8 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • İnkılaplar
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Atatürk ve İnkılâplarının Arnavutluk’taki Tesirleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 55 · Sayfa: 105-123
İstiklâl Savaşı'nın ve daha sonra yapılan inkılâplar ile Atatürk'ün liderlik özelliğinin, birçok geri kalmış ve esir milletlere örnek olduğu bilinmektedir. Bunlardan birisi olan Arnavutluk, uzun yüzyıllar boyunca Türk hâkimiyet ve kültürü altında yaşamış olmanın tesiriyle de, Türkiye'deki yenilik ve reformları yakından takip etmiştir. Bu dönemde, Arnavut aydınlarının Türkiye'nin lehinde ve aleyhinde olmak üzere ikiye ayrıldıkları görülmektedir. Aleyhinde olanlar, daha çok kral Zago ve eski sistem ile değerleri müdafaa ederken, Türkiye'nin lehinde olan aydınlar, lâik, demokratik ve cumhuriyet yanlısı, kadın haklarının geliştirilmesinden yana bir tutum takip etmişlerdir. Mustafa Kemal de bu gelişmeleri yakından takip etmekte ve Arnavutluk ile Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmeye önem vermektedir.

İttihat Ve Terakki’nin Kurucularından İbrahim Temo’nun Atatürk Ve İnkılâplar Hakkındaki Düşünceleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 52 · Sayfa: 89-105
İbrahim Temo, Osmanlı Devletinin son yıllarında kaderi üzerinde tesirli olan İttihat ve Terâkki Partisinin birinci evresindeki kurucularındandır. Aslen Arnavut kökenli olan İbrahim Temo daha sonra siyasî faaliyetlerine Romanya'da devam etmiştir. 1937'de Mecidiye-Romanya'da yayınlatmış olduğu "Atatürk'ü Niçin Severim' adlı risalesinde, cumhuriyetin ilânı ve inkılâplar sürecini değerlendirmiş, Mustafa Kemal Atatürk'e karşı hissettiklerini Romanya ve Arnavutluk halkı ile paylaşmıştır. Eski bir ittihatçı olarak, İbrahim Temo'nun fikirlerinde, yoğun bir sevgi, saygı ve hatta hayranlık gözlenmektedir. Aynı zamanda, Mustafa Kemal Atatürk ile İbrahim Temo'nun düşüncelerinin benzerlik içinde olduğu tespit edilmiştir.

Sosyal Alanda Yapılan İnkılâplar ve Bu İnkılâpların Özümsenmesi Meselesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 1101-1120
Milli Mücadele'nin başarı ile neticelenmesinden sonra bir dizi inkılâplar yapılmıştır. Atatürk'ün ifadesine göre inkılâpların amacı Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve medeni bir toplum haline getirmektir. Nitekim, ilk bakışta sadece dış görüntü ile ilgili gibi görülebilecek inkılâpların dahi gerçek nedeni çağdaş zihniyeti hakim kılmaktır. Bu araştırmamızda sosyal alanda yapılan inkılâpların Türk halkı tarafından özümsenmesinde karşılaşılan güçlükler ele alınmıştır. Özellikle kıyafet alanında yapılan inkılâplar, kadın hakları meselesi, soyadı kanunu, uzunluk, ağırlık ve zaman ölçülerinde yapılan değişiklikler üzerinde durulmuştur. İnkılâpların özümsenmesi meselesinde çekilen sıkıntıların dini, tarihi ve sosyal boyutları vardır. Örneğin şapkaya gösterilen tepki dini bir kay¬gıdan kaynaklanmaktadır. Yine inkılâpların benimsenmesini güçleştiren sebeplerden birisi de bilgisizlik ve kültür eksikliğidir. Bazı inkılâplarda ise önemsememe ve alışkanlıklarını terk edememe şeklindeki davranışlar olumsuz sonuçlar doğurmuştur.

Dârülfünûn’un, Kurtuluş Savaşı ve İnkılâplara Bakışı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1995, Cilt XI, Sayı 31 · Sayfa: 177-186
Osmanlı Devletı'nin çözülme dönemine girmesinden itibaren asıl yapılması gereken, Türk milletinin millî yapışma ve millî kültürüne uygun sosyal ve ekonomik bir kalkınmanın ve gelişmenin sağlanması idi. Türk toplumu, aydınlarının öncülüğünde, kendisini ve devlet müesseselerini hızla yenilemeli ve hiç bir ânda Batı'daki gelişme ve ilerlemelerin gerisinde kalmamalı idi. Ancak, Osmanlı medreselerinin bozulması ve modern bir üniversitenin de bir türlü geliştirilememesi gibi sebeplerle, Türk aydını halka yeteri kadar öncülük edememiş; sonuçta Türkiyemiz, büyük millî problemlerle karşılaşmağa başlamıştır. Bugün, Türk aydını ve yöneticisinin önünde çözüm bekleyen birçok millî problemler bulunmaktadır. Bilim ve üniversite problemi ise, Türkiye'nin geleceğini hazırlayan büyük meselelerden biridir. İstanbul Darülfünû'nunda (üniversite) köklü bir reform yapmak için, zamanın Türk yöneticileri tarafından Türkiye'ye yabancı danışman olarak çağırılan Prof. Albert Malche, 1932'de şöyle diyordu: "Dârülfünûn meselesi esas itibari Türkiye'nin fikrî, manevî, hatta içtimâi istikbali meselesidir" . Üniversite probleminin, günümüzde de önemli millî problemlerimizden biri olduğu açıktır. Ancak bu çalışmada üzerinde durulmak istenen konu, Dârülfünûn'un Kurtuluş Savaşı'na ve Atatürk'ün öncülüğünde gerçekleştirilen Türk İnkılâbı'na karşı gösterdiği ilgi ve tutumun kısaca incelenmesidir.

Toplumsal Değişme ve Atatürk İnkılapları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VII, Sayı 19 · Sayfa: 21-28
Dünyada başka hiçbir devlet kurucusu, büyüğü, kurtarıcısı ölümünden elli küsur yıl geçtikten sonra devlet katında milleti tarafından böyle her yıl anılmamıştır. Bu yüce duyguya sadece peygamberler konu olmuşlardır. Devrim gençliği, bizzat devrimlerin gerçekleşmesinde rol almış veya devrimin sıcaklığı, problemleri, sıkıntılarının henüz devam etmekte bulunduğu dönemlerde yaşamış gençlerden oluşur. Adı geçenler devrimin heyecanını bir süre korurlar; sonra duygular normalleşir. Bu sosyo-psikolojik gerçek karşısında yapılacak şey, bugünün gençlerine yeni ve canlı sloganlar marifetiyle yenileştirilmiş hedefler göstermek olmalıdır. Heyecan ve duyguların sürekliliği ancak bu yolla sağlanabilir.

Atatürk’s Revolutions and Modemization

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt V, Sayı 13 · Sayfa: 107-126
After having won the Turkish Struggle for Independence, the most important question for Atatürk was freeing the Turkish society from the darkness surrounding it, and shovving it the contemporary ways of life.

Atatürk İnkılâplarında Lâiklik

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt IV, Sayı 10 · Sayfa: 27-34
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk'ün inkılâplarından birisi olan lâik hukuk devleti, konumuzun temelini teşkil etmektedir. Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini insan haklarına dayalı millî, demokratik ve lâik sosyal hukuk devleti esasları üzerine inşa etmiştir.