1113 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

TEMPUSFORMEN IM TÜRKISCHEN

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 146-161
Tempus ist eine grammatische Verbkategorie, die in verschiedenen Ausprägungenauftritt. Im Türkischen werden die Tempusformen durch minimale (-yor, -ir, -di usw.)und zusammengesetzte (-yordu, -mişti, -ecekti usw.) Einheiten gebildet. Bei der Bestimmungder Tempusformen sind sowohl formale als auch inhaltliche Besonderheitenzu berücksichtigen. So haben wir insgesamt aus verschiedenen Einheiten für dasTürkische zehn Tempora herauskristallisiert. Nominale (-yordur, -miştir usw.) undperiphrastische (-miş ol-, miş bulun- usw.) Einheiten zählen nicht zu den Tempusformen.

ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİNİN DEĞERLİ BİR KAYNAK ESERİ VE YAYINI ÜZERİNE

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 201-212
Bu Aşağıda künyesi verilen Ferec ba'd eş-şidde "Freud nach Leid" adlı iki ciltlik eser, Prof. Dr. György Hazai ve Prof. Dr. Andreas Tietze'nin ortaklaşa çalışmaları ileortaya konmuş bir Eski Anadolu Türkçesi metnidir. Bu eser birbirinden bağımsız 42 hikâyeyi içine alan bir koleksiyon niteliğindedir. Eserin yazar veya mütercimi bellideğildir. Muhtemelen XIV. yüzyıl ortalarında Farsçadan tercüme edilmiştir. Elde XV.ve daha sonraki yüzyıllara ait kopyaları vardır. En eski güvenilir bir nüshası Budapeşte Akademi Kitaplığındadır.Yazarlar bu nüshayı esas alarak ve İstanbul H (Hamidiye) ve L (Lâleli) nüshalarıile de karşılaştırarak transkripsiyonlu metin cildini (1. cilt) hazırlamışlardır. 2. cilt de yazma fotokopilerine ayrılmıştır.Eserin Almanca Ön Söz'ünde G. Hazai Giriş bölümünde de A. Tietze tarafından FBŞ hakkında araştırma sonuçlarına dayanan kapsamlı bilgi verilmiştir.Bu yayın Eski Anadolu Türkçesinin dil yapısını ortaya koyan değerli bir çalışmanın ürünüdür. Tarafımdan tanıtma ve değerlendirmesi yapılmıştır.

DİVANÜ LÜGAT-İT-TÜRK'TE GEÇEN ŞİİRLERDE EDEBÎ SANATLAR

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 162-184
Bu çalışmada Divanü Lügat-it-Türk'te geçen şiirlerdeki edebî sanatlar incelenmiştir.Bunun için önce adı geçen şiirler taranmış ve edebî sanatlara örnek olabilecekler tesbit edilmiştir. Daha sonra bu sanatlar, metinlerde bulabildiğimiz bütün örnekleriyle birlikte alfabetik sıraya göre dizilmiştir. Sanatlar belirtilirken, sanatın anlaşılması için, gerekli görülen açıklamalar da yapılmıştır.

SÜHEYL Ü NEV-BAHÂR’IN TÜRKÇE SÖZ VARLIĞI VE ANADOLU AĞIZLARI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 189-200
Eski Anadolu Türkçesi, Batı Türkçesinin yabancı unsurlar bakımından en temiz devridir denilebilir. Bu noktadan hareketle Eski Anadolu Türkçesi devrinde çağdaşlarına göre daha sade bir dil ile kaleme alınmış Süheyl ü Nev-bahâr adlı eserin söz varlığı bu çalışmanın konusu olarak belirlenmiştir.

SURİYE'DEKİ EL YAZMA ESERLER KATALOĞUNA DÜZELTİ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 213-216
Bu kısa yazımızda Suriye'nin başkenti Şam'daki Esed Kütüphanesi Türkçe el yazmalarının künyelerini vermeyi amaçladık. Sözkonusu kütüphanedeki el yazma eserlerin ilk kataloğunu 1996'da yayımlamıştık.

TÖKEZLEMEK KELİMESİNİN KÖKENİ ÜZERİNE

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 185-188
Bu yazıda tökezlemek kelimesinin kökeni üzerinde durulmaktadır. Kelimenin hangi ses ve anlam aşamalarından geçerek bugüne geldiği gözler önüne serilmeye çalışılmıştır. Bu konuda Türkçe "diz, göz, omuz" gibi ikili organ adlarından yararlanılmıştır.

Ahmet Metin ve Şirzad Romanının Sultan II. Abdülhamit'e Takdimi ve Bir Maruzat

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2004, Cilt 52, Sayı 2 · Sayfa: 1-8
Muallim Nacinin genç denilebilecek bir yaşta vefat etmesi, kayın pederi Ahmet Midhat ve devrin padişahı Sultan Abdulhamit'i derinden sarsar. Abdulhamit, cenaze masraflarını kendi ödeneğinden karşılanmasını ve Naci'nin Sultan 11. Mahmut'un türbesinin bulunduğu hazireye gömülmesini emreder. Osmanlı Sultanı'nın bu ilgisi, Ahmet Midhat'ın kederini bir nebze olsun hafifletmiştir. Aradan bir müddet geçer ve Hace-i Evvel, o zaman itibariyle en son kaleme aldığı Ahmet Metin ve Şirzad romanını Abdulhamit'e takdim eder. Bu eser vesilesiyle de Muallim Naci'ye bir mezar taşı dikilmesine izin verilmesini, Sultan'dan istirham eder. Ahmet Midhat'ın bu maruzatı, sanatkarlara büyük kıymet veren Abdulhamit tarafından uygun görülür. Mezar taşının masrafları Padişah tarafından karşılanır ve Muallim Naci'nin bugünkü mezar taşı dikilir.

Eski Anadolu Türkçesinde Eksiltme Yoluyla Anlam Genişlemeleri

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2004, Cilt 52, Sayı 2 · Sayfa: 9-18
Bu çalışmada anlam değişmesi türlerinden biri olan eksiltme tolu ile Eski Anadolu Türkçesi döneminde anlam alanları genişleyen kelimeler incelenmiştir. Eksiltmenin anlam bilimi ve anlam değişmeleri içindeki yeri araştırılmış ve bu anlam olayı en yaygın anlam değişmesi türlerinden biri olan anlam genişlemesinin bir alt dalı olarak düşünülmüştür. Eksiltme hem anlam bilimini çerçevesi içinde teorik olarak ele alınmış, hem de hu dönemde eksiltmeyle anlam alanı genişleyen kelimeler tek tek eserle taranarak tespit edilmeye çalışılmıştır.

+ki Eki Üzerine

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2004, Cilt 52, Sayı 2 · Sayfa: 31-48
Bu çalışmada -ki ekinin Türkçenin en eski dönemlerinden başlayarak günümüz Türkiye Türkçesi ve Çağdaş Türk Lehçeleri'ndeki tanımı, kullanılışı, işlevleri ortaya konulmuş ve ekin zamir yaptığı konusu üzerinde sıfat-fiil ekleri ile mukayese edilerek durulmuştur. Sonuç olarak da -ki ekinin zamir yapabilme işlevi olduğu araştırmacıların pek çoğu tarafından kabul edildiğine göre sıfat-fiil eklerinin de zamir yapma işlevlerinin olduğunun araştırmacılar tarafından yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Türkiye Türkçesinde Asli Uzunluk Belirtileri

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2004, Cilt 52, Sayı 2 · Sayfa: 19-30
Türk dilindeki asli uzun ünlüler, Yakut ve Türkmen lehçelerinde sistemli olarak korunmuştur. Tarihi metinlerde, kullanılan alfabe ve standart olmayan imla geleneklerinden kaynaklanan sebeplerle, düzenli olarak takip edilemeyen asli uzunluklar, günümüze gelinceye kadar çoğunlukla kısalmıştır. Düzenli olarak korunamayıp kısalan uzun ünlüler, geride çeşitli fonetik kalıntılar bırakmıştır. Başta tonlulaşma olmak üzere, Türkiye Türkçesi ve diğer lehçelerde görülen ünlü genişlemesi, ses türemesi, ikizleşme gibi fonetik gelişmelerin, önemli ölçüde, uzun ünlülerle ilgisi bulunmaktadır.