89 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- söz varlığı 4
- vocabulary 4
- Dede Korkut 3
- Doğu Türkçesi 3
- Türk dili 3
Çuvaşça kur- ‘Görmek’ Fiili: Kiplik ve Kılınış Temelinde Bir İnceleme
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 78 · Sayfa: 113-146 · DOI: 10.32925/tday.2024.122
Özet
Çuvaşça kur- ‘görmek’fiili, Çuvaşçada bazı zarf-fiiller ile zaman ve kip eklerini bünyesine alıp dil bilgiselleşerek birtakım işlevsel sözler ve analitik yapılarda izlenir. Örneğin kur- fiilinin Çuvaşçanın şimdiki-geniş zaman biçim birimi ile kalıplaştığı kuran ‘anlaşılan, görünüşe göre’ [< kur-at-ĭn ‘hh. görüyorsun’], bırakım kipi biçim birimi ile kalıplaştığı kurĭsĭn ‘bakarsın, aslında’ [< kur-ĭsĭn ‘hh. görse bari’], [-a] zarf-fiiliyle kalıplaştığı kura ‘göre, için’; kur- fiilinin dönüşlü gövdesi olan kurĭn- ‘görünmek’ fiilinin şimdiki-geniş zaman biçim birimi ile kalıplaştığı kurĭnat’ ‘anlaşılan, galiba’ [< kur-ĭn-at’ ‘hh. görünüyor’], gelecek zaman biçim birimi ile kalıplaştığı kurni̇ ̆ “galiba, anlaşılan” [< kur-ĭn-̇ ̆ ‘hh. görünecek] birtakım kiplik yorumlamalara izin veren işlevsel sözler olarak dikkat çekerler. Bunların dışında kur- fiili, {-sA} zarf-fiiliyle birleşerek Çuvaşçada {-sA kur-} biçiminde, kılınış bildiriminde bulunan bir art-fiil de oluşturur. Son olarak {-nĬ} kurĭnat’ ve {-ni} kurĭnat’ biçiminde kiplik analitik yapılara da kaynaklık eder. Kur- fiilinin kaynaklık ettiği işlevsel sözlerden kuran, kurĭsĭn, kurĭnat’, kurni̇ ̆, kura ile {-nĬ} kurĭnat’ ve {-ni} kurĭnat’ yapıları bilgi kipliği ile açıklanabilecek kiplik yorumlamalara izin vermektedir. {-sA kur-} biçimindeki analitik kurulum ise deneme kılınışını, eylemin özne için yapıldığı benlikçi (egotive) kılınış bildirimini ve kısa süreli yapılan eylemi işaretleyebilir. Bu yazıda kur- fiilinin yukarıda ifade edilen kiplik ve kılınışsal içeriklerinin detaylandırılıp dil bilgisel özelliklerinin bütünlüklü biçimde değerlendirilerek ortaya koyulması amaçlanmaktadır.
Hitap Evirmelerinde Dil Bilgisi Bakımından Sapma
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 78 · Sayfa: 1-16 · DOI: 10.32925/tday.2024.117
Özet
Tam Metin
İlk yazılı kaynaklarından itibaren Türkçede sıkça yer bulan hitaplar, bir göndergeyi karşıdaki kişiye ya da kişilere seslenme yoluyla ileten dil birimleridir. İletişimde kişilerin yaş, cinsiyet, sosyal statü, akrabalık vb. ilişkilerine göre değişiklik gösteren bu birimler, dilin canlılığı ilkesi çerçevesinde sözceleme anındaki bağlam içerisinde kaynak ve hedefin karşılıklı durumlarına göre çeşitli biçim birimlerle çekimlenir. Ancak Türkiye Türkçesinde özellikle son dönem konuşma dilinde rastlanan bazı hitapların, kaynak ve hedefin iletişim anındaki karşılıklı rollerine uygun seçilmediği ve kaynak tarafından kullanılması beklenen / gereken biçim birimleri almadığı saptanmıştır. Kaynağın kendi rolüyle hedefe seslenmesi durumlarında hitap sözüne bazen küçültme ve daima iyelik eki getirilmektedir: anne(ciği)m, baba(cığı)m. Böylece rol sapmasının bir sonucu olarak iyelik ekini dilin kuralları doğrultusunda kullanmaya izni olan bireyin değil, izinsiz olanın kullandığı görülmektedir. Dil bilgisel açıdan olduğu kadar psikolojik açıdan da kusurlu görünen bu kullanımların yanlışlığına bakılmaksızın yaygınlaştığı açıktır. Bu çalışmada rol sapmasının yanı sıra dil bilgisel sapma görünümü de çizen bu seslenmelerin nasıl ortaya çıkmış olabileceği üzerinde durulmuştur. Günlük konuşma dilinden seçilen örnek cümleler, nitel olarak değerlendirilmiş olup konuyla ilgili dünya literatüründe bulunan görüşlere ek olarak Türkiye Türkçesi özelinde, en az çaba yasasının bir sonucudur önermesi tartışmaya açılmıştır. Çalışmada, söz konusu evrilmelere dil bilgisel ve anlamsal açıdan yaklaşılarak bu kullanımların galatımeşhur sayılabileceği üzerinde durulmuştur.
Tatar ve Başkurt Söz Yapımında Yeni Bir Birleşik Ek: +lıklı / +lěklě
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 78 · Sayfa: 43-70 · DOI: 10.32925/tday.2024.119
Özet
Tam Metin
Söz yapımının fonetik, morfolojik, söz birleştirme, söz gruplarının birleşik söze evrilmesi, ek yardımı ile birleşik sözlerin oluşumu, tür ve işlev değişikliği, kısaltmalar gibi çok çeşitli yolları vardır. Türk dilinin yapısı gereği bunların en aktif olanı ise şüphesiz morfolojik yoldur.
Ekler, frekanslarına göre üretken, az üretken veya ölü olarak sınıflandırılırlar ve gramerlerimizde ya alfabetik ya da frekansları bakımından sıralanırlar. Frekansları dışında yapı bakımından da eklerin çeşitli tasnifleri vardır. Bunlar, en temelde basit ve birleşik ekler olarak tanımlanırlar. Birleşmelerinin ne zaman gerçekleştiği tam olarak belirlenemeyen birleşik eklerin genel olarak yazı dili tarihinin ilk ve orta dönemlerinde oluştuğu ifade edilir. Ancak bu durum, dilin sürekliliği bağlamında içinde bulunduğumuz zamanın dilin var oluş süreci olarak kabul edilmediğinin de bir göstergesidir. Hâlbuki ek birleşmeleri, bu devamlılık içerisinde yakın dönemde de meydana gelebilir. Bu makale, bir ek birleşmesinin birkaç yönden karşılaştırmalı olarak nasıl tespit edilebileceğine dair yöntem ortaya koymayı hedeflemektedir. Tatar ve Başkurt edebî dillerinde tespit edilen ve insana dair nitelikleri ifade etme işleviyle kullanılan +lIklI (+lIk+lI) ekinin varlığına işaret edilmektedir. +lIk ekinin başka eklerle birleşerek yeni biçimler meydana getirdiğini gösteren örnekler farklı çalışmalarla da ortaya koyulmuştur. Çalışma sırasında tercih edilecek terimde ortaya çıkabilecek belirsizliğin önüne geçmek amacıyla birleşik ek, ek kalıplaşması, ek yığılması terimlerinin kapsamı üzerine düşüncelere yer verilmiştir. Bu düşünceler ışığında +lIklI eki, birleşik bir ek olarak tanımlanmıştır.
Dîvânu Lugâti’t Türk’te Bir Hapaks Örneği Şekirtük İfadesi Üzerine Etimoloji Denemesi
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 78 · Sayfa: 71-88 · DOI: 10.32925/tday.2024.120
Özet
Tam Metin
Kâşgarlı Mahmud’un 11. yüzyılda kaleme aldığı Dîvânu Lugâti’t-Türk (DLT), Türk dilinin zenginliğini ve Ortaçağ Türk dünyasının kültürel mirasını yansıtan önemli bir başyapıttır. Bu kapsamlı eser, dönemin Türkçesinin kelime hazinesini, dil bilgisi kurallarını ve lehçeler arasındaki farkları detaylı bir şekilde incelemektedir. Kâşgarlı, dilin gramer yapılarını titizlikle analiz etmiş ve bu kuralları ilk kez sistematik bir biçimde açıklamıştır. Eserde, kelime tanımları, anlamları, kullanımları ve kökenlerine dair zengin bilgiler verilmiş; ayrıca mitolojik ve tarihî unsurlar da kapsamlı bir biçimde ele alınmıştır. Türk boylarının dil ve kültür özellikleri, dönemin sosyal ve kültürel bağlamı içinde incelenmiş ve bu analiz, eserin evrensel değerini artırmıştır. Bu çalışmada, DLT’de ‘hapaks’ olan şekirtük ‘antep fıstığı’ kelimesi etraflıca ele alınmıştır. Kelimenin etimolojik çözümlemesi, tarihî ve çağdaş lehçelerdeki kullanımlarına dair incelemelerle desteklenmiştir. Kelimenin etimolojisi hakkında çeşitli görüşler bulunmaktadır. İlk görüş kelimenin çigir (~şiGir) ikincisiTürkçe kökenli çiğit sözcüğünden türediği görüşünü savunur. Üçüncü görüş ise kelimenin İranî kökenli çiğit sözcüğünden türediğini ileri sürer. Çalışmada bu üç farklı görüş değerlendirildikten sonra kelimenin kökeni hakkındakiönerimiz verilecektir. Sonuçta ilgilitüm değerlendirme ve tahliller bir araya getirilerek kelime hakkında bir etimoloji denemesi yapılacaktır.
Oğuz Grubu Yazı Dilleri ve Ağızlarında Yeterlik Kategorisi
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 78 · Sayfa: 89-112 · DOI: 10.32925/tday.2024.121
Özet
Tam Metin
Yeterlik, bir eylemin mümkün veya muhtemel olup olmadığının bildirildiği kategoridir. Tarihî ve çağdaş Türk dili alanında yeterlik kategorisinin işaretleyicileri, lehçeleşme seyri ve dil ilişkileri gibi birtakım faktörlere bağlı olarak çeşitlenmiştir. Çağdaş Oğuz alanlarında olumlu ve olumsuz yeterlik için temelde üç tip dizilişten bahsedilebilir: -A bil- ve -AmA- (< -A uma-); -A bil- ve -A bilme- ~ -AmmA- (~ vd.); -p ~ -A bil- ve -p ~ -A bilme-. -A bil- ve -AmA- (< -A uma-) dizilişleri, Türkiye Türkçesinin yazı dili ile Batı ve Kuzeydoğu grubu ağızlarında, Kıbrıs Türk ağızlarında; Balkan (Rumeli) Türk ağızlarında; Suriye Türk ağızlarında; Gagavuz Türkçesinin yazı dili ile ağızlarında kullanılmaktadır. -A bil- ve -A bilme- ~ -AmmA- (~ vd.) dizilişleri, Azerbaycan Türkçesi yazı dili ve ağızlarında; Irak Türk ağızlarında; Türkiye’deki Doğu Grubu ağızlarında; Sungur Türkçesinde; Kaşkay Türkçesinde ve Horasan Türkçesinde yerleşmiştir. -p ~ -A bil- ve -p ~ -A bilme- dizilişleri ise Türkmen Türkçesi ve Harezm Oğuz alanlarında hâkimdir. Diğer taraftan resmî ve baskın dillerle bir arada kullanılan Oğuz alanlarında kopyalanmış sistemler de yaygınlaşmıştır. Örnek olarak İran sahasında Güney Azerbaycan, Sungur, Kaşkay ve Horasan ağızlarında Farsçadaki yeterlik sisteminden kopyalanmış olan başar- ~ başarma- + kip eki + esas fiil + istek ~ emir eki dizilişi yer almaktadır.
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı – Belleten Dergisinin Bibliyometrik (Kaynak Ölçüm) Çözümlemesi: 1953-2024
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 78 · Sayfa: 147-168 · DOI: 10.32925/tday.2024.123
Özet
Tam Metin
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı – Belleten (TDAY-Belleten) dergisi, Türk dili, edebiyatı ve kültürü alanındaki bilimsel çalışmalara ev sahipliği yaparak bu alanlarda temel bir bilgi kaynağı işlevi görmüştür. Derginin yıllar boyu yayımladığı makaleler, Türk dili ve edebiyatının farklı konularına dair kritik tartışmaların önünü açmış ve bilim dalları arası etkileşimleri teşvik etmiştir. Bu çalışmada, derginin bibliyometrik (kaynak ölçüm) bir çözümlemesi gerçekleştirilerek yayın eğilimleri, yazar katkıları, atıf bağlantıları ve derginin akademik dünyadaki yeri detaylı bir biçimde ele alınacaktır. Bibliyometrik (kaynak ölçüm) çözümleme, bilimsel yayınların değerlendirilmesi için sıklıkla başvurulan bir yöntem olup yayınların üretkenliği, etki faktörleri, atıf sayıları ve anahtar sözcük dağılımları gibi göstergeleri yapay zekâ destekli araçlarla inceleyerek bilimsel performansını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, dergide yayımlanan makaleler hem yayımlanma yıllarına göre hem de konu başlıklarına göre sınıflandırılacaktır. Ayrıca makalelerde sıkça kullanılan anahtar sözcükler ve bu sözcükler arasındaki bağlantılar metin madenciliği yöntemleri ile çözümlenerek derginin başlıca araştırma konuları belirlenecektir. Ek olarak dergide yer alan yazarlar, çalışmalara sundukları katkı düzeyleri ve ulusal ile uluslararası bilimsel alanlara olan etkileri açısından değerlendirilecektir. Atıf çözümlemeleri aracılığıyla dergide yayımlanan makalelerin kaynak gösterilme oranları ve bu makalelerin Türk dili ve edebiyatı araştırmalarındaki yeri belirlenecektir. Bu çalışma, TDAY-Belleten dergisinin bilimsel etkisini, gelişim sürecini ve Türk dili araştırmalarındaki önemini daha iyi anlamaya yönelik bir katkı sunmayı amaçlamaktadır. Yapılacak olan kapsamlı bibliyometrik (kaynak ölçüm) çözümlemeyle derginin bilim dünyasındaki konumu ve bilim alanları arası etki alanı daha ayrıntılı bir şekilde ortaya konulacaktır.
A Grammar of Dolgan: A Northern Siberian Turkic Language of the Taimyr Peninsula Üzerine Bir Değerlendirme
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 78 · Sayfa: 175-180 · DOI: 10.32925/tday.2024.125Tunguz Dilleri Araştırmalarına Önemli Bir Katkı: The Tungusic Languages
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 78 · Sayfa: 169-174 · DOI: 10.32925/tday.2024.124Şiir Şerhini Bergamalı Kadri’nin Cümle Tahlili Yaklaşımıyla Yeniden Düşünmek
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 78 · Sayfa: 17-42 · DOI: 10.32925/tday.2024.118
Özet
Tam Metin
Eski Türk edebiyatı çalışmalarında şiir inceleme yöntemi tartışılagelen bir meseledir. Eski edebiyatın canlılığını sürdürdüğü yıllarda nesir bilgisi, şiir bilgisi ve edebî sanatları ele alan eserler telif edilmişse de bu kitaplardaki teorik bilgilerin uygulandığı sistematik örnekler ortaya konmamıştır. Bunun belki tek istisnası Bergamalı Kadri’nin Müyessiretü’l-Ulûm adlı kitabının sonunda Hayalî Bey’in gazeline yaptığı şerhtir. Müellif bu şerhte Arapça literatürde Kur’an-ı Kerim ve Arap şiirini incelemede kullanılan yöntemi Türkçe bir şiir üzerinde uygulamıştır. Bu yöntemin kelimelerin anlamını, metindeki edebî sanatları tespit ve dil içi çeviri kısımları günümüz şerh metodunun da bir parçasıdır. Bununla beraber Bergamalı’nın kullandığı yöntemin bir parçası olan cümle tahlili eski Türk edebiyatı çalışmalarında görülen bir uygulama değildir. Bu makalede Bergamalı’nın yaptığı cümle tahlili günümüz gramer yaklaşımı ve terimlerinden yararlanılarak açıklanıp tartışılmış; şiirin cümle tahlili tekrar yapılmıştır. Modern bağlılık grameri teorisinde kullanılan bağlılık ağacıyla, ortaya konan tahlil görselleştirilmiştir. Şiir incelemelerinde cümle tahlili yapmanın dil içi çeviriye bilimsel bir dayanak sunacağı ve belagat çalışmalarını edebî sanat bulmadan öteye taşıyacağı düşünülmektedir. Dil içi çeviride kaybolan bazı anlam inceliklerinin cümle tahlilinde ortaya çıkması ve şiir yorumunun Bergamalı tarafından cümle tahlili üzerine bina edildiğinin görülmesi makalenin önemli bulgularıdır. Bu bulgularla önemi teyit edilen cümle tahlilinin eski Türk edebiyatı sahasında eksikliği hissedilen yöntem meselesinin çözümüne katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Geçmiş Zaman Morfemi -(X)p Bağlamında Tuńukuk Yazıtının 25-26. Satırları Üzerine Bir Değerlendirme
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 77 · Sayfa: 1-24 · DOI: 10.32925/tday.2024.109
Özet
Tam Metin
Türk dilinde ekler, asıl işlevlerinin yanında, işlevlerine yakın başka işlevler de yüklenmiştir. İşlevsel çeşitlilik özellikle çekim morfolojisine ait eklerde daha yaygındır. Türk dili gramerlerinde sıfat-fiil ya da isim-fiil olarak adlandırılan ekler de işlevsel bakımdan çeşitlenen ekler arasındadır. Bu eklerin bitimsiz fiillerdeki işlevlerinin yanısıra bitimli / yüklemsel fiillerde zaman çekim kategorisine dâhil oldukları gözlemlenmektedir. Türk dilinde genellikle zarf-fiil eki olarak yaygınlaşan -(X)p eki, Eski Türkçe metinlerde farklı işlevlerle karşımıza çıkmaktadır. Ek, bu dönemde çok yaygın olmasa da, eklendiği eylemleri kendisinden sonra gelen ismi niteleyen sözcüklere dönüştürmüştür. Keza -(X)p eki, Eski Türkçenin bütün çevrelerinde geçmiş zamanı işaretleyerek yüklemsel eylemlerin bir ögesi olmuştur. Bu makalede, anlamlandırmada kimi güçlüklerin görüldüğü Tuńukuk yazıtının 25-26. satırlarından hareketle, ilgili satırlarda –(X)p ekinin Türk dilinde baskın olan işlevinden farklı işlevler gösterdiği, benzer işlevin Eski Türkçenin diğer çevrelerinde de temsil edildiği ve Türk dilinin 13. yüzyıldan sonraki metinlerinde yaygınlaşan geçmiş zaman işlevinin kaynağı olduğuna dair elde edilen sonuçlar, ekin kullanılış şekilleri ve anlamları dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Bu çerçevede –(X)p ekinin Türk dilinin erken tarihli metinlerinden itibaren aynı zamanda geçmiş zaman eki olarak kullanılmaya başlandığı, üzerine şahıs zamirlerini almak suretiyle şahıslara göre çekimlendiği, 13. yüzyıldan sonra görülen –(X)p turur yapısının Eski Türkçeden sonra ortaya çıktığı gibi tespitler, metinlerden elde edilen tanıklar yardımıyla yorumlanmıştır.