207 sonuç bulundu
ANKARA ETNOĞRAFYA MÜZESİ KOLEKSİYONUNDAKİ KIRŞEHİR SECCADE HALILARI: MOTİF VE KOMPOZİSYON ÖZELLİKLERİ
Arış · 2023, Sayı 23 · Sayfa: 21-44 · DOI: 10.32704/akmbaris.2023.184
Özet
Tam Metin
Bu makalenin konusu, Ankara Etnoğrafya Müzesi Koleksiyonunda yer alan Kırşehir seccade halılarının motif ve kompozisyon özellikleri üzerinedir. Kırşehir 18. yüzyıldan itibaren Anadolu Türk halı sanatının zenginliğine katkı sağlayan önemli dokuma merkezlerindendir. Kırşehir’e ait çok sayıda halının günümüze ulaşması yörede dokumacılık faaliyetlerinin yoğun olduğunu göstermektedir. Bugün Türkiye’de hemen hemen her müzede Kırşehir halısına rastlamak mümkündür. Günümüze ulaşan Kırşehir halılarının sayıca fazla olması memnuniyet verici olmakla birlikte eserlerin Türkiye’de ve yurt dışında farklı müzelerde ve çeşitli koleksiyonlarda bulunması bu halıları topluca ele alarak değerlendirmeyi ve Kırşehir halıları ile ilgili kesin ifadeler kullanmayı zorlaştırmaktadır. Bu sebeple müzelerde ve özel koleksiyonlarda yer alan Kırşehir halılarını mümkün olduğunca gün ışığına çıkararak belgelemek, bu halıların üslup özelliklerini ortaya koymak hususunda önem arz etmektedir. Çalışma kapsamında Ankara Etnoğrafya Müzesinden gerekli izinlerin alınmasının ardından müze envanter defterleri dikkatle taranarak Kırşehir yöresine ait halılar tespit edilmiştir. Tespit edilen halıları yerinde incelemek sureti ile gözlem fişlerine özellikleri ile ilgili gerekli bilgiler aktarılmıştır. Halıları görsel açıdan belgelemek amacı ile fotoğrafları çekilmiştir. Katalog çalışması yapılmıştır. Buna göre Ankara Etnoğrafya Müzesi Koleksiyonunda yer alan Kırşehir halıları seccade türündedir ve ekseriyetle mihrap tasvirlidir. Mihrap nişinde en çok tasvir edilen motifler; stilize bitkisel motifler, manzara tasvirleri ve kandildir. Mihrap nişinin süslemesiz olduğu örnekler mevcuttur. Kırşehir seccade halılarında birer süsleme alanı olan mihrap köşeleri, mihrabın altında ve üstünde bulunan dikdörtgen çerçeveler ve bordürlerde bitkisel motiflerin hâkim olduğu görülmektedir. Ankara Etnoğrafya Müzesi dışındaki müze ve koleksiyonlarda motif ve kompozisyon özellikleri açısından Kırşehir seccade halılarının farklı örnekleri bulunmaktadır. Bu husus Kırşehir seccade halıları ile ilgili kesin ifadeler kullanma konusunda ihtiyatlı davranmayı gerektirmektedir. Bunun yanı sıra Kırşehir seccade halıları ile ilgili her çalışma daha fazla esere ulaşmayı mümkün kılarak, genel üslup özelliklerini ortaya koymak açısından önemlidir.
SEBEN ALACA DOKUMA KUMAŞ TASARIMINDA ÇİFT KATLI HORTUM DOKUMA TEKNİĞİYLE TASARIM GELİŞTİRMEK
Arış · 2023, Sayı 23 · Sayfa: 45-66 · DOI: 10.32704/akmbaris.2023.185
Özet
Tam Metin
Anadolu’da el sanatları içinde dokumacılık, yörenin özelliklerini yansıtması açısından önemli bir kültürel mirastır. Bolu ili Seben ilçesi alaca dokumaları ile ön plana çıkmaktadır. Seben’de üretilen alaca dokumaları kadınlar, günlük ihtiyaçları doğrultusunda kullanmaktadır. Ancak geleneksel olarak üretilen dokuma kumaşlarının makineleşmesiyle birlikte üretiminin ve dokuma ustalarının sayısının gün geçtikçe azalması gibi sorunlar ile karşılaşılmaktadır.
Çalışmanın amacı, kaybolmakta olan alaca dokumalarına, günümüz koşullarında alternatif düşünme ve üretme biçimlerine odaklanarak, tasarım ve ürün geliştirme yoluyla üretici ve tasarımcıların yaratım süreçlerine yol gösterici olması ve geliştirmesidir. Çift katlı hortum dokuma tekniği ile yöresel seben alaca dokumalarına bir öneri olarak dikişsiz hortum dokular ile farklı bakış açısı sunulmaktadır. Ayrıca dokuma mirasının aktarımında önemli bir etken olan gelişen teknoloji, hız ve küreselleşen dünyada; yerel dokuma ürünlerinin yeniden kullanılabilirliğini arttırma, sürekliliğini sağlama, miras aktarımında farkındalık oluşturma ve alaca dokuma kumaş tasarımını geliştirmede önemli bir kaynak olacağı düşünülmektedir.
Çalışmanın kavramsal çerçevesi dokuma teorisi ile deneysel tasarım kuramına dayanmaktadır. Bolu ili Seben ilçesi alaca dokuma örnekleri katılımcı ile karşılıklı konuşma, gözlem, kumaş örneklerinin analiz edilmesi, fotoğraflanması ile uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Alaca dokuma örneklerinden yola çıkarak, iki kenar bağlantılı (hortum/ torba) dokuma tekniği ile hortum/torba dokuma kumaş tasarımlarından elde edilen örnekler uygulanmıştır. Böylece geleneksel alaca dokuma tasarımı kullanılarak dokuma tezgâhında dikişiz, örgünün bozulmadan devam ettiği bir kumaş ve üç boyutlu tasarımlar elde edilmiştir. Aynı zamanda geleneksel alaca dokuma özelliğini kaybetmeden korunarak yeni bir dokuma tekniği ile bir araya getirilmiştir. Bu sayede dokuma alanına yeni bir bakış açısı kazandırılmıştır.
GELENEKSEL TÜRK HALI VE KİLİMLERİNİN MÜZELERDE SERGİLENME YÖNTEMLERİ VE ELEMANLARI
Arış · 2023, Sayı 23 · Sayfa: 109-134 · DOI: 10.32704/akmbaris.2023.188
Özet
Tam Metin
Türk sanatında özgün kimliği ve yöreselliğiyle önemli bir konumda bulunan halı sanatı, neredeyse Türk müzelerinin tamamının koleksiyonunda yer almaktadır. 15. yüzyıldan itibaren Avrupa’nın da dikkatini çeken halı ve kilimler, özellikle 19. yüzyıl sonrasında Avrupa ve Amerika müzelerinde de yer almaya başlamıştır. Osmanlı döneminde önceliğin arkeolojik eserler olması nedeniyle ikinci planda kalan etnografik değeri olan Türk halı ve kilimleri 1908 Nizamnamesinde İslami eserlerin sanat eseri olarak kabul edilmesiyle birlikte koruma altına alınmaya başlamıştır. Bu süreçten sonra halılar, pek çok müzenin koleksiyonunda yer edinmiştir. Bu müze türlerinin başında ise etnografya ve vakıf müzeleri gelmektedir.
Türkiye’de koleksiyonunda halı ve kilim bulunduran müzelerde eserler teşhir edilirken vitrin içi ve doğrudan zemin üzerinde olabileceği gibi askı sistemleri, açılabilir ve kaydırılabilir raylı panolar, çekmeceli raf sistemleri, duvarlar, sabit ya da hareket ettirilebilir panolar ve zeminden yükseltilmiş sergileme platformları da kullanılmaktadır. Bu sergileme elemanlarının çeşitliliğini belirleyen ise eserin fiziki durumu, ağırlığı, rengi, ölçüleri ya da tarihi önemi gibi kıstaslardır. Makalenin amacı halı ve kilimlerde kullanılan sergileme yöntemlerinin çeşitliliğini sunmak ve hangi yöntemin hangi esere uygun olup olmadığını örnekler üzerinden göstermektir. Bu konu hakkında daha önceden yapılan yayınlardan elde edilen bilgiler ve müzelerde yapılan gözlemler neticesiyle örnekler belirlenmiştir. Örnekler ağırlıklı olarak Türk müzelerinden seçilse de bazı eserler yurt dışındaki Türk halı ve kilimlerinden seçilerek mukayeseli olarak aktarılmıştır. Son olarak ise makalede, eserlerin sergileme yöntemlerinin karşılaştırmaları yapılmış ve günümüzde kullanılabilecek en doğru sistemlerin hangileri olabileceğine dair önerilerde bulunulmuştur.
MEVLÂNA DERGÂHI TASVİRLİ HALI
Arış · 2023, Sayı 23 · Sayfa: 67-84 · DOI: 10.32704/akmbaris.2023.186
Özet
Tam Metin
Konya ili; tarihi, kültürü, sosyal hayatı, ekonomisi ve coğrafyasıyla Anadolu kentleri arasında özel bir konuma sahip nadir şehirlerimizdendir. Konya’nın coğrafi özellikleri, tarihe dayanan kültür zenginlikleri, el dokumalarının uygulanmasına ve yaşatılmasına asırlardır imkân tanımıştır. Çatalhöyük’le başlayıp günümüze kadar uzanan ve tarihin her döneminden izler taşıyan Konya, bütün bu dönemlerde el dokumacılığının merkezi olma özelliğini korumuştur. Bu güzel şehrimiz topraklarında pek çok özel şahsiyeti misafir etmiş ev sahipliği yapmıştır. Hz. Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî bu önemli şahsiyetlerin başında gelir. Hz. Mevlâna’nın Konya şehri ve halkı üzerinde etkisi günümüze kadar gelmiştir. Konya’nın en önemli sembolüdür. Hz. Mevlâna bıraktığı eserlerle çağlar boyu yaşamıştır. İlmini yaydığı bu coğrafyada vefatından sonra bina edilen, günümüzde de Mevlâna Müzesi olarak korunan mekân Konya şehrinin en önemli silüeti durumundadır. Öyle ki bu mekân farklı sanat alanlarında pek çok esere konu olmuştur. Bu eserlerden birisi de halı sanatıdır. Batılılaşma Dönemi Anadolu tasvir sanatı içinde duvar resimleri dini ve sivil mimaride uygulanmıştır. Türk resim sanatı içinde duvar resimlerinde tabiattan görüntüler, şehirlerden detaylar ve mekânlar resmedilmiştir. Duvar resimlerinin etkilerini Türk halı sanatı içinde duvar halılarında görmekteyiz. Özellikle dini semboller halılarda sıklıkla kullanılmıştır. Bu örneklerden birisi de Mevlâna Dergâhının konu edindiği bir duvar halısıdır. Bu çalışmada, özel koleksiyonda korunan “Mevlâna Halısı” olarak adlandırılan halının; boyut, malzeme, teknik, renk, tür ve kompozisyon özellikleri genel olarak incelenerek, Türk Halı Sanatı Tarihi içindeki yeri değerlendirilmeye çalışılacaktır.
TOSYA’DA GELENEKSEL KESE VE KUŞAK DOKUMACILIĞI VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU
Arış · 2023, Sayı 23 · Sayfa: 85-108 · DOI: 10.32704/akmbaris.2023.187
Özet
Tam Metin
Dokumacılık sanatı, çağlar boyunca süregelen ve geniş çaplı kültür-sanat zenginliğine sahip Anadolu’nun köklü uğraşılarındandır. Geleneksel kimliği, kullanılan teknik, yöreye ait motif ve kompozisyon özellikleri gibi unsurları ile kültürel mirasımıza ait başlıca ögelerdendir. Geleneksel dokuma sanatından günümüze ulaşan örnekler zengin çeşitliliğe sahip olsa da, günümüzün teknolojik koşulları ile birlikte geleneksel kimlikte bozulmalar yaşandığı ve üretimin azaldığı görülmektedir.
Bu araştırmanın amacı tiftik iplik kullanılarak dokunan Tosya kese ve kuşaklarında kullanılan araç-gereçler ve üretim aşamalarının, teknik özelliklerin belirlenmesidir. Bu amaçlar doğrultusunda ilçede alan araştırması yapılmış ve etnografik araştırma metodu uygulanmıştır. Yörede dokumacılıkla uğraşan kişiler ve kurum yetkilileri ile görüşülmüş, ilçede ulaşılabilen kese örnekleri, iç ve dış kuşak örnekleri incelenmiştir. Araştırma kapsamında, Tosya’da kese ve kuşak dokumacılığında yapılan tüm hazırlık, dokuma ve bitim işlemleri belirlenmiştir.
Kese ve kuşak dokumacılığında iki ya da dört çerçeveli yüksek tezgâhlar kullanılmaktadır. Araştırmaya konu olan keselik bezler bezayağı örgü tekniğinde dokunurken, iç kuşaklık bezler ise balıksırtı dimi örgü tekniğinde dokunmaktadır. Keselik bez dokumalara, uygulanan son işlemler ciltteki ölü deriyi kolay uzaklaştırmasını sağlamaktadır. Kese ve iç kuşaklarda tiftiğin kendi rengi kullanılmakta ve herhangi bir boyama işlemine tabi tutulmamaktadır. Yörede diğer adıyla “alaca kuşak” olarak da bilinen, dış kuşaklar artık yapılmamaktadır. İç kuşakların üretim ve kullanımına günümüzde de devam edilmektedir. Bu çalışma ile “Tosya Kese” ve “Tosya Kuşağı” yapımının kayıt altına alınıp korunarak, özelliğini bozmadan devam ettirilmesine yardımcı olmak hedeflenmiştir.
SÜMERBANK SÜMERHALI ISPARTA FABRİKASININ ÖZGÜN ÇALIŞMA MODELİ VE ANADOLU HALICILIK KÜLTÜRÜNDEKİ ROLÜ
Arış · 2023, Sayı 22 · Sayfa: 66-83 · DOI: 10.32704/akmbaris.2023.179
Özet
Tam Metin
Bu makalede Isparta halıcılığı ve onu modern halıcılık geleneğine ve sanayiine bir okul görevi yapmış olan Sümerbank Isparta Fabrikasının Anadolu halıcılık mirası için taşıdığı anlamlar incelenmiştir. Bu fabrika varlığını sürdürdüğü uzun bir dönem içinde, geniş bir kadro yetiştirmiş, ancak 1935 yılında kurulan Sümerbank’ın bünyesine katılarak yerel halıcılık alanındaki temel direklerden birisi olmuştur.
Geleneksel halı üretimi kültürel miras değeri yanında çok kapsamlı bir ekonomik değer taşır. Geleneksel Türk halısı, Orta Asya’dan Anadolu’ya, tarihin derinliklerinden, günümüze kadar gelen ve çok değerli geleneksel mesajları taşımış olan özel bir üründür. Türk halıcılık geleneğini Batı Anadolu’da da sürdüren birçok ünlü ve eski merkez vardır. Bu merkezlerde kurulmuş bulunan Türk halıcılık geleneği, küresel halıcılığın önde gelen örnekleri arasında hak ettiği yere ve üne sahiptir.
Bu ünlü ve eski merkezlerden biri olan Isparta, İzmir Limanı ile Batı’ya yönelmiş, yeni pazarın gerektirdiği yeniliklere hızla uyum göstermiş ve böylece geliştirmeye başladığı halıcılık düzeni ile de yüzlerce yıllık Batı Anadolu halıcılık merkezleri arasında önemli bir noktaya çıkabilmiştir. Sümerbank ise Isparta halıcılığının geçmişteki dış pazarlardaki marka değeri ve talebini yeniden sağlamak ve yerel kalkınma kaynağı haline getirmeyi hedef alan çalışmalar gerçekleştirmiştir. Sümerbank Holding’in, bir kuruluşu olan “Sümerhalı, Sümer Halıcılık, El Sanatları Sanayi ve Ticaret A.Ş.” adıyla geleneksel halıcılığın değişen ve gelişen teknolojisinin uygulayıcısı olarak 1987 yılında Anadolu halıcılık geleneğinin güçlü merkezi haline gelmiştir.
Bu çalışmada Sümerhalı Isparta Fabrikasının “Türk El Dokuma Halıcılığını Geliştirme Projesi” olarak bilinen atılımla yeni bir geleneksel halı üretimi dönemini başlatarak halı geleneğinin sürdürülebilirliği açısından önemli bir model yarattığı görülür. Makalenin amacı, bu modeli oluşturan kaynaklar, modelin gerçekleşmesini sağlayan hedefler ve sonuçlarının tartışmaya açılmasıdır.
Sümerbank, Sümerhalı Isparta Fabrikası 2008’de faaliyeti durana dek Anadolu’daki sanayileşme ve modernleşme çabaları ve dokuma sektöründeki gelişmelerin bir bileşeni olarak varlığını sürdürmüştür. Isparta Halıcılığının Anadolu Kültürel Mirasının sahip olduğu, özgünlük ve yerelliği ve aynı zamanda ekonomik potansiyelini desteklemiştir.
AYAŞ CAMİLERİNDE TESPİT EDİLEN UŞAK HALILARININ ÖZELLİKLERİ VE BOYARMADDE ANALİZLERİ
Arış · 2023, Sayı 22 · Sayfa: 46-65 · DOI: 10.32704/akmbaris.2023.178
Özet
Tam Metin
Ankara’nın ilçesi Ayaş, Osmanlı döneminde Orta Anadolu’nun önemli Müslüman Türk şehirlerinden biridir. Tarihçiler tarafından 16. yüzyılda oldukça gelişmiş kalabalık bir şehir olduğu söylenmektedir. 1997’de Ayaş’ın merkez camilerindeki halı yaygılar üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmada tespit edilen halılardan önemli görülen bir grup, aynı yıl Ayaş’ta düzenlenen bir sempozyumda sunulmuş ve tam metin olarak basılmıştır. Aynı çalışmada bahsi geçen ve bu çalışmaya da boyarmaddeleri ile konu olan Uşak halıları Ayaş’ın çarşısındaki Şeyh Muhyiddin Camisi ve hemen üst sokağındaki Bünyamin Ayaşi Camisi’nde tespit edilmiştir. Bu camiler 16. yüzyılda yapılmış, ismini aldığı kişiler, aynı asırda yaşamış, önemli İslam âlimi ve tasavvuf ehli olup, türbeleri camilerde bulunmaktadır.
Bu halıların camiler için özel sipariş edilerek Uşak atölyelerinde büyük ölçekte dokunduğu bilinmektedir. Halılardan biri “Madalyonlu Uşak Halısı” olup, Türk İslam Eserleri Müzesi’nde sergilenen 16. yüzyıla tarihlendirilen halı ile teknik ve desen özellikleri çok yakın benzerlik göstermektedir. Diğer halıların kenar suyunda farklı motifler görülmekle birlikte, zeminde birim raporlu hatayi (şakayıklı) desen, sonsuzluk prensibine uygun, tam simetri ile tekrarlanmıştır. Bu halılar aynı malzeme ile aynı renklerde dokunmuştur.
Söz konusu Uşak halılarından dört tanesinin çok yıpranmış, sökülmekte olan kenarlarından araştırma sırasında alınan hav/düğüm ipliği numuneleri ayrı zarflarda kayıtlı olarak 2010 yılına kadar saklanmıştır. Bu tarihi halıların iplik numuneleri “TCF-DATU- Kültürel Miras ve Doğal Boya Laboratuvarı (TCF-DATU-Cultural Heritage Preservation and Natural Dyes Laboratory)” kurumunda boya analizleri yapılmış ve önemli bulgulara ulaşılmıştır. Boyarmaddelerin tamamının bitkisel doğal boya kaynağı olduğu, özellikle kırmızı renk için kökboya (Rubia tinctorum L.), mavi ve lacivert renkler için çivit otu (Isatis tinctoria L.) veya Hindistan çividi (Indigofera tinctoria L.) bitkilerinden birinin kullanılmış olduğu belirlenmiştir.
Bu halılardan Bünyamin Ayaşi Camisi’nde tespit edilen bazı parçalar Ankara Vakıf Eserleri Müzesi’nde koruma altındadır. Ayaş Müftülüğü ve Ankara Vakıf Eserleri Müzesi ile yapılan görüşmeler sonucunda Madalyonlu Uşak Halısı ve diğer halı parçaları bulunamamıştır.
YERLİ VE YABANCI KAYNAKLARIN IŞIĞINDA 16. YÜZYILDAN 20. YÜZYILA TÜRK HALI DOKUMACILIĞI
Arış · 2023, Sayı 22 · Sayfa: 116-136 · DOI: 10.32704/akmbaris.2023.182
Özet
Tam Metin
Bu araştırmada Osmanlı halıcılığı, yerli ve yabancı kaynakların ışığında yorumlanmıştır. Özellikle Topkapı Sarayı Arşivinde muhafaza edilen ehl-i hîref defterleri, hükümler, hazine sayım defterleri, faydalanılan başlıca kaynaklar olmuştur. Ayrıca narh defterleri, gümrük tarife defterleri, yabancı seyyahlar ve çizimleri, yerli seyyahların görüp anlattıkları bu makalenin yazılmasında önemli dayanaklardır. Osmanlı sanayiini ve ekonomisini konu alan araştırmalar, uluslararası sergilere katılım ve sergi kataloglarından edinilen bilgiler bu araştırmanın başvuru kaynaklarıdır.
Bu kaynaklara dayanarak 16.yüzyılın başında Bergama ve Menemen’in, 16.yüzyılın ortasından sonra Uşak ve çevresinin önemli bir halı merkezi haline geldiği görülmüştür. 19.yüzyıla kadar Uşak ve çevresindeki halı dokumacılığı geleneksel özelliğini koruyarak devam etmiştir. Ancak Batılı tacirler bölgeye yerleşip, bölge halkına siparişler vererek ticarete başlamıştır. Daha sonra altı Levanten ailenin ortaklığıyla The Amalgamated Oriental Carpet Manufactures şirketi kurularak geniş bir ticaret ağı organize edilmiştir.1 Bu organizasyonla bölge halılarına müdahale edilmiş; desen, renk ve ölçüleri değiştirilerek kimliğinin kaybolmasına yol açıldığı anlaşılmıştır.
Son olarak Sarayın dokumacılığı kalkındırmak için Hereke, Feshane fabrikalarının kurulması ve Hereke üretimi halılar ele alınmıştır. Hereke halı ustalarının daha sonra Kumkapı’da atölye açmaları ve Hereke üretimine benzer halılar dokuması, bunların yurt dışına satılması, hediye edilmek suretiyle gitmesiyle Batıda tanınmışlardır. G. Salting isimli bir koleksiyonerin bu halılardan oluşan koleksiyonunu bir müzeye bağışlamasıyla saray halıları grubu Batı’da Salting grubu adıyla tanınmıştır. Böylece Topkapı Sarayı halı gurubu, Hereke ve Kumkapı üretimi halıları Salting grubu ile bir arada değerlendirilmektedir. Bu halkaya Kumkapı halılarının son örneklerini toplayarak bir koleksiyon oluşturan Arkas grubu Kumkapı halılarını da dâhil olmuştur. Araştırmamızda bu konuya da değinilerek Türk halıcılığının ve koleksiyonculuğunun geldiği son durum ortaya konmuştur.
TİFTİK VE KENEVİR İPLİKLERİNİN DOĞAL BOYAMACILIK İLE RENKLENDİRİLMESİ VE DOKUMA TEKSTİL YÜZEY ÇALIŞMALARI
Arış · 2023, Sayı 22 · Sayfa: 28-45 · DOI: 10.32704/akmbaris.2023.177
Özet
Tam Metin
Son yıllarda tekstil tasarımında geri dönüşüm ve sürdürülebilir ekolojik kaynakların gündeme gelmesi, boya bitkisi yetiştiriciliğini ve kullanımını da önemli hale getirmiştir. Dolayısıyla doğal lif- lerin doğal kaynaklı boyarmaddeler ile renklendirilmesine yönelik çalışmalar daha çok ilgi çekmek- tedir. Tekstil yüzeyleri oluşturulmasında, liflerin bitkisel boyalarla istenilen şekilde boyanabilmesi, tekstil tasarımcısına hedeflediği dokuya ulaşmasında, özgün ve ekolojik ürünler ortaya çıkarması konusunda önemli bir avantaj sağlamaktadır. Bu çalışma ile ülkemizde geleneksel olarak daha çok yün halı ipliklerinin boyanmasında kullanılan bitkisel boyamacılığın, sağladığı avantajlarla tekstil tasarımcılarının tekstilin her alanda, özgün ürünlerin elde edilmesinde kullanılabileceğinin vurgu- lanması amaçlanmıştır.
Bu amaçla, belirlenen temaya uygun görsellerden yola çıkılarak elde edilmek istenen dokuma yüzeylerine göre renk elde etmek amacıyla; uygun bitki, mordan ve yöntem seçilerek farklı iplikler boyanarak dokuma örnekleri üretilmiştir. Araştırma kapsamında; tiftik iplik, tiftik fitil ve kenevir ipliklere, nar (Punica granatum L.), ceviz (Juglans regia), soğan (Allium cepa), aspir (Carthamus tinctorius L.) ve kök boya (Rubia tinctorum L.) kullanarak elde edilmek istenilen her renk için seçilen uygun mordan ve yöntem ile boyamalar yapılmıştır. Boyamalardan elde edilen renkler ve boyanan ipliklerin yaş ve kuru sürtünme haslık değerleri belirlenerek tablolar halinde verilmiştir. Yüzey tasarımlarında ağaç ve ağaçların üzerinde oluşan yosun dokusundan esinlenilerek tema oluş- turulmuş, hikâye panoları hazırlanmış, görsellerden yola çıkarak armürlü dokuma tezgahlarında, do- kuma tekstil yüzey çalışmaları yapılmıştır. Yapılan ön denemeler sonucunda, haslık değeri sonuçları nispeten iyi olan ve temayı yansıtan en uygun iplik çeşitleri belirlenmiştir. Tekstil yüzeyi çalışmaları bu belirlenen renk ve iplikler kullanılarak yapılmıştır.
AFYONKARAHİSAR’DA TEPME KEÇEDEN ÜRETİLEN CAMİ KAPI PERDELERİ
Arış · 2023, Sayı 22 · Sayfa: 84-102 · DOI: 10.32704/akmbaris.2023.180
Özet
Tam Metin
Afyonkarahisar, Anadolu’da keçe üretimi yapılan merkezler arasında yer almaktadır. Geleneksel tepme keçe atölyelerinde ustalar yaygı, seccade, perde, kepenek, heybe, çeşitli başlıklar, sanayi keçeleri gibi ürünler yapmaktadır. Afyonkarahisar’ın kışları soğuk ve kar yağışlı geçen sert iklimi keçe ürünlerinin kullanımını yaygınlaştırmıştır. Yalıtım amacıyla evlerin pencerelerine, camilerin kapılarına asılan keçe perdeler günümüzde bazı camilerde kullanılmaktadır. Yerli yünden yapılan keçe perdelerin esnememesi ve daha dayanıklı olması için kenarları deri ile çevrelenmektedir. Keçe ustası ve saraç ustası keçe perdeyi iş bölümü yaparak üretmektedir. Saraçlama işleminde genellikle dana derisi, keçi derisi kullanılmıştır. Keçe perdeler desenli ya da desensiz üretilebilir. Cami kapılarına takılan keçe perdelere genellikle deri üzerine “Allah”, “Muhammed” isimleri baskı ya da işleme olarak yazılmaktadır. Özellikle şer’iyye sicilleri gibi tarihi kaynaklarda keçe perdelerinin kayıtlarına rastlanmaktadır. Araştırmanın konusu “Afyonkarahisar’da Tepme Keçeden Üretilen Cami Kapı Perdeleri” olarak belirlenmiştir. Keçe kapı perdelerinin kullanımı gün geçtikçe azalmakta, yerini sentetik malzemeden üretilmiş perdelere bırakmaktadır. Bu nedenle keçe perdelerin özelliklerinin tespiti önemlidir. Keçe perdelerin hangi ustalar tarafından üretildiği, üretiminde kullanılan hammaddeler, üretim teknikleri, ebatları, süsleme özellikleri ve elde edilen bilgilerin yazılı kaynak haline getirilmesi araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırmada literatür taraması ve alan araştırması yapılmış, konu ile ilgili ustalarla görüşülerek bilgi alınmıştır. Sonuç kısmında, elde edilen veriler değerlendirilerek, keçe perdelerin üretiminin sürdürülmesi için önerilerde bulunulmuştur.