2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi
  • Son 10 yıl
  • matbuat
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Fatih Kerimî’nin “Sultan Aşkı” Adlı Eseri

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2024, Sayı 57 · Sayfa: 31-54 · DOI: 10.24155/tdk.2024.231
Tam Metin
20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden ve modern Tatar edebiyatının kurucusu Fatih Kerimî, Tatar toplumu içindeki faaliyetlerinin yanı sıra Osmanlı Devleti ile İdil Ural boyunda yaşayan Türk toplulukları arasında âdeta bir kültür elçisi gibi önemli bir fonksiyonu yerine getirmiştir. İstanbul’da tahsil almış, 1910-1912 yılları arasında Balkan Harbi’ni izlemek üzere Vakit gazetesi’nin savaş muhabiri olarak İstanbul’da bulunmuştur. Yazdıklarıyla ağırlıklı olarak toplumun kanayan yaralarına vurgu yapan Kerimî, Müslüman Türk toplumunun geri kalma nedenlerini sürekli sorgulamıştır. Asıl amacı eğitim faaliyetleri temelinde okumanın, bilhassa kız çocukları arasında, yaygınlaşmasını sağlamak olan Kerimî, bu amaçla İsmail Gaspıralı’nın uygulamaya koyduğu ve usulicedit adını verdiği modern okullarda görev almıştır. Hayatının tamamını cehaletle mücadeleye adayan Kerimî’nin eserleri bu doğrultuda modernleşme fikri üzerine inşa edilmiştir. İçinde bulunduğu toplumu çok iyi tanıyan ve iyi bir gözlemci olan Kerimî, insanlar üzerinde etkili olan ve onları olumsuz yönlendiren her kesimle mücadele etmeyi kendine millî bir vazife bilmiştir. Hareket noktasını eğitim meselesi oluşturan Kerimî, bu doğrultuda yazılar yazarak insanları uyarmayı amaçlamıştır. Kız çocuklarının okumasına karşı çıkılan eski usul eğitim sistemi karşısında duruşu ve düşünceleriyle kararlı bir mücadele vermiştir. Bu çalışmada ilk eserlerinde ağırlıklı olarak ele aldığı toplumsal sorunlardan ziyade daha bireysel konulara eğildiğini gördüğümüz Fatih Kerimî’nin 1908 yılında kaleme aldığı, bireyin iç dünyasının ve duygularının öne çıkarıldığı “Sultan Aşkı” adlı eseri incelenecektir.

Tatar Kitap Tarihi Hakkında

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 39 · Sayfa: 119-134
Uygarlık tarihinde büyük önem taşıyan kitap yayımı, yer aldığı milletin tarihi, medeniyeti, kültürü hakkında bilgi verir. Kitabın basımı, dağıtımı ve tirajı fiziksel bir faaliyetten çok daha fazlasını ifade etmektedir. Kitap tarihi de tam bu noktada önemli bir araştırma alanı olarak karşımıza çıkar. Türk dünyasında köklü kitap yayım geleneğine sahip olan Tatarların kitap tarihi de birçok yönden diğer milletlerin kitap yolcuğundan ayrı tutulmalıdır. Tatar kitaplarının üzerinde durulması gereken iki husus; çok dillilik ve zengin içeriktir. Yayıncılık ve matbuat faaliyetlerinin böylesine önemsendiği bir milletin köklü kitap tarihi de üniversitelerde araştırılması, üzerinde çalışılması ve bilim insanlarının yetiştirilmesi gereken bir araştırma alanı olmayı hak etmektedir. 1804 yılında Kazan'da kurulan matbaanın faaliyetler ile başlayan basma kitap geleneğinin Osmanlı kitap basma geleneğinden sonraki en güçlü kültür sahası olduğu unutulmamalıdır. Bu bağlamda basma kitaplar konusunda öncü olan Gabdělgaziz Bulaşov, Hemze Mamışev, Gali Rehmetullin, Korbangali İshakov, Yosıf Apanayev gibi isimler ve onların zor şartlara rağmen sürdürdükleri kültürel faaliyetler dahi araştırmayı hak etmektedir. Tatar kültürünün ilgi çekici alanı olan Tatar yayımcılık ve kitap tarihi üzerine odaklanan bu çalışma Sovyet öncesi ve sonrasında değişen yayın dengeleri, kitap tarihinin önemli noktaları, kitap basım ve satış rakamları hakkında bilgi vermektedir.