1121 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Dil Kurumu 1121
Yazarlar
- Zeynep Korkmaz 36
- Agâh Sırrı Levend 27
- Hasan Eren 22
- Osman Fikri Sertkaya 21
- Mehmet Ölmez 16
- Saadet Çağatay 15
- Şinasi Tekin 14
- Gerhard Doerfer 13
- János Eckmann 13
- A. Caferoğlu 10
Anahtar Kelimeler
- Türkçe 34
- TÜRKÇE 19
- Eski Anadolu Türkçesi 16
- Türkiye Türkçesi 16
- Dede Korkut 15
- Eski Türkçe 15
- Turkish 13
- DEDE KORKUT 12
- etimoloji 12
- etymology 12
Orhon Yazıtlarındaki adınçıg bark Üzerine
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 2 · Sayfa: 43-52
Özet
Orhon Türkçesi, yazılı kayıtları bize kadar gelen en eski Türk diyalektidir. Moğolistan'da, başlıca Orhon Irmağı havzasında bulunan, dolayısıyla uygun olarak 'Orhon Yazıtları' diye adlandırılan yazıtlar vasıtasıyla bize biliniyor.Danimarkalı bilgin Vilhelm Thomsen Orhon ve Yenisey yazıtlarında kullanılan eski Türk yazısını deşifre etmeyi başardığından beri çok sayıda bilgin yazıtların metinlerini yorumlamaya çalışmıştır.KT G 12 ve BK K 14'deki adınçıg bark ibaresini içeren cümleler, Fin ve Rus keşif heyetlerinin ilk Orhon yazıtları kopyalarında farklı çıkıyor. Üstelik bu cümlelerin kısımları daha o zamanlarda tahrip olmuş ve okunaksız durumdaydı.Söz konusu cümleler 1896'daki V. Thomsen'in okuyuşuna dayanılarak hemen hemen her zaman şöyle okuna gelmiştir:aŋar adınçıg bark yaraturtum (KT G 12)aŋar adınçıg bark yar[atıt]dım (BK K 14)"Onlara olağanüstü bir anıt-mezar yaptırdım."Halbuki kr.ivm ve ..i…d harflerini (IO 7) adïnčïg bark okumak zordur. Ayrıca, eski Türk yazıtlarında adïnčïg bark ibaresinin başka bir örneği de yoktur. Bu arada, Söz konusu cümleler 1896'daki W. Radloff'un baskısı ve 1897'deki onun okuyuşuna dayanılarak, onun baskıları birkaç kez değiştirilmişse de, şöyle okunabilir:(a)ŋ(a)r : m[(ä)n : t(a)]ş b(a)rk : y(a)r(a)turt(u)m : "Onlara b[en ta]ş anıt-mezar yaptırdım." (KT G 12)[m(ä)n] (a)ŋ(a)r t(a)ş(ı)g : b(a)rk : y(a)r(a)[t(ıt)]d(ı)m : "[Ben] onlara taştan anıtmezar yap[tır]dım." (BK K 14)Taş bark 'taş anıt-mezar' ibaresi Orhon yazıtlarında üç kez (KT G 13, KD; BK K 15) daha geçiyor
SÖZLÜ EDEBİYAT ÜRÜNLERİNE AİT YAZMALARIN OKUNMA SORUNLARI VE DEDE KORKUT ÖRNEĞİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 2 · Sayfa: 63-96
Özet
Tarihî metinleri okumak bir bakıma arkeolojik kazı yapmaya benzer. Araştırmacının işi, metnin ait olduğu dönemle ilgili dilin bilinmezlerini satır aralarından anlayarak ve ayıklayarak çözmek, ortaya çıkarmaktır. Çünkü dil zamanın akışıyla birlikte kullandığı birtakım kelimeleri, deyimleri, söz kalıplarını geçmişte bırakıp bunların yerine yenilerini kullanarak yoluna devam eder. Böylece dilin eskiden kullandığı kelimeler, deyimler, söz kalıplarının bir kısmı yazılı metinlerde kalır. Artık biz dilin yeni şekillerini kullandığımız ve bildiğimiz için dilin tarihî dönemde kullandığı şekillerin bazıları bize yabancıdır. Geçen zaman dilin eski şekilleri ile aramızda perdeler çekmiş, duvarlar örmüştür. İşte dilin dönemleri arasında oluşan bu duvarların kalkması, perdelerin aralanması için belirli yöntemlerin kullanılması gerekir. Ancak yöntemlerin iyi belirlenmesi için de eldeki yazmaların hikâyesini, günümüze hangi şartlarda ulaştığını ve bu tür yazmalarda karşılaşılabilecek sorunların örneklerini bilmek gerekiyor. İşte bu makalede Dede Korkut'un Dresden nüshasından tespit edilmiş olan söz konusu örnekler sunulmaktadır
YENİSEY YAZITLARINDA GEÇEN UNVANLAR VE UNVAN NİTELEYİCİLERİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 2 · Sayfa: 5-26
Özet
Yenisey yazıtları, Yenisey Irmağı boyunca bulunan, bugün toplam sayısı 250'ye yaklaşan yazıtlardır. Bu yazıtların neredeyse tamamının ortak özelliği tarihsel olaylardan çok, yazıt kahramanının yaptığı işlerden, neden öldüğünden söz edilip kahramanın ağzından aile bireylerine, yurda, göğe ve güneşe özlem anlatılmış olduğu için Türk dili uzmanlarının dışındaki araştırmacıların ilgisini çektiği söylenemez.Bu yazıda elimizde metni bulunan ve giriş bölümünde adları verilen yazıtlardaki unvanlar ve unvan niteleyicileri üzerinde durulmuştur. Tespit edilen unvanlarla ilgili belirtilen görüşlere de değinilmiş, bunlar tarih sırası ile verilmiş olup Türkçe olanlarla ilgili bazı etimolojik öneriler dikkatlere sunulmuştur
ANADOLU’DAKİ İLK TÜRKÇE ESER ÜZERİNE TARTIŞMALAR
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 2 · Sayfa: 53-62
Özet
Anadolu'da yazılmış ilk Türkçe eserin hangisi olduğu meselesi bu alanda çalışan birçok araştırmacıyı düşündürmüş ve meselenin çözümüne yönelik araştırma yapmaya teşvik etmiştir. Konuyu ilk kez irdeleyen Fuad Köprülüzade'den (1926) bugüne dek farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu görüşlerde özellikle Çarhname, Tuhfe-yi Mübarizi veya Behcetü'l-Hadayik eserleri üzerinde durulmuştur. Bu makalede de fikir birliğine varılamayan bu mesele irdelenmiştir
LIFE AND AFTERLIFE & APOCALYPTIC CONCEPTS IN THE ALTAIC WORLD
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 2 · Sayfa: 97-100Orta Asya Kazılarında Bulunan Budist Yazmaları
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 2 · Sayfa: 101-108ESKİ TÜRKÇEDEKİ teyeŋ “sincap” SÖZÜNÜN TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDAKİ UZANTILARI VE ANLAMDAŞLARI
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 1 · Sayfa: 17-26
Özet
Bu çalışmada, Eski Türkçedeki teyeŋ "sincap" sözünün Orhun Yazıtları'ndan günümüze Türk lehçe ve ağızları ile Türkiye Türkçesi ağızlarında geçirdiği ses ve anlam değişiklikleri ile Türkiye Türkçesi ağızlarındaki uzantıları ve anlamdaşları ortaya konulmuştur. Çalışmada söz konusu kelimenin bir iki ses değişimi dışında günümüze kadar ulaştığı, Türkçenin pek çok lehçe ve ağızlarında yer aldığı gibi Türkiye Türkçesi ağızları içinde de yaşadığı görülmüştür. Ayrıca çalışmada Türkiye Türkçesi ağızlarında teyeŋ sözü gibi "sincap" kelimesini karşılayan diğer kelimeler de verilmiştir
BOZKIRDA HÂKİMİYET MERKEZİ HAKKINDA BAZI GÖRÜŞLER
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 1 · Sayfa: 27-36
Özet
Dünya üzerinde belli coğrafyalarda belli bölgeler, bulundukları konum itibarıyla birer siyasi, ekonomik ve kültürel merkez olarak ön plana çıkmışlardır. Bugüne kadar çeşitli araştırmacılar, kaynakların daha çok olduğu yerleşik hâkimiyetlerin merkezlerini net olarak ortaya koymuştur. Kaynakların azlığından dolayı üzerinde daha az durulan bozkırda da tarihî süreçte yine böyle bir ağırlık merkezinin ortaya çıktığı görülmektedir. Bir bölgenin coğrafi konumu, ulaşılabilirliği, nüfus barındırabilme özelliği ve ticaret yolları üzerinde olması, orayı içinde bulunduğu daha geniş bir alanın merkezi hâline getirebilir. Makalede Türklerin bozkırda güçlü bir hâkimiyet kurdukları zaman kendilerine seçtikleri merkezin neresi veya nereler olabileceği tartışılmaktadır
GÖKTÜRK VE UYGURLAR’DA buyruḳ TERİMİ VE İDARİ FONKSİYONLARI
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 1 · Sayfa: 7-16
Özet
Göktürk runik yazıtlarında buyruḳ teriminin ne kadar çok geçtiği bu metinleri incelemekte emeği geçen herkesçe iyi bilinir. Bu terimin Göktürklerden Ötüken Uygurlarına geçmesini de ilk açıklayan biz olmayacağız. Bu coğrafyanın dışında Şaçou (Gansu) ve Koço Uygurları ile Karahanilerde, Volga Bulgarlarında ve herhâlde Eski Macarlarda da bulunan bu unvanın etimolojisi ile tarihî gelişmesini incelemek amacımızdır