3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Filistin
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Osmanlı Arşiv Belgelerinde Nili Casusluk Örgütü

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2019, Cilt XXXV, Sayı 99 · Sayfa: 1-30 · DOI: 10.33419/aamd.557954
Tam Metin
NİLİ casusluk örgütü, İngilizlerin Birinci Dünya Savaşı'nda kullandığı önemli istihbarat organlarından birisiydi. Yahudiler tarafından kurulan örgüt, Filistin-Suriye Cephesi'nde konuşlanmış Müttefik orduları hakkında İngiliz istihbaratına bilgi sağlamaktaydı. Osmanlı arşivleri, NİLİ ve faaliyetleri hakkında özgün bilgiler içermektedir. Türk istihbarat raporları; örgütün kurucuları, faaliyetleri ve çalışma usulleri hakkında tatmin edici bilgiler vermektedir. Türk arşivlerini göz ardı eden bir araştırma, NİLİ casusluk örgütünü sağlıklı bir şekilde analiz edemez. Büyük ölçüde arşiv belgelerine dayanan bu araştırma, Türk kamuoyunun yeterince bilmediği NİLİ casusluk örgütünün sır perdesini büyük ölçüde aralamaktadır.

I. Dünya Savaşı’nda Filistin Suriye Cephesi’nde Nili Casusluk Örgütünün Faaliyetleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2014, Cilt XXX, Sayı 88 · Sayfa: 89-114
Tam Metin
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin kaderini belirleyen Filistin-Suriye Cephesi, büyük devletlerin istihbarat savaşlarına da sahne olmuştur. İngiltere, değişik kaynaklardan yürüttüğü istihbarat faaliyetlerini, en yaygın ve etkili kullanan devletlerin başında gelmiştir. Yahudiler tarafından kurulan ve Filistin-Suriye cephesinde etkili olan NİLİ casusluk örgütü, İngilizlerin Filistin'de kullandığı en önemli istihbarat kaynaklarından biri olmuştur. NİLİ casusları, Osmanlı ordusunun asker sayısı, emir komuta zinciri, karargah mevkileri, moral durumu vs. gibi hususlarda bilgi toplayıp bunları Mısır'daki İngiliz İstihbarat Servisi'ne ulaştırmıştır. NİLİ'nin katkısı, İngiliz ordusunun taktik strateji belirlemesinde ve savaşı kazanmasında önemli rol oynamıştır.

Mustafa Kemal Paşa ve Yıldırım Ordular Grup Komutanlığı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 47 · Sayfa: 395-419
XIX. Asrın sonlarına doğru II. Abdülhamit ve Wilhelm'in kişisel gayretleri ile başlayıp zamanla giderek artan Türk-Alman dostluğu, I. Dünya Savaşı öncesinde bir ittifak bloğunun kurulması ile sonuçlandı. Osmanlı Devleti, 2 Ağustos 1914 tarihinde Almanlarla açık-gizli antlaşmalar yaparak, I. Dünya Savaşı'na yorgun, bitkin, ekonomik ve malî yönden sıkıntı ve bunalımlar içerisinde, mânevi bakımdan ise yıpranmış, bütün gücü tü¬kenmiş ve huzursuz bir vaziyette girmişti. Savaşın ikinci yılında Bağdat Cephesi'nin düşmesi, Alman ekonomisinin sekteye uğramasma neden olabilecek bir sonuç doğurdu. Çünkü Ortadoğu coğrafyasında petrolün en yoğun olduğu yer Irak bölgesi idi. Bağdat'ı geri almak amacıyla Irak Cephesi'nde teşkili düşünülen Yıldırım Ordular Gurubu, daha sonra bir strateji değişikliğine gidilerek Filistin cephesine kaydırılmış ve Alman Generallerinden Falkenhayn bu ordular gu¬rubunun komutanlığına atanmıştır. Filistin Muharebeleri, mukadderatını yabancı eline teslim eden bir or¬dunun uğrayacağı akıbeti göstermesi bakımından son derece önemlidir. Bu savaşta şu husus çok açık anlaşılmıştır: Almanlar gerçekten Osmanlı Dev- leti'nin müttefiki olarak Filistin'e gelmemişlerdi. Almanlar, aslında Or¬tadoğu'da nasıl hakimiyet kurar ve bu bölgenin zenginliklerine ka¬vuşabiliriz düşüncesi ile geldiklerini göstermişlerdi. Karargahlarındaki tavır ve uygulamaları ile de zaten Türklerin fikirlerine pek değer ver¬medikleri görülmekte idi. Nitekim 1917 yılında başlayan Filistin geri çe¬kilmesi 1918 yılı Ekim sonlarına kadar devam etti. Mustafa Kemal Paşa, Liman Von Sanders'in İstanbul'a çağrılmasının ardından, yani Mondros Mütarekesinin imzalandığı gün, Yıldırım Orduları Grup komutanlığına tayin edildi. Mustafa Kemal Paşa, ordudaki Alman etkisinin mümkün olduğunca azaltılmasını istiyordu. Osmanlı Genelkurmayı, Mondros Mütarekesinin imzalanmasının ardından Mustafa Kemal Paşaya gönderdiği telgrafta, ordunun Suriye'nin kuzeyine çekilmesi durumunda savunma vaziyeti alıp alamayacağını, bu sayede mütareke şartlarının değiştirilmesinin ve hafifletilmesinin mümkün olup olmadığını sormuş; mütareke şartları tebliğ olununcaya kadar uygun bir şekilde oyalanmasını istemişti. Mustafa Kemal Paşa, maiyetindeki komutanlara gönderdiği emirde, mütareke hükümlerinin uygulanmasının bizim için daha ağır bir duruma gelmemesini sağlamak üzere gerekli tedbirlerin alınmasını isterken, Toros Tünellerinin Osmanlı Devleti için stratejik açıdan çok büyük öneme sahip olduğunu hatırlatarak elde tutulması gerektiğini ve terhis işlerinin geçiştirilmesi veya geciktirilmesini tavsiye ediyordu Mütarekenin imzalandığı gün, Yıldırım Ordular Gurup Komutanlığına atanan Mirliva Mustafa Kemal Paşa, Filistin harekâtını icra eden bu son ordu kalıntılarını bir araya topladıktan sonra Toros Dağlarının kuzeyine çekilmeyi başarmıştı. İşte Mustafa Kemal Paşa'nın kuzeye çekmeyi başardığı bu kuvvetler, bir yıl sonra başlayacak olan Türk İstiklal Mücadelesi'nin Güney Cephesi'ndeki çekirdek kadrosunu oluşturacak olan birlikler idi. Bu bildiride, kısaca Yıldırım Ordular Gurubu'nun kuruluşu, amacı, faaliyetleri anlatıldıktan sonra, Mondros Mütarekesinin imzalanması ve Mustafa Kemal Paşa'nın Yıldırım Ordular Gurup Komutanlığı'na getirilmesi ve mütareke karşısındaki tutum ve davranışları izah edilmektetir