1113 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

TUVACADA ZARF-FİİL CÜMLELERİNİN SÖZ DİZİMİNE DAİR

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2010, Cilt 58, Sayı 2 · Sayfa: 7-18
Bu makalede, Tuvacada zarf-fiil cümlelerinin söz dizimsel yapıları ile söz dizimsel konumları ayrıntısıyla ele alınmaktadır. Bilindiği gibi zarf-fiil cümleleri, söz dizimsel açıdan bir üst cümleye bağlı olan ve çoğunlukla zarf işlevinde kullanılan bağımlı cümle tipini oluşturmaktadır. Bu makale kapsamında hem standart Tuvacadaki hem de onun bir ağzı olan Altay Tuvacasındaki zarf-fiil cümleleri bu açıdan ele alınıp incelenmektedir. Bu araştırmayla, Sibirya Türk dillerinden biri olan Tuvacada çok yaygın olarak kullanılan zarf-fiil cümlelerinin söz dizimsel bir betimlemesini yapmak istedik, zira zarf-fiil cümleleri genelde morfolojik bir temelde irdelenmektedir

DEDEM KORKUT KİTABI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2010, Cilt 58, Sayı 2 · Sayfa: 67-90
Dedem Korkut Kitabı, Türklüğü konu alan bütün bilimler için çok zengin malzeme içeren eşsiz bir kaynaktır. O, Türk dilinin bir incisi olduğu gibi, sosyoloji, folklor, etnografya, tarih bilimleri açısından da ilk başvuru eserlerinden biridir.Bu çalışmada, Dede Korkut araştırmalarına giriş kabilinden toplu bir değerlendirme yapılmış ve eser etraflıca tanıtılmıştır

ANKARA AĞIZLARI SÖZLÜĞÜ ÖRNEĞİNDE AĞIZ SÖZLÜKÇÜLÜĞÜ HAKKINDA BAZI TESPİTLER

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2010, Cilt 58, Sayı 2 · Sayfa: 91-102
Ankara ağızlarının çok yönlü ve çok amaçlı belgelendiği Ankara Ağızlarının Dokümantasyonu (ANADOK) adlı TÜBİTAK destekli proje çerçevesinde Ankara İli Ağızları Sözlüğü'nü hazırlama çalışması da yapılmaktadır. Sözlüğün malzemesini yaptığımız derlemeler, alan araştırmaları sırasında tuttuğumuz notlar ve mevcut yayınlar oluşturmaktadır. Ağız sözlükleri bir taraftan iki, diğer taraftan da tek dilli sözlüklerin özelliklerini taşır. Madde başları tanımlanırken genel yaklaşım standart dildeki ses ve anlamca eş değerlerinin karşılık olarak verilmesi şeklindedir. Madde başına alınan sözcüğün gösterdiği kavramın standart dilde karşılığı olmaması durumunda ise tek dilli sözlüklerde olduğu gibi tanımlanma yoluna gidilmektedir. Ancak her iki durumda da madde başlarının belirlenmesi, maddenin tanımlanması ve örneklendirilmesi konusunda teorik ve pratik sorunlar ortaya çıkmaktadır.Bildiride ANADOK'un Ankara Ağızları Sözlüğü hazırlanırken karşılaşılan madde başlarının belirlenmesi, maddelerin tanımlanması, ağız sözlüğü yazımı gibi hususlar üzerinde durulacak, karşılaşılan sorunlar tartışılacaktır verilecektir

BALKAN TÜRKÇESİ AĞIZLARI İLE TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARI ARASINDA SOSYO-LENGÜİSTİK AÇIDAN KISA BİR KARŞILAŞTIRMA

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2010, Cilt 58, Sayı 2 · Sayfa: 103-118
Türkçenin Anadolu'da yaşayan Oğuz lehçesi, Balkanlar'da konuşulan Türkçenin temelini oluşturur. Bu lehçe gerek Anadolu'da gerekse Balkanlar'da öteki yerel dillerden kelimeler almış, Türkçe, bunları kendi ses özelliklerine uydurmuştur. Öte yandan bölgesel dillerin ses ve şekil özellikleri Anadolu'da olduğu gibi özellikle Balkanlar'da Türkçe kelimeleri etkilemiştir. Ele alınan makalede söz konusu kelimeler ses bilgisi, yapı bilgisi ve cümle bilgisi açılarından işlenmiştir

VAMPİR

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2010, Cilt 58, Sayı 2 · Sayfa: 119-130
XVIII. yüzyılda Doğu Prusya'da zirveye ulaşan vampir öykülerinin kısa zamanda tüm Avrupa'yı etkilemesi, vampirizmi mitoloji ve folklorun sınırlarından çıkarıp Gotik edebiyatın temalarından biri hâline getirmiştir. Günümüzde edebiyatın, sinemanın, hatta bilgisayar oyunlarının konuları arasında olan kan emen canavarlara bu denli merak varken, bunlara adını veren sözcüğün kökenine olan ilgi hayli zayıftır. Bu makalede, daha önce yapılmış olan çalışmalar da dikkate alınarak vampir sözcüğünün kökeni araştırılmıştır

TATARCA ÖN ÜNLÜLÜ SÖZCÜKLERDE ÜNLÜLER ARASI -g- SESİ ÜZERİNE

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2010, Cilt 58, Sayı 2 · Sayfa: 131-136
Bu yazıda, Tatarsko-russkiy slovar' (1966) ve Ganiyev'in Tatarca Türkçe Sözlük'ü (1997) taranarak *-g- sesinin Tatarcada, ünlüler arası durumdaki farklı görünümleri belirlenmeye ve bu farklılıkların ünlü niteliğiyle ilgili olup olmadığı ortaya konulmaya çalışılmıştır

LA” PEKİŞTİRME EK-EDATININ TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDAKİ UZANTILARI VE -AlA- TEKRARLAMA EKİNİN YAPISI ÜZERİNE

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2010, Cilt 58, Sayı 1 · Sayfa: 7-20
Birbiri ile bağlantılı iki farklı bölümden oluşan eldeki makalenin I. bölümünde, enklitik yapıdaki -lA pekiştirme ekinin ne gibi tarihî gelişme süreçlerinden ve ses değişmelerinden geçerek ve yine bir pekiştirme eki olan -ki ile kaynaşarak ek yığılması (pleonasmus) yoluyla nasıl Anadolu ağızlarındaki -oına/-kine -oana/-kene vb. şekilleri oluşturduğu üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise, isimden fiil türeten +A- ekinde kendini gösteren işlev zayıflaması ve körelmesi dolayısıyla, bu ekteki körelmiş işlevi tazelemek üzere yine ek yığılması olayına başvurularak ve +A- eki üzerine -lA pekiştirme eki getirilerek iki ekin kaynaşması yoluyla nasıl -A-lA->-AlA- tekrarlama fiillerinin oluştuğu konusu ele alınmıştır