1113 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Dil Kurumu 1113
Yazarlar
- Zeynep Korkmaz 36
- Agâh Sırrı Levend 27
- Hasan Eren 22
- Osman Fikri Sertkaya 21
- Mehmet Ölmez 16
- Saadet Çağatay 15
- Şinasi Tekin 14
- Gerhard Doerfer 13
- János Eckmann 13
- A. Caferoğlu 10
Anahtar Kelimeler
- Türkçe 34
- TÜRKÇE 19
- Türkiye Türkçesi 16
- Dede Korkut 15
- Eski Anadolu Türkçesi 15
- Eski Türkçe 14
- Turkish 13
- DEDE KORKUT 12
- etimoloji 11
- etymology 11
MÜYESSİRETÜ’L-ULÛM’UN KAYIP NÜSHALARI
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 2 · Sayfa: 247-264
Özet
Bergamalı Kadrî tarafından H. 937/M. 1530 yılında kaleme alınan Müyessiretü'l-Ulûm, Kanûnî Sultan Süleyman'ın sadrazamı Damat İbrahim Paşa'ya sunulmuştur.Türkçenin Batı Türkçesiyle yazılmış ilk gramer kitabı olması yönünden değerli birkaynak olan eser, Hayâlî Bey gibi önemli bir şâirin bir gazelini gramer, belagat veanlam açısından incelemesi yönüyle de dikkat çekicidir. Bursalı Mehmet Tâhir Beytarafından bulunan eserin bilinen tek nüshası, Maârif Vekâleti tarafından basılacakolan kitapta kullanılmak amacıyla fotoğrafları çekildikten sonra kaybolmuştur.Müyessiretü'l-Ulûm, ilk defa Besim Atalay tarafından 1946 yılında metin, dizin vefotoğraflarıyla birlikte neşredilmiş, daha sonra da hakkında günümüze kadar birçokçalışma (kitap, tez, makale, bildiri) yapılmıştır. Biz de Hayâlî Bey'in bu değerli kitaptayer alan gazelinin şerhi hakkında hazırladığımız bir çalışma vesilesiyle eserin kayıpnüshasıyla ilgili araştırmalar yaptık ve eserin hem kaybolan nüshasını, hem de FuatKöprülü tarafından istinsah edilen diğer bir nüshasını tespit ettik.Bu çalışmada öncelikle Müyessiretü'l-Ulûm'un mevcut tek nüshasının BursalıMehmet Tahir Bey tarafından bulunuşu, ilim adamlarının eser hakkındaki yazıları,Fuat Köprülü'nün nüshadan kendisi için bir örnek çıkarması, eserin tek nüshasınınMaarif vekâletince metninin neşredilmesi amacıyla fotoğraflarının çekilmesi ve teknüshanın kaybolmasından sonra fotoğraflar üzerinden bilimsel neşirlerinin yapılmasıhakkında bilgi verilecektir. Çalışmanın ikinci bölümünde de tarafımızca yapılanaraştırmalar neticesinde Müyessiretü'l-Ulûm'un Almanya'da ve Türkiye'de bulunan kayıp nüshaları hakkında bilgi verilecektir.
DEDE KORKUT OĞUZNAMELERİNDE GEÇEN BAN, BANU, BAMBAM, BAMSI ÜZERİNE
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 2 · Sayfa: 265-280
Özet
Tarihî metinler çözülmesi gereken birçok karmaşık sorunu içerebilir. Bu sorunlar metni bilinmez ve anlaşılmaz kılan yanlışlıklar, eksiklikler olabildiği gibi dilin tarihî süreçte kendi içerisinde uğradığı gelişmelerle veya değişmelerle ilgili de olabilir. Metinle ilgili sorunların çözülmesi ve aşılması için metnin kendi içinde aydınlatıcı birtakım ögeleri veya verileri bulmak mümkün olabilir. Ancak bazen de metin içinde günümüzde kullanıldığından daha farklı işlevde kullanılan yapılar veya dil birliklerini yorumlayıp anlamak gerekir. Yani dilin kendi içerisinde kullanmış olduğu yapılar, birtakım işlev değişikliklerine uğramış ise bu durumun görülmesi ve tespiti önem arz eder. Durum ne olursa olsun metinlerin bu karmaşık ve çok yönlü güçlükleri nedeniyle birtakım kelimelerin, deyimlerin veya başka biçim birimlerinin doğru anlaşılması uzun zaman alabilir. Dede Korkut Oğuznameleri son yıllarda okunma veya anlaşılma sorunları yönünden sıklıkla tartışılan ve üzerine yazı yazılan metinlerimizden biri olmuştur. İşte bu makalede de Dede Korkut Oğuznamelerinde geçen ag ban ev, Banu, Bambam Depe ve Bamsı kelimeleri üzerinde yeniden durulmakta, kelimelerin yapıları ve anlamları ile ilgili açıklamalar, tespitler yapılmaktadır.
YENİ BİR NÜSHASIYLA AHMEDÎ’NİN MİRAÇ-NAMESİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 2 · Sayfa: 281-349
Özet
Miraç, ism-i alet ve bazen ism-i mekân yapan mif'âl vezninde Arapça bir kelimedir. "Yukarı çıkma aracı" veya "yukarı çıkılacak yer" anlamlarına gelen bu kelime ıstılah manasıyla "göğe çıkma, yükselme"dir. Hz. Muhammet'in bir mucize olarak göğe yükselmesidir. Miraç-name ise Hz. Muhammet'in miraç mucizesini ayrıntılı olarak anlatan eserlerdir. Siyer ve mevlit yönüyle oldukça zengin olan Türk edebiyatında Hz. Muhammet'in hayatı anlatılırken miraç mucizesine sıkça yer verilmiştir. Ahmedî'nin "Cemşid u Hurşîd" ve "İskender-nâme" mesnevilerinin mevlit bölümlerinde miraciyeler bulunmaktadır. Ahmedî'nin müstakil bir "Miraç-nâme"si ise 1989'da Yaşar AKDOĞAN tarafından ilim dünyasına tanıtılmıştır. Ahmedî'nin bu eseri Türk edebiyatının ilk miraç-namesidir. Süleymaniye Kütüphanesi Şazeli Tekkesi 110 no.lu Türkçe yazmada, İskender-name'nin 16b-28b varakları arasında bulunan ve 808 Rebiyülahirin'in evvelinde (1405-1406, 26 Eylül Cumartesi) yazılan 497 beyitlik "Mir'ac-nâme" şimdiye kadar bu tek nüshayla bilinmektedir. Bu makalede, Ahmedî'nin Mir'ac-nâme adlı eserinin başka bir nüshası tanıtılmıştır. Bu nüsha, Süleymaniye nüshasından beyit sırası ve sayısı bakımından farklılıklar gösterdiği gibi, bazı kelime ve ifade farklılıkları da taşımaktadır. Bu çalışmada Ahmedî'nin miraç-namesinin iki nüshası mukayese edilmiş ve bulunan yeni nüsha ses ve şekil bilgisi yönüyle incelenmiştir.
ALTUN YARUK’TA SÜREKLİLİK VE TEZLİK BİLDİREN TASVİR FİİLLERİNİN ÇİNCE ORİJİNAL METİNDEKİ GÖRÜNÜMLERİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 2 · Sayfa: 215-246
Özet
Bu çalışmada Uygur Türkçesinin en önemli ve en hacimli eserlerinden biriolan Altun Yaruk'ta süreklilik ve tezlik bildiren tasvir fiilleri Çince orijinal metinlekarşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Eski Uygur Türkçesinde süreklilik anlamı kal-,kel-, olur-, tur-, tut-, yat- yorı-; tezlik anlamı ise bėr- yardımcı fiilleriyle sağlanmıştır.Eserde bu fiillerin görev aldığı tasvir fiillerini içeren kırk beş cümle tespit edilmiştir.Bu cümleler Çince orijinal metindeki ilgili bölümlerle karşılaştırılmış, Şingko ŞeliTutung'un çeviri sırasındaki tutumu gözlenmiş, Çince metinde bu anlamı verenherhangi bir sözün kullanılıp kullanılmamasından hareketle çevirmeni bu yapılarıkullanmaya iten nedenler (ve olası nedenler) üzerinde durulmuştur. Sonuçta Çincemetinde ilgili cümlelerin büyük çoğunluğunda bu yapıları kullanmayı zorunlu kılanbir sözün yer almadığı, çevirmenin kimi zaman kalıp ifadelerin etkisiyle, kimi zaman söze güç katmak amacıyla tasvir fiil yapılarını tercih ettiği düşüncesine varılmıştır.
UYGUR ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİNDE GEÇEN ÇİNCE ALINTILAR ÜZERİNE
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 2 · Sayfa: 195-214
Özet
Türklerin Çinlilerle olan tarihî, siyasi, iktisadî ve kültürel ilişkileri çok eskileredayanır. Bu ilişki Hun döneminden başlayarak Göktürk ve Uygur dönemi boyuncadevam etmiştir. Uygurlar 9. yüzyılın ortalarında eski yurtları olan Doğu Türkistantopraklarına gelip yerleştikten sonra, özellikle Çinliler 19. yüzyılda bu bölgeyi işgalettikten sonra da sürdürülen bu ilişkilerin her iki milletin diline ve edebiyatına yansımışolması gayet doğaldır. Bugün Çincede yüzlerce Türkçe alıntı olduğu gibi Türkçede de,özellikle Uygur Türkçesinde çok sayıda Çince alıntı söz konusudur. Bugün UygurTürkçesi sözvarlığının önemli bir parçası hâli ne gelmiş olan bu alıntılar UygurTürkçesinin konuşma dilinde, edebî eserlerinde, özellikle sözlü edebiyat eserlerindesık sık karşımıza çıkmaktadır. Uygur atasözleri ve deyimlerinde kullanılan Çince alıntılar buna örnektir.
ÖGÜRCIK ALP’IN KAHRAMANLIK ‘TARTIM’INDAKİ SORUNLU SÖZCÜKLERE YENİ YAKLAŞIMLAR
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 2 · Sayfa: 363-375
Özet
1659-60 yıllarında Ebulgazi Bahadır Han tarafından yazılan Şecere-i Terākime'yeTürkmen boyları arasında söylenen rivayetler ile hocaların, beylerin ellerindebulunan şecereler kaynaklık etmiştir. Ayrıca tarihî eserlerden Reşideddin'in Camiü'ttevârih'indekiOğuznâme'den yararlanılmıştır. Şecere-i Terākime, Oğuznâme'ninTürkmen rivayetidir.Ebulgazi Bahadır Han tarafından 17. yüzyılda Çağatay Türkçesiyle yazılmışolan eserde Ögürcık Alp'in vasıfları anlatıldıktan sonra kendisinin Ebulhan dağınagittiğinde söylediği şiire (tartıma) yer verilir. Bu şiir, Çağatay Türkçesinin yanı sıraOğuzca dil özellikleri ve sözcükleri de içermektedir. Şiirdeki kimi sözcükler, gereknüshalardaki farklı yazımlar, gerekse anlamlandırmadaki belirsizlikler nedeniylefarklı biçimlerde yorumlara imkan vermektedir. Makalede bu tür sözcüklerden ara, öŋdün, turacım, yezek, pürkürt- sözcükleri üzerinde durulacaktır.
UKAZATEL TİPİÇESKİH MEST GEROİÇESKOGO EPOSA NARODOV SİBİRİ (EKSPERİMENTALNOE İZDANİE)
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 2 · Sayfa: 377-381
Özet
Gerek ülkemizde gerekse yurt dışında bir tema çerçevesinde farklı kültür dairelerine ait, farklı coğrafyalarda yapılmış çalışmaları bir araya getirmek ve bunları bir sistematik çerçevesinde sınıflandırmak oldukça zor bir çalışma türüdür. Bu nedenle pek çok araştırmacı ve bilim insanı bu şekildeki ortak çalışmalardan kaçınmaktadır. Burada tanıtmaya çalışacağımız Sibirya'nın farklı halklarının destan metinlerini ele alan bu çalışma, Rusya Bilimler Akademisi Sibirya Bölümü Yayınevi tarafından yayınlanmış olup alanında ilklerdendir. Çalışmanın kapağında ne yazık ki sadece Evgeniya Nikolayevna Kuzmina'nın adının yer alması ortak bir çalışma olduğunu düşünmemize engel olmaktadır.
SÜHEYL Ü NEVBAHÂR ÜZERİNE DÜZELTMELER
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 1 · Sayfa: 5-62
Özet
Süheyl ü Nevbahâr üzerine yaptığımız yeni okuma çalışmaları ilerledikçe okunmasorunları ile ilgili düzeltme teklifleri yazmıştık. Bununla ilgili bildiri ve makalelerinkünyesi kaynaklarda gösterilmiştir. Çalışmanın sonuna yaklaştıkça tespit ettiğimizyeni okunma sorunları ile ilgili düzeltme teklifleri ortaya çıktı. İşte bu makaledeönceki okuma tekliflerinin devamı olarak yeni okuma teklifleri sunulmaktadır.Makalede Süheyl ü Nevbahâr'da kelime, tamlama ve birleşik yapılarınokunmasında, anlaşılmasında ortaya çıkmış olan birtakım sorunlar üzerindedurulmaktadır. Ayrıca Süheyl ü Nevbahâr'dan veya başka eserlerden konuya uygunörnekler sunularak kanıtlar sunulmaktadır.
TEK ÖRNEK YUNDAK SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE İNCELEME
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 1 · Sayfa: 151-163
Özet
Clauson'un An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish /13.Yüzyıl Öncesi Türkçenin Etimolojik Sözlüğü adlı çalışmasında hapax legomenon(tek örnek) olarak adlandırılan birçok sözcük ile karşılaşılmaktadır. Yundak sözcüğüde bu tek örnek sözcüklerden yalnızca biridir. Bu çalışmada Divanü Lûgat-it-Türk 'teyalnızca bir kez geçtiği için tek örnek olarak kabul edilen yundak "at gübresi"sözcüğü üzerinde durulmaktadır. Çalışma iki başlık altında toplanmaktadır. Birincibölümünde tarihî metinlerde pek çok kez tespit edilmiş olan yunt / yont / yond sözcüğüüzerinde durulmakta ve sözcüğün şu anlamları verilmektedir: "Belli bir türe, cinseait at; on iki hayvanlı takvimde "at" için kullanılan hayvan adı, at yılı, at günü;vahşi, eğitilmemiş kısrak; otlakta otlayan atların tümü; kısrak". Sözcük, modern Türkdillerinden Sarı Uygurcada yot /yöt / yut "at, 12 hayvanlı takvime ait yıl adı" olarakvarlığını sürdürürken Türkiye Türkçesinin ağızlarında ise yunt / yont / yond "damızlıkeşek; at; başıboş hayvan" biçiminde yaşamaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde iseyundak sözcüğünün tek örnek olmadığı Sarı Uygurcadaki yindak, yondak, yomdak,yontak ve yuntak biçimleri ile tanıklanmaktadır. yunt "at" sözcüğünün küçültmebiçimi olan yundak sözcüğünün Sarı Uygurcada yalnızca "gübre" anlamında değilaynı zamanda ata ait birtakım anlam genişlemeleri ile "atın kuyruğu" anlamındayaşadığı görülmektedir. Ayrıca sözcük, Sarı Uygurlarda Şamanizme ait bir unsurolarak Şaman törenleri sırasında da kullanılmaktadır. Bu çalışmada, yundak sözcüğünün Sarı Uygurcadaki bütün bu kullanımları metinler eşliğinde verilmektedir.
ON bIdgẄčIr IN THE 3RD LINE OF THE SOUTH SIDE OF THE ŠINE-USU INSCRIPTION
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 1 · Sayfa: 177-188
Özet
The Šine-Usu Inscription is the most voluminous one with 50 lines among theUyghur inscriptions. Like Tes (750) and Tariat (752-753) inscriptions, the Šine-UsuInscription also was erected in 759 in honor of Moyun Čor, the second qaghan of theUyghur Qaghanate (r. 747-759). It is still on the spot in two pieces.Most parts of the Šine-Usu Inscription are now well understood. However, thesouth and west sides are heavily damaged and there are many illegible and/orincomprehensible words and sentences in these sides. One of them is the letter groupricwgdib bIdgẄčIr in the 3rd line on the south side. The sentences containing thisletter group have been differently interpreted by the researchers. All of the readingshitherto are problematic.The author would like to regard the letter group ricwgdib bIdgẄčIr asa spelling error for ricwgidb bdIgẄčIr and suggests to read it as äbdigüči är'soldier who recruits/drafts soldier' (< äbdi- 'to gather, to pick up' + -güči 'participlesuffix'). There are at least three examples of spelling error related to the position of the letter i I in the inscriptions. The sentences in question can be now read as beš yegirmikä …… tayγan költä teriltim. äbdigüči är anta ït[ïm. är k]älti "On the 15th (of the month) …… we (lit. I) gathered at the Lake of Tayγan. I sent the recruiting soldiers from there. [The soldiers] came".