21 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dil Kurumu
  • Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi
  • Tatar Edebiyatı
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

İstanbul Mektupları (1912, İstanbul, Balkan Savaşı)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2020, Sayı 50 · Sayfa: 117-152 · DOI: 10.24155/tdk.2020.143
XX. yüzyıl Tatar edebiyatının ve tiyatrosunun önde gelen yazarı Galiesgar Kamal'in Balkan Savaşı günlerinde İstanbul'dan, Kazan'a yazdığı bu mektuplar, Yoldız gazetesinde yayımlanmıştır. 1906-1918 yılları boyunca Kazan'da çıkan Yoldız gazetesinin yayımcısı E. Maksudi, Yazı İşleri Müdürü G. Kamal'dır. Gazetede Abdullah Tukay, Mecit Gafuri ve Camal Velidi gibi ünlü Tatar yazarlarının makaleleri basılır. Çağdaş Tatar edebiyatının kurucularından Galiesgar Kamal, 6 Ocak 1879 tarihinde Kazan'da doğmuştur. Birkaç yıl okuduğu Osmaniye ve Halidiye medreselerinden sonra 1893-1900 yılları arasında Kazan'daki ünlü Muhammediye medresesinde eğitim alır, ancak aynı zamanda Rus okuluna da devam eder. G. Kamal, medreseyi bitirince halka kültür yaymak amacıyla 1901 yılında Megarif Kütüphanesi adlı kitap şirketini kurar ve 1905 Meşrutiyeti'ne kadar bu şirketi yönetir. Rusya'daki 1905 Meşrutiyeti G. Kamal'ın kültür alanındaki faaliyetinin ve edebî yaratıcılığının genişlemesi yolunu açar. Yazarın bundan sonraki gazetecilik faaliyeti başlıca Yoldız gazetesi çevresindedir. Kısa ayrılıkları saymazsak, 1917 Ekim Devrimi'ne kadar burada çalışır. Bunun yanı sıra 1908-1909 yıllarında Abdullah Tukay ile birlikte, yenilikçi görüşleri savunan Yeşin (Şimşek) adlı mizah dergisini çıkarmıştır. 1912 sonu ile 1913 başlarında birkaç ay İstanbul'da kalan G. Kamal'ın Türkiye'yi ne kadar yakından izlediğini yansıtan bu mektupları, dönemin tarihi bakımından ilgi çekici gözlemler içermektedir. Mektuplar, Tatar tiyatrosunun kurucusu, A. Tukay'ın yakın arkadaşı G. Kamal'ın duygu ve düşünce yapısında Türkiye'nin nasıl bir yer tuttuğunu da göstermektedir. Nitekim Molière ve Gogol'dan çeviriler yapan G. Kamal, Namık Kemal'in Zavallı Çocuk ve Abdülhak Hamid'in Duhter-i Hindu başlıklı eserlerini de çevirip yayımlamıştır. Yazarın İstanbul Mektupları ise, hem devrin günlük yaşantısını hem savaş yıllarının cephe gerisini yansıtmaktadır. G. Kamal, şehirdeki gelişmeleri yakından izleyerek haberler vermektedir: "Çatalca'ya asker gönderilmesi durduruldu. Oraya giden trenler sadece erzak ve silah taşımakla meşguldürler. Bugün gelen askerlerin neredeyse tamamı Gelibolu'ya gönderiliyor. Gelibolu'ya askerî olmayan kişiyi sokmuyorlar. Yolcular ancak Çanakkale'ye gidebiliyorlar. Hemen her gün İstanbul'a hacılar geliyor. Oteller ve hanelerin hepsi hacılarla dolu. Odessa'ya giden vapurlar hacıları seçe seçe alıyorlar. Hacıların neredeyse tamamı Türkistan, Kaşgar, İran ve diğer yerlerden gelen kişilerden ibaret."

KÖKLERİN PEŞİNDE BİR TATAR YAZAR: NURİHAN FETTAH

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2019, Sayı 48 · Sayfa: 139-156 · DOI: 10.24155/tdk.2019.114
XX. yüzyılın ortalarına doğru çağdaş Tatar edebiyatında Türk tarihine karşı bir ilgi uyanmıştır. Bu dönemin edebî eserlerinde Türk, özellikle de Tatar halkının gelenekleri, manevî hayatları ve harabeler altında kalan tarihleri öne çıkan konular arasında yer almaya başlamıştır. Tatar edebiyatında bu adımı ilk atanlar biri de Nurihan Fettah olmuştur. Çağdaş Tatar edebiyatının önemli isimleri arasında yer alan Nurihan Fettah, şiir, hikâye, povest (uzun hikâye), roman, tiyatro gibi farklı türlerde eserler kaleme almıştır. Yazarlık hayatını yaklaşık olarak 1950-1970 yılları arası ve sonrası olmak üzere iki dönemde inceleyebileceğimiz Nurihan Fettah, edebiyata küçük yaşlarda merak salmış ve kendisini bu alanda devamlı geliştirmiştir. İlk dönem eserlerini şiir, hikâye, tiyatro türlerinde kaleme alan Nurihan Yazar, 1970'li yıllardan sonra ise Tatar Türklerinin uzak geçmişine uzanmış ve ününe ün katacak olan tarihî romanlar yazmıştır. Çağdaş Tatar edebiyatında tarihî roman türüne öncülük eden Nurihan Fettah, kendisinden sonraki pek çok yazarı da bu bağlamda etkilemiştir. Nurihan Fettah, tarihî roman alanında yaptığı öncülük ve verdiği başarılı örneklerden ötürü 1994 yılında Abdullah Tukay ödülüne layık görülmüştür. Yazın hayatının olgunluk döneminde Türklerin derin köklerini araştıran Nurihan Fettah, ulaştığı sonuçlardan hareketle yazdığı romanlar dışında bilimsel eserler de vücuda getirmiştir. Bu çalışmada çağdaş Tatar edebiyatında önemli bir yere sahip Nurihan Fettah ve eserleri tanıtılmaya çalışılacaktır.

Yeni Dönem Tatar Edebiyatından Bir İsim: Gamil Afzal Ve Afzal’ın Tatar Şairlerine İthaf Ettiği Şiirleri (A Character from the Tatar Literature of New Era: Gamil Afzal and the Poems which He Dedicated to Tatar Poets)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 73-88
Gamil Afzal Tatar edebiyatının önde gelen isimlerinden birisidir. Şiir yazmaya Abdullah Tukay ve Hadi Taktaş'ın etkisinde kalarak başlayan şair, lirik, satirik ve mizahi şiirleriyle ön plana çıkar. Bu makalede Gamil Afzal'ın kısaca yaşam öyküsü- ne yer verilerek edebî şahsiyeti üzerinde durulmuş, aynı zamanda Tatar edebiyatının ünlü isimlerine ithaf ettiği şiirlerden örnekler verilmiştir. Abstract Gamil Afzal is one of the important names in Tatar literature. Afzal, who began writing poetry by the influence of Abdullah Tukay and Hadi Taktaş, comes into prominence with lyrical, satirical and humorous poems. In this article, his literal personality is mentioned, as well as the brief biography of Gamil Afzal. Also examples of his poems which dedicated to famous poets of Tatar literature are given.

Tatar Şairi Musa Celil ve Moabit Defterleri

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2013, Sayı 36 · Sayfa: 43-54
Şair, yazar, aktör ve aynı zamanda bir çevirmen olan Musa Celil, Sovyet devri Tatar edebiyatının en önemli simalarından biridir. 1906'da Orenburg'da başlayan hayatı 1944'te bir Alman esir kampında hazin bir şekilde son bulur. Musa Celil, kısacık ömrüne pek çok şey sığdırır; komsomol ve parti üyeliği gibi siyasi görevlerinin yanı sıra Tatar operası ve Tataristan Yazarlar Birliği gibi sanatsal ve kültürel oluşumlara da önemli katkılarda bulunur. Şiirden librettoya kadar oldukça geniş bir tür aralığında eserler veren Celil'in sanat hayatını taçlandıran eseri, tutsaklık yıllarında kaleme aldığı Moabit Defterleri'dir. Bu makalede, Musa Celil'in hayatından ve edebî şahsiyetinden söz edilecek ve Moabit Defterleri adlı külliyatı daha ayrıntılı ele alınacaktır

Tatar Edebiyatından Abdullah Tukay, Hesen Tufan Çizgisinde Bir Şair: Sibgat Hekim

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2013, Sayı 35 · Sayfa: 69-87
Sibgat Hekim XX. yüzyıl Tatar edebiyatının önde gelen isimlerinden birisidir. Makalede Sibgat Hekim, onun Tatar edebiyatındaki yeri, şiirleri, edebî kişiliği, şiirlerinde kullandığı dil üzerinde durulmuş ve şairin şiirlerinden örnekler verilmiştir. Sibgat Hekim, A. Tukay ve H. Tufan geleneklerini şiirlerinde devam ettiren bir şairdir. Ayrıca A. Tukay ve H. Tufan şiirlerinde sık sık başvurduğu temalardan olmuştur

EHMET FEYZİ’NİN “TUKAY” ROMANI

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2011, Sayı 32 · Sayfa: 61-67
Tatar edebiyatının en büyük isimlerinden birisi olan Abdullah Tukay ile ilgili pek çok çalışma yapılmıştır. Ancak bunların içerisinde E. Feyzi ayrı bir öneme sahiptir. E. Feyzi çalışmalarını büyük bir titizlikle yürütmüştür. Büyük hayranlık beslediği Tukay ile ilgili yaptığı diğer çalışmalar onun "Tukay" romanını yazması için bir zemin oluşturmuştur. E. Feyzi bütün gücünü vererek yarattığı bu romanla büyük şair Tukay'ı ebedîleştirmiş ve onu bütün dünyaya tanıtmıştır. Bu makalede E. Feyzi'nin Tukay romanını yaratma sürecinde yaptığı önemli çalışmalar, topladığı materyaller ve romanı yaratma süreci üzerinde durulmuştur.

TUKAY YILI VE GÖRKEMLİ KAZANIMLARI

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2011, Sayı 32 · Sayfa: 17-20
Abdullah Tukay, milleti için en gerekli sözü en gerektiği yerde söylemesini bilmiştir. Çok yönlü bir kişi olan Tukay, Tatar edebiyatının gelişimine etki etmiş, birçok yazar ve şairin örnek aldığı, hayranlık duyduğu bir şair olmuştur. 2011 yılı, Tataristan Başkanının kararı ile "Tukay Yılı" olarak ilan edilir ve bu büyük yankı uyandırır. Tukay'ın doğumunun 125. yıl dönümü gerçek bir kutlama havasında, büyük emekler verilerek hak ettiği şekilde kutlanır. Bu makalede "Tukay Yılı" çerçevesinde yapılan çalışmalar, Tukay'ın Tatar halkı için misyonu ve onun sanatı üzerinde durulmuştur

TATAR SANATINDA TUKAY’IN ŞİİRİ VE KİŞİLİĞİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2011, Sayı 32 · Sayfa: 21-28
Abdullah Tukay Tatar edebiyatının en büyük şairidir. Çok yönlü bir şair olarak hem yaşadığı dönemde hem de sonrasında edebiyata yön vermiş ve yol gösterici olmuştur. Bu makalede Tukay ve ulusal sanat türleri arasındaki münasebetler üç bölüm halinde analiz edilir: Tukay ve ulusal müzik; Tukay ve heykel-resim sanatı; Tukay ve Tatar tiyatrosu. Ayrıca Abdullah Tukay'ın tiyatro, müzik, heykel-resim sanatlarına katkısı ve bu sanatlara beslediği derin saygı vurgulanır. Tukay'ın bahsedilen sanat dallarıyla olan ilişkisi bu makalenin temelini oluşturur

A. TUKAY’IN ESERLERİNDE SEYAHATNAME TÜRÜ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2011, Sayı 32 · Sayfa: 75-81
Tatar edebiyatının büyük ismi Tukay, çok çeşitli türlerde eser vermiştir. Yazarın yapıtları arasında seyahatname türüne ilişkin yazıları da bulunmaktadır. Bu yazıda, "Kěçkěne seyehet" (Küçücük Bir Seyahat) (1911), "Miç başı kıyssası" (Ocak Başı Kıssası) (1912), "Kazanga kaytış" (Kazan'a Dönüş) (1912), " Mekale-i mahsusa" (Özel Makale) (1912) adlı eserlerinden yola çıkarak Tukayıın Kazan dışına yaptığı gezileri sırasındaki gözlem ve duygularını anlattığı seyahat notları üzerinde durulacaktır

“PĚÇEN BAZARI YAḪUD YAÑA KİSĚKBAŞ” MANZUMESİNDE NAZİRE VE TEMAŞA GÖSTERME GELENEKLERİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2011, Sayı 32 · Sayfa: 127-133
Abdullah Tukay, Tatar edebiyatının en güçlü mizah ve hiciv ustasıdır Onun bu yönlerini çok güçlü bir şekilde aksettiren eserlerinden biri de "Pěçen Bazarı Yaḫud Yaña Kisěkbaş" adlı manzumesidir. Bu makalede, anılan manzume, Tukay'ın edebî anlayışı çerçevesinde incelenmektedir