5 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi
  • Eski Türkçe
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Kültegin Yazıtı’ndaki Bér- Tasvir Fiilinin Bir Anlamı Üzerine

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2020, Sayı 49 · Sayfa: 21-34 · DOI: 10.24155/tdk.2020.126
Türkçenin takip edebildiğimiz en eski dönemlerinden bu yana kullanılan tasvir fiilleri, zarf-fiil ekli bir esas fiil ile ona bağlı bir yardımcı fiilden kurulu yapılardır. Bu yapılarda, esas fiil anlamını korurken tasvir fiili, esas fiilin belirttiği oluş ve kılışın anlamını çeşitli yönlerden tamamlar. Eskiden beri sık kullanılan ve Türk lehçeleri arasında yapılan aktarmalarda en sık karıştırılan tasvir fiili {ber-/ver-} fiilidir. Orhon Yazıtları'ndan Türkiye Türkçesine yapılan aktarmalarda da görüldüğü üzere {-A bér-} tasvir fiili genellikle {-I ver-} tasvir fiiliyle karşılanmıştır. Ancak {-A bér- } ve {-I ver-} tasvir fiillerinin kökenleri farklı olduğu gibi anlamları da birbirinden farklıdır. Bu nedenle birbirinin eş değeri olarak kullanılmaları aktarma sorunlarına ve cümlelerin okuyucular tarafından yanlış ya da eksik anlaşılmasına neden olmaktadır. Çalışmamızda, bu sorunun giderilmesi için hem tarihî Türk lehçelerinden hem de bugünkü Türk lehçelerinden Türkiye Türkçesine yapılacak aktarmalarda {-A bér-} tasvir fiilinin tezlik anlamı dışında yarar kılınışı, irade dahilinde yapma, bitmişlik ve başlangıç kılınış/görünüş anlamlarının göz önünde bulundurulması gerektiği Kültegin Yazıtı'nda yer alan "Kişi oglınta üze eçüm apam Bumın Kagan, İstemi Kagan olurmış. Olurupan Türk bodunıŋ ilin, törüsin, tuta birmiş, iti birmiş" cümlesi örneğinde okuyucuların dikkatine sunulmuş, birbirinin yerine sıklıkla yanlış bir şekilde kullanılan {-A bér-}, {-p ber-}, {-I vér-} tasvir fiilleri anlamlarına göre tasnif edilmiştir.

Suvarṇaprabhāsa-Sūtra’nın Eski Uygurca ve Çince Çevirileri Üzerine Bir Değerlendirme (15. Bölüm 149-171. Satırlar Arası)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2020, Sayı 49 · Sayfa: 185-210 · DOI: 10.24155/tdk.2020.134
Bu çalışmada, Mahāyāna Budizmine (大乘佛教 Dàshèng Fójiào) ait bir sutra kitabı olan ve Yì Jìng tarafından Çinceye, Şingko Şeli Tutung tarafından Çinceden Eski Uygurcaya çevrilen Sanskritçe Suvarṇaprabhāsa- sūtra'nın, Eski Uygurca bilinen adıyla Altun Yaruk (Altın Işık) Sutrası'nın, sarasvati atl(ı)g t(e)ŋri kızı ötüg ötünmek "Sarasvati adlı tanrıça( nın) ricada bulunması (/arz edişi)" başlığını taşıyan 15. bölümünün 149-171. satırları arasında kalan parçaları ele alınmıştır. Özellikle bugüne kadar çeviri bilimi içerisinde tartışılagelen "verbum e verbu, sözcüğü sözcüğüne çeviri mi olmalı yoksa sensum exprimere de sensu, anlamın çevirisi mi olmalı?" soruları temelinde iki çeviri metin göz önüne alınmış ve karşılaştırmalı bir değerlendirmenin yapılması amaçlanmıştır. Bununla birlikte, Eski Uygurca metinde geçen toyın, nom ėligi vb. ile Çince metinde geçen 呪 zhòu, 菩提 pútí vb. gibi Budizmin temel kavramlarından bazılarının kısaca açıklanması ve bu örneklem temelinde Şingko Şeli Tutung'un çeviri tutumuyla ilgili bazı çıkarımlara ulaşılması da amaçlanmıştır. Burada öncelikle konuyla ilgili kuramsal bilgiler sunulmuştur. Ardından, çalışmada izlenen yol metin karşılaştırması olduğundan, Altun Yaruk'un 15. bölümünün 149-171. satırları arasındaki parçanın Eski Uygurca-Çince karşılaştırmalı çeviri metinleri ile Türkiye Türkçesine aktarmaları sırasıyla verilmiştir ve metinlerle ilgili açıklamalar yapılarak karşılaştırmalı değerlendirmenin sonuçları sunulmaya çalışılmıştır. Ayrıca araştırmacıların konuyla ilgili belgelere rahatça ulaşabilmesi için Turfanforschung Digitales Turfan-Archiv'den [Turfan Araştırmaları Dijital Turfan Arşivi] ve Radlov-Malov yayınından alınan fragmanlar, yazının sonunda bulunan ekler kısmında verilmiştir.

ESKİ VE ORTA TÜRKÇE METİNLERİNDE AD AKTARMASINA DAYALI KIYAFET ADLARI

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2019, Sayı 48 · Sayfa: 245-268 · DOI: 10.24155/tdk.2019.119
Nesneleri, kavramları, olayları ya da durumları adlandırmanın temelde iki yolu vardır. Bunlardan birincisi alıntı sözcükler kullanmak, diğeri ise dilde var olan sözcükleri kullanmaktır. Dilde var olan sözcükler; türetme, birleştirme ya da o sözcüklere yeni anlamlar yükleme yollarıyla herhangi bir varlığa ad olabilir. Sözcüklere yeni anlamlar yükleme söz konusu olduğunda ad aktarması ve deyim aktarması kavramları karşımıza çıkmaktadır. Türkiye dilcilik geleneğinde adaktarımı, düzdeğişmece, mecaz-ı mürsel, mürsel mecaz ya da metonimi terimleri ile karşılanan ad aktarması, "anlatılmak istenen kavram kullanılmadan, ilgili olduğu başka bir kavram aracılığıyla anlatılması" şeklinde tanımlanmaktadır. Türk dilinin söz varlığında aktarmaya dayalı hatırı sayılır miktarda adlandırma görülmektedir. Türkiye Türkçesinde bir organ adı olan boyun sözcüğünün "elbise yakası" anlamında kullanılması, Beştepe yer adının "Cumhurbaşkanlığı makamı" anlamında kullanılması akla gelen ilk örneklerdendir. Bu kapsamda kıyafet adlarında da önemli miktarda ad aktarması olayı görülmektedir. Türk dilinin değişik dönemlerinde kullanılan kıyafet adları leksik-semantik açıdan değerlendirildiğinde, bunların önemli bir kısmında ad aktarmasının etkili olduğu görülmektedir. Makalemizin konusunu, Eski ve Orta Türkçe dönemi metinlerindeki ad aktarmasına dayalı kıyafet adları oluşturmaktadır. Çalışmamız kapsamında Eski ve Orta Türkçe dönemlerine ait, içlerinde edebî ve öğretici nitelikte yazılmış metinlerle sözlükler bulunan yirmi dört metin taranmış; tarama sonucunda 41 kıyafet adında ad aktarması olayının etkili olduğu; aktarmanın gerçekleşmesinde kumaş-kıyafet, malzeme-ürün, nitelik-nesne, eylem-nesne, işlev-nesne ve parça-bütün ilgilerinin etkili olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.

 Kazak Türkçesinde Geçen Eski Türkçe Kelimeler (Old Turkish Words in Kazakh Turkic)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37 · Sayfa: 97-110
Kazaklar, 15. yüzyılın ikinci yarısında Altınordu Hanlığı'nın parçalanmasından sonra teşekkül etmiş olan bir Türk boyudur. Kazak Türkleri, Türk boylarının kuzey, yani Kıpçak koluna; Kazak Türkçesi de Kıpçak lehçe grubuna dâhil edilmektedir. Türk lehçeleri içerisinde en geniş sahada konuşulan Türk lehçesidir. Kazak Türkçesi bugün dağınık olarak Kazakistan, Doğu Türkistan, Özbekistan, Türkmenistan gibi bölgelerde yaşayan Kazaklar tarafından konuşulmaktadır. Bu çalışmada, Kenan Koç, Ayabek Bayniyazov ve Vehbi Başkapan'ın hazırlamış olduğu Kazak Türkçesi Türkiye Türkçesi Sözlüğü'nden hareketle günümüz Kazak Türkçesinde yaşayan Eski Türkçe kelimeler tespit edilmeye ve bu kelimelerin tarihsel süreçteki durumlarını gösterilmeye çalışılmıştır

 Kırgız Türkçesindeki Bazı Deyimleri Açıklamada Eski Türkçenin Yeri ya da Ara Arkaik Kelimeler

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37 · Sayfa: 91-96
Kalıplaşmış dil birliği olması sebebiyle deyimlerin yapısında buğün anlamı bilinmeyen kelimeler bulunmaktadır. Kırgız Türkçesinde bulunan deyimlerde de anlamı buğünlerde bilinmeyen ve tek başına kullanılmayan kelimelerin sayısı çoktur. Böyle kelimelerin anlamlarının tespiti deyimlerin iyi anlaşılmasında da önemlidir. Dolayısıyla bu kelimelerin anlamlarıın incelenmesi gerekmektedir. Makalemizde Kırgız Türkçesinde geçen deyimlerdeki bazı kelimelerin üzerinde durarak onların anlamlarını Eski Türkçe Dönemi'ne ait eserlerde bulunan kelimeler vasıtasıyla açıklamaya çalıştık