7 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
  • Arış
  • Bu yıl
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Halep’te Hazırlanmış 18. Yüzyıl’a Ai̇t Hayvanlar ve Bi̇tki̇ler Hakkında Bi̇r El Yazması: El-ʿÖmeri̇’ni̇n Mesāli̇kü’l Ebṣār Fī Memālīkü’l Emṣār’ı

Arış · 2025, Sayı 26 · Sayfa: 157-172 · DOI: 10.32704/akmbaris.2025.207
Tam Metin
Bu makale, Şamlı yazar Şihabüddin el-ʿÖmeri’nin (ö. 1349) ansiklopedik eseri Mesālīkü’l-ebṣār fī memālīkü’l-emṣār’ın, hayvanlar ve bitkilerle ilgili bölümlerinin resimli iki nüshasını karşılaştırmalı olarak inceler. İncelenen nüshalardan biri, 1710 tarihli olup University of Pennsylvania Kislak Center koleksiyonunda (Schoenberg 447), diğeri ise 1600-1602 yıllarında hazırlanmış ve Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Revan koleksiyonunda (TSMK R. 1668) kayıtlıdır. Her ikisi de beşyüzü aşkın resim içerir. Daha erken tarihli olan Topkapı nüshasının resimleri, 16. yüzyıl Avrupası’nda yayımlanan botanik kitaplarından, özellikle de Siena’lı tabip Pietro Andrea Mattioli (ö. 1578) ve Segovia’lı tabip Andres Laguna’nın (ö. 1559) tarafından yapılan Dioscorides’ in De materia medica çeviri ve şerhlerinden etkilenmiştir. Mattioli birinci yüzyılda aktif olan Yunanlı hekim ve bitkibilimci Dioscorides’in (ö. 90) eserini hem İtalyanca’ya çevirmiş, hem de orijinal edisyonlardan yararlanarak Latince’ye çevirmiştir. Laguna da bu eserin, bitkibilimci Jean Ruelle’in (ö. 1537) Latince çevirisine dayanarak ve ayrıca buradaki hataları bularak, yine orijinal edisyonlara da dayanarak İspanyolca çevirisini yapmıştır. Laguna da Mattioli de, Dioscorides’in bu meşhur eserini sadece çevirmekle kalmamışlardır, ayrıca kendi gözlemlerini, çağdaşlarının bilgilerini ve yeni keşfedilen bitkilerle ilgili bilgileri de eklemişlerdir. Bu eserler, o dönemde Avrupa’da yaygın olup Halep gibi kozmopolit bir merkeze ulaşmış ve Topkapı nüshasına kaynaklık etmiş olabilir. Topkapı nüshasının da 18. yüzyıl başına kadar Halep’te bulunmuş olması muhtemeldir. Bu iki nüshanın resimlerinin birbirine büyük ölçüde benzerliği, Topkapı nüshasının da Halep’te üretilmiş olabileceğini düşündürmektedir. Makalenin devamında, el-ʿÖmeri’nin eseri ve Pennsylvania nüshasının fiziksel özellikleri açıklanarak, Topkapı nüshasıyla karşılaştırmalı olarak bazı resimler ayrıntılı biçimde incelenmektedir.

Keles Yörükleri Kadın Kıyafetlerinde Kimlik Ve Teknik Özellikler: Saha Çalışmasına Dayalı Bir İnceleme

Arış · 2025, Sayı 26 · Sayfa: 115-155 · DOI: 10.32704/akmbaris.2025.206
Tam Metin
Geleneksel Anadolu Türk kıyafetleri, köklü tarihî ve toplumsal birikimi ile geçmişle günümüz arasında kültürel bir köprü kuran önemli varlıklarımızdandır. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan süreçte özellikle konar-göçer Oğuz boylarına ait Türkmen ve Yörük giysileri, ortak kültürel unsurlar barındırmakla birlikte bölgesel olarak farklı biçim ve özellikler göstermektedir. Bu giysiler, yalnızca estetik değer taşımakla kalmayıp; renk, desen ve formlarıyla atalarımızın giyim kuşam anlayışını, bireyin toplumsal statüsünü, yaşını, medeni halini ve ekonomik yaşam biçimini ortaya koyan benzersiz kültürel miras öğeleri olarak öne çıkmaktadır. Toplumların yaşadığı coğrafi konum, tarihsel geçmiş ve sosyoekonomik şartlar giyim ihtiyaçlarını şekillendirmektedir. Bu araştırmada, Bursa’nın ilinin Keles ilçesi ve bağlı dağ köylerinde yaşayan Yörük kadınlarının yüzlerce yıl değişmeden devam etmiş giysilerinin kültürel kökenini ve teknik özelliklerini incelenmektedir. Geleneksel kadın giysileri, canlı renkleri ve el işçiliğiyle dikkatimizi çekmiş, analiz edilerek kayıt altına alınmaya değer görülmüştür. Çalışmayla kültürel değerlerin korunmasına katkı sağlarken, moda tasarımı alanında yenilikçi tasarımlara ilham kaynağı olması hedeflenmiştir. Araştırma kapsamında, Keles ilçesi yetkilileri ziyaret edilmiş, Belediye başkanı ve Halk Eğitim Merkezi yetkililerinin yönlendirmesiyle çevre köyler ziyaret edilmiştir. Yörede bulunan Belenören, Kıranışıklar, Sorgun, Kocakovacık köyleri ve Halk Eğitim Merkezi olmak üzere beş farklı bölgede araştırma yapılmıştır. Toplam 13 adet giysi ve giyim eşyası incelenmiş; sahiplerinden elde edilen bilgiler doğrultusunda belgelenmiş ve fotoğraflanmıştır. Her bir parçanın türü ve kullanılan malzemeleri, işlevsel kullanım biçimlerine göre belirlenmiş; dikiş teknikleri analiz edilmiş, tasarımların teknik çizimleri hazırlanmış ve tüm bulgular sistematik biçimde kayıt altına alınmıştır.

Samsun Orta Mektebi̇ne İli̇şki̇n Bi̇r Arşi̇v Dosyası

Arış · 2025, Sayı 26 · Sayfa: 93-113 · DOI: 10.32704/akmbaris.2025.205
Tam Metin
Tanzimat sonrası Osmanlı bürokratik sisteminde yapılan reformlar neticesinde eğitim sistemi ile ilgili radikal dönüşüm süreci de başlamıştır. Bu süreç yüzyılın ikinci yarısında çıkarılan kanunlar ve talimatnameler ile hukuki zemine de oturtulmuş ve imparatorluğun hemen her noktasına sirayet edecek biçimde uygulanması için çaba gösterilmiştir. Rüşdiye, İdadi, Sultani gibi farklı kademelerde açılan eğitim kurumlarının başta nüfus yoğunluğu büyük olan kentlerde açılmasının yanı sıra pek çok seyrek nüfuslu yerleşim alanlarında da mekteplerin açıldığı arşiv belgelerinden takip edilebilmektedir. Mektepler kimi zaman bağımsız bir yapı olarak inşa edilmekte, kimi zamansa başka bir kamu yapısının ya da kiralanan bir konağın kullanıldığı görülmektedir. İmparatorluğun son yıllarında eğitim kurumlarının hem nitelikli fiziki mekanlardan yoksun olduğu hem de nitelikli öğretmen ve personele yoğun bir şekilde ihtiyaç duyduğu bilinmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ise bu sorunların aşılması için ciddi bir mesainin harcandığı söylenebilir. Çıkartılan kanunlarla birlikte eğitim sisteminde değişime gidilmiş, ihtiyaç duyulan fiziki mekân ile ilgili girişimler yapılarak pek çok okul inşa edilmiştir. Bir yandan da İmparatorluktan miras kalan eğitim yapılarının işlevini sürdürdüğü görülür. Bu kapsamda Maarif Vekaleti tarafından eğitim yapılarının mevcut durumlarını öğrenmek üzere sual varakası olarak da adlandırabileceğimiz bir dosya hazırlanmıştır. Ayrıca dosya ekinde mektep binalarıyla ilgili görseller ve planlar da talep edilmiştir. Detaylı bilgisi istenen yapılar arasında Samsun Orta Mektebi de bulunmaktadır. Çalışmamız kapsamında Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi bünyesinde yer alan Samsun Orta Mektebi’ne ilişkin hazırlanan 1928 tarihli sual-cevap dosyası detaylarıyla incelenecek, plan şeması ve fotoğrafı eşliğinde yapının mimari kurgusu tartışılacaktır.

Türk El Dokumacılığı Terimleri: Uşak / Kışla Köyü Düz Dokuma Yaygılar Örneği

Arış · 2025, Sayı 26 · Sayfa: 75-91 · DOI: 10.32704/akmbaris.2025.204
Tam Metin
Bir toplumun geçim kaynakları, o toplumun yaşam tarzını belirler. Toplumun yaşam tarzı ise kültürünü oluşturur ve o toplumun dilinde kendini gösterir. Türklerin çok eski zamandan beri hayvancılıkla uğraşmaları, onların hayvanların birçok yönünden yararlanmalarını beraberinde getirmiştir. Hayvanların yününden/kılından yararlanan Türkler; dokumacılık sanatını geliştirmiş, günümüze kadar taşımışlardır. Literatürde, dokumacılık terimleri üzerine yapılan çalışmaların daha çok güzel sanatlar, el sanatları, tarih vd. alanlarda olduğu görülmüştür. Türk dili alanında yapılan çalışmalar ise kısıtlı olup belli konular üzerine yoğunlaşmıştır. Bu durum; Türk dili araştırmacılarının, unutulmaya yüz tutan el dokumacılığı terimlerini kayıt altına almalarının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Dokumacılık konusunda tarihte de önemli bir yeri olan Uşak’ta dokumacılık, 21. yy. başlarına kadar günlük hayatın bir parçası olmuştur; fakat makineleşmenin ve köyden kente göçlerin artmasıyla birlikte el dokumacılığı, yerini sanayi tipi dokumacılığa bırakmıştır. Böylece günlük hayatın bir parçası olmaktan çıkan dokumacılığa ait söz varlığı unutulmaktadır. Uşak ağızları üzerine yapılan çalışmalarda, çoğunlukla Eşme ilçesine yoğunlaşıldığı görülmektedir; fakat Uşak ilinin yakın zamana kadar el dokumacılığını günlük hayatında sürdürmüş olan diğer yörelerinin de incelenmesi, bu kültürel mirasın etraflıca incelenebilmesi için gereklidir. Bu ihtiyaçlardan hareketle; bu çalışmada, Uşak ili Ulubey ilçesinin Kışla Köyü’ndeki düz dokuma yaygıların söz varlığı üzerinden, Türk el dokumacılığı terimlerinin kapsamlı bir şekilde incelenmesinin önemi vurgulanmış, el dokumacılığına ait ağız verilerinin kayda geçirilmesi ile Uşak iline ait el dokumacılığı kültürünü tanıtmak, el dokumacılığıyla ilgili söz varlığının kaybolmasını önlemek, Türk dili araştırmalarına söz varlığı bakımından katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Çalışmada elde edilen bulgular sonucunda; dokumacılık terimleri konusunda yapılacak olan çalışmalarda, dokumacılık terimlerinin 1. Dokuma çeşitleri, 2. Dokumacılıkta kullanılan araçlar, 3. Ana malzeme (ip) ile ilgili terimler, 4. Yanış adları ve 5. Dokumacılıkta kullanılan fiiller başlıkları altında tasnif edilebileceği önerisinde bulunulmuştur.

Kültürel Kimlik Bağlamında Zara İlçesi Halı Örneklerinin İncelenmesi

Arış · 2025, Sayı 26 · Sayfa: 51-73 · DOI: 10.32704/akmbaris.2025.203
Tam Metin
Anadolu halı dokumaları, Türk kültürünün derin köklerini ve zengin geleneklerini yansıtan önemli bir sanat dalıdır. Hem estetik hem de kültürel açıdan zengin bir geçmişe sahip olan ve dünya sanat tarihinin bir parçasını oluşturan bu gelenekli sanat, Anadolu’nun kültürel ve sanatsal gelişimini yansıtan miras olarak varlığını sürdürmektedir. Araştırmada Zara halı dokumaları araştırılmıştır. Zara ilçesinin en çok dokuma yapılan köyleri seçilerek örneklem içerisine alınmıştır. Akören, Gümüşçevre, Ekinli ve Canova köylerinde bulunan 11 adet halı ile şehir merkezinde bulunan 4 adet eski halı örneğiyle birlikte toplam 15 adet halı örneği üzerinden ilçenin halı kültürü ve özellikleri açıklanmıştır. Araştırma esnasında oluşturulan bilgi formlarından, dokumaların nicel (kalite, iplik çeşidi, ebat, kullanılan teknik, desen) özelliklerinin yanında, nitel özellikleri de (motiflerin ve desenlerin taşıdığı anlamlar ve ilettikleri mesajlar) açıklanmaya çalışılmıştır. Fotoğraflama yöntemi ile kayıt altına alınan halıların, yeniden üretilebilmesi için, fotoğraftan dijital ortama desen aktarımı yapılarak, desenlerin sürdürülebilirliğine katkı sağlanmıştır. Ayrıca istatistik veriler ışığında, aidiyet ve kimlik oluşturulabilmesi için yorumlanmıştır. Yöre halılarında; akrep, altıgen, baklava, bereket, bulut, canavar ayağı, çengel, çiçek, dal, demet çiçek, ejder, el-parmak-tarak, göz, gonca, goncagül, gül, hayat ağacı, im, karanfil, köşek (deve) boynu, kuş, kurtağzı, lale, leblebi, madalyon, muska, ok, pıtrak, sandık, sığır sidiği, stilize hayvan, su yolu (sığır sidiği), Türkmen gülü, testere dişi, yazı tasviri, yonca, yıldız, yaprak olmak üzere 38 farklı motif kullanılmıştır. Halılarda en yaygın olarak kullanılan renkler kırmızı ve mavi olup, bordo ve bej renkleri ise en az kullanılan renkler olarak belirlenmiştir. Çoğunluğu yöresel halı karakterine uygun olarak atkı ve çözgüsü yün iplikten dokunmuştur.

Sivas Yöresi Düz Dokuma Yastık Örnekleri

Arış · 2025, Sayı 26 · Sayfa: 29-49 · DOI: 10.32704/akmbaris.2025.202
Tam Metin
Anadolu dokumaları içinde Sivas’ın özel bir yeri vardır. Sivas birçok halı ve kilim çeşidi ile isim yapmıştır. Bunlar arasında çok da fark edilmeyen cicim, zili ve sumak dokumaları görsel zenginliklerle oluşturulmuş eserlerdir. Cicim, zili ve sumak dokuma teknikleri ile oluşturulmuş perde, önlük, çuval, heybe, torba ve yastıklar da görülmektedir. Özellikle bu teknikle yapılmış perde ve yastıklar görsellikleri ile göz doldurmaktadır. Yastık yüzü, bir bütün halinde birbiri ile bağlantılı genellikle hiç boşluk bırakmaksızın motiflerle bezelidir. Bu dokuma yastıklar yoğun emek gerektiren, özenli bir teknikle yapılan dokumalardır. Dokuma tekniği kadar uyumlu renkleri ile de dikkat çekicidir. Yastıklar incelendiğinde ise kilim, cicim, zili ve sumak tekniğinin ya da cicim/zili, cicim/sumak tekniklerinin birlikte kullanıldığı örneklere rastlanmıştır. Bu tekniklerin kullanıldığı yastıkların Sivas’ın birçok yerinde dokundukları bilinmektedir. Yayınlar incelendiğinde benzer dokumalara İç Anadolu’nun diğer şehirlerinde ve Anadolu genelinde de rastlanmaktadır. İnce ve zarif yapıda olan bu dokumalar teknik olarak özel niteliklere sahiptir. Kilim başta olmak üzere cicim, zili ve sumak dokumalarının dayanıklılıkları oldukça azdır. Özellikle korunmaları sayesinde günümüze ulaşabilen dokumaların sayısı çok fazla değildir. Görüşmeler sırasında edinilen bilgiye göre neredeyse dokuma yastık olmayan ev yokken, günümüzde maalesef çok az örneğe rastlanmaktadır. Bu nedenle bu eserler tamamen kaybolmadan üzerinde çalışma yaparak kayıt altına almak amaçlanmıştır. Sivas’ta özel koleksiyonlar ve Sivas Arkeoloji Müzesi’nde bulunan yastık örnekleri üzerinde çalışma yapılmıştır. Dokuma yastıkların teknik özellikleri incelenmiş ve bunlar fotoğraflanmıştır. Dokuma yapmış kaynak kişilerle görüşülmüştür. Günümüzde yörede bu yastıklar hiç dokunmamaktadır. Var olan yastıkların içleri boşaltılarak depolandığı ve bir örneğin yaygı olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.

İpek Halı Tasarım Ve Halı Sanatının Sürdürülmesinde Ödüllü Bir Tasarımcı; Nesrin Türedi

Arış · 2025, Sayı 26 · Sayfa: 9-27 · DOI: 10.32704/akmbaris.2025.201
Tam Metin
Geleneksel Türk sanatları içinde milli kültür varlığımız olan ipekli dokumaların önemli bir yeri vardır. İpek halılar ise Dünya’da “Hereke İpek Halı” olarak adlandırılan ve Türk markası olarak hala aynı görkemini ve varlığını sürdüren nadide eserlerdir. Hereke ipek halılar, el dokuma halılar içinde çok kıymetlidir. İnce ipek ve yün ipliklerle yüksek kalitede ve uzun emekler sonucu dokunan bu halılarda renk, motif, anlam zenginliği ve çeşitliliği muazzamdır. Santimetre karede 100-400 gibi düğüm bulunan dokumalar, tamamen el işçiliğidir. Büyük boyutlu dokumalardan minik dokumalara kadar farklı ebatlarda örnekler görmek mümkündür. Seccade tipinden, yer yaygısına kadar farklı amaçlarla üretilenleri vardır. Minyatür tarzı tasarlanan figürlü dokumalarda insan, hayvan ve doğa tasvirleri çok gerçekçidir. Bu araştırmada günümüzde ipek halı dokuma sanatının sürdürülmesinde faaliyet gösteren ödüllü bir tasarımcı olan Nesrin Türedi’nin ve çalışmalarının tanıtılması amaçlanmıştır. İpek halıcılığın somut olmayan kültürel mirasımızın temel taşlarından olması sebebiyle bu mesleğe gönül veren kültürel miras taşıyıcılarının tespit edilmesi ve kayıt altına alınması önemlidir. Sanatçı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı İpek Halı Tasarımcısı” ünvanını almıştır. Çok sayıda tasarımı halen dokunmaktadır. Elde desen tasarımı öğrenip programlarla geliştirerek başladığı bu işte yıllar içinde büyük ve özgün çalışmalar yapmayı başarmıştır. Günümüzde de dokumaları yapılarak yurtdışına ihraç edilmektedir.