7 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Meclis
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Ziya Gökalp’in 1924 Anayasası ile ilgili Çalışmaları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2013, Cilt XXIX, Sayı 85 · Sayfa: 47-71
Tam Metin
Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyetin ilanı ve nihayetinde Halifeliğin kaldırılması ile birlikte eski rejim tasfiye edilerek modern bir devlet kurulmaya çalışılmıştır. Mutlakıyet dönemine ait olan 1876 Anayasası ve oldukça dar kapsamda hazırlanmış olan 1921 Anayasası, modern Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap verecek durumda değildi. Bu nedenle çok daha modern ve demokratik bir anayasanın hazırlanması kaçınılmaz olmuştur. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, dönemin aydınları anayasa ile ilgili görüş ve düşüncelerini dile getirmişlerdir. Anayasa ile ilgili tartışmaların yoğun bir şekilde yapıldığı bu dönemde, ünlü sosyolog Ziya Gökalp'in de, konu ile alakalı tuttuğu notlarından bu tartışmaların içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Gökalp bu notlarında, Amerikan Başkanlık sistemi, Mesleki Temsil, Kanunların anayasaya uygun olması gerekliliği, kadın erkek eşitliği ve daha birçok konuda düşünceler ileri sürmüştür. Gökalp'in bu notları, onun 1924 Anayasası'nın hazırlanma sürecine yaptığı katkılara da ışık tutmaktadır.

Şair Yahya Kemal Beyatlı’nın Elçiliği ve Büyükelçiliği

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2007, Cilt XXIII, Sayı 67-68-69 · Sayfa: 11-88
Tam Metin

Bu makalede ünlü Türk şairi Yahya Kemal Beyatlı'nın (1884-1958) diplomatik hayatı ve hizmetleri ele alınmaktadır. Beyatlı'nın edebiyatçı kimliği ve şairliği üzerine birçok yayın bulunduğu halde onun diplomatlığı yeterince incelenmemiştir. Bir diplomat-tarihçi gözüyle kaleme alınan makalede bu boşluğun doldurulması amaçlanmaktadır.

Yahya Kemal Beyatlı 1922-1923'te Lozan'da toplanan ve modern Türk tarihinde önemli bir yer tutan Lozan Barış Konferansına katılan Türk delegasyonu içinde yer almıştır. Konferans sonunda, 1923 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne seçilmiştir. Bu görevde iken 1926 yılında Türkiye Varşova'ya Elçi olarak atanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin İspanya'ya gönderdiği ilk elçi olmuştur. Beyatlı, Elçi olarak 1926-1929 yıllarında Varşova'da görev yaptıktan sonra 1929 yılında Madrid Elçiliğine nakledilmiş ve 1932 yılına kadar burada görev yapmıştır. Madrid'de iken Lizbon'a da ekradite edilmiş ve 1931-1932 yıllarında Portekiz'de Türkiye'yi temsil etmiştir.

1932 yılında Türkiye'ye dönen ve daha sonra yeniden parlamentoya seçilen ve uzunca bir süre milletvekili olarak görev yaptıktan sonra, 1948 yılında Pakistan'a Büyükelçi olarak atanmıştır. Buradan emekli ollmuş ve 1958 yılında İstanbul'da ölmüştür.

Beyatlı, diplomatik mesleğinin ilk yıllarında Türkiye'nin başarılı bir temsilcisi olmuşsa daha sonraki yıllarda yetrerince etkili olamamış görünmektedir.

Türki̇ye'deki̇ İlk Kadın Mi̇lletveki̇lleri̇ Ve Mecli̇steki̇ Çalışmaları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 889-905
Cumhuriyetin ilânı sonrası gerçekleştirilen köklü değişiklikler arasında, Türk kadınına tanınan seçme ve seçilme hakkı önemli bir gelişme olarak yer alır. Son yıllarda kadının toplumdaki yerine ilişkin dikkate değer çalışmalar yapılmakla beraber, özellikle kadınlara tanınan siyasal haklar ve bu hakların istenilen şekilde kullanılıp kullanılmadığı konusu, üzerinde durulmaya değer bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira, söz konusu hakların üzerinden yetmiş yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, kadının siyasetteki yeri ile siyasal katılımdaki rolü ve etkinliği hala tartışılmaya devam etmektedir. Bu tartışmaların odak noktasını ise, daha çok milletvekili seçilen kadınların sayıca azlığı meselesi oluşturmaktadır. Oysa, 1930'lardan günümüze kadar Meclis'e girmiş kadınların sayısal yetersizliği kadar, buradaki çalışmaları da incelenmesi gereken bir konudur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Birinci Döneminde Görev Yapan Sağlık Mensupları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 908-922
Millî Mücadele dönemimizde; Kurtuluşun ve Cumhuriyet'in manevî mimarları olarak kabul ettiğimiz, Cumhuriyet'in kuruluşunda gösterdikleri olağanüstü başarıları ile temayüz etmiş büyük şahsiyetler mevcuttur. Bu şahsiyetler, siyasi faaliyetleri, fikirleri ve eserleri ile Türkiye Cumhuriyeti Tarihi'nde önemli bir yer tutmaktadır.

1922-1923 Yıllarında Samsun'da Fiyat Hareketleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 1046-1079
Osmanlı Devleti'nde belediye ve belediye meclislerinin kuruluşu Tanzimat Dönemi'nde başlamıştır. ilk örgüt başkent İstanbul'da 1854 tarihinde kurulmuştur. Taşralarda ise örgütlenme 1871'den itibaren başlamıştır. Bu konudaki ilk kanunî girişim 1864 Vilâyet Nizâmnâmesi ile atılmıştır. 25 Temmuz 1867'de çıkarılan " Vilâyâtta Devâir-i Belediye Meclislerinin Vezâif-i Umûmiyesi Hakkında " başlıklı talimatnâme ile, büyük kentlerde uygulamanın nasıl olacağı belirlenmiştir. 1871 tarihli Vilâyet Nizamnâmesi'nde ise her vilâyet, sancak ve kazalarda birer belediye meclisi kurulması konusu kanuna bağlanmıştır.

Atatürk ve Meclis

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt III, Sayı 8 · Sayfa: 247-286
Atatürk ve Meclis (özellikle ilk Meclis) ilişkilerini konu alan bu mütevazı inceleme, tarih yazmak ve tarih ölçüsünde hükümler ortaya koymak iddiasını taşımamaktadır. Ancak, ileride bu cidden büyük ve çağ açıcı dönemin objektif tarihinin yazılmasında yararlı olabilecek belge, yaşantı ve izlenimlerini o dönemi yaşamış, başlıca otoritelerini tanımış ve bazılarıyla siyasî hayatta işbirliğinde bulunmuş bir gözlemcinin, o dönem belgelerinden, başta Meclis açık ve gizli oturumların tutanakları ve kişisel izlenimlerimden edindiğim görüşleri kapsamaktadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’nin Hukukî Niteliği

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 475-504
Kuvvetler ayrılığı kriterine dayanan klâsik hükümet şekilleri tasnifi, üç hükümet sistemini ayırt etmektedir. Bunlar, başkanlık sistemi, parlâmanter sistem ve meclis hükümeti sistemidir. Her üç sistemin tanımlanmasında, yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirleriyle ilişkileri noktasından hareket edilmektedir. Yasama ve yürütme kuvvetleri ya aynı elde, daha doğrusu aynı devlet organında toplanabilir ya da ayrı organlara verilebilir.