7 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dil Kurumu
  • Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten
  • ağız
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

KARS İLİ AĞIZLARINDA EK FİİLİN OLUMSUZ ŞEKLİ “değil”İN ÖRNEKLERİ ÜZERİNE

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2014, Cilt 62, Sayı 1 · Sayfa: 19-26
Ağızlar dilin ölçünlü hâline göre birbirinden farklı görünümde dil ögelerinin kullanımına müsait alanlardır. Bu durum aynı zamanda ilgili ağız yöresinin o dil için farklı seçenekleri de içinde saklayan birer kaynak durumunda olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda Türkiye Türkçesi ağızları ölçünlü dilden az veya çok ayrılan çeşitli derecelerdeki dil ögelerini bünyelerinde barındırmaktadır. Doğu grubu ağızları içinde yer alan Kars ili ağızları da kullanım özelliği bakımından birbirinden farklı ve zengin örnekler sunabilecek dil unsurlarını içermektedir. Bunlardan biri de Türkçede ek fiilin olumsuz biçimi yapılırken yararlanılan "değil"in kullanımıyla ilgilidir. Bu çalışmada Ahmet Bican Ercilasun tarafından kaleme alınan Kars İli Ağızları adlı eserdeki toplam 97 metin taranarak "değil"in farklı söyleniş biçimleri Kars ilinin alt ağız gruplarına göre değerlendirilmeye çalışılacaktır

Köseçobanlı Ağzından Derlemeler

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2004, Cilt 52, Sayı 1 · Sayfa: 44-62
Değişen dünya şartlarından en çok etkilenen varlıklardan biri dildir. Küreselleşme ve medya etkisiyle yerel unsurlar hızla unutulmaya başlamıştır. Bunlar içerisinde yerel diller, şiveler ve ağızlar kayda geçirilmediği takdirde kesin olarak unutulacaklardır. Ağız çalışmalarının yapılmasıyla yabancı dillerden kelime almanın yanında, dilin kendi birikimi de kullanılabilir. Bu çalışmada Türkçe'nin kırsal bir yörede halen kullanılan ağzından derlemeler yapılmıştır.

Sandıklı ve Yöresi Ağızlarının Özellikleri ve Ağız Bölgeleri

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2002, Cilt 50, Sayı 1 · Sayfa: 60-81
Bu çalışmanın ilk bölümünde Afyon iline bağlı Sandıklı, Hocalar ve Kızılören ilçelerinin ağız özellikleri özet hali ile sınıflandırılarak verilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise yörede belirlenen ağız bölgeleri üzerinde durulmuştur. Ağız bölgelerinin belirlenmesinde -(ı)yor şimdiki zaman eki esas alınmıştır. Tespit edilen ağız bölgelerinden -(ı)yo ağzı en yaygın olan ve bölgeyi karakterize eden ağız bölgesidir. Diğer ağız bölgeleri ise, bölgenin genelini temsil etmeyen ve çok dar bir alanda konuşulan ağız bölgeleridir.

Orta Karadeniz Ağızlarında Nazal N Sesi

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1999, Cilt 47 · Sayfa: 51-58
Orta Karadeniz Bölgesi, ağız araştırmaları açısından yeteri kadar üzerinde durulmamış önemli bir bölgedir.Pek çok örnekle tarihi Türkçenin mirasını muhafaza etmekte olan bölge, bazı örneklerle de Türkçenin tarihi gelişmesindeki karanlıklara ışık tutmaktadır.

Balkanlardaki Türk Ağızlarının Tasnifi

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1996, Cilt 44 · Sayfa: 167-176
Balkanlar Türk kavimleriyle meskun en batı bölgedir. Bu bölgede birçok migrasyonlar vuku bulup düğümlenmiş, tabakalaşmıştır. Balkanlara migrasyon esas itibarıyla iki yoldan cereyan etmiştir: kuzeyden ve güneyden. Kuzeyden gelen Türk kavimlerinin bir kısmı da Osmanlı Türkleri arasına karışmışlardır. Bunun neticesi ise Balkanlardaki Türk ağızları, Anadolu Türk ağızlarından epey farklanır. Bu makalede bu farklılıklar ele alınmıştır.

RUMELİ AĞIZLARININ SES BİLGİSİ ÜZERİNE BİR DENEME

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1984, Cilt 32 · Sayfa: 87-147
Anadolu ağızlarının Avrupa topraklarındaki bir uzantısı durumunda olan Rumeli (Türk) ağızları, ne yazık ki, şimdiye kadar bir bütün olarak ele alınmamış, bu konuda yapılan çalışmalar ve derlenen malzemeler mahallî olmaktan öteye gidememiştir. Aynı durum Anadolu ağızları için de söz konusudur.

ESKİ TÜRKLERDE EDEBİ DİL VAR MIYDI?

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1983, Cilt 30 (1982-1983) · Sayfa: 157-161
Günümüzün dil araştırıcıları Türkçenin yazılı eserlerinin dilini bir taraftan Türk halkları ve kabilelerinin konuşma dili (veya lehçeleri) olarak veya öbür taraftan bugüne dek korunagelen dil olarak ele almaktadırlar. Buna göre örneğin runik yazılı eserlerinin dili lehçe, ağız ve şivelere bölünüyor ya da dil gruplarının temelini atan dil dedesi, ayrı ayrı Türk dillerinin ecdadı olarak sayılıyor.