4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Son 10 yıl
  • Muhalefet
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Kemalist* Halkçı Kıbrıs Türk Lideri M. Necati Özkan’ın Siyasi Hayatı Ve Liderlik Mücadelesi (1926-1953)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024, Cilt XL, Sayı 110 · Sayfa: 521-572 · DOI: 10.33419/aamd.1577698
Tam Metin
Kıbrıs, Doğu Akdeniz’deki stratejik konumundan dolayı çok sayıda devlete ev sahipliği yapmıştır. Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs’taki egemenliği 1571 yılında başlamış ve Anadolu’dan gönderilen çiftçi ve zanaatkârlar Ada’daki Türk varlığının ilk temsilcileri olmuşlardır. Kıbrıs Türkleri Osmanlı toplum yapısının doğal bir sonucu olarak siyasal bir liderin kontrolünde olmamış, Babı Âli tarafından görevlendirilen kadı ve müftüler XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar olan dönemde Kıbrıs Türklerinin önderleri olarak kabul görmüştür. Kıbrıs, Lozan Barış Antlaşması ile İngiltere’ye bırakıldıktan kısa bir sonra 1925 yılında Ada’da sömürge yönetimi ilan edilmiştir. Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı kendisine rehber edinen ve Kemalist politikalar takip eden M. Necati Bey (Özkan) 1930’lu yıllardan itibaren Kıbrıs Türk siyasi liderliğini temsil etmeye başlamıştır. Bu durum İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar devam etmiş, ancak 1945 yılından itibaren Kıbrıs Türk liderlik çekişmesinde iki grup öne çıkmıştır: Kemalist Halkçılar ve Sömürgeci Evkafçılar. Kıbrıs’taki Kemalist Halkçı hareketin ilk siyasi lideri olan M. Necati Özkan ve mücadelesinin her yönü ile ortaya konulması günümüzde de devam eden Kıbrıs Sorunu’nun köklerinin anlaşılması açısından önemlidir. Çalışmada Kıbrıs Türklerinin var olma mücadelesinde önemli bir aktör olan M. Necati Özkan’ın siyasi faaliyetleri ve liderlik mücadelesi ile bunun yarattığı siyasal etkilerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Hedeflenen amacın gerçekleştirilmesi maksadıyla, nitel araştırma yöntemi doküman tarama tekniği kullanılarak döneme ait birincil ve ikincil kaynakların taranması öngörülmüştür. Bu doğrultuda; Türkiye, KKTC ve İngiltere’deki arşivlerde tarama yapılmış, birincil ve ikincil kaynaklar ile ilk kez bilim dünyasının bilgisine sunulan kişisel arşiv belgelerinden yararlanılmış ve elde edilen bilgiler dönemin Kıbrıs Türk basınındaki haberler ile sözlü tarih görüşmeleri ile tamamlanarak objektif bir sonuca ulaşılması hedeflenmiştir.

Bir Cumhuriyet Aydını: Cihad Baban’ın Gazeteciliği ve Siyasal Yaşamı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2022, Cilt XXXVIII, Sayı 106 · Sayfa: 651-698 · DOI: 10.33419/aamd.1195915
Tam Metin
Irak’ın Süleymaniye şehri köklü ailelerinden Babanlar/Babanzadeler ailesinden gelen Cihad Baban, Cumhuriyet Dönemi’nde yetişmiş, önemli ve iz bırakan aydınlardan biridir. Mensubu bulunduğu Babanlar, Osmanlı Devleti’nin son döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti’nde değişik ve yüksek mevkilerde bulunmuşlardır. Baban’ın ortaöğrenimi sırasında amatörce başlayan gazetecilik hayatı, 1934 yılında profesyonel bir hal almış ve neredeyse vefatına kadar kesintisiz devam etmiştir. İstanbul Hukuk Fakültesini bitiren Baban’ın en ağır basan özelliği donanımlı ve işin ehli bir gazeteci olmasıydı. Bu özelliği doğrultusunda gazeteciliği bir yaşam biçimi olarak özümseyen Baban, birçok gazetenin kuruluşunda öncü olmuş, hem kuruluşunda bulunduğu gazetelerde hem de diğer kimi gazetelerde başyazarlık yapmış, ayrıca değişik görevler ifa etmiştir. Gazeteciliği kadar olmasa da siyasi yaşamı ile de dikkat çeken Baban ikisi İstanbul, ikisi İzmir ve biri Çanakkale’den olmak üzere beş dönem milletvekili seçilmiş, iki defa da bakanlık koltuğuna oturmuştur. Bağımsız ancak Demokrat Parti yakınlığı ile başlayan siyasal yaşamında Hürriyet Partisi’nin ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin de önemli bir yeri vardır. 1946’dan 1960’ların sonuna kadar siyasetin içerisinde aktif bir şekilde bulunmuştur. 27 Mayıs 1960 Darbesi’nden sonra Basın-Yayın ve Turizm Bakanlığına getirilmiştir. Türkiye’nin dış siyasetinde de kendisine birçok kez sorumluluk yüklenilen Baban, 1970’lerde aktif rol üstlenmemiştir. 12 Eylül 1980 Darbesi sürecinde Kültür Bakanlığı ile siyasete yeniden aktif dönüş yapmıştır.

Uşak’ta Vatan Cephesi (12 Ekim 1958-27 Mayıs 1960)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2019, Cilt XXXV, Sayı 100 · Sayfa: 621-646 · DOI: 10.33419/aamd.642480
Tam Metin
1957 milletvekili seçimlerinden sonra, iktidar-muhalefet ilişkilerinde cepheleşme eğilimleri baş göstermiştir. Muhalefet partileri Güç Birliği adında siyasi bir yapılanma oluştururken Adnan Menderes, 12 Ekim 1958 tarihinde Manisa mitinginde yaptığı konuşmasında muhalefetin yıkıcı faaliyetlerine karşı tüm vatandaşları kapsayacak bir Vatan Cephesi kurulacağını belirtmiş ve herkesin Vatan Cephesi çatısı altında birleşmesini istemiştir. Bu açıklamanın ardından Uşak Demokrat Parti il ve ilçe teşkilatlarının etkili çalışmaları ve muhalefet partilerinin yönetim teşkilatlarından gelen istifalar ile Uşak'ta DP'ye 1958-1959 yılları arasında yoğun katılımlar meydana gelmiştir. Uşak'ta sadece muhalefet partileri değil aynı zamanda dernekler, esnaf teşkilatları, Uşak'ın önde gelen aileleri ve bireysel katılımlarla binlerce kişi Vatan Cephesi'nin birer üyesi haline gelmiştir. Özellikle DP'nin çalışmalarından duyulan memnuniyet ve Adnan Menderes'in şahsı katılımları olumlu yönde etkilemiştir. Vatan Cephesi ve DP'ye yönelik katılımların hepsi dönemin yerel basınında isim listesi halinde DP'ye iltihaklar başlığı altında yerini almıştır. 1960 yılında Uşak'ta Vatan Cephesi'ne katılımlarda belirgin bir düşüş yaşanmış ancak yeni ocaklar açılmaya devam etmiştir. Bu makalede 12 Ekim 1958 tarihinde oluşum süreci başlayan ve 27 Mayıs askerî müdahalesi ile sona eren Vatan Cephesi'nin Uşak'taki durumu, DP'ye katılımlarla ilgili Başbakan Adnan Menderes'e gönderilen telgraflar göz önünde bulundurularak başta T.C Cumhurbaşkanlığı Cumhuriyet Arşivi'nden edindiğimiz belgeler olmak üzere dönemin yerel basınının ışığında detaylı bir şekilde incelenmiştir.

Tanin (1922-1925)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2017, Cilt XXXIII, Sayı 95 · Sayfa: 1-38
Tam Metin
"Tanin", XX. yüzyıl Türk basın tarihinin önemli gazetelerinden biridir. Üç ayrı devrede yayımlanmıştır: 1908-1914, 1922-1925 ve 1943-1947. Gazetenin yayımlandığı yıllar tarihimizin önemli kilometre taşlarıdır. Tanin'in ikinci özgün yanı, her üç devrede aynı başyazar tarafından çıkarılmış olmasıdır. Bu başyazar, ünlü gazeteci ve siyasetçi Hüseyin Cahit'tir (Yalçın). 1908 yılından ölümüne kadar (1957) gazetecilik yapan Hüseyin Cahit (Yalçın), üretkenliği ve mücadeleci gazeteci kimliği ile adından çok söz ettirmiş, zaman zaman siyasal iktidar ile sorunlar yaşamış ve gazeteci kimliği ile İstiklal Mahkemelerinde bile yargılanmıştır. Hilafetin muhafazası konusundaki görüş ayrılığı bir yana bırakılacak olursa, Hüseyin Cahit'in geleceğe yönelik öngörüleri ile siyasal iktidarın öngörüleri ters düşmemektedir. Tanin ve İstanbul basınının bir bölümü, Cumhuriyet'in henüz yeni inşa edilmekte olduğu o yıllarda, durumun hassasiyetini yeterince dikkate almadan, siyasal iktidarı zaman zaman ölçüsü kaçan bir biçimde eleştirmişlerdir. Tanin ve diğer muhalif İstanbul basını, Mustafa Kemal Paşa'nın diktatörlüğe yönelmesinden endişe etmişlerdir. Hüseyin Cahit'in eski İttihatçıların önde gelenleri ile olan yakınlığı, siyasal iktidarın ona ve gazetesi Tanin'e mesafeli bakmasına, ondan kuşkulanmasına neden olmuştur. Bu makalede, ikinci devrede (1922-1925) yayımlanan Tanin gazetesi tanıtılmakta ve bu gazetenin dönemin siyasal olaylarına (özellikle de, Cumhuriyet'in ilanına ve Hilafet'in kaldırılmasına) yaklaşımı ve siyasal iktidarla ilişkileri ele alınmaktadır.