955 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Dil Kurumu 955
Yazarlar
- Nail Tan 29
- Mustafa Öner 15
- İbrahim Dilek 7
- Sinan Güzel 7
- Âdem Terzi 6
Anahtar Kelimeler
- Abdullah Tukay 26
- Tatar edebiyatı 19
- Azerbaycan edebiyatı 14
- Türk 12
- Altay 11
- şiir 11
- Turkish 10
- Bahtiyar Vahabzade 9
- edebiyat 9
- literature 9
KITABELI ERZURUM ÇEŞMELERI
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 345-370
Özet
Çeşmeler su mimarisinin en yaygın örnekleri olmalarının ötesinde, her dönemde Türk şehirlerinin en önemli öğeleri arasındadırlar. Osmanlı medeniyeti, mimarlık tarihinde su yapılarına önem veren toplumların başında gelir. Temizlik ve içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan çeşmeler, bir Osmanlı şehri olan Erzurum'un mimari dokusunda derin izler bırakmıştır. Erzurum'da otuz yedi tane kitabeli çeşme bulunmaktadır. Kitabeli çeşmelerin tümü Osmanlı dönemine ait olup, genellikle XVIIXIX. yüzyıl yapılarıdır. Erzurum Çeşme kitabelerinde genellikle "Sahib-ül hayrat vel-hasenat" hayır sahibi ibaresi ile başlanılmıştır. Çeşmeyi yaptıranların isimleri yazılarak dua ile anılmışlardır. Kitabeler Osmanlıca ve Arapça yazılmış, bazı kitabelerde Farsça ibareler de kullanılmıştır. Bazı çeşme kitabelerinde tarih "Ebced hesabı" ile yazılmıştır. Kitabeler genellikle mermer üzerine "Sülüs" ve "Talik" hatla yazılmışlardır. Çeşmeler de birer vakıf eseri olarak yapılmışlardır. Erzurum'un ve hatta Anadolu'nun en önemli çeşmelerinden biri Hacı Mehmed Ağa çeşmesidir. Üzerinde Vakfiye özeti bulunan tek çeşme örneğidir. Çeşmeler, kendileri küçük ancak hizmetleri son derece büyük yapılardır.
AZERBAYCAN ÂŞIK EDEBIYATI TARIHINI ÖNEMLI ÖLÇÜDE DEĞIŞTIREN BIR KITAP: DOĞRU YANLIŞ SEÇILIR HAKK’IN DIVANINDA
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 413-417
Özet
2017 yılında Bakü'de Azerbaycan âşık edebiyatını (Azerbaycan'da âşık sanatı/aşıq seneti deniliyor) önemli ölçüde değiştiren, altı değerli âşığın hayatıyla ilgili bilgileri yeniden gündeme getiren bir inceleme yayımlandı: Nazir Ehmedli, Haqq Nahaqq Seçiler Haqq Divanında/Doğru Yanlış Seçilir Hakk'ın Divanında, Bakü 2017, 288 s. Bilimsel sorumlusu/ilmî redaktörü Akademik Nizami Caferov, inceleyip olumlu rapor yazan bilim adamı ise Azerbaycan Millî İlimler Akademisi (AMEA) Folklor Enstitüsü Şube Müdürü Halk Bilimci Ali Şamil'dir.
ÖZBEKISTAN’DA İKI KUTLAMA VE ULUSLARARASI BIR SEMPOZYUM
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 419-423
Özet
Ortaçağda Özbekistan medreselerinde Orta Asya ve dünya bilim tarihini önemli ölçüde etkileyen bilim adamları yetişmiş, bu bilim adamları yetiştikleri medreselerde ders vermişlerdir. Ne yazık ki, bu gelişme yeni ve yakın çağda sürdürülememiş, Avrupa bilim ve tekniğinin gölgesinde kalmıştır. O hâlde, medreselerin yerini alan üniversitelerin üzerlerine düşen görevi yerlerine getirip tekrar İslam dünyasının bilim ve uygarlığın merkezi olmasını sağlamaları gerekir.
KIRGIZCA-TÜRKÇE SÖZLÜK
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 409-412
Özet
Kırgız Türklerinde sözlük çalışmaları ise yazıya oldukça geç bir dönemde geçmiş olmalarından dolayı, yakın dönemde başlamıştır. İlk sözlük çalışması Sovyetler Birliği döneminde, Türkolog Konstantin Kuzmiç Yudahin tarafından yapılmıştır. Yudahin'in standart Kırgız Türkçesinin oluşturulmasında önemli bir yere sahip olan "Kirgizsko-Russkiy Slovar"dan (Kırgızca-Rusça Sözlük) sonra Kırgız araştırmacılar tarafından pek çok sözlük çalışması yapılmıştır.
PROF. DR. KADIR KADIRZADE
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 429-430
Özet
Azerbaycan'ın tanınmış bilim insanlarından, Azerbaycan Millî İlimler Akademisinin (AMEA) Muhabir/Haberleşme Üyesi Prof. Dr. Kadir Kadirzade ikâmet ettiği Nahçıvan'da 8 Mart 2018 Perşembe günü hayata gözlerini yumdu. Cenazesi, ertesi gün dinî törenin ardından doğduğu Nahçıvan'ın Babek ilçesi Cehri köyünün mezarlığında toprağa verildi.
İSMAIL AHMEDOV ÇAVUŞEV
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 425-428
Özet
Bulgaristan Türk edebiyatının önemli şair ve yazarlarından İsmail Ahmet/ Ahmedov Çavuşev/Çavuş, 29 Eylül 2017 tarihinde Sofya'da hayata gözlerini yumdu. Cenazesi, 2 Ekim 2017 günü dinî törenin ardından Bankya Mezarlığı'nda toprağa verildi.
VIII. Türk Dili Kurultayı Yapıldı
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 44 · Sayfa: 419-421
Özet
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumuna bağlı Türk Dil Kurumu tarafından düzenlenen VIII. Türk Dili Kurultayı 22-26 Mayıs 2017 tarihinde Ankara'da Başkent Öğretmenevinde yapıldı.
Teleütlerin Tasavvuruna Göre Ruh ve Özellikleri
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 44 · Sayfa: 19-34
Özet
Teleütlerin çoğunluğu Kamlık (Şamanizm) inancına mensuptur ve inanışlarına göre insan ruhu yedi özelliğe sahiptir: Kut, yula, tın, üzüt, süne, sür ve yel-salkın. "Kut", iki şekilde anlaşılır: İnsanın varlığının başladığı döllenmiş yumurta (embriyo) ve insanın var oluşunu destekleyen güçtür. Teleütlerde çocuğun doğumunu 'kut'un gelişi, çocuk olmamasını da 'kut'un olmaması şeklinde açıklanmaktadır. "Tın", insan, sığır, yabani hayvan, kuşlar, sürüngenler, ot ve ormana has olan ruhsal bir varlıktır. İnsanla ilgili "tın" farklı şekillerde anlaşılır. Ölüm sırasında "tın" insandan çıkmaktadır. İnsan öldükten sonra insanın kötü işleri için "tın" ıstıraba dönüşür. "Sür", bir nesnenin suretidir. Şaman tefi üzerindeki resim, portre ve fotoğrafı Teleütler "sür" diye adlandırırlar. İnsanın ve sığırın böyle sureti vardır. Sığırın 'sür'ü ölüm esnasında ayrılır ve ahirete yerleşir. "Üzüt", sadece bir kişiye özgü olan ölüm sonrası var oluştur. Kişinin ölümünden sonra ölenin 'üzüt'ü mezarlıkta kırk güne kadar yaşar. Bazen eve gelir ve varlığını evdekilere hissettirir. "Süne", insanın ruhudur ve ölüm esnasında bedenden ayrılır, gömülene kadar ölen kişinin evinde kalır. 'Süne'nin varlığı sayesinde ceset, kendi etrafında olup bitenleri duymaya ve anlamaya devam eder. Bunun temelinde akrabalarının üzüntüleri ve ölen kişi için söyleyecekleri iyi şeyleri öğrenmek vardır. İyi insan, hava gibi varlık olan 'yel-salkın'a dönüşür ve ahiretteki Kündüs-Kan'ın dünyasında yaşar. İyi insanların ahiretteki yaşamları bu dünyada yaşayan insanların yaşamına benzemektedir. Bu onların cennetidir. Teleütlerin dinî şuurları ölmüş kan bağı akrabalarının şamanlar ve kadın şamanların adlarıyla yakından ilişkili içinde olup her boy kendi kan bağı atalarını sayar
Nâbî’nin “Hayriyye”sinde Aile
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 44 · Sayfa: 57-82
Özet
Urfalı Yûsuf Nâbî, hikemî tarzın öncüsü olan 17. yüzyıl Osmanlı sahası divan şairidir. Nâbî, hamisi Mustafa Paşa'nın ölümünden sonra henüz bilinmeyen sebeplerle İstanbul'dan uzaklaşıp Halep'e yerleşmiş, burada yaşadığı dönemlerde sekiz yaşındaki oğlu Ebu'l-Hayr için divan edebiyatının önde gelen pend-name örneklerinden biri olan "Hayri-name" -ya da halk arasında bilinen ismiyle "Hayriye"- adlı eserini kaleme almıştır. Söz konusu eser, sekiz yaşındaki bir çocuğun anlayabileceği üsluptan ve içerikten oldukça uzak, sosyal ve siyasal eleştiriler barındıran bir kitaptır. Mesnevide oğluna, hayatta karşılaşacağı hemen her konuda öğütler veren Nâbî, aile konusunda da tavsiyelerde bulunmuş; evlilik, eş seçimi, aile hayatı, cariye ve çocuk sahibi olmak gibi meselelere oldukça geniş bir yer ayırmıştır. Makalemizde Nâbî'nin aile ile ilgili fikirlerini tespit ve tahlil etmeyi amaçladık. Ulaşacağımız sonuçların 17. Yüzyıl Osmanlısında Müslüman aile yapısını tespit etmede küçük de olsa bir katkı sağlayacağı kanaatindeyiz. Makale boyunca "Hayriye" adlı mesnevinin fikir yönünü inceleyip estetik boyutlarına değinmekten olabildiğince kaçınacağız. Nâbî'nin aile konusunda ne düşündüğünü tespit etmek için metinden ilgili beyitleri fişleyip gruplandıracak, her gruptaki beyti tek tek inceleyip genel bir sonuca ulaşmaya çalışacağız. Çalışmamız boyunca daima iki soruyu göz önünde bulunduracağız: Nâbî bu konuda "ne" düşünüyor? Nâbî bu konuda "neden" böyle düşünüyor? Makalemizde Nâbî'nin fikirleri temel olarak üç başlık altında incelenecektir: 1) Evlilik, 2) Neslin Devamı, 3) Aile Fertleri.
Bahtiyar Vahabzade’nin 1980’li Yıllarda Yazdığı Edebî Tenkitler
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 44 · Sayfa: 95-106
Özet
Bahtiyar Vahabzade Azerbaycan'da millî uyanışın ve bağımsızlık fikrinin güçlenmeye başladığı 1980'li yıllarda çeşitli gazete ve dergilerde edebî tenkitlerde bulunmuştur. Kaleme aldığı bu yazılarla Azerbaycan edebiyatında millî uyanışa rehberlik etmiştir. Vahabzade, edebiyatçının mutlaka sosyal sorumluluk sahibi olması gerektiğini belirtmiş, yazdıklarıyla toplumun sorunlarına ayna tutarak bunların çözümüne katkıda bulunması gerektiğini ifade etmiştir. Vahabzade gelenek ve yenilik konusuna da temas etmiş, gelenekten faydalanmanın yanında yeniliğin önemine de değinmiştir. Ona göre bir edebiyatçının kendini tekrardan kurtarması ve günümüz okuyucusu ile buluşabilmesi yenilik arayışları ile mümkündür. Vahabzade, fikir ve ideoloji için şekilden feragatte bulunmaya karşıdır. Bununla birlikte edebiyatın sadece şekil ve estetik üzerine kurulmasını, fikrin önemsenmemesini de tenkit etmiştir. Vahabzade bütün yazı hayatı boyunca üzerinde hassaslıkla durduğu ana dil konusuna bu dönemde de değinmiş, Azerbaycan Türkçesinin doğru ve etkili kullanılması gerektiğini ifade etmiştir. Vahabzade edebî eserlerde, matbuatta, radyo ve televizyon yayınlarında doğal dilden uzak, yapmacık bir dilin kullanılmasına karşıdır. Ona göre edebî dil halkın konuştuğu Azerbaycan Türkçesi olmalıdır.