1113 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Dil Kurumu 1113
Yazarlar
- Zeynep Korkmaz 36
- Agâh Sırrı Levend 27
- Hasan Eren 22
- Osman Fikri Sertkaya 21
- Mehmet Ölmez 16
- Saadet Çağatay 15
- Şinasi Tekin 14
- Gerhard Doerfer 13
- János Eckmann 13
- A. Caferoğlu 10
Anahtar Kelimeler
- Türkçe 34
- TÜRKÇE 19
- Türkiye Türkçesi 16
- Dede Korkut 15
- Eski Anadolu Türkçesi 15
- Eski Türkçe 14
- Turkish 13
- DEDE KORKUT 12
- etimoloji 11
- etymology 11
EŞ-ŞİFÂ’NIN TÜRKÇE TERCÜMELERİ VE TÂLİB HOCAZÂDE İSHÂK NECÎB KARSÎ’NİN TERCEME-İ ŞİFÂ-İ ŞERÎF’İ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 205-214
Özet
Tâlib Hocazâde Hâfız İshak Necîb, Karslı bir âlim olup 1798 yılındaKâdî İyâz'ın Eş-Şifâ adlı eserini Türkçeye tercüme etmiştir. Eş-Şifâ,İslam dünyasında çok tanınıp sevilmiş bir eser olup üzerine birçok şerh,tercüme ve özet yazılmıştır. Bu eser, Hz. Peygamber'in örnek hayatınıtüm yönleriyle anlatmak amacıyla Endülüslü âlim Kâdî İyâz tarafındankaleme alınmış bir eserdir. Farklı kişilerce defalarca Türkçeye çevrilmişolan bu eserin mütercimlerinden birisi de Tâlib Hocazâde Hâfız İshakNecîb-i Karsî'dir. Eserin ön sözünde mütercim "kitabının elli beşincibabında bazı velilerin kerametlerini anlatmak istediğinde öncelikle Hz.Peygamber'in mucizelerini nakletmenin uygun olacağını düşündüğünüancak Hz. Muhammed'in mucizeleri de çok olup onu müstakil birkitapta anlatmak daha uygun düştüğünden; hadis kitaplarından, Hz.Muhammed'in vasıflarının çoğunu içerip herkesçe sevilen bir eser olanama dili Arapça olup seviyesi de halka uygun olmayan Kâdî İyâz'ınŞifâ-i Şerîf'ini Türkçeye tercüme etmenin daha faydalı olacağını gördüğünüve böylece Şifâ-i Şerîf'i tercüme etmeye başladığını" söylemiştir.Bu bölümde mütercim daha sonra Kâdî İyâz ve ailesi hakkında ayrıntılıbilgiler verip tahsil durumu ve ortaya koyduğu eserlerini tanıtmıştır.Eser dört kısımla bunların içindeki baplar ve fasıllardan oluşmuştur.Bu makalede Eş-Şifâ'nın Türkçe tercümeleri ve İshak Necîb Efendi'nintercümesi analitik biçimde incelenerek tanıtılmaktadır.
(GÜNEY AZERBAYCAN) URMİYE AĞZINDA FİİLLERİN BİRLEŞİK ÇEKİMİ VE -(y)(A)rdlA(r) BİÇİMİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 215-230
Özet
Urmiye ağzının fiil birleşik çekimi, bağlı olduğu dil alanına, dil ilişkilerineve kendine özgü sistemine göre şekillenmiştir. Urmiye ağzındabirleşik kipli fiillerin hikâyesi ve rivayeti yer almaktadır. Görülengeçmiş zaman ve emir kipi hariç, bütün kiplerin hikâye birleşik çekimivardır. Rivayet birleşik çekimine sadece 3. şahıslarda rastlanmaktadır.Birleşik kipli fiillerin şartı ise Urmiye ağzında kalmamıştır. Bunun yerineFarsçadaki eş değerlerine benzer yapılar kullanılmaktadır.Urmiye ağzında yer alan -(y)(A)rdlA(r) biçimi, geniş zaman kipininhikâyesi için kullanılmaktadır. Bu biçim, heceleme işleyişi sonucundaoluşmuştur. Fiillere -(y)(A)rdIlAr biçimi getirildiğinde -dI ekinin bulunduğuaçık hecedeki /ı/ ~ /i/ ünlüleri düşmektedir. Geriye kalan -dunsuru ise hece kuramadığı için bir önceki heceye katılmaktadır. Ünlüylebiten tek heceli fiillerde -(y)(A)rd-lA(r); ünlüyle biten çok hecelifiillerde fiilin son hecesinin de alınmasıyla -(KV)rd-lA(r) şekillerindebir bölümlenme olmaktadır. Ünsüzle biten fiillerde ise fiilin son ünsüzününde heceye katılmasıyla -(K)Ard-lA(r) şeklinde bölümlenme olmaktadır.Bunun sonucunda da ünsüz-ünlü-ünsüz-ünsüz dizilişinde birhece meydana gelmektedir. Ortaya çıkan bu hece, kelimede vurguyu daüzerine almaktadır.
VATİKAN KÜTÜPHANESİNDE TÜRKÇE BİR TIP METNİ: ECZĀ-YI LOKMĀN ḤEKĪM
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 153-184
Özet
Bu makalenin konusu; dönemi ve müellifi bilinmeyen Eczā-yı LokmānḤekīm adlı eserdir. 140 varaktan oluşan bu eser, Vatikan KütüphanesiTürkçe El Yazma Eserler Kataloğu 430 numarada kayıtlıdır.Konusu itibarıyla bir tıp kitabı olan eserde tıpla ilgili ayrıntılı burç vetılsım bilgilerini de bulmak mümkündür. Vatikan Kütüphanesinde yeralan bu tıp kitabı, imla ve dil özellikleri, söz varlığı (tıp terimleri, bitki,hayvan, ilaç, taş, maden adları ve tılsım bilgisi ve özel sözleri, Türkçefiiller gibi) açısından Türk dili çalışmaları için oldukça önemlidir.Bunun yanında eser, diğer tıp metinleri gibi farklı bilim dalları için deveriler içermektedir.Arap harfleriyle yazılmış bu Türkçe el yazması tıp kitabının, tıpmetinleriyle ilgili en kapsamlı kaynaklar olan Osmanlı Tıbbi BilimlerLiteratürü Tarihi kitabında ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür veTurizm Bakanlığı Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı YazmalarKataloğu'nda yer almadığı belirlenmiştir. Bundan dolayı çalışmanın,tarihî Türkçe tıp metinleri ile ilgili çalışmalara da katkı sağlayabileceknitelikte olduğu düşünülmektedir.
ESKİ UYGURCA ÖLÜLER KİTABI’NDAKİ İKİLEMELER ÜZERİNE
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 39-64
Özet
Türk dili çalışmalarında önemli bir yere sahip olan ikilemeler, EskiUygur metinlerinde de sıklıkla başvurulan bir ifade şeklidir. Türk dilininyazılı ilk kaynaklarından günümüze kadar her dönemde karşılaştığımızbu yapı üzerine yapılan çalışmalarda ikilemelerin yapısal veanlamsal kuruluşu hakkında bilgi verilmiştir. Bu nedenle, bu çalışmadasadece Eski Uygurca Ölüler Kitabı'nda karşılaşılan ikilemeler içinherhangi bir sınıflandırmaya gidilmeden eserde geçen ikilemeler tespitedilmeye çalışılmış, tespit edilen ikilemelerin anlamları ve birer örnekcümle verilmiştir. Daha sonra örnek cümlenin günümüz Türkçesine çevirisiyapılmış ve örnek cümlelerin metinde geçtiği satır numarası gösterilmiştir.Ayrıca çalışmanın girişinde eski Uygur metinlerinde nadirgörülen ve/veya ikilemeyi oluşturan kelimelerin en az birinin ikilemedışında kullanılmadığı ikilemeler hakkında bilgi verilmiştir.
YENİSEY YAZITLARINDA GEÇEN adrıl- seçlin- İKİLEMESİ ÜZERİNE
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 7-26
Özet
Mecazlı anlatımlar ve ikilemeler, bir dilin işlenmişliğini ve gelişmişliğinigösteren önemli unsurlardandır. Kelimelerin mecazi anlamlarkazanmaları uzun bir süreci işaret etmektedir. Bu duruma benzer birsüreç ikilemeler konusunda da yaşanmaktadır. Bazen de kimi kelimelerhem mecazlı bir anlatıma bürünmüş hem de ikileme teşkilinde kullanılmıştır.İşte bu tip kelimelerden ikisi de adrıl- ve seçlin- kelimeleridir.Bu kelimeler hem gerçek anlamları dışında "kişinin bu dünyadan vesevdiklerinden ayrılması; ölmesi" anlamında mecazi bir hüviyete bürünmüşhem de adrıl- seçlin- ikilemesinin unsuru olmuştur. İkilemeninkazandığı anlam ise kelimelerin kazandığı mecazlı "ölüm" anlamınıkorumuştur. Bu yazıda hem adrıl- hem de seçlin- kelimesi etimolojikolarak incelenmiştir. Daha sonrasında ise runik eski Türk yazıt ve yazmalarıincelenerek söz konusu kelimelerin anlamsal boyutları değerlendirilmiştir.
NÜSHALARI IŞIĞINDA KİTÂBU’L-İDRÂK Lİ-LİSÂNİ’L-ETRÂK
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 65-86
Özet
Memlûk sahasının çift dilli sözlüklerinden biri olan Kitâbu'l-İdrâkli-Lisâni'l-Etrâk, gerek müellifi gerek ihtiva ettiği malzeme gerek usulkapsam ve tertip şekli bakımından benzerleri içinde müstesna bir yeresahiptir. Eser, çift dilli oluşu ve barındırdığı Türkçe malzemenin, farklılehçe örneklerini yansıtmasıyla -şüphesiz- yazılması da istinsah edilmeside zor bir eserdir. Eserin aslı elimizde olmadığından aslının izinielimizdeki nüshalarından sürmek durumundayız. Bu makalede, eserinaslının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamak amacıyla eldeki üç nüshaortak ve farklı taraflarıyla tanıtılmaya gayret edilecektir. Tanıtma, eserinözelliklerinin anlaşılması için konusuna göre tespit edilmiş dokuzbaşlık altında yapılacak; her konu, nüshalardan örneklerle desteklenmeyeçalışılacaktır.
YENİSEY VE ALTAY KIRGIZLARINDA SİYASİ UNVAN OLARAK ACO VE İDİ TERİMLERİNİN MENŞESİ VE ANLAMI
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 27-38
Özet
Bilimsel kaynaklarda Eski Çağ Yenisey Kırgızları hükümdarlarınaverilen aco unvanının menşesine ilişkin bu zamana kadar ortak görüşbulunmamaktadır. Bu makalede konuya ilişkin yeni kaynakların bilgileriışığında bu unvanın anlamına dair yeniden yorumlama yapılmayaçalışılmış, Eski Çağ Yenisey, Orta Çağ Altay ve Tanrı Dağları Kırgızlarınınsiyasi geleneklerinin gelişimi ve değişimine yer verilmiştir. AyrıcaXIII. yüzyılın başında Altay ve Yenisey Kırgızları tarafından öncedenkullanılan inal ve aco/idi unvanlarının mahiyetinin aynı olduğunuöne süren bilim adamlarının görüşleri yeniden değerlendirmeye tabitutulmuştur.
MACAR ARŞİV BELGELERİNİN IŞIĞINDA I. DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA AVUSTURYA-MACARİSTAN TOPRAKLARINDA BULUNAN TATAR ESİR KAMPLARINDA YAŞAM, TÜRKOLOJİ ÇALIŞMALARI VE IGNÁC KÚNOS (1915-1918)
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 231-256
Özet
I. Dünya Savaşı sırasında Avusturya Macaristan İmparatorluğu topraklarında bulunan Kenyérmező ve Éger (Cheb) kamplarına Rus ordusunda görev yapan ve esir düşen Tatar askerler yerleştirildi. Esir kamplarının kurulması, bilim adamlarının antropoloji, dil bilimi, folklor araştırmaları yapmaları için bir fırsattı. Doğulu milletlerin Macarlarla akrabalığının araştırılmasını ve ilişkileri sıklaştırmayı amaç edinen Macar Turan Derneği, Macar Bilimler Akademisi ile iş birliği yaptı. Bu kamplara bazı bilim adamlarını gönderildi. Bu bilim adamlarından Macar Türkolog Ignác Kúnos, 1915-1918 yılları arasında kamplara girerek folklorik malzeme topladı. İzlenimlerini Macar Bilimler Akademisine rapor etti. I. Dünya Savaşı'nda esir kamplarının tanığı durumunda olan Kúnos'un şahsında, savaşın en kanlı döneminde cephe gerisinde Türkoloji çalışmalarının sürdürülmesi, kampların araştırmacılar için bir okul görevini gördüğünü göstermektedir. Ayrıca, Macar Türkolojisinin önemini ortaya koymakta, sadece Türkoloji açısından değil diğer disiplinler açısından da önemli veriler içermektedir.
FERHAT İLYAS ve GUÑGA ŞİİR
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 257-268
Özet
Uzun bir geçmişe sahip olan çağdaş Uygur edebiyatı 20. yüzyılınbaşlarında çok hareketli bir dönem geçirir. Yenileşme hareketleri ve döneminsiyasi olayları edebiyatın şekillenmesinde önemli rol oynar. Budeğişiklikler, yüzyılın başlarına kadar klasik edebiyatın etkisinde varlığınısürdüren şiirde de kendini gösterir. 1980'li yıllarda çağdaş Uygurşiirinde "Yéñiçe Şiir" veya "Guñga Şiir" adıyla yeni bir şiir tarzı görülmeyebaşlanır. Genç şairler arasından yayılan "Yéñiçe şiir" akımı çeşitlitartışmalara yol açmıştır. Başlangıçta bu tür şiirler "Tutuq Şiir", "TépişmaqliqŞéir", "Guñga Şéir", "Simvolluq Şéir" adlarıyla anılmıştır. Ancak"guñga şéir" daha yaygın olarak kullanılmıştır. Anlam kapalılığınadayanan bu şiir anlayışı şiirlerin kelime kadrosunu da farklılaştırmıştır.Guñga şiirlerde gramatikal değişiklikler de görülmektedir. "Guñga şiir"yazan şairlere göre şiir bir dil sanatıdır. Bu nedenle özgürce değişiklikleryapmak şiirin gereklerindendir. Genel olarak bakıldığında guñgaşiir, sembolik ve sürrealist şiirlerle benzerlik göstermektedir. AhmetcanOsman ile başlayan bu şiir akımı Ferhat İlyas ve Vahitcan Osman ilesürdürülmektedir.
ÇAĞDAŞ UYGURCADAKİ OLUMSUZ İÇERİKLİ ATASÖZLERİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 2 · Sayfa: 351-362
Özet
Atasözleri halkın ortak düşüncesini, inancını, ahlak anlayışını, millî kültürünüve felsefesini yansıtır. Bir başka deyişle atasözleri kültürün aynasıdır; eğitici veyönlendiricidir. Genellikle mecazi bir anlam taşıyan atasözlerinin büyük bir kısmısözlü olarak kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmıştır; bazıları zaman dilimiiçinde elenerek kullanımdan düşmüş, unutulmuştur; bazıları ise eski çağlardakindenfarklı şekilde bize ulaşmıştır. Günümüzde atasözleri çok geniş ve çeşitli alanlardakullanılmaktadır. Atasözleri denildiğinde genellikle atalarımızın uzun gözlem vetecrübeler sonucunda vardıkları hükümlerini hikmetli düşünce, öğüt ve örneklemeleryolu ile öğütleyen, yol gösteren ifadeler kastedilir. Fakat bazı atasözleri vardı kiâdeta bir "kötü öğüt" veya "kötü sonuç" izlenimi verir (Örneğin, Yaxşi étiŋni satquçeataŋni sat "İyi atını satmaktansa babanı sat."; Heqni sözligen öz ecilidin burun öler"Doğruyu söyleyen ecelinden önce ölür."). Bunlardan bazıları yakın dönemlerdeortaya çıkmış olsa gerek ki bunu içinde barındıran sözcüklerden anlamak mümkündür,örneğin: Cigde yağıçi badır bolmas, déhqan balısi kadır bolmaz "İğde ağacındansütun olmaz, çiftçinin çocuğu memur ol(a)maz."; Aldi işiktin yiŋne patmaydu, arqaişiktin poyiz qatnaydu "Ön kapıdan iğne geç(e)mez, arka kapıdan (rüşvet kapısından)tren geçer." vb. gibi atasözlerinde geçen kadır "memur" ve poyiz "tren" sözcükleriancak 20. yüzyılda Rusçadan Uygurcaya giren sözcüklerdendir. Bu tür maqaltemsillerigünümüze tatbik etmek düşüncesiyle elemek elbette yanlış olur. Selbimaqal-temsiller de atasözlerinin bir parçasıdır; dolayısıyla bu tür atasözlerine de yervermek, araştırmaya dâhil etmek gerekir. Bu tür atasözleri üzerine şimdiye değin birçalışma yapılmamıştır. Bu yazımda çağdaş Uygur atasözleri içindeki olumsuz anlam içeren bazı atasözleri üzerinde durulacak.