955 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Dil Kurumu 955
Yazarlar
- Nail Tan 29
- Mustafa Öner 15
- İbrahim Dilek 7
- Sinan Güzel 7
- Âdem Terzi 6
Anahtar Kelimeler
- Abdullah Tukay 26
- Tatar edebiyatı 19
- Azerbaycan edebiyatı 14
- Türk 12
- Altay 11
- şiir 11
- Turkish 10
- Bahtiyar Vahabzade 9
- edebiyat 9
- literature 9
Hayran Hanım Dünbüli’nin Türkçe Şiirlerinde Arkaizmler (Archaism in Turkish Poems of Hayran Khanim Dunbuli)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 49-61
Özet
XVIII. yüzyıl sonları ve XIX. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Hayran Hanım Dünbüli'nin (1780-1850) eserlerinde kullandığı bazı Türkçe sözcükler özellikle dikkati çekmektedir. Bu kelimelerin bir kısmı eskicillik açısından dil bilimsel bir ifade ile "arkaizmler" kapsamına girebilen türdendir. Söz konusu arkaizmlerin bir kısmı dönemin İran ve Azerbaycan sahası edebî metinlerde görülmeyen ender örneklerdir. Makalemizde Hayran Hanım'ın Türkçe şiirlerinde kullanmış olduğu arkaizmler tespit edilerek teker teker ele alınmaktadır.Abstract Hayran Khanim Dunbuli (1780-1850), who lived at the end of the 18th and at the first half of the 19th century, draws attention by the usage of some Turkish words in her works. These words are from the type that can be described by the linguistical phrase "archaisms", because of its agedness. Some of these archaisms are rare examples that can't be seen in the literary texts of Iran and Azerbaijan. In our article, these archaisms that Hayran Hanım used in her Turkish poetry are detected and dealt with particular attention.
Manas Destanı'nda “Bark” Kelimesi ve Eski Türk Mezar Geleneği (The Word “Bark” and Ancient Turk Tomb Tradition in Manas Epic)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 173-191
Özet
Türk dünyasının bin senelik destan geleneğini, tarihini, kültürünü ve dünya görüşünü kendi içinde barındıran Manas Destanı'nda, bugünlerde çağdaş Türk lehçelerinde kullanılmayan birçok kelime geçmektedir. Bu kelimelerden birisi bark kelimesidir. Köktürk harfli yazıtlarda türbe, ve ev anlamlarında kullanılan söz konusu kelime Manas Destanı'nın söylendiği Kırgız Türkçesinde hiç görülmez. Ancak, geçmiş asırların kültürünü, inancını mısralarında korumuş olan Manas Destanı'nda bark kelimesi 'Söögümdü kömsün barkı cok "(Cesedimi gömsün türbesi yok)" ve "Atakemdin ölügün, Kirgizem - dep barıkka (Babacığımın cesedini, Giyireceğim diye türbeye)" gibi mısralarda Orhun Yazıtları'ndaki anlamda, yani "türbe, mezarlık" anlamında geçmektedir. Eski Türkçedeki bir kelimenin Kırgız Türkçesinde hiç kullanılmayıp, sadece Manas Destanı'nda geçmesi bu destanda anlatılan Eski Türk kültürü ile ilişkilidir. Gerçekten de söz konusu destanda tasvir edilen mezarlıklar, türbeler ile Eski Türk türbeleri ve mezarlıkları arasında çok ilginç benzerlikler bulunmaktadır. Örneğin, destanda Manas'ın heykeli yaptırılmaktadır. Bildiğimiz gibi Köl Tigin, Bilge Kağan gibi Eski Türk kağanlarının, devlet adamlarının mezarlıklarında da insan heykelleri bulunmuştur. Manas'ın türbesine onun katıldıkları savaş sahneleri resmedilmektedir. Türbeye resimler yapmak Eski Türk mezarlık geleneğinde de görülen bir özelliktir. Makalemizde Manas Destanı'ndaki bark kelimesi Köktürkçe aracılığıyla açıklanarak, destandaki Eski Türk mezar geleneği incelenmiştir.Abstract Manas Epic contains a thousand-year epic tradition, history, culture and world view of the Turkic world in itself. Therefore, there are many words unused today in modern Turkic languages, in this epic. One of these words is the word bark. This word used in the Old Turkic runik inscriptions as a meaning tomb, never seen in Kirghiz Turkish. However, in the Manas epic that have maintained cultures and beliefs of the past centuries the word bark in the verses 'Söögümdü kömsün barkı cok "(bury my dead body no tomb)" and "Atakemdin ölügün, Kirgizem - dep barıkka (I'll put father's body in a tomb)" passes as a means of Orkhon inscriptions in the sense "cemetery, tomb." The use of the word bark only in the Manas Epic is associated with ancient Turkish culture described in this saga. Indeed, there are very interesting similarities between the old Turkish cemetery with mausoleums and tombs depicted in the Manas Epic. For example, it built a statue of Manas in the epic. As we know, human statues were also found in the cemeteries of the old Turkish Kağans and statesmens as Bilge Kagan and Kül Tegin. There are illustrated the battle scenes on his tomb that Manas participated in. Make pictures on the tomb is a feature seen in the ancient Turk cemetery tradition. In our article, the word bark in the Manas epic to be announced by Kokturkish and has been examined the ancient Turkish tomb tradition in the epic.
Dağlık Altay Bölgesi Yazıtları: Yeni Okuma ve Anlamlandırma Denemeleri (Runic Inscriptions of the Altai Republic: Re-reading and Re-interpretation Attempts)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 167-172
Özet
Eski Türk yazıtlarının Dağlık Altay bölümü çalışmaları, XIX. yüzyılın ilk çeyreğinde G. İ. Spasskiy'in Çarış Irmağı yakınındaki bir kaya üzerinde ilk Altay bölgesi yazıtını bulmasıyla (1818), başlamıştır. Altay bölgesi yazıtlarıyla ilgili çalışmalar A. P. Okladnikov, K. Seydakmatov, N. A. Baskakov, E. R. Tenişev, V. M. Nadelyayev, S. G. Klyaştornıy, D. D. Vasil'yev, V. D. Kubarev, İ. L. Kızlasov gibi bilim adamları tarafından yapılmakla birlikte, bu yazıtların sistematik ve toplu hâlde incelenmesine 2002'de başlanmıştır. Gorno Altay Devlet Üniversitesi ile Frankfurt Üniversitesi bilim adamları L. N. Tıbıkova, İ. A. Nevskaya ve M. Erdal'ın daimi katılımcı olarak yer aldıkları proje kapsamında 90 tane Altay bölgesi yazıtı, http://www.altay.unifrankfurt. de adresli ağ sayfasında kullanıcıların hizmetine sunulmuştur. Yazıtların konumlarını, fotoğraflarını, çizim kopyalarını ve daha önceki okuma denemelerini de içeren bu katalog, 2012 yılında Tıbıkova, Nevskaya ve Erdal tarafından Gorno- Altaysk'ta kitaplaştırılmıştır. Bu çalışmada, Eski Türk dili literatüründe Altay bölgesi yazıtları olarak bilinen yazıtlardan sekiz tanesindeki bazı kelime, kelime grubu ve cümleler yeni okuma ve anlamlandırma denemesiyle sunulacaktır. Ele alınan yazıtlar A 3, A 13, A 19, A 32, A 41, A 43, A 52 ve A 88 numaralı yazıtlardır.Abstract Studies of the Runic inscriptions of the Altai Republic have started in the first rock near the river Charysh in Altai Republic. Since then researching of the epitaphic monuments have carried out by A. P. Okladnikov, K. Seydakmatov, N. A. Baskakov, E. R. Tenişev, V. M. Nadelyayev, S. G. Klyaştornıy, D. D. Vasil'yev, V. D. Kubarev, İ. L. Kızlasov et al. Detailed researches of the Runic Turkic inscriptions of Altai started in 2002. L. N. Tıbıkova, İ. A. Nevskaya and M. Erdal, who are the scholars of the Gorno Altai State University and Frankfurt University, have published 90 Runic inscriptions in a website (http://www.altay.uni-frankfurt.de a) as the coordinators and the permanent participants of the project "the cataloguing and documentation of the Runic inscriptions of the Altai Republic." This catalogue, which includes the coordinates, photographs, copies and the former editions of the inscriptions, was published by L. N. Tıbıkova, İ. A. Nevskaya and M. Erdal in Gorno Altai in 2012. In this paper, I propose re-readings and re-interpretations of some words, phrases and sentences of the 8 Altai inscriptions. These inscriptions are A 3, A 13, A 19, A 32, A 41, A 43, A 52 and A 88.
Eskişehir’de Meskûn Nogayların Nogay Türkçesini Kullanma Pratikleri (Nogai Performance of Noghais Settled in Eskişehir)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 17-26
Özet
Bu yazıda, Eskişehir'e yerleşmiş Nogayların, Nogay Türkçesini kullanma pratikleri üzerinde durulacaktır. 1850-60'lı yıllardan itibaren ikinci vatan tuttukları Anadolu'ya göç etmeye başlayan Nogayların önemli yerleşim merkezlerinden biri de Eskişehir'dir. Eskişehir'de yaklaşık 120-130 yıldır ikamet eden Nogaylar, uzun süre köylerde kapalı bir toplum olarak yaşarken öz dillerine ve kültürlerine bağlı kalmışlardır. Türkiye'deki köyden kente göç süreci, Nogayları da etkilemiş ve Nogay köyleri giderek boşalmıştır. Özellikle yakın kent merkezleri başta olmak üzere İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlere göç eden Nogaylar, yurt dışında da Amerika'yı tercih etmişlerdir. Göçler, başta dillerinde olmak üzere kültürlerinde büyük kayıplara yol açmıştır. Böylelikle Nogay Türkçesinin, Nogaylar arasındaki işlevsel değeri neredeyse tamamen kaybolma noktasına gelmiştir. Nogay kültürü ise yaşanır bir değer olmaktan çıkarak yerini ortak kültür değerlerine bırakmıştır. Bu araştırmada, Nogayların Nogay Türkçesini kullanma pratikleri ele alınmıştır. Bunun için Nogayların Eskişehir ilinde ikamet ettikleri bütün yerleşim yerlerine gidilerek kaynak kişilere doğrudan görüşme yöntemiyle önceden hazırlanmış açık uçlu sorular yöneltilmiştir. Elde edilen veriler çizelgelere aktarılmış ve yorumlar yapılmıştır.Abstract In this paper, Nogai performance of Noghais settled in Eskişehir will be emphasized. Eskişehir is one of the important centres of population for Noghais who started to emigrate to Anatolia. They have identified it second motherland since 1850-60's. Noghais, inhabited in Eskisehir for 120-130 years, kept to their own language and culture while they were living in villages as a closed society for a long time. Emigration process in Turkey affected Noghais too and the Noghai villages became empty by degrees. Noghais emigrated to İstanbul, Ankara, İzmir and near city centres especially, preferred USA abroad. These emigrations caused major losses about their culture and their language especially. Thus, functional value of Nogai between Noghais almost got to failure completely. Noghai culture stopped being a living value and gave its place to commonculture values. In this study, Nogai performance of Noghais was discussed. For this purpose, all places in Eskisehir which Noghais settled were visited. The previously prepared open ended questions were asked resource persons by direct interview method. Acquireddatas were converted to tables and commented.
Türk Kültüründe Kurdun Kutsiyetinin Şaman Mitlerindeki Yeri (The Holiness of Wolf in Terms of Schaman Mytology in Turkish Culture)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 7-15
Özet
"Dede Korkut Hikâyeleri"nde kurt kültü olması, kurt yüzünün mübarek olması İslami bir motif değil, Şamanizm inancına ait motiftir; İslamiyet hiçbir hayvanı kutsamaz, totem ve ongunları caiz görmez. Kurdun kutsallığı ve kurt kültü Şamanizm dairesinde teşekkül etmiş, İslam dairesine giren Türk şubelerince bu özellik kabul ettikleri yeni dine uygun olarak yeniden yorumlanmış ve "Dede Korkut Hikâyeleri"ne kurdun bu vasfı taşınmıştır. Yakutlarda bazı efsanevi şamanlar gökten inen Uluu-Toyon'un oğlu ruh veya kurtla bakirenin ilişkisinden ve benzeri olağanüstü surette doğarlar. İlkel insanların ekonomik üretim gücü bağlamında tanrı-insan modeline göre oluşturdukları üst tarafı insan, yarı insan-yarı kurt, yarı insan-yarı boğa veya yarı insan-yarı at şeklindeki tasvirler şaman rahiplerin ilk ataları sayılmışlardır. Yakutlarda cinsiyete bağlı olmayan büyük şamanlar otuzuncu yıllarında gebe kalırlar, 3 kez doğum yaparlar ve üçüncü doğumlarında ayı veya kurt doğururlar. Ancak çok büyük şamanlar 3 kez doğum yapabilir. Kurt, ayinde şamanın ulaşamadığı menzile ulaşmasına yardımcı olur.Abstract It is not true that cult of wolf and the face of wolf to be blessed in Dede Korkut stories are an Islamic motifs. It is a motif which belongs to the belief of Shamanism. Islam does not bless any animal and totem. They are not allowed in Islam. The sacretness of the wolf and the cult of wolf first appeared in the circle of Shamanism. TheTurkish people who accepted Islam reinterpreted this feature and conveyed this attribute of wolf into Dede Korkut stories. In Yakuts culture some legendary shamans are born extraordinarily out of the intercourse between the virgin and the Ulu-Toyon's son, who was a soul or a wolf which descended from the sky. The descriptions; upper sideman, half-man half-wolf, half-man half-bull, and half-man half-horse, which primitive people composed according to God-man model in the context of economic production were accepted the ancestors of the shaman monks. In Yakut culture, superior shamans who are not bound up with sex becomes pregnant in their thirties and give birth three times. In their third birth they give birth to a bear or a wolf. Only superior shamans can give birth three times. Wolf helps shaman reach the distance which they can not reach by themselves.
Yazıt Bilimci Kimdir? (Who is an Epigraphist?)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 117-126
Özet
Eski Türk boy ve topluluklarına ait (Kök) Türk harfli yazıtların önemli bir kısmı bugün Asya Kıtası'nın farklı bölgelerinde bulunmaktadır. Önceleri bilim dünyasında yalnızca Türk kağan ve kumandanlarına ait bazı yazıtlar (Köl Tigin Yazıtı, Bilge Kağan Yazıtı, Bilge Tonyukuk Yazıtları; genel adıyla Yenisey Yazıtları ve Talas Yazıtları) bilinirken bugün gelinen noktada (Kök) Türk harfli yazıtların sayısı yüzlerle ifade edilir duruma gelmiştir. (Kök) Türk harfli yazıtların sayısı arttıkça yazıtlara olan ilgi de artmış; yazıt bilimciler kadar yazıt bilimiyle hiçbir ilgisi olmayan kimseler de (mühendisler, doktorlar, veteriner hekimler, müzisyenler, iş adamları…) bu alanın "uzman"ı olarak her yerde boy göstermeye başlamışlardır. Yazıt bilimi ciddi bir bilim dalıdır; akademik bir eğitimi, bilgiyi, birikimi ve deneyimi gerektirir. Yazıt bilimci ise, bu alanda eğitim öğretim görmüş; bilgili, birikimli ve deneyimli kişidir. Bu bildiride (Kök) Türk harfli yazıtlar bağlamında "Yazıt bilimci kimdir?" sorusunun cevabı dikkatlere sunulmaktadır.Abstract A significant number of the inscriptions in the (Kok)turks letters belonging to the former Turkish tribes and communities are today located in different regions of the Asian continent. While previously only some inscriptions belonging to the Turkish Khans and commanders (Kul Tigin Inscriptions, Bilge Khagan Inscriptions, Bain Tsokto Inscriptions, and generally speaking Talas inscriptions and Yenisei inscriptions) were known to the world of science, today the number of the inscriptions in the (Kok)turks letters has reached hundreds. As the number of the inscriptions in the (Kok)turks letters has increased so does the interest in these inscriptions. Epigraphists as well as those who have absolutely nothing to do with epigraphy (engineers, doctors, veterinarians, musicians, business people, etc.) have begun to appear everywhere as an "expert" in the field. Epigraphy is a serious branch of science and requires academic education, information, knowledge and experience. An epigraphist is a knowledgeable, qualified and experienced person who has been trained in this field. In this paper, the answer to the question "Who is an epigraphist?" is presented to the attention with respect to the inscriptions in the (Kok)turks letters.
TÜRKMENİSTAN’DA DEDE KORKUT ARAŞTIRMALARI: DÖNEMLER, İSİMLER VE EĞİLİMLER
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 99-116
Özet
Türkmenistan'da Dede Korkut'la ilgili ilk ve kayda değer çalışmalar, Sovyetler Birliği Dönemi'nde başlar. Ancak bu dönemde araştırmaların inişli çıkışlı bir seyir izlediği görülür. Sovyet yönetimi bazen Dede Korkut araştırmalarını serbest bırakırken bazı dönemlerde ise yasaklama yoluna gitmiştir. Bu yüzden Türkmenistan'da "Dede Korkut Kitabı"yla ilgili önemli çalışmalar, 1980'lerden sonra yayımlanabilmiştir. 1990'larda ise Türkmenistan'da Dede Korkut algısının tamamıyla değişmeye başladığı, Dede Korkut'un tıpkı Oğuz Kağan ve Köroğlu gibi millî destanlar arasında gösterildiği görülür. Ayrıca bağımsızlık sonrasında metin neşirlerinde ve nüshalar üzerine yapılan araştırmalarda bariz bir artış söz konusudur. Bu makalede, Türkmenistan'da yüz yıllık araştırma tarihine sahip Dede Kokut'la ilgili olarak yapılan çalışmaların dönemleri, yöntemleri ve amaçları üzerine tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır. Dede Korkut araştırmalarının dönemlerini belirlemek, bu dönemlerin bilim anlayışlarını ortaya çıkarmak ve günümüz Türkmenistan'ında Dede Korkut araştırmalarının durumunu tespit etmek, makalenin ana hedefleri arasında yer almaktadır.
Yeni Dönem Tatar Edebiyatından Bir İsim: Gamil Afzal Ve Afzal’ın Tatar Şairlerine İthaf Ettiği Şiirleri (A Character from the Tatar Literature of New Era: Gamil Afzal and the Poems which He Dedicated to Tatar Poets)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 73-88
Özet
Gamil Afzal Tatar edebiyatının önde gelen isimlerinden birisidir. Şiir yazmaya Abdullah Tukay ve Hadi Taktaş'ın etkisinde kalarak başlayan şair, lirik, satirik ve mizahi şiirleriyle ön plana çıkar. Bu makalede Gamil Afzal'ın kısaca yaşam öyküsü- ne yer verilerek edebî şahsiyeti üzerinde durulmuş, aynı zamanda Tatar edebiyatının ünlü isimlerine ithaf ettiği şiirlerden örnekler verilmiştir. Abstract Gamil Afzal is one of the important names in Tatar literature. Afzal, who began writing poetry by the influence of Abdullah Tukay and Hadi Taktaş, comes into prominence with lyrical, satirical and humorous poems. In this article, his literal personality is mentioned, as well as the brief biography of Gamil Afzal. Also examples of his poems which dedicated to famous poets of Tatar literature are given.
Milletlerarası (Kök) Türk Harfli Yazıtlar ve Güncel Sorunları Kongresi Bişkek’te Yapıldı [International Inscriptions of (Kok) Turk Characters and Their Current Problems Congress was Held in Bishkek]
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 193-200
Özet
Milletlerarası (Kök) Türk Harfli Yazıtlar ve Güncel Sorunları Kongresi, 25-29 Mayıs 2016 tarihleri arasında Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te Türk Dil Kurumu ve Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi iş birliği ile yapıldı.
Türk Dünyasından Haberler (News from the Turkish World)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 201-207
Özet
Bu haber yazısında yıl içerisindeki Türk dünyasıyla ilgili etkinliklerden kısaca söz edilmektedir.