8 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
Yüksek Öğretimde Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Dersi Öğretiminde Karşılaşılan Problemler ve Yeni Yaklaşımlar -Hacettepe Üniversitesi Örneği
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 62 · Sayfa: 589-612
Özet
Tam Metin
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersi bugün tüm yüksek öğretim kurumlarında okutulmakta olan ve hem öğrenciler hem öğretim elemanları tarafından derse ilişkin içerik, yöntem ve teknikler konusunda bazı beklentilerin bulunduğu bir ders niteliğindedir. Yakın tarihin özelliklerinin ve hassasiyetlerinin kavranmaya çalışıldığı bu dersin verimliliğini artırabilmek, dersin amaçlarının yerine getirilebilmesi bakımından da önem taşımaktadır. Bu amaçla Hacettepe Üniversitesi örneğinde yapılan bir anket çalışması ile dersin gereksinimleri tespit edilerek bunların giderilmesi ve yetişmekte olan genç neslin tarih bilincine sahip olarak geleceğe hazırlanmasına katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Yapılan çalışmanın sonuçları tarih öğretimi ile ilgili yeni yaklaşımların sergilenebilmesine ışık tutacaktır.
Türkiye’ye ve Atatürkçülüğe Yönelen Tehditler
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 55 · Sayfa: 225-267
Özet
Türkiye Orta Doğu bölgesinin anahtar ülkesidir. Jeopolitik ve Jeostratejik konumu Türkiye'yi hem avantaj hem de dezavantajlı bir duruma getirmektedir. Bu konum Türkiye'ye "Sürekli Tehdit (Dış Tehdit)", "Bölgesel Tehdit" ve "İç Tehdit" olarak isimlendirebileceğimiz tehditleri de beraberinde getirmektedir. Ayrıca ülkede son 30 yıldır yaşanan acı bir terör olgusu bulunmaktadır. Türkiye'de mevcut olan "yıkıcı" ve "bölücü" unsurlar dört ana bölümde toplanmaktadır. Atatürkçü Düşünce Sistemi'ni oluşturan Atatürk ilkelerini (Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Lâiklik, İnkılâpçılık ) bazı kişi ve gruplar kötüleyip , aykırı görüşler ileri sürmektedirler. Tehditler ve çağdaşlaşma ancak gençlerin iyi yetiştirilmesi ve Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin gücü ile etkisiz hale getirilebilir.
Halkevleri̇ni̇n Toplumsal Ve Kültürel İşlevleri̇
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 53 · Sayfa: 499-527
Özet
13 Eylül 1920 tarihli Halkçılık Programı, Türkiye'de anayasa düzeni ve sosyal siyasa açısından önemli bir metindir. Üstelik, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın toplumsal boyutuna ilişkin tarihsel bir belgedir. Halkçılık prensibi ise, Halkçılık Programı'nın açılımı, uzantısı ve Atatürk'ün toplumsal demokrasi düşüncesinin mihveridir. 1932'de kurulan Halkevleri, onları takiben 1940'ta kurulan Halkodaları Atatürkçü halkçılık düşüncesinin teoriden pratiğe konulduğu kurumlardır. Bu kurumlar ulusal kültür, sosyal dayanışma, ulusal bilinç ve benzeri alanlarda yaptıkları çalışmalarla ülkemizin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu kurumlar bünyesindeki faaliyetler sayesinde halkımızın uluslaşması alanında önemli mesafe alınmıştır. Atatürkçü halkçılık ilkesi de ulusal değerler arasında mümtaz yerini almıştır.
Atatürk İlkeleri̇ İle İlgi̇li̇ Bi̇bli̇yografya Denemesi̇
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 53 · Sayfa: 530-625
Özet
Bu makalede "Atatürk İlkeleri" konusunda bir bibliyografya çalışması yapılmıştır. Bu çalışma, seçilmiş bir bibliyografya çalışmasıdır. Çalışmamızda; A- Kitaplar, B- Makaleler şeklinde iki türlü tasnif yapılmıştır. Umarız bu çalışma Türkiye ve Atatürk ile ilgilenenlere yararlı bir kaynak olur. Anahtar Kelimeler Atatürk, Atatürk İlkeleri, Türkiye Cumhuriyeti, Kitaplar, Makaleler.
Atatürk İlkelerinin Sürekliliğini Sağlamak Görevi Ve Bu Görevde Gençliğin Rolü
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 52 · Sayfa: 235-247
Özet
Türk İnkılâbı'nı Atatürk gerçekleştirmiş olup, en büyük eseri "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Millî Mücadele'yi başlatan Atatürk genç idi. O, devleti kurarken olsun, inkılâpları gerçekleştirirken olsun, daima gençlik ile birlikte hareket etmiş, onlardan gelecek adına büyük işler bekleyerek, Cumhuriyeti onlara emanet etmiştir. Atatürk, "Milli kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarma" hedefini de koymuştur. Bu hedefe ulaşmak için Türk gençlerinin sağlıklı, çalışkan ve Atatürkçü olarak yetiştirilmesi zorunludur. Atatürk pek çok konuşmasında gençliğe olan inancını ve ümidini dile getirmiştir. Türk gençliği "milli bir ideoloji" olan Atatürkçülüğü benimsemeli, böylelikle Atatürk'e, devletine ve milletine karşı görevlerini yerine getirmelidir. Bu arada devletin de, Anayasa'nın 58. maddesine göre; "gençliği koruma" görevi bulunmaktadır.
Atatürk İlkelerinin Türk Dış Politikasına Etkisi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 36 · Sayfa: 891-909
Özet
Çok tekrarlanan bir tarife göre, dış ilişkileri yönetmek anlamına gelen diplomasi için: "Mümkün olanın sanatıdır" denilmektedir. "Mümkün olanın elde edilmesi" şeklindeki tarif ilk bakışta, diplomasiye çok dar bir hudut çizdiği intibaını verebilir. Oysa ki, devletlerin güçlerini oluşturan öğelerden, stratejik konum, nüfus ve işgücü, doğal kaynaklar, endüstriyel ve tarımsal potansiyel ve gelişmişlik düzeyi, askerî güç gibi objektif kıstaslar yanında; sübjektif öğeler diyebileceğimiz ulusal moral, halkın dış politikayı desteklemekteki kararlılığı, topluma önderlik yapabilme bakımından ve halkın desteğini devamlı sağlayabilmek yönünden kuvvetli sayılan hükümetler, ve dış ilişkileri yürüten diplomatların kalitelerinin niteliği gibi hususlar işin içine girer. Diğer taraftan, devletlerin dış politikayı uygulamadaki araçlarının, uluslararası hukuka uygun biçimde kullanılmaları da kabildir.. (Meşru müdafaa, ambargo, barışçı bloküs, sıcak takip vs. gibi). Bütün bu hususlar dikkate alınınca, sözünü ettiğim diplomasi tarifinin verdiği kısıtlayıcı izlenimin doğru olmadığı, çünkü dış ilişkilerin meşru zeminlerde yürütülmesinin ve ulusal çıkarların kollanıp elde edilmesinin çok emek, sabır, bilgi ve tecrübe isteyen, icabında "hesaplanmış risk-calculated risk"leri de içeren, kısa ve uzun vadeli planlamaları, hatta siyasî ve askerî ittifaklar dahil çeşitli çalışma ve girişimleri gerektiren çok karmaşık bir "process" olduğu anlaşılır.
Atatürk'ün Devletçilik Anlayışı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 35 · Sayfa: 609-614
Özet
Batı Avrupa'da meydana gelen Endüstri Devrimi'nden ve ekonomik gelişmelerin sonucu oluşan toplumsal değişmelerden habersiz kalan Osmanlı İmparatorluğu, bu yüzden Avrupa'daki topraklarından gerilerken ekonomik yönden de hızla bağımlılaştı ve XIX. yüzyılda birden bire Avrupa endüstrisiyle karşılaşan Osmanlı zanaatları da hızlı bir şekilde eriyip tükendi. Geleneksel savaş sanayisi dışında ancak XIX. yüzyıl ortalarında ekonomiye aktif olarak katılan imparatorluğun, 1917'de yayınladığı 1913 (1329) - 1915 (1331) seneleri Sanayi İstatistiği'nde, 1913'te mevcut 252 işletmenin 239'u işler durumda iken, 1915'te kurulu 264 işletmenin ancak 182'si faaliyetini sürdürmekte idi. Bu 264 işletmenin yalnızca 60'ı devletin ve Türk uyrukluların elinde bulunuyordu. Mustafa Kemâl, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş nedenini araştırırken, Osmanlı Devleti'nin iktisat yüzünden çöktüğünün, dolayısıyla Cumhuriyetin varlığını sürdürebilmesi için bir "iktisadiyat devleti" olmak zorunda olduğunun altını çizmiştir.
Cumhuriyet-Lâiklik-Eğitim Üzerine
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 5 · Sayfa: 379-382
Özet
Atatürk îlkeleri'ni, onun düşündüğü sosyo-politik ve sosyo-ekonomik sistemin alt sistemleri gibi kabul etmek ve birinin diğerine üstünlüğü fikrine kapılmamak gerekir. İncelemenin başlığından anlaşılacağı gibi, kapsamın¬da bunlardan sadece ikisinin eğitime olan ilişkisine değinilecektir.