1113 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dil Kurumu
  • Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

ÜRETİMSEL-DÖNÜŞÜMLÜ DİLBİLGİSİNİN TÜRKÇE’YE UYGULANMASI ÜZERİNE BİR GÖZLEM

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1979, Cilt 26 (1978-1979) · Sayfa: 165-172
Onsekizinci yüzyıl dilbilimcisi James Beattie, Chomsky'nin Aspects of the Theory of Syntax (1965) adlı yapıtında bir görüşüyle yer alıyor. Diller bir bakıma insanlara benzerler. Her dilin kendini bir diğer dilden ayıracak özelliklere sahip olmasına karşın yine de diller arasında ortak özellikler yok değildir.

SOVYETLER BİRLİĞİ’NDE TÜRK DİLBİLİMİ -SONUÇLAR VE SORUNLAR-

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1979, Cilt 26 (1978-1979) · Sayfa: 181-190
Sovyetler Birliği'nde Türk dilleri (bu dilleri konuşanların sayısına göre) İslav dillerinden sonra ikinci yeri tutar. Bu durum, Türk dillerinin, bu dilleri konuşanların siyasal ve toplumsal etkenliğindeki önemini ortaya koyar. Türk dillerinin bu önemli işleviyle Türk dilbiliminin SSCB'nin toplumsal bilimler dizgesindeki yeri belirlenmektedir.

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE VURGULAMA VE ODAKLAMA

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1979, Cilt 26 (1978-1979) · Sayfa: 157-163
Bir bakıma, sesletim süresince seslemler, yani heceler üzerine düşen "göreceli soluk baskısı" olarak tanımlanabilen "vurgu"nun iki ayrı düzeyde "ayırıcı" işlevinden söz edilmektedir: sözcük düzeyinde ve tümce düzeyinde. Türkçe kök sözcüklerden gerek eylemlerde gerekse sıfatlarda son seslemler, yani heceler vurgulanır.

A. Dilaçar'ın Anısına

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1979, Cilt 26 (1978-1979) · Sayfa: 315-323
İleride yurdumuzda dilbilimin, Türkolojinin, Türk dil devriminin ve Türk ansiklopediciliğinin tarihini yazacak olanlar hiç kuşku yoktur ki, A. Dilaçar adına öenmli bir yer verecekler, onun yurdumuzda bu alanlara verdiği emeği belirteceklerdir.

TÜRKÇEDE ÇOCUK KAVRAMI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1977, Cilt 25 · Sayfa: 1-16
Çocuk sözcüğü Türk lehçeleri arasında "insan yavrusu" anlamıyla yalnız Türkiye Türkçesinde ve Kırım Türkçesinde bulunmaktadır. Kâşgarlı Mahmut'un Divanü Lûgati't-Türk'ünde ise çocuk "domuz yavrusu, her şeyin küçüğü olarak açıklanmıştır. Kâşgarlı'nın verdiği bu anlama bakarak sözcüğün asıl anlamanın "domuz yavrusu" olduğu, sonradan anlam kaymasıyla "insan yavrusu" anlamını kazandığı sanılmıştır.

MATERIALIEN ZUM UIGURISCHEN ONOMASTICON I

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1977, Cilt 25 · Sayfa: 71-86
Uygur şahıs adları hala tam anlamıyla araştırılmamıştır. L. Rásonyi, S. Çagatay ve A. v. Gabain'nin araştırmaları ve bunun yanında metinlerle ilgili yayınlardaki küçük ibareler henüz yeterince ayrıntılı değildir. Ancak önemli ve yaygın bir şekilde verilen isimlerin araştırılmasının zamanı gelmiştir.

ESKİ TÜRKÇE buyla VE baγa SANLARI ÜZERİNE

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1977, Cilt 25 · Sayfa: 53-69
Eski Türk yazıtlarında geçen, kimi araştırmacıların boyla, kimilerinin de buyla okudukları sözcüğün yüksek bir devlet görevini gösteren bir san olduğu açık olmakla birlikte, bu sanla gösterilen görevin niteliği ve sözcüğün nereden geldiği, gerçek anlamının ne olduğu şimdiye değin aydınlatılamamıştır.

ÖN TÜRKÇEDE ÜNSÜZ YİTİMİ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1977, Cilt 25 · Sayfa: 35-51
Altay dilleri bilgini Poppe, "Altay Dillerinin Karşılaştırmalı Grameri" adlı eserinde, Ön Türkçede meydana gelen özel bir seslik (phonetic) gelişmeden söz eder. Bu seslik gelişme, söz içinde bulunan bir ünsüz takımındaki ilk ünsüzün yitimidir.

KHALAJ AND ITS RELATION TO THE OTHER TURKIC LANGUAGES

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1977, Cilt 25 · Sayfa: 17-32
The following survey of the Khalaj grammar can only be of a provisional character. Although a large amount of material (57 tapes) has been gathered, only a rather small part of this material has been evaluated.

AHMEDÎ’NİN İSKENDER-NÂMESİNDEKİ MEVLİD BÖLÜMÜ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1977, Cilt 25 · Sayfa: 355-411
Eski edebiyatımızda en çok işlenen konulardan birisi de mevliddir. Mevlid yazan şairler ve eserleri üzerine, günümüze değin yapılan çalışmalardan, birçok şairin bu konuyu işlediğini görüyoruz. Ancak, gerek bu çalışmalarda, gerek eski kaynaklarda Ahmedî'nin mevlid yazdığını gösteren bir bilgi yoktur. Ahmedî'nin mevlid adını taşıyan ayrı bir kitabı bulunduğu da bilinmemektedir. Bizim üzerinde duracağımız metin, şairin İskender-nâme'sindedir.