu kilimler, Van - Hakkâri yörelerinde de dokunmaktadırlar. Bu makalede Sine Kilimleri kullanılan teknik, malzeme, renk, motif ve kullanılan kompozisyon özelliklerine göre tanıtılmaktadır.

Kızılçam Pigmentinin Elde Edilmesi ve Yün İplik Boyamada Kullanım Özellikleri

Arış · 2012, Sayı 7 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 3) · Sayfa: 10-17 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.26
Tam Metin
Ülkemiz 10.000'e yaklaşan bitki türü ile Avrupa ve Ortadoğu'nun bitki örtüsü bakımından en zengin ülkelerinden biridir. Bu nedenle doğal boyacılıkta kullanılan bitkilerin sayısı oldukça fazladır. İnsanoğlunun boya olarak bitkilerden yararlanması yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Bundan dolayı boya bitkileri, tekstil, gıda, deri vs. gibi sanayi ürünlerinin temel boyar maddesi olmuştur. Bu bitkiler ülkemizde de yüzyıllarca halı, kilim, kumaş v.b. el sanatlarında kullanılan pamuk, yün, ipek elyaf ve ipliklerini boyamada kullanılmıştır. Fakat 19. yüzyılın ortalarında sentetik boyar maddelerin keşfi ile doğal boyalar ve dolayısıyla doğal boyamacılık yavaş yavaş günümüze kadar önemini yitirmiştir. Bitkilerden yapılan boyarmaddelerle boyama işlemlerinde pigment kullanımı günümüzde yaygınlaşmaktadır. Bu nedenle kızılçam kabuklarının pigment haline getirilerek kullanılması doğal boyamacılığın daha kısa sürede, temiz ve kolay uygulanmasını sağlamaktadır. Boyanın elyafla bağ yapmasını sağlayan yardımcı madde olarak çeşitli mordanlar kullanılmaktadır. Aynı bitkiden değişik mordan kullanılarak yüzlerce farklı renk elde etmek mümkündür. Günümüzde, sentetik boyar maddelerin, çevreye zarar verdiği ve insanlarda sebebi bilinmeyen allerjik astım ve bazı kanser türlerinin oluşumuna yol açtığı saptanmıştır. Bu nedenle son

Türk Halılarında Kullanılan Kök Boya ve Cehri ile Boyanmış Yün İpliklerin Haslıklarının İyileştirilmesi

Arış · 2012, Sayı 7 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 3) · Sayfa: 18-25 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.27
Tam Metin
Bu çalışmada geleneksel olarak dokunan Türk halı ve düz dokumalarında kullanılan yün ipliklerinin boyanmasında yararlanılan doğal boyarmaddelerden en yaygın olarak kullanılan Kök boya (Rubia tinctoruım L.) ve Cehri (Rhamnus petiolaris Bioss) bitkileri seçilmiştir. Çalışmada geleneksel olarak boyama yöntemlerinden olan önceden mordanlama yöntemi kullanılmıştır. Bakır sülfat (CuSO4 .5H2 O), Demir Sülfat (FeSO4 .7H2 O), Şap (KAl(SO4 )2 .12H2 O), Potasyum dikromat (K2 Cr2 O7 ), Potasyum Kromat (K2 CrO4 ) ve Tartarik asit (C4 H6 O6 ) olmak üzere altı farklı mordan maddesi kullanılmıştır. Mordanlama işleminden sonra boyama işlemleri yapılmıştır. Boyanmış yün iplikleri iki kısma ayılmıştır. İlk kısım boyalı yün ipliklerine herhangi bir son işlem uygulanmamıştır. Doğrudan haslık testleri (Işık ve yıkama haslığı testi) uygulanmıştır. İkinci kısım boyalı yün ipliklerine son işlem yapılmış ve daha sonra benzer haslık testlerine geçilmiştir. Boyalı yün ipliklerin renk verimleri Konika/Minolta 3600d yansıma spektroskopinde Realcolor yazılımı kullanılarak K/S değerleri elde edilmiştir. Kubelka-Munk denklemine göre hesaplanan K/S değeri yorumlanmıştır. CIELab (L,a,b) koordinatları tespit edilmiştir. Sonuçlar karşılaştırılmış ve art işlemler sonunda haslık değerleri 1-2 puan artış göstermiştir

Ardahan Yöresi Düz Dokumaları

Arış · 2012, Sayı 7 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 3) · Sayfa: 26-41 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.28
Tam Metin
Ardahan yöresinde düz dokumaların zenginliği ipek yolunun önemli merkezlerinden Ahıska'ya sınır olması ve Anadolu'dan Orta Asya'ya açılan kapılardan bir tanesi olmasıdır. Zira bu ipek yolundaki Ardahan bölgesinde yerleşik hayat kuran ve kökleri Orta Asya'ya dayanan Türk kavimlerin dokuma kültürünü zenginleştirerek devam ettikleri görülmektedir. Ardahan yöresi düz dokumaları denilince akla Ardahan merkez olmak üzere, Çıldır, Posof, Hanak, Damal ve Göle yöresinde dokunan kilim, cicim, zili vb. dokumalar akla gelir. Geometrik ve bitkisel desenlerin ağırlıklı olarak kullanıldığı yöre dokumalarında dokuma tekniklerine göre Ahıskalı, karapapak, yerli kilimi gibi yöresel adlarda kullanılmaktadır. Söz konusu dokumalar, kullanım amaçlarına ve kullanıldıkları yerlere göre seccade, divan yastığı, yer sergisi, yük örtüsü gibi adlar alırlar. Ardahan yöresindeki düz dokumalar kendine has yöresel özelliklerin yanı sıra; Anadolu'daki diğer yaygılarla da ortak özellikler göstermektedir. Düz dokuma yaygılarının malzemesi yündür. Siyah, kahverengi ve beyaz renkli yünler boyamadan saf olarak kullanılır. Boyalar eskiden doğal malzeme ve bitkilerden elde edilmiş olup, günümüzde sentetik ve doğal boyalar birlikte kullanılmaktadır. Kırmızı, siyah, kahverengi, yeşil ve beyaz renkler hâkimdir. Tek ve iki şak halinde dokunur.

1942- 1950 Arası Anadolu’da Bir Dokumacılık Kurumu: Muğla Güzelyayla Dokumacılar Kooperatifi

Arış · 2012, Sayı 7 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 3) · Sayfa: 4-9 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.25
Tam Metin
Bu çalışmada 1942 yılında Muğla'da 40 müteşebbisin bir araya gelerek "Muğla Güzelyayla Dokumacılar Kooperatifi" adında bir işletme kurduğu, bu müteşebbislerin 2/3'nün kadınlardan meydana geldiği ve kooperatifin kuruluş amacının; II. Dünya Savaşı döneminde sıkıntıya düşen Muğlalı dokumacılara ucuz iplik temin etmek ve mamullerini de uygun fiyata satmak olduğu belirtildi. Sonuç olarak da savaş döneminde Muğla ekonomisine oldukça katkısı olan bu kooperatifin savaş sonrası ithalat ve ihracat kalemlerinin açılarak Muğla'ya ucuz hammadde ve mamullerin gelmesiyle kapanmak zorunda kaldığı ele alındı.