6 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Armenian 6
- Ermeni 4
- Armenian Deportation 1
- Armisticce 1
- Azerbaijan 1
- Azerbaycan 1
- Azeri literatüre 1
- Azeri Literatürü 1
- Bakü 1
- Bolsheviks 1
Divân-ı Harb-i Orfî Mahkemelerinde Ermeni Tehciri Yargılamalarına İstatistiksel Bir Bakış (1919-1921)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 62 · Sayfa: 521-544
Özet
Tam Metin
Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra (30 Ekim 1918) İstanbul'u fiilî olarak işgal eden İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti'nden, Ermenilerin sevk ve iskânında görev alan ve bu sırada onların sözde öldürülmelerine yol açan İttihatçıların cezalandırılmalarını istemişlerdir. İşgal altında bulunan Osmanlı Devleti de, iç ve dış baskılar sonucu 16 Aralık 1918 tarihinde İstanbul'da bir Divân-ı Harb-i Örfî mahkemesini kurmuştur. Bu mahkemede yargılamalar ilk olarak 6 Şubat 1919 tarihinde Yozgat Tehciri davası ile başlamış, daha sonra adları aşağıda belirtilen davalarla devam etmiştir. Yargılamalar sonucunda bazı kişilere idam dahil çeşitli cezalar verilmiştir. Bu çalışmalarda, yargılamaların seyri, mahkemenin çalışma biçimi, teşkilâtı ve üyeleri gibi ayrıntılı hususlar değil, yargılamalarla ilgili istatistiki bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır. Daha açık bir ifadeyle, Divân-ı Harb-i Örfî mahkemesindeki yargılamaların ve yargılananların sadece adlarını ve burada söz konusu kişiler hakkında ortaya çıkan hükümlerin sayısal sonuçları üzerinde durulmuştur.
Türkiye'de Kalan Ermeni Nüfus
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 62 · Sayfa: 479-492
Özet
Tam Metin
1915 yılında Ermeni olaylarının önlenemez bir boyuta gelmesi ile Osmanlı Hükûmeti, Ermenileri savaş bölgelerinden uzaklaştırmak için Tehcir Kanunu çıkartmıştır. Tehcir Kanunu İstanbul, İzmir, Kütahya, Balıkesir gibi güvenli yerlerde bulunan Ermenilere uygulanmamıştır. Ayrıca Tehcir bölgelerinde de güvenilir, sanatkâr ve ticaret erbabı olan ve kadın, kimsesiz çocuk ve yaşlı Ermeniler göç ettirilmemiştir. Müslüman komşularının sakladıkları Ermeniler de tehcire tabi tutulmamıştır. 1918'de Tehcir edilen Ermenilerin memleketlerine geri dönmeleri için kanun çıkarılmıştır. Bundan sonra da eski yerlerine dönen Ermeniler olmuştur. 1927 yılında yapılan nüfus sayımında din ve milliyet istatistikleri de yapılmıştır. Bu sayıma göre Türkiye'de yaşayan Ermenilerin sayısı takriben 140 000'dır. Bu tarihten sonra da Ermeniler ülke dışına göç etmeye devam etmişlerdir.
Mondros Mütarekesi'nden Sonra Yaşanan Önemli Bir Problem: Türk ve Ermeni Yetimleri Sorunu
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 62 · Sayfa: 569-588
Özet
Tam Metin
Birinci Dünya Savaşı esnasında ailelerini kaybeden binlerce çocuk, devlet için sosyal bir sorun oluşturmuştur. Savaş süresince yetim sayısının sürekli artması üzerine yetimhaneler bir süre sonra yetersiz kalmaya başlamıştır. Hükûmet, yeni tedbirler almak zorunda kalmış, Türk ve Ermeni yetimler barınabilmeleri için Müslüman ailelerin yanına yerleştirilmiş ve ihtiyaçları için tahsisat ayrılarak her ay bu ailelere gönderilmiş, yani bir nevi bu biçare çocuklara baktırılmıştır. Mondros Mütarekesi'nden sonra hükûmet vilâyetlere gönderdiği tebligatlarla yetimhanelerde ve müslüman ailelerin yanındaki Hristiyan çocukların akrabalarına veya bağlı oldukları cemaatlere teslim edilmesini istemiş ve bu konunun üzerinde hassasiyetle durmuştur. Bu dönemde yetimlerin cemaatlerine teslimi aşamasında önemli sıkıntılar söz konusu olmuştur. Aslen Türk olan bazı yetimlere Hristiyan yetimi olduğu iddiası yapılmış, kamuoyunu oldukça üzen bir süreç yaşanmıştır. Makalenin konusunu bu süreç oluşturmuş ve arşiv belgeleri ile basından yararlanılarak ele alınmıştır.
Bakü’de (Mart 1918) Ermenilerin Türettikleri Soykırım ve Edebiyattaki Yansımaları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 60 · Sayfa: 675-686 · DOI: 10.33419/aamd.702668
Özet
30 Mart 1918 yılında Baku'de Ermeniler Türkleri katletmeye girişmişlerdir. Bu girişimle birlikte Baku savaş alanına dönmüştür. Bolşevik-Er- meni Komitesi 1 Nisan 1918'den itibaren ise Askeri birlikler eşliğinde taarruza başladılar. Katliam tam üç gün devam etti. Şehirde cesetlerden başka hiç müslüman kalmamıştı. Bu çalışmada 30 Mart 1918'de Ermeniler tarafından Bakü'de yapılan soykırım ve bunun Azerbaycan Edebiyatı'na yansımaları işlenmektedir.
Kurtuluş Savaşı Dönemi̇nde Kocaeli̇ - Yalova - İzni̇k Çevresi̇nde Rum Ve Ermeni̇ Terörü
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 54 · Sayfa: 795-814
Özet
Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak I. Dünya Savaşı'ndan yenik ayrılan Osmanlı Devletinde Mütarekenin uygulanmaya konmasından sonra İtilâf Devletlerinden destek gören Rum ve Ermeni örgütlerinin desteğinde oluşan Rum ve Ermeni terör grupları Kocaeli Yarımadası ile Yalova ve Bursa çevresinde tedhiş hareketlerinde bulunmuşlardır. Bölgenin Yunan işgali altına girmesinden sonra da Yunanlıların da desteğinde tedhiş faaliyetlerini arttırmışlardır. Hatta bu olaylar yerili Rum ve Ermenilerin desteğinde Yunan zulmüne dönüşmüştür. Burada bu terör olayları arşiv belgelerine de dayanarak makale ölçüsünde ele alınmaktadır.
İşgal Yıllarında Adapazarı Kazasında Yunan Mezalimi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 1011-1038
Özet
Milli Mücadele döneminde Adapazarı ve civarının Kuva-yı Milliye hareketine katılması, Sivas Kongresini takip eden günlere tesadüf eder. Adapazarı kazasında ilk millî müfrezelerin kurulmasında yöredeki resmi devlet görevlileri ile halkın önemli katkıları olmuştur. Kuva-yı Mil¬liye hareketini destekleyecek olan Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyetleri Adapazarı, Geyve ve Hendek kazalarında kısa sürede kuruluşunu tamamlayarak faaliyete geçmişlerdir. Kuva-yı Milliye'nin Adapazarı, Geyve ve Hendek kazalarında giderek genişlemesi, işgalci Yunan birliklerini ve işbirlikçilerini harekete geçirmiş; Yunan ordusunun desteğinde faaliyet gösteren yerli Rum ve Ermenilerin kurdukları çeteler bölgede terör havası estirmeye başlamışlardır. Yunan ordusundan maddi manevi destek alan Rum ve Ermeni çeteleri, bölgedeki otorite boşluğundan yararlanarak civardaki Türk köylerine karşı gasp ve yağmalama hareketine girişmişlerdir. Adapazarı kazasının 26 Mart 1921 tarihinde Yunan ordusu tarafından işgalinden sonra yerli Rum ve Ermeni çetelerinin gasp, yağmalama, öldürme, ırza geçme vb. hareketlerinde daha da artış gözlenmiştir. Yunanlıların ve işbirlikçilerinin Adapazarı kazasındaki bu sindirme hareketi 21 Haziran 1921 tarihine kadar yaklaşık 4 ay devam etmiş; bu tarihte Türk ordusu tekrar bölgede denetimi ele geçirmiş; Yunanlıları bölgeden uzaklaştırmıştır. Yunanlıların yerli işbirlikçileri Rum ve Ermeni çeteleriyle bölge halkı üzerinde yaptıkları maddi-manevi tahribat, uzun yıllar tesirini gösterdiği gibi, hafızalardan silinmeyecek izler de bırakmıştır. Bu makalenin hazırlanmasında büyük ölçüde Garp Cephesi Komutanlığı, İstihbarat Şubesi tarafından düzenlenen rapordan yararlanılmış; resmî kayıtlara geçen bilgiler kullanılmış olup, yöre halkıyla yapılan görüşmelerde bize anlatılanlar değerlendirmeye katılmamıştır.