1129 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Dil Kurumu 1129
Yazarlar
- Zeynep Korkmaz 36
- Agâh Sırrı Levend 27
- Hasan Eren 22
- Osman Fikri Sertkaya 21
- Mehmet Ölmez 16
- Saadet Çağatay 15
- Şinasi Tekin 14
- Gerhard Doerfer 13
- János Eckmann 13
- A. Caferoğlu 10
Anahtar Kelimeler
- Türkçe 34
- TÜRKÇE 19
- Eski Anadolu Türkçesi 16
- Türkiye Türkçesi 16
- Dede Korkut 15
- Eski Türkçe 15
- Turkish 13
- DEDE KORKUT 12
- etimoloji 12
- etymology 12
Medhiye Olmayan Kasideler ve Kasidenin Bölümlerine Bir Bakış
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2021, Sayı 71 · Sayfa: 193-203 · DOI: 10.32925/tday.2021.59
Özet
Kasidelerin çok çeşitli maksatlarla yazıldığı; ancak "kaside" denince akla ilk gelen şeyin övgü (medhiye) olduğu bir gerçektir. Zamanla kaside ve medhiye kavramları öylesine yakınlaşmıştır ki kasidelerde asıl konunun işlendiği bölüm medhiye olarak adlandırılmıştır. Bununla birlikte övgü amacı gütmeyen ancak beyit sayısı ve kafiye düzeni bakımından kasideye benzeyen şiirlere de divanlarda kasâid bölümlerinde yer verilmiştir. Bu tür kasideler, alışılmışın dışında, bir mesneviyi andıran ve çoğunlukla didaktik şiirlerdir. Genel olarak maksûd ve duâ bölümlerinden oluşan bu kasidelerden bazıları; başlıkları, uzunlukları ve belli konuları işlemeleri, mesneviler gibi bölümlenmeleri, hatta bazılarına isimler verilmesi bakımından müstakil bir eser sayılabilecek niteliktedir. Bu yazıda, medhiye dışında kalan bu tür kasidelerin biçim ve içerik özelliklerine değinilecek ve buradan hareketle kasidenin bölümleriyle ilgili bazı teklifler sunulacaktır.
Süleymân-Nâme’nin Söz Varlığı (77. Cilt)
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2021, Sayı 71 · Sayfa: 129-147 · DOI: 10.32925/tday.2021.56
Özet
Süleymân-nâme, Firdevsî tarafından XV. yüzyıl sonları ile XVI. yüzyıl başlarında yazılmıştır. Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî adlarıyla da anılan Firdevsî; manzum, mensur ve manzum-mensur karışık olmak üzere telif ve tercüme çok sayıda eser kaleme almıştır. Hazret-i Süleyman'ın hikâyelerinin anlatıldığı Süleymân-nâme, Firdevsî'nin 81 ciltlik en hacimli eseridir. Süleymân-nâme hem dil özellikleri hem de barındırdığı söz varlığı nedeniyle Türk dili tarihi bakımından oldukça önemli bir eserdir. Türkçenin zengin söz varlığına katkı sağlamak üzere yapılan bu çalışmada Firdevsî'nin Süleymân-nâme'sinin 77. cildinde geçen ancak Tarama Sözlüğü'nde yer almayan 37 sözcük incelenmiştir. Bu sözcüklerin bir kısmı Tarama Sözlüğü'nde yer almakla birlikte anlam bakımından farklılık göstermektedir.
Burdur ili ağızlarının ortak karakteristik ses bilgisi özellikleri
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2020, Sayı 70 · Sayfa: 169-192 · DOI: 10.32925/tday.2020.47
Özet
Hızlı sanayileşmenin oluşturduğu nüfus hareketleri, okuma yazmanın yaygınlık kazanması, köylerden kentlere yönelen göçler ve televizyon, radyo, gazete vb. kitle iletişim araçları; maalesef, ağızlar üzerindeki tahribatını hızla sürdürmektedir. Bu yüzden henüz ele alınmamış Türkiye Türkçesi ağızları üzerinde araştırma ve incelemelerin bir an önce yapılması, Türkoloji alanı için son derece önemlidir. Türkçenin iyi anlaşılabilmesi ve gelecek nesillere iyi bir şekilde aktarılabilmesi için sadece yazı dilimizi bilmemiz yeterli değildir. Ayrıca onunla aynı kökene dayanan yerel konuşma biçimleri olan ağızlarımızı (Demir, 2002, s. 105-116) da iyi bilmemiz gerekmektedir. Bunu da Türkiye Türkçesi ağızlarının bilimsel olarak incelenmesiyle gerçekleştirebiliriz. İşte, bu düşüncelerle Burdur ili ağızları üzerinde çalışmaya karar verdik. Bu kararı almamızda Burdur ili ağızları üzerinde hâlihazırda bilimsel düzeyde ciddi bir çalışmanın yapılmamış olması en önemli etken oldu. Bu makalede, Türkiye Türkçesi ağızlarına katkı sunmak amacıyla hazırladığımız Burdur İli Ağızları (Gramer-Metin-Sözlükler) 1 adlı araştırma ve inceleme çalışmasında tespit ettiğimiz Burdur ili ağızlarının en belirgin ses bilgisi özellikleri üzerinde duracağız.
Interactive metadiscourse markers in Turkish research article abstracts: a diachronic analysis
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2020, Sayı 70 · Sayfa: 211-238 · DOI: 10.32925/tday.2020.49
Özet
Metadiscourse is an important linguistic resource which establishes the writer-reader relationship and makes a text reader-friendly. There is a scarcity of research which has analyzed the metadiscourse markers in a diachronic way. This study aims to explore the interactive markers such as transitions, frame markers, endophoric markers, evidentials, code glosses employed in Turkish research article abstracts published in Journal of Linguistics and Literature, Journal of Linguistics Research, Language Journal in 2008-2009 and 2017-2018 years and takes Hyland's (2005) Interpersonal Model of Metadiscourse as the theoretical framework. The findings of this study illustrate that 2017-2018 writers guide the readers in their research article abstracts much more than 2008-2009 writers with the use of evidentials by which they refer to the other researchers' ideas. This result reveals the diachronic evolution in the degree of writer-reader relationship from the perspective of social relations so that 2017-2018 writers are more inclined to declare being member of a specific discourse community with the use of evidentials. This research is expected to contribute to the understanding of Turkish academic discourse from a diachronic perspective and to provide useful implications in the fields such as foreign language teaching, corpus linguistics and text analysis.
Türkçe bilgisayarlı dil bilimi çalışmalarında his analizi
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2020, Sayı 70 · Sayfa: 193-210 · DOI: 10.32925/tday.2020.48
Özet
Bilgisayarlı dil bilimi; sözlü ya da yazılı dili anlamayı, matematiksel olarak ifade etmeyi hedefleyen ve bu hedefe ulaşmak için yöntemler, modeller ve araçlar öneren disiplinler arası bir bilim dalıdır. Bilgisayarlı dil bilimi çalışmalarının bir araştırma alanı olan his analizi; ses, görüntü ya da metin içerisinde hangi hislerin ne oranda yer aldığını bulma işlemine verilen addır. İnternetin yaygınlaşması, sayısal içeriğin çoğalması, saklama ve hesaplama gücünün artması gibi gelişmeler hem otomatik his analizi yapmanın önünü açmış hem de his analizini bir gereklilik hâline getirmiştir. Metinlerde his analizi konusunu Türk dili özelinde özetleyen bu çalışma, öncelikle his analizinin tarihçesi ve önemini dil bilim bakış açısıyla açıklamayı hedeflemekte ve his analizinin güncel uygulama alanlarından kısaca bahsetmektedir.
Klasik Türk edebiyatının söz algısının gösterge bilimi açısından değerlendirilmesi
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2020, Sayı 70 · Sayfa: 141-168 · DOI: 10.32925/tday.2020.46
Özet
Klasik Türk edebiyatına bakıldığında, gösterge kavramının "söz" kelimesiyle; göstergenin gösterilen boyutunun mana, gösteren boyutunun da "lafz" kelimeleriyle karşılandığı söylenebilir. Bu yaklaşıma tarihî süreç içinde baktığımızda klasik Türk edebiyatında XVII. yüzyıla kadar, "söz" kavramının tam olarak bir gösterge şeklinde yorumlanmadığını; çoğu eserde "söz" ile "lafz" kavramlarının birbirinin yerine geçtiğini görürüz. Sözün bir gösterge olarak açıklanışı ancak XVI. yüzyılda sistemleşme yoluna girer. XVII. yüzyıla gelindiğinde şairler, "söz"e gösterge bilimi açısından bakarlar. Bu bağlamda divanlar tarandığında şiirlerde geçen "söz", "lafz" ve "mana" kelimelerinin sayısında XVII. yüzyılda bir artış olur. Örneğin Nef'î'nin yaklaşık 4.300 beyitlik divanında "söz" 172 beyitte geçerken "lafz" 17, "mana" da 236 beyitte geçer. Bu rakamlar bu çalışma için taranan farklı yüzyıllardan alınan on divanda geçen "söz", "lafz" ve "mana" kelimeleriyle ilgili sayısal verilerden çok daha yüksektir. Bu noktada şair Nef'î'nin "söz", "lafz" ve "mana kavramları üzerinde çok düşündüğü sonucuna ulaşılır. Nef'î'nin şiirleri incelendiğinde, Nef'î'ye göre gösterge "söz"dür ve göstergenin düşünsel kavram boyutu İslam'ın dinî değer dünyasına dayanmalıdır. Bu değerlere de "mana" denilmektedir. "Lafz", bu noktada işitimsel koddur ve göstergenin düşünsel kavram boyutu, diğer bir ifadeyle manası olmadığı sürece lafzın bir değeri yoktur. Böylece XIX. yüzyılda yaşayan F. Saussure'ün gösterge ile ilgili düşüncelerini XVII. yüzyılda şair Nef'î, kısmen de olsa düşünmüş ve bu düşüncelerini şiirlerinde dile getirmiştir, diyebiliriz. Çalışmanın önemi de bu açıdan değerlendirilmelidir.
Ebu’n-nasr Sâmânî ve 19. yüzyılda yazılmış bir Uveysi tezkiresi üzerine
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2020, Sayı 70 · Sayfa: 79-139 · DOI: 10.32925/tday.2020.45
Özet
Türklerin Müslümanlığı kitleler hâlinde ve devlet kimliğiyle kabulleri, 10. yüzyılda Volga Bulgarları ve Karahanlılar döneminde gerçekleşmiştir. Dine intisapta erken dönemde yaşananları er-Rıhle, el-Kâmil, Mülhakâtü's-Sürâh, Târîhu Kâşgar, Hudûdü'l-Âlem gibi Türkçe dışındaki dillerde yazılmış seyahatname, tarih ve coğrafya kitaplarından öğrenmek mümkün olmaktadır. Söz konusu dönemi anlatan Türkçe eserler, genellikle menakıpname ve tezkire niteliğindedir. Telif veya çeviri olan bu eserlerin istinsah tarihleri ise oldukça geç dönemi işaret etmektedir. Bu çalışmada incelenen Uveysi tezkiresi, H 1219 (1804) yılında istinsah edilmiş olup 75a-83a sayfaları arasında Ebu'n-Nasr Sâmânî, 83a-102b'de ise Sultan Satuk Buğra Han menkabelerini içermektedir. British Library Or. 8161'deki Ebu'n-Nasr Sâmânî menkabesinin ilk yayını olan bu çalışmada yazmanın muhtelif nüshaları ve bunlara dair bilimsel yayınlar değerlendirilmiş, tarihî zeminde Türklerin İslam'a intisabı üzerinde durulmuştur. Makalede, mezkûr dönem hakkında menkabevi bilgi kaynağı olan, British Library Or. 8161'de mahfuz Tezkire-i Buğra Han yazmasında yer alan Ebu'n-Nasr Sâmânî metninin çeviri yazısı ve Türkiye Türkçesine aktarımı yapılmıştır. Ayrıca üzerinde çalışılan bölümün dil bilgisi özellikleri ortaya koyulmuştur. Yazmanın genelinde Çağatayca ögelerin hâkimiyeti söz konusudur ancak bilhassa manzumelerde 14. yüzyıl Doğu Türkçesinin dil özelliklerinin de korunduğu saptanmıştır. Bu bakımdan, Farsça bir metinden çeviri olan yazmanın erken bir çeviri ve geç bir istinsah olduğu söylenebilir.
Yesevi şairi Şems-i Asi’nin Yetimnamesi
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2020, Sayı 70 · Sayfa: 29-78 · DOI: 10.32925/tday.2020.44
Özet
Bu makalede öncelikle Yesevi şairi Şems-i Asi'ye ait Yetimname adlı manzumenin Arap harfleriyle yazılmış Ankara ve Leningrad nüshaları kullanılarak tenkitli metni, Doğu Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarımı, gramatikal dizini ve sözlüğü hazırlanmış; çalışmanın sonuna ise A nüshasının tamamı, B ve C nüshalarından ise birer yaprak verilmek suretiyle tıpkıbasım eklenmiştir. Özellikle Dizin-Sözlük bölümü, bütün sözcükler yer alacak şekilde hazırlanıp biçim bilgisi yönünden incelenmiş ve Türkçe sözcüklerin ses yapısı bakımından tarihî gelişimlerini ortaya koyabilmek amacıyla Eski ve Orta Türkçedeki biçimlerini gösterecek şekilde tanıklama yoluna gidilmiştir. Ayrıca çalışmanın Giriş kısmında Doğu Türkçesinin (yaygın adıyla Çağatay Türkçesinin) dil özelliklerini yansıtan nüshaların ses bilgisi, biçim bilgisi ve söz varlığı bakımından farklılıkları tablo hâlinde ortaya konmuştur. Bu dil verileri kullanılarak nüshaların eskicilliği hakkında bazı sonuçlara varılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda B nüshasının eskicil özellikler gösterdiği, A nüshasının yenicil özellikler taşıdığı, C nüshasının ise iki nüsha arasında A nüshasına daha yakın olduğu görülmüştür.
Eski Uygurca Buddhāvataṁsaka-sūtra tefsirine ilişkin fragmanlar (13, 14 ve 19. Yapraklar)
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2020, Sayı 70 · Sayfa: 7-27 · DOI: 10.32925/tday.2020.43
Özet
Bu çalışmanın konusunu oluşturan Sanskritçe Buddhāvataṁsaka- sūtra "çiçek bezeme sūtrası" Çinceye Huayan jing adıyla tercüme edilen Budist bir eserdir. Bu eser temelinde Çin'de Budizm'in Huayan ekolü ortaya çıkmıştır. Bu ekol Çin'de gelişen on üç Budist ekolden biri olup Korecede Hwaŏm ve Japoncada Kegon adıyla bilinir. Bu yazı daha önce neşri gerçekleştirilmemiş Eski Uygurca Buddhāvataṁsaka-sūtra tefsirine ilişkin fragmanlar hakkındadır. Bugün bu fragmanlar Berlin Brandenburg Bilimler Akademisi Turfan Koleksiyonu'nda sırasıyla U 1323 (T I D), U 1326 (T I 2) ve U 1329 (T I L 4) arşiv numaralarıyla korunmaktadır. Bunlar Doğu Asya Budizmi olarak da bilinen Budizm'in Yogācāra kolundan gelişen Faxiang ekolüne ait metin parçalarının bulunduğu en az otuz bölümden oluşan bir derleme eser niteliğinde Eski Uygurca bir yazma eserin 20. bölümün 13, 14 ve 19. yapraklarını oluşturmaktadır. Bu çalışma mevzubahis yaprakların yazı çevirimini, harf çevirisini, Türkiye Türkçesine aktarmasını, metne ilişkin notlarını ve dizin-sözlüğünü içermektedir.
Tek dilli özel alan sözlüklerinde yapı ve içerik
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2020, Sayı 69 · Sayfa: 147-161
Özet
Genel sözlükler, kullanıcıların dil öğrenme ihtiyaçları ile ilgili metinlere odaklanmaktadır. Özel alan sözlükleri ise kullanıcıların belirli bir konu alanındaki öğrenme ve bilimsel metin üretme ihtiyaçları ile ilgili metinlere odaklanmaktadır. Özel alan sözlükleri, daha deneyimli sözlük kullanıcıları için bir referans kaynağı olarak kabul edilmektedir. Belirli bir konu alanının öğrenicisi, genel sözlükteki sınırlamalarla yetinmeyip özel alan sözlüğünün sunduğu veriler aracılığıyla ilgili alandaki üst dili daha iyi kavrar. Özel alan sözlüğü hazırlanmasında, "dış metin" ve "sözcük listesi" oluşturulması öncü adımlar olarak değerlendirilebilir. Bu aşamada sözlük hazırlayıcısı, hedef kullanıcının bilgi düzeyi, dil yeterliliği ve ihtiyaçlarına uygun hareket etmek zorundadır. Bergenholtz ve Gouws, özel alan sözlükleri ile ilgili üç kullanıcı tipinden söz eder: i) Uzmanlar, ii) Yarı uzmanlar, iii) Uzman adayları. Kaldı ki bu üç grubun dil yeterlilikleri de farklı düzeylerde olabilir. Sözlük hazırlayıcısı, farklı kullanıcı gruplarına göre sözlüksel metnini tasarlamalıdır. Araştırmada; özel alan sözlüklerinin hazırlanmasındaki aşamalar, izlenmesi gereken yaklaşım ve yöntem, hedef kullanıcı profili vb. kuramsal konular ele alınmış ve seçilen terimler (arı, doğru ve ek) farklı özel alan sözlüklerindeki tanımlarıyla karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. İnceleme, TDK'nin genel ağ sayfasındaki (http://tdk.gov.tr/index.php?option=com_bilimsanat&view=bilimsanat) özel alan sözlüklerinden elde edilen veriler üzerinden yürütülmüştür. Araştırma ile Türkiye'deki özel alan sözlükçülüğüne kuramsal ve uygulamalı açıdan katkı sağlanması amaçlanmıştır. Araştırma; Fuertas-Olivera'nın editörlüğünü yaptığı Specialised dictionaries for learners adlı kitapta yer verilen çerçeveye uygun bir şekilde yapılandırılmıştır. İnceleme, betimsel bir araştırma niteliğindedir.