1113 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Moğolcada sayin ve Türkçede sağ Kelimeleri Üzerine

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2013, Cilt 61, Sayı 2 · Sayfa: 219-222
Bu makalede yazar Moğol dillerindeki "sayin" ile Türk dillerindeki "sağ" kelimelerinin anlamsal ve fonetik açıdan yakınlığının bulunup bulunmadığını karşılaştırarak Moğol dillerinde kökü sayin olan, sayin, sayitur, sayid, sayiǰiraqu, Türk dillerinde ise kökü sağ olan sağ, sağlık, sağol, sağalmak gibi kelimeleri listelemiştir. Sonuç olarak, onların Türkçe ve Moğolcada ortak kelime olduklarını tetkik etmiştir

Dolgwǒrǒ Munbǒp

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2013, Cilt 61, Sayı 2 · Sayfa: 267-270
Bu kitap, Prof Dr. Talât Tekin'in Orhon Türkçesi Grameri (2000) adlı eserinin Kasım 2012 tarihinde yayımlanan Korece çevirisidir. Eserin ön ve arka kapağı Tariat (Terh) Yazıtı'nın batı yüzünün ilk beş satırının Runik harfli metni kullanılarak tasarlanmıştır.

Unknown Lutsk Karaim Letters in Hebrew Script (19th-20th Centuries) A Critical Edition

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2013, Cilt 61, Sayı 2 · Sayfa: 281-284
Karayca ya da diğer adıyla Karaimce, Doğu Avrupa'da yaşayan Musevi bir topluluk olan Karaimlerin konuştukları Türk dilinin adıdır. Karaimce, Türk dil ailesinin Kıpçak grubuna mensup bir dil olup, günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bir dildir. Musevi küçük bir topluluğun dili olarak Karaimcenin en dikkat çekici özelliği İbrani alfabesi ile yazılmış olmasıdır. Artık Latin harfleri ya da Kiril harfleri ile yazılan bu dil için 17- 19. yüzyıllarda İbrani harfleri kullanılmıştır. Karaimceninüçdiyalektivardır.BunlardanilkiolanKırımKaraimcesiDoğu Karaimce grubuna girer ve günümüzde artık yok olmuştur. Batı Karaimcesi grubuna ait olan Troki ya da diğer adıyla Trakay diyalekti Litvanya'daki Karaimler tarafından konuşulan Karaimcedir. Yine Batı Karaimcesi grubundan olan Haliç-Lutsk diyalekti ise Ukrayna'daki Karaimlerin dilidir. Her iki diyalekt de diller arası etkileşime maruz kalarak Slav dillerinden çokça ödünçleme yapmış, tehlike altında olan diyalektlerdir.

TARİAT YAZITI’NIN KUZEY YÜZÜNÜN 5. SATIRI ÜZERİNE YENİ OKUMA VE ANLAMLANDIRMA ÖNERİLERİ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2013, Cilt 61, Sayı 1 · Sayfa: 13-22
Tariat yazıtı, hem Uygur Kağanlığı yazıtları hem de bütün eski Türk yazıtları içerisinde ayrı bir yere sahiptir. Özellikle askerlik düzeni, boyların dağılımı ve diğer yazıtlarda adları geçmeyen çeşitli Türk boylarından söz edilmesi yazıtın değerini artırmaktadır. Bu yazıtın kimi satırlarındaki sözcüklerin okunuşu ve anlamlandırılması konusunda birlik sağlanamamıştır. Bu makalede, sorunlu satırlardan biri olan kuzey yüzünün 5. satırında çeşitli okuma ve anlamlandırma önerileri dikkatlere sunulacaktır. Bunlar aşağıda maddeler hâlinde verilmiştir:1. Naşirlerce Yagma 'Yağma (boyu)' okunan sözcüğün ayıgma 'söyleyen' okunup anlamlandırılması önerilecektir.2. Genellikle alumçısı veya alumçisi olarak okunup 'tahsildar, devlet alacaklarını tahsil etmekle görevli kimse' biçiminde anlamlandırılan sözcük, iki ayrı sözcük olarak değerlendirilerek lum veya alum sözcüğünün ya yabancı kökenli olduğu ya da taşa işleyenin yanlış yazdığı ve burada kanım biçiminde bir sözcüğe ihtiyaç duyulduğu belirtilecek; ikinci sözcüğün ise eçisi biçiminde okunmasının daha uygun olacağı, böylelikle kanım eçisi 'hanımın amca(lar)ı' olarak okunup anlamlandırılması gerektiği savunulacaktır.3. Son öneri ise aynı satırda iki kez geçen YWR sözcüğünün okunması ve anlamlandırılmasıyla ilgilidir. Daha çok yur okunarak yazıtlarda ve sonraki dönemlerde kullanılan yurç 'kayınbirader' ile ilişkilendirilen bu sözcük, tereddütler olmakla birlikte, ayur 'anlatıcı' olarak okunup anlamlandırılacaktır.Bu satırda yazıtı yazan ve yapan kimseyle yazıtta adı geçen kişileri ve boyları anlatan kimselerin kimliği konusunda bilgi verilmek istendiği açıktır. Yukarıda sayılan bu üç öneriden hareketle makalenin asıl amacı, yazıtta geçen bütün olayların, komutan ve bey adlarıyla boyların düzeni gibi konuların, kağanın amcaları olan iki anlatıcı tarafından anlatıldığı sonucuna ulaşmak olacaktır

YENİSEY KIRGIZLARININ ETNİK GRUBU OLARAK FU-YU KIRGIZLARI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2013, Cilt 61, Sayı 1 · Sayfa: 35-42
Fu-yu Kırgızları Çin'in kuzeydoğusunda Mançurya topraklarında 18. yüzyıldan 20. yüzyılın ortasına kadar öteki Türk dünyasından izole edilmiş hâlde yaşıyorlar. Onların toplam sayısı 2002 yılında 1.473 kişiydi. 1988 yılından beri Fu-yu Kırgızlarını Finlandiya, Rusya, Kazakistan, Polonya, Kore ve Türkiye'den araştırmacılar ziyaret ediyorlar. Bunun sonucunda çıkan birçok çalışma genellikle Fu-yu Kırgızlarının kökeninin Yenisey teorisini doğruladı. 1703 yılında Yenisey Kırgızlarından 15.000~20.000 kişi, yani Ḫongoray ülkesinin sakinlerinin büyük kısmı, Çungarya topraklarına göç etti. Rusya'nın askerî seferleri yüzünden 1706 yılında Çungarya'ya Yenisey Kırgızlarının başka bir kütlesel göç hareketi oldu. Çungarya'ya göçten hemen sonra Yenisey Kırgızlarının kısımları Ḫongoray'a dönmeye başlıyorlar. Hakasların çoğu, Çungarya'dan dönen Yenisey Kırgızlarının torunlarıdır. Mançu dilli tarihsel arşivlerde, modern Tuva'nın güney toprakları ile kuzeybatı Moğolistan'dan 1733 yılında Mançurya'ya Kırgızların göçünün ilk aşamasını anlatan belgeler bulundu. Efsanevî bilgiler Fu-yu Kırgızlarının atalarının Mançurya'ya göçünün ikinci aşaması esnasında (1755~1757 yılları) 1733 yılındakinden çok daha fazla Kırgız'ın göçürüldüğünü ima ediyor. Fu-yu Kırgızlarının dili çeyrek bin yıl boyunca bütün öteki Türk dillerinden izole edilmiş kaldı, Moğol ve Çin dillerinden etkilendi. Şimdiki aşamada Fu-yu Kırgız dili yok olma eşiğindedir. Fu-yu Kırgız dilinin kelime hazinesi genel Hakasça kelime hazinesine tekabül ediyor. Fu-yu Kırgızları, geç ortaçağın Yenisey Kırgızlarının geride kalan etnik grubudur ve aynı zamanda etnik özelliklerin tümüne göre Hakasların izole edilmiş bir grubu olarak tanımlanabilir

Çağdaş Uygurcadaki Ünsüz Kümelerine Bir Bakış

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2013, Cilt 61, Sayı 1 · Sayfa: 23-34
Çift ünlüler bir hece içerisindeki iki veya üç ünlüyü gösteriyor. Çağdaş Uygur dilinde çift ünlüler öz Uygurca kelimelerde çok az görülür, çoğunlukla diğer dillerden giren kopya sözlerde gözükmektedir. Çağdaş Uygur dilindeki çift ünlülerin çoğunluğu iki ünlüden oluşmuş. Öz Uygurca kelimelerde hiçbir zaman ikiden fazla çift ünlü görülmeyecektir. Çağdaş Uygurcada çift ünlüler hece önünde veya sonunda ortaya çıkmaktadır. Hece önündeki çift ünlüler özellikle Rusça kopya kelimelerde görülür. Arapça, Farsça ve öz Uygurca kelimelerde ise sadece hece sonunda ortaya çıkıyor. Bu yazıda Çağdaş Uygurcadaki çift ünlülerin nereden geldiği anlatılacak, çok kullanılan çift ünlülü kelimelerin listesi verilecek ve onların asıl telaffuzu hakkındaki görüş ortaya koyulacaktır

ŞEMSETTİN SAMİ’NİN ORHON YAZITLARI ÜZERİNE ETİMOLOJİ DENEMELERİ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2013, Cilt 61, Sayı 1 · Sayfa: 43-56
Orhon Yazıtları'nın 1893'te V. Thomsen tarafından çözümlenmesinin ardından yazıtlarla ilgili olarak Osmanlı'da ilk çalışmayı yapanlar Necip Asım ve Şemsettin Sami'dir. Şemsettin Sami, 1903'te, Osmanlı Devleti'nde yazıtları bütünüyle okuyan ilk araştırmacıdır. Ancak ne yazık ki bu çalışması çeşitli sebeplerle 2011'e kadar yayımlanamamıştır. Şemsettin Sami eserini W. Radloff ve V. Thomsen'in okumaları üzerine kurmuştur. Bununla birlikte onları pek çok konuda eleştirmiştir. Bu çalışmada, Şemsettin Sami'nin etimoloji denemeleri ele alınmıştır. Divanü Lugati't-Türk'ün henüz bulunmadığı, çağdaş Türk dillerinin sözvarlığının tam anlamıyla ortaya koyulmadığı dönemde Şemsettin Sami'nin çalışması kuşkusuz kayda değer. Ancak yanlış yorumlarının da olduğu bir gerçektir