181 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Dil Kurumu 181
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- etimoloji 5
- etymology 5
- Old Anatolian Turkish 5
- Turkish 5
- dil bilimi 4
YUKIYO KASAI, UNTER MITARBEIT VON HIROTOSHI OGIHARA, DIE ALTUIGURISCHEN FRAGMENTE MIT BRĀHMĪ-ELEMENTEN, BERLINER TURFANTEXTE XXXVIII, BREPOLS YAYINEVI, TURNHOUT 2017, 423 S. + XVIII RESIM
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 2 · Sayfa: 421-426
Özet
Brahmi harfli Uygurca metinler üzerine çalışmalar çok eskiye gitse de konuyla ilgili ilk kitap yayımı 60 yıl kadar önceye, 1954'e uzanır. 1954'te çıkan konuyla ilgili ilk kitap Annemarie von Gabaın'e ait olup Türkische Turfan-Texte VIII. Texte in Brāhmīschrift (Türkçe Turfan Metinleri. Brahmi Harfli Metinler, Berlin 1954) başlığını taşır. A. v. Gabaın burada çoğunluğu iki dilli (Sankrit-Eski Türkçe) 15 metne, bu metinlerin transkripsiyonu ile Almanca çevirilerine ve kelimelerle ilgili kısa açıklamalara yer vermişti. Çalışmada kısa bir morfoloji ve sözlük ile örnek tıpkı basımlara da yer verilmişti (105 + II sayfa). Annemarie v. Gabaın'in Eski Türkçe çalışmalarında çığır açıcı bu çalışmasını Dieter MAUE'nin hazırladığı, iki ciltlik katalog izlemiştir.
Pekin’de Bulunan Abitaki Fragmanlarına Ait Örnekler (I)
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 2 · Sayfa: 323-340
Özet
Çalışmamızda, Amitābha kültüne ait metinler hakkında kısa bilgiler verilmiş ve bumetinler üzerine yapılan yayınlardan bahsedilmiştir. Pekin'de bulunan fragmanlarınözelliklerine değinilmiştir. Ayrıca yayımlanmamış iki fragmanın [III 49, IV 60]transkripsiyonu, transliterasyonu ve çevirisi verilmiştir
60 YEARS OF THE PERMANENT INTERNATIONAL ALTAISTIC CONFERENCE (PIAC), A BIBLIOGRAPHY, OLIVER CORFF, STUDIEN ZUR SPRACHE, GESCHICHTE UND KULTUR DER TÜRKVÖLKER, BAND 26
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 2 · Sayfa: 427-428
Özet
PIAC'ın tarihi, şu ana kadar yapılmış olan toplantıları ve öteki bilgiler için şu adrese bakılabilir: http://www.altaist.org/piac/. Kitap B. Kellner-Heinkele'nin giriş, O. Corff'un da sunuş yazısıyla başlar. Bibliyografyanın amacı, kısaca düzeni ele alınır. İlk bölümde ilk dört PIAC'ın tanıtımı, kimlerin katıldığı, konu başlıkları ele alınır.
İbni Mühennâ Hangi Kökendendi?
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 2 · Sayfa: 313-322
Özet
P. M. Melıoranskıy, 1900 yılında Arapça yazan bir dilcinin Türkçe hakkındakinevi şahsına münhasır eserini, beş yazmasını da göz önünde bulundurarakyayımladı.1 Bu eser hakkında bütün dilcilerce şimdiye kadar bilinmeyenpek çok şey böylelikle açığa çıkartıldı.
Macar Türkolog György Hazaı’nin Ardından
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 2 · Sayfa: 415-417NEHCÜ’L-FERĀDİS’TEKİ ARAPÇA-FARSÇA KÖKENLİ KELİMELERDE “KAPALI E” ÜZERİNE
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 1 · Sayfa: 7-26
Özet
Türkiye'deki eski metin çalışmalarında Arapça-Farsça kökenli kelimelerin yazıçevriminde ünsüzler ve birkaç uzun ünlü (ā, i, ū, ō) işaretlenmekte, "kapalı e" sesleriise belirtilmemektedir. Bunlarda görülen farklı harf veya işaretler ise kelimenin klasikbiçimi üzerinden değerlendirilerek genellikle imla hatasına bağlanmaktadır. Oysa sesbilgisi tarihi üzerine sürdürülen çalışmaların daha kapsayıcı hâle gelebilmesi içinalıntı kelimelerin de eş zamanlı bakış açısıyla irdelenmesi gerekmektedir.Bu makalede, klasik biçime uymayan ve sesçil değer taşıyan işaretlerdenyola çıkılarak Nehcü'l-Ferādis'teki Arapça-Farsça alıntılarda "kapalı e" konusuaraştırıldı. İmla-fonoloji bağlantısı çerçevesinde yürütülen incelemede ilk ünlüsü"üstün+ye" ile yazılmış, kaynak veya aracı dilde ilk harfi esreli olmasına karşılıkNF'de "üstün"le harekelenmiş, ilk harfinde her "iki hareke"yi birlikte taşıyan ve ilkhecesi "üstün+ye+cezim" biçiminde işaretlenmiş kelimeler ele alındı.Tespit edilen yirmi sekiz kelimeden on beşinin "meçhul e" grubuna girdiği (bė̄-ġāyet, bė̄-ḫaber, bė̄-hūş, bė̄-meze, bė̄-namāz, bė̄-nihāyet; bė̄hūde, bė̄zār, dė̄v, dė̄vāne,mė̄ve, hė̄ç, pė̄şe, tė̄z; ė̄min), on üçünün /ė/ sesiyle okunacak biçimde yazıldığı (cėlve,dėhḳān, dėrem, ėfṭār, ėḥyā, fėrişte; Bėsṭāmi, ʿėyādet; ėḥrām, Ėḳlimā, ʿėlm; bėyʿet,vėyrān) görüldü. Ayrıca, konuya bir de art zamanlı bakış açısıyla yaklaşılarak Harezm Türkçesininbu değerli eserindeki sözü edilen kelimelerin günümüz Türk dili coğrafyasında neşekilde yaşadığı dikkatlere sunuldu.
ADLANDIRMA, TERİMLER VE SINIFLANDIRMA AÇISINDAN TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ÜNSÜZLERE BİR BAKIŞ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 1 · Sayfa: 27-59
Özet
Etkili bir öğretimde, önemli konulardan biri de "öğretilenlerde birlik"sağlanmasıdır. Öğretilenlerde birlik ise, her şeyden önce ortak adlandırma, kavramve terimlerle mümkündür.Hemen her alanda olduğu gibi Türkiye Türkçesinde de en önemli sorunlardanbiri; adlandırma, terim ve sınıflandırma farklılıkları konusudur. Bu çalışmada,"Türkiye Türkçesi Ses Bilgisi" konularından "ünsüzler" ile ilgili, bazı alan eserlerive ders kitaplarında kullanılan adlandırma, terimler ve yapılan sınıflandırmalarkonu edilmiştir. Ünsüzler konusunda, birçok kitapta, verilen bilgilerde birbirliktelik sağlandığı görülse de adlandırma, terimler ve sınıflandırmada epeycefarklılık bulunmaktadır. Bu farklılıklar da öğrenenler açısından öğrenme zorluğuoluşturmaktadır. Dil bilgisi öğretiminde öğrenmeyi kolaylaştırma ve öğrenmede birbirliktelik sağlama adına böyle bir çalışmanın bu alanda yapılacak çalışmalara katkısunacağı kanaatiyle böyle bir araştırma kaleme alındı.Ünsüz terimi, ünsüzlerin adlandırılma biçimleri, adlandırmalara göre yapılansınıflandırmalar, ünsüzlerle ilgili kullanılan terimler, ünsüz grupları ve ünsüz tablolarıesas alınarak kaynak eserler arasında karşılaştırmalar yapılarak birliktelik sağlanandurumlar ve ayrılık oluşturan durumlar tespit edilmiştir. Bu tespitler doğrultusundada çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır.Yaygın olarak kullanılan bazı dil bilgisi kitapları ile lisans düzeyinde hazırlanmışders kitaplarından 33'ü esas alınarak yapılan bu çalışmada, konu ile ilgili, kullanılanadlandırma, terimler ve yapılan sınıflandırmalar ele alınarak eserler arasındakibenzerlik ve farklılıklar dikkatlere sunulmaya çalışılmıştır.
LEH ÖĞRENCİLERİN TÜRKÇE YAZILI ANLATIMLARININ TUTARLILIK ÖLÇÜTLERİ BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 1 · Sayfa: 151-161
Özet
Türkçe öğrenen yabancılar için metin üretiminde yazma, konuşmaya göre dahazorlayıcı bir beceri olarak görülmektedir. Öğrencilerin yazılı materyallerinin metindeğeri taşıması birtakım ölçütlere bağlıdır. Bu ölçütler; bağdaşıklık, tutarlılık,amaçlılık, kabul edilebilirlik, bilgisellik, durumsallık ve metinler arasılıktır. Sıralananölçütlerden bağdaşıklık ve tutarlılık metin düzeyine ilişkinken diğerleri okur temellidir.Bu bağlamda metinsellik ölçütleri de temelde bir metnin en temel işlevi olan iletişimegönderimde bulunmaktadır. Bir metnin iletişim işlevini yerine getirebilmesi için kendiiçinde bağdaşık ve tutarlı olması ön koşuldur. Öğrenciler tarafından oluşturulanyazılı metinlerin de taşıması gereken özelliklerin başında bu iki temel unsur yeralmaktadır. Her bağdaşık yapı, tutarlılık özelliği göstermediği için böyle yapılar,metin olarak nitelenemez. Tutarlılık, bir yapıya metin özelliği kazandıran ana ögeolarak açıklanabilir. Türkçe öğrenen yabancılarca üretilen yazılı metinlerin tutarlılıközelliklerinin bilinmesi, öğrencilerin, bir iletişim birimi olarak yazılı metin üretmebeceri düzeyinin saptanmasını sağlamak, düzey bakımından geride olan öğrencileregerekli desteği vermek bakımından önemlidir. Öğrenci kompozisyonlarınındeğerlendirilmesi noktasında nasıl bir yol izlenmesi gerektiği ya da öğrencileringelişim düzeylerinin ne olduğu konusundaki sorunların ortaya konulmasına ilişkin birçalışmaya rastlanmamıştır. Bu bağlamdan hareketle çalışmanın amacı, öğrencilerinkompozisyonlarında bir yapının metin olarak nitelenmesini sağlayan ölçütlerinbaşında gelen tutarlılığa ne ölçüde dikkat ettiğini belirlemektir. Araştırmanın çalışmagrubunu Leh öğrenciler oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında nitel araştırmanınimkânlarından yararlanılmış ve doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Toplananveriler, içerik analizine göre çözümlenmiştir, öğrencilerin ürettikleri metinlerdenhareketle tutarlılık konusunda yapılması gerekenler bağlamında birtakım önerilerdebulunulmuştur.
SÖZLÜ EDEBİYAT ÜRÜNÜ YAZMALARIN EDİSYON KRİTİK YÖNTEMİ İLE OKUNMASI: DEDE KORKUT ÖRNEĞİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 1 · Sayfa: 91-104
Özet
Kültür mirasımızın ilk elden kaynaklarından olan yazma eserlerin büyük kısmıyazarı belli olan, bir kısmı ise yazarı belli olmasa da telif veya başka kaynaklardanderlenerek yazıldığı anlaşılan eserlerdir. Yazma eserlerin önemli bir bölümü de sözlüedebiyattan gelen ve günün birinde yazıya geçirilmiş ve farklı zamanlarda kopyaedilerek çoğaltılmış eserlerdir. Sözlü geleneğe dayanan yazmalar kimi bir yazaraait olan kimi anonim özellik taşıyan eserlerdir. Telif yazma eserler ile sözlü kültüredayanan yazmaların farklı yönleri ve karakteristik özellikleri olacağını düşünmekyanlış olmasa gerek. İşte tam bu noktada söz konusu yazılı ve sözlü kültüre aityazmaların okunması ve metinlerinin tespitinde aynı yöntemlerle hareket edilmesibir sorun teşkil eder mi, şeklinde bir soru akla gelmektedir. Yani bilimsel metinokumalarında telif eserler için kullanılan edisyon kritik yönteminin sözlü geleneğedayanan yazmalar için de uygulanması uygun ve yeterli bir yöntem midir? İşte bumakalede edisyon kritik yönteminin bu konuda ne derece uygun ve yeterli olduğu /olabileceği tartışılmaktadır.
İSTANBUL’UN ETİMOLOJİSİ: MEVCUT KANITLARDAN MÜMKÜN OLDUĞUNCA FAYDALANILARAK
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 1 · Sayfa: 163-190
Özet
Türkçe bir şehir ismi olan İstanbul'un kökeni hakkında neredeyse yüz yıldırdevam eden tartışma bilim adamlarını, kelimenin kaynağını εἰς τὴν πόλιν vb. biçiminegötürenler ve kelimeyi doğrudan Yunanca Κωνσταντινούπολις ~ Κωνσταντινόπολιςbiçimine götürmeye çalışanlar olarak ikiye bölmüştür. Konuyu araştıranlarınzayıf Türkoloji bilgisi, önceki kayıtlara yönelik hatalı yaklaşımları ve Orta ÇağYunancasının fonetiğine dair oldukça kısıtlı fikirleri sebebiyle her iki grubun dafaraziyeleri atıl ve verimsiz kalmıştır. Buradaki konuyla ilgili üç tür kanıtın birazdaha itinalı incelenmesi, günümüze değin söylenenlerden daha dikkat çekici bir resmiortaya koymuştur.