955 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Dil Kurumu 955
Yazarlar
- Nail Tan 29
- Mustafa Öner 15
- İbrahim Dilek 7
- Sinan Güzel 7
- Âdem Terzi 6
Anahtar Kelimeler
- Abdullah Tukay 26
- Tatar edebiyatı 19
- Azerbaycan edebiyatı 14
- Türk 12
- Altay 11
- şiir 11
- Turkish 10
- Bahtiyar Vahabzade 9
- edebiyat 9
- literature 9
UNESCO 2017 Molla Penah Vâgif Yılı’nın Azerbaycan’da İlk Önemli Eseri
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 44 · Sayfa: 403-413
Özet
3-18 Kasım 2015 tarihleri arasında Paris'te toplanan UNESCO (BM Eğitim Bilim ve Kültür Teşkilatı) 38. Genel Konferansı'nda alınan karar çerçevesinde, Azerbaycan'ın önemli şairlerinden Molla Penah Vâgif (1717-1797), doğumunun 300. yıl dönümü dolayısıyla "UNESCO 2016-17 Ünlü Şahsiyetler-Önemli Olaylar Takvimi"ne alınmıştır.
Türk Dünyası Atasözü Araştırmalarına Katkılar: “Karşılaştırmalı Türkmen Atasözleri, Kazak Atasözleri”
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 44 · Sayfa: 399-401
Özet
Türk dünyası atasözü araştırmalarına katkı sağlayacak Karşılaştırmalı Türkmen Atasözleri ve Kazak Atasözleri adlı kitaplar Türk Dil Kurumu yayınları arasındaki yerini aldı.
ÜYGE TABA’DA KAHRAMAN ARKETİPİ
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 171-205
Özet
Tatarların teşkilatlanması ve birleşmesi, ulusal kurtuluş hareketi, Müslüman Türk halklarının bilinçlenmesi ideali için yürüttüğü gazetecilik, dergicilik ve politik faaliyetleriyle tanınan ve hikâye, tiyatro ve roman türünde eserler veren Muhammed Ayaz İshakî İdilli (1878 Kazan-1954 İstanbul) milliyetçi-Türkçü bir aydındır. Çarlık Rusya tarafından pek çok kez tutuklanıp hapsedilmiş, sürgüne gönderilmiş ve uzun yıllar yurt dışında yaşamak zorunda kalmıştır. Eserleri arasında özellikle "Tilenci Kız" (1907), "Mulla Babay" (1913), "Soldat" (1980), "Uluğ Muhammed" (1947), "Tatarın Kızı", "Üyge Taba" (1922) romanlarında ve "Dulkın İçinde" (1937) adlı oyununda Tatarların "kurtuluş"u ve Türk halklarının birliği idealini yansıtır. Üyge Taba romanı yirmi sekiz yıl boyunca Rus ordusunda görev yaparak miralaylığa kadar yükselmiş olan Kazan Türkü Temür Ali'nin Birinci Dünya Savaşı sırasında Türklere karşı savaşması ile başlayan ikilemini, Rus Kazaklarını Azerbaycan ile Osmanlı arasındaki bölgeye yerleştirerek iki kardeş ülke arasındaki irtibatı kesme görevini yerine getirmeyip askerleriyle birlikte Türk tarafına geçişini anlatır. Sözlü anlatmalardan miras kalan "kahramanın erginleşmesi motifi" ve "arayış yolculuğu kalıbı" "Üyge Taba"da açıkça görülür. Romanın hemen başında huzursuzluktan uyuyamayan ve bu huzursuzluğu zamanla manevi bir uyanışa dönüşen Temür Ali'nin geçirdiği değişim ve olgunlaşma, kaderin ve ruhani gerçeğe yürüyüşün sembolü olan "yol" kavramını vurgulayan eserin adıyla birleştiğinde "kahraman arketipi" açık bir şekilde belirginleşir. "Eve Doğru" adı, fiziksel ve ruhsal bir yolculuğa işaret ederken, destanlardaki kahramanın eve dönüşünü de sembolize eder. Kaybedilen ülkenin yeniden kazanılması, romanda kaybedilen Türklüğün bulunmasına, manen bağlı olunan ülkeye, yani Türkiye'ye zorlu bir yolculuk sonucunda kavuşmaya dönüşür. Bu makalede ancak uzun hikâye sayılabilecek büyüklükteki "Üyge Taba" romanının biçim ve içerik yapısının epik türün yapısı ve içeriği ile karşılaştırması yapılacak, eserde "kahraman arketipinin" özellikleri gösterilecektir.
TÜRK DÜNYASINDA DEYİM BİLİMİ ÇALIŞMALARI
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 107-124
Özet
Bu makalede genel olarak deyim bilimiyle ilgili Türkoloji sahasında yapılan çalışmalar ele alınmıştır. Deyimler, bütün dillerde olduğu gibi Türk lehçelerinde de "az sözle çok anlam ifade etmenin" dil bilimsel birimidir. Türk dünyasında deyim bilimi dil biliminin ayrı bir dalı olarak 1940'lı yıllardan itibaren incelenmeye başlanmıştır. Türkolojide deyimler üzerine yapılan ilk çalışmalar genel olarak deyimlerin tanımı, açıklaması, sınıflandırılması ile ilgili başlamıştır. Bu çalışma ise daha sonra deyimlerin iç gruplarını belirleme, sınıflandırma, anlam gruplarlarına göre çözümleme konularına odaklanmaktadır. Deyimler kuramı üzerine Türkolojide yapılan ilk çalışmalar S. Amanjolov, İ. Kenesbayev, Ş. Rahmatullayev, A. Bayramov, A. Dolganov vd. bilim insanlarınca yürütülmüştür. Deyim ve deyim bilimi ile ilgili Türkiye'de yapılan çalış- malar da incelememizde ale alınmıştır. Çağdaş Türkolojide deyim tanımı ve deyim biliminin araştırma alanlarıyla ilgili hâlâ ortak bir görüş yoktur. Ancak, deyim ve deyim tanımıyla ilgili söz konusu farklı görüşleri genel olarak iki gruba indirgemek mümkündür. Aynı şekilde deyim biliminin araştırma objesi de farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Bazı dil bilimciler deyim biliminin inceleme objesi olarak sadece kalıplaşmış kelimeler grubunu ele alırken, bazıları da dildeki kelime gruplarını ele almaktadırlar. Bu da kendi başına kapsamlı bir incelenmeyi gerektirmektedir. İlk görüşü savunan deyim bilimciler arasında da henüz ortak bir görüş sağlanmış olmadığını da vurgulamamamız gerekir. Bazı bilim adamları deyim bilimini yalnızca sabit kelime birleşimleri olarak diğerleri ise dilin sözcüklerinin herhangi bir birleşimi şeklinde ele almaktadırlar. Görüldüğü gibi, deyim bilimi, dil biliminin ayrı bir dalı olarak henüz "kapalı gelişme devrindedir", yani, söz konusu deyimler ve deyim bilimi konusunda Türkolojide ele alınması gereken konuların henüz kapsamlı biçimde ele alınmadığı ve kuramsal çalışmaların hâlâ eksik olduğu görülmektedir.
TÜRKİYE TÜRKÇESİ VE HORASAN TÜRKÇESİNİN BOCNURD AĞZINDA “VE” ANLAMINDA SIRALAMANIN GÖRÜNÜMÜ
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 87-105
Özet
Türkçenin tarihsel dönemleri ile bugünkü alanlarında sözcük ve cümlelerin "ve" anlamında sıralanma yollarının farklılık arz ettiği gözlemlenmektedir. Geniş bir alana yayılmış olan Türkçede bu farklılığı şekillendiren sebeplerden birisi de dil ilişkileri olmuştur. Türkçede farklı yönlerde gerçekleşen dil ilişkilerine bağlı olarak değişmenin görünümünü biçim bilgisi, sözcük ve söz dizimi düzlemlerinde izlemek mümkündür. Türkçede sıralama için kullanılan unsurların başında "ve, u" ile bunların değiş- keleri gelmektedir. Bu unsurlar, Türkçenin dönemlerinde İslam medeniyeti dairesine girildikten sonra görülmeye başlamıştır. Bugün Türkçenin başka kollarında olduğu gibi Türkiye Türkçesi ve Horasan Türkçesinin Bocnurd ağzında da geniş ölçüde işletilmektedir. Türkçede ayrıca {-p}'li zarf-fiil de "ve" anlamında sıralamada kullanılmaktadır. {-p}'li zarf-fiilin iki ayrı fiili sıralamada kullanılması, Türkçenin ilk yazılı kaynaklarından beri yaygın olarak görülen özelliklerindendir. Bocnurd ağzında {-p}'li zarf-fiilin sıralama işlevinde kullanılma özelliği Farsçanın etkisi sonucunda çekilmiş durumdadır. Burada {-p} ile sıralanan yapılar yerine, Farsçadan alınan mekanizmalar geliştirilmiştir. {-p}'li zarf-fiiller, Bocnurd ağzında yerini birbiri ardına sıralanmış basit ana cümlelere bırakmıştır. Ana cümleler, "u ~ yu" bağlayıcılarıyla veya bu bağlayıcı sözcükler olmadan sıralanmaktadır
TÖLÖGÖN KASIMBEKOV’UN “İNSAN OLMAK İSTİYORUM” ÖYKÜSÜNÜN YAPI VE İZLEK YÖNTEMİYLE İNCELENMESİ
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 65-86
Özet
Kırgız edebiyatının tarihî roman denilince ilk akla gelen isimlerden olan Tölögön Kasımbekov'un yazın hayatına başladığı öyküleri ve öykücü kişiliği onun romancı kişiliğinin gölgesinde kalmıştır. Ancak öyküleri üzerinde çıkarımlar yapıldığında yazarın bu yönünün de dikkat çekici olduğu görülür. Öykülerini daha çok gençlik dö- neminde yazarak yazarlığa ısınan Kasımbekov'un kendi deneyimsel belleğinin ürünü olan "İnsan Olmak İstiyorum" öyküsü bireyleşme anlamında önemli dersler veren bir yapıdadır. Kurgusal ve anlamsal bakımdan işlenmiş bir öykü olan "İnsan Olmak İstiyorum", zamanın ruhunu yansıtmada da ilgi çekicidir. Povest türünde kaleme alınan öykü, Asıl adlı gencin babasının ya da toplumun önüne koyduğu hayatı yaşama zorunluluğunu, kendilik değerlerini keşfederek ötelemesi ve kendi doğrularının peşinden gitmesi üzerine kurgulanmıştır. Sovyetler Birliği dönemine de ışık tutan öykü, Kırgız gençlerinin gelecek algısını şekillendiren dış etkenleri yansıtıcı yönüyle de önemlidir. "Yapı ve izlek" başlığı etrafında değerlendirecek olan öyküde, Asıl'ın farkındalık serüveni yanında dönemin zihniyeti de zaman, bakış açısı ve anlatıcı, mekân, olay örgüsü ve izleksel yönden irdelenmelere yer verilerek çalışma oluşturulmuştur
ORTA TÜRKÇEDE “ESKİ” VE “YENİ” SÖZCÜKLERİ
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 55-64
Özet
Türkçe, çok eski devirlerden beri devam eden zengin söz varlığıyla her yönden yetkin ve güçlü bir dildir. Fakat Türkçenin söz varlığı tam olarak ele alınıp değerlendirilmiş değildir. Türk dilinin tarihsel sürecinde Orta Türkçe döneminin önemli bir yeri vardır. Bu dönemde Türk dili araştırmalarına kaynaklık eden birçok eser meydana getirilmiştir. Anlam bilimi, dili art zamanlı ve eş zamanlı yöntemleri kullanarak anlam yönünden inceleyen bilim dalıdır. Anlam genişlemesi, anlam daralması, başka anlama geçiş, anlam iyileşmesi, güzelleşmesi, kötüleşmesi bu bilim dalının çalışma alanlarından yalnızca birkaçını oluşturmaktadır. Anlam bilimi ile ilgili hem eş zamanlı hem de art zamanlı biçimde incelenmesi gereken birçok sorun bulunmaktadır. Anlam değişmesi, bir sözcüğün zamanla farklı bir kavramı anlatır duruma gelmesi ya da önceki anlam alanını daraltması veya genişletmesi olarak tanımlanabilir. Türkçenin gelişim alanlarındaki dil incelemelerinde söz varlığı üzerinde yapılan çalışmalar önemli bir yere sahiptir. Bu döneme ait eserlerde "eski" ve "yeni" sözcükleri birçok örnek cümlede kullanılmıştır. Fakat bu sözcüklerin kökeni ve anlamı hakkında kesin bir açıklama bulunmamaktadır. Bu makalede, Orta Türkçe dönemi eserlerinde geçen "eski" ve "yeni" sözcüklerinin kökeni ve anlamları incelenecektir.
ТҮРКІ МИФОЛОГИЯСЫ: ТИПОЛОГИЯЛЫҚ СИПАТЫ, ОРТАҚ МОТИВТЕР ЖӘНЕ КЕЙІПКЕРЛЕР
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 25-43
Özet
Bu makalede Türk mitolojisinin özelliklerinden ve doğasından söz edilecek, Türk dünya anlayışının ana kaynağı olan mitlerin dünya halklarının efsaneleriyle benzerliği ve bilgi açısından farklılıkları karşılaştırılacaktır. Türk mitolojisindeki doğa ve insanın, gökyüzü ile ilişkisi hakkında eski kavramlar sistemi makalede ele alınmıştır. Ayrıca, ölü ruhların göçebe halkların manevi dünyasındaki önemi ünlü bilim adamlarının görüşlerine dayanarak anlatılmıştır. Eski Türk mitolojisinin kültürel tanımdaki rolü de makalede ele alınmıştır. Bununla birlikte, insanların dünya algısı bakımından Türk ve Kelt mitolojisindeki benzerlikler incelenecektir. Giperboreilikler olarak tanınan söz konusu halkların "varvarlar" olarak tarihte yer alıp bütün kıtadaki kültürün yaratıcıları oldukları aşikârdır. Birçok Avrupa halkının kültürel tarihinde yeri olan Keltler ile Türklük maneviyatının arasındaki ilişkinin tarihin çok derinliklerinden başladığı bellidir. Türk mitolojisinin dünya mitolojisiyle olan benzerliği, yakınlığı, özellikle Kelt mitleriyle benzerliği, söz konusu halkların kültürel olarak yakınlığını bildirmektedir. Karşılaştırmalı metod sayesinde incelemeler yapılmış ve sonuçları verilmiştir.
TÜRK KÜLTÜRÜNDE “SELAMLAŞMA” VE “VEDALAŞMA” HAKKINDA GENEL BİR DEĞERLENDİRME
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 125-146
Özet
"Selamlaşma" ve "vedalaşma" eylemlerinin, Türk kültürünün eski çağlarından günümüze kadar nasıl gerçekleştirilmiş olduğu konusu ele alınmıştır. Bu kapsamda öncelikle, günümüzde selamlaşma ve vedalaşma amacıyla yaygın olarak kullanılan söz ve davranış kalıpları üzerinde durulmuştur. Ardından, Türk dili ve kültürü tarihi üzerinde çalışan araştırmacıların konuyla ilgili ortaya koyduğu bilgiler aktarılmış ve bunların değerlendirmesi yapılmıştır. Çalışmanın devamında, günümüzde Türk dünyasının farklı coğrafi bölgelerinde yaşayan Türk boyları arasında tarihî süreçte selamlaşma ve vedalaşma süreçlerinde kullanılan sözcük ve ifadeler, köken özellikleri dikkate alınarak belirli gruplara ayrılmış ve bu gruplar altında incelenmiştir. Ortaya konulan tüm bu verilerden hareketle, Türk kültüründe selamlaşma ve vedalaşma eylemlerinin hangi sözcük, ifade ve davranış kalıplarıyla gerçekleştirildiği konusunda ulaşılan sonuçlar paylaşılmıştır. Çalışmanın sonuna, Türk boyları arasında selamlaşma ve vedalaşma işlevinde kullanılan ifadelerin karşılaştırmalı olarak izlenebilmesi için, selamlaşma ve vedalaşma ile ilgili sözcük ve ifadeleri gösteren bir tablo eklenmiştir.
СЕМАНТИЧЕСКИЙ АНАЛИЗ АПЕЛЛЯТИВНОЙ ЛЕКСИ- КИ ТОПОНИМОВ В ОРХОНО-ЕНИСЕЙСКИХ ПИСЬМЕН- НЫХ ПАМЯТНИКАХ
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 147-169
Özet
Bu makalede Eski Türk dönemindeki coğrafi mekânların adlandırılmasının temel prensipleri tartışılmaktadır. Orhun Yenisey Yazıtları'ndaki yer adlarının oluşmasında aplyatifler önemli bir rol oynamaktadır. Eski Türk yazıtlarındaki apelyatiflerin zengin söz varlığına sahip olması sebebiyle geniş bir alanı tanımlayabilmiştir. Bu söz zenginliği Eski Türk döneminde doğa ve insan tarafından oluşturulmuş coğrafi objeleri sınıflandırmamıza imkân vermektedir. Semantik içeriğe göre Eski Türk yer, su adlarının apelyatiflerini şöyle sınıflandırabiliriz: a) hidronim apelyatifleri, b) oronim apelyatifleri, c) dromonim apelyatifleri, d) horonim apelyatifleri e) oykonim apelyatifleri f) doğal oluşumların apelyatifleri. Eski Türk dönemindeki apelyatiflerin sınıflandırılması ve semantik analizi, kelimelerin semantik ve etimolojik açıdan incelenmesini sağlamıştır.