955 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dil Kurumu
  • Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

 Çuvaş Edebiyatından Bir İsim: İlpek Mikulayi "Nikolay Filippoviç İlbekov" (An Important Name from Chuvash Literature: Ilpek Mikulayi "Nikolay Filippovich Ilbekov")

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 38
N. İ. Zolotnitskiy ve İ. Ya. Yakovlev'in çalışmaları ile 19. yüzyılın ikinci yarısında şekillenmeye başlayan Çuvaş edebiyat dili, Simbirsk Çuvaş Öğretmen Okulundan yetişen isimlerin eserleri ile gelişimini sürdürmüş, Sovyet Dönemi'nde ise yetenekli yazar ve şairlerin yapıtları ile olgunlaşmıştır. Bu yazıda, Çuvaş yazı dilinin gelişiminde ve olgunlaşmasında büyük katkısı bulunan yazarlardan İlpek Mikulayi ve edebî faaliyetleri tanıtılmaya çalışılacaktır

 Çağdaş Azerbaycan Türkçesinde “Ürek/Yürek” Sözcüğüyle Kurulu Ad Aktarmalarının Anlam Özellikleri 

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37 · Sayfa: 21-32
Söz varlığı içinde önemli bir yere sahip olan ad aktarması, bir dilin gelişmişliğine ve zenginliğine işaret eden söz sanatlarından birisidir. Ad aktarması, benzetme amacı güdülmeksizin bir sözün gerçek anlamı dışında kullanılmasıyla oluşur. Söz varlığının gelişmesine ve genişlemesine de yardım eden ad aktarması yoluyla sözcüklerin zamanla yeni anlamlar kazandıkları görülür.Azerbaycan Türkçesinde söz birleşmeleri serbest ve sabit söz birleşmesi şeklinde ikiye ayrılmakta, serbest söz birleşmelerinde sözcükler asıl anlamlarını korumakta, sabit söz birleşmelerinde ise birleşen sözcükler bir bütün olarak tek bir anlamı karşılamaktadır. Aktarma olarak kabul edilen sabit söz birleşimlerinden, her türlü duygu ve düşünceyi ifade etme amacıyla yararlanılmaktadır. Çağdaş Azerbaycan Türkçesinde, çok çeşitli duygu ve düşünceleri ifade etme amacıyla ürek/yürek sözcüğünden yararlanılarak ad aktarmaları oluşturulmuştur. Bu ad aktarmalarının bazıları, sevmek, bağlanmak, âşık olmak, hoşuna gitmek gibi sevgi ve sevgi tezahürüne dayalı durumları ifade ederken; bazıları, değişik boyutlarda üzüntü ve üzüntüyle ilgili durumları anlatmaktadır. Bir kısım ad aktarmaları cesaret, korku, sıkıntı, nefret ve endişeyle ilgili durumları ifade etmekte; bir kısmı ise unutmak/unutamamak, hatırlamak/hatırlamamak, düşünmek, anlamak, şüphelenmek gibi zihinle ve zihnin yaptığı işlemlerle ilgili bazı durumları ifade etmektedir. Susamak, acıkmak, hâlsizleşmek, zayıflamak, bayılmak, yorup takatten düşürmek, ölmek gibi, insan bedeniyle ilgili kimi durumları ifade etmek amacıyla da ürek/yürek sözcüğü kullanılarak ad aktarmaları oluşturulmuştur. Midesi bulanmak ve mide bulandırmak gibi, sindirim organlarındaki bazı durumları anlatan ad aktarmaları da bulunmaktadır.Bu çalışmada, Çağdaş Azerbaycan Türkçesi söz varlığı içerisinde yer alan ürek/yürek sözcüğüyle kurulu ad aktarmalarının anlam özellikleri üzerinde durulmuştur

Yürek” in Contemporary Azerbaijani Turkish)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37
Söz varlığı içinde önemli bir yere sahip olan ad aktarması, bir dilin gelişmişliğine ve zenginliğine işaret eden söz sanatlarından birisidir. Ad aktarması, benzetme amacı güdülmeksizin bir sözün gerçek anlamı dışında kullanılmasıyla oluşur. Söz varlığının gelişmesine ve genişlemesine de yardım eden ad aktarması yoluyla sözcüklerin zamanla yeni anlamlar kazandıkları görülür.Azerbaycan Türkçesinde söz birleşmeleri serbest ve sabit söz birleşmesi şeklinde ikiye ayrılmakta, serbest söz birleşmelerinde sözcükler asıl anlamlarını korumakta, sabit söz birleşmelerinde ise birleşen sözcükler bir bütün olarak tek bir anlamı karşılamaktadır. Aktarma olarak kabul edilen sabit söz birleşimlerinden, her türlü duygu ve düşünceyi ifade etme amacıyla yararlanılmaktadır. Çağdaş Azerbaycan Türkçesinde, çok çeşitli duygu ve düşünceleri ifade etme amacıyla ürek/yürek sözcüğünden yararlanılarak ad aktarmaları oluşturulmuştur. Bu ad aktarmalarının bazıları, sevmek, bağlanmak, âşık olmak, hoşuna gitmek gibi sevgi ve sevgi tezahürüne dayalı durumları ifade ederken; bazıları, değişik boyutlarda üzüntü ve üzüntüyle ilgili durumları anlatmaktadır. Bir kısım ad aktarmaları cesaret, korku, sıkıntı, nefret ve endişeyle ilgili durumları ifade etmekte; bir kısmı ise unutmak/unutamamak, hatırlamak/hatırlamamak, düşünmek, anlamak, şüphelenmek gibi zihinle ve zihnin yaptığı işlemlerle ilgili bazı durumları ifade etmektedir. Susamak, acıkmak, hâlsizleşmek, zayıflamak, bayılmak, yorup takatten düşürmek, ölmek gibi, insan bedeniyle ilgili kimi durumları ifade etmek amacıyla da ürek/yürek sözcüğü kullanılarak ad aktarmaları oluşturulmuştur. Midesi bulanmak ve mide bulandırmak gibi, sindirim organlarındaki bazı durumları anlatan ad aktarmaları da bulunmaktadır.Bu çalışmada, Çağdaş Azerbaycan Türkçesi söz varlığı içerisinde yer alan ürek/yürek sözcüğüyle kurulu ad aktarmalarının anlam özellikleri üzerinde durulmuştur

 İki Yenilgi Şiiri Üzerine Karşılaştırmalı Bir inceleme (A Comparative Study on Two Poems about Defeat)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37 · Sayfa: 7-20
19. yüzyıl şairi Ketibi, Türkmenistan edebî sahasının güçlü isimlerinden biridir. Ketibi, Türkmenistan tarihinin on dokuzuncu yüzyıldaki önemli olaylarından biri olan II. Göktepe Savaşı'na katılmış ve bu savaşta aldığı yara yüzünden vefat etmiştir. Şair, II. Göktepe Savaşı'ndan yenik çıkan milletinin düştüğü elim durumu "Senin Üstünde" başlıklı şiirinde anlatmış ve hezimetten sonra Türkmen halkının hayatını "horluk" ekseni etrafında ifade etmiştir.Türkiye sahasından 20. yüzyıl şairi Yahya Kemal, 1918 yılında imzalanan Mondros Mütarekesi'nin ardından milletin düştüğü zor durumu "1918" adlı şiirinde anlatmıştır. Yahya Kemal de, mihver kavram olarak "horluk"u kullanmıştır. İki şiirde ortak olan başka kavramlar da bulunmaktadır. Farklı dönemlerde, farklı coğrafyalarda yaşayan ve birbirini tanıma imkânı bulunmayan iki şair, milletlerinin kaderini derinden etkileyen hezimetlerden sonra, aynı duyguyu, büyük ölçüde aynı kavramlarla ifade etmişlerdir. Bu iki şiir, konuyla ilgili küçük birer örnekten ibarettir. Mutlaka başka örnekler de vardır. Bunların tespiti ve karşılaştırmalı olarak incelenmesinin, kültürümüze bir hizmet olacağı düşüncesindeyiz. Bu düşünceyle, bu makalemizde yukarıda tanıttığımız iki şiiri çeşitli yönleriyle karşılaştırmalı olarak incelemeye çalışacağız

 Kazak Türkçesinde Geçen Eski Türkçe Kelimeler (Old Turkish Words in Kazakh Turkic)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37 · Sayfa: 97-110
Kazaklar, 15. yüzyılın ikinci yarısında Altınordu Hanlığı'nın parçalanmasından sonra teşekkül etmiş olan bir Türk boyudur. Kazak Türkleri, Türk boylarının kuzey, yani Kıpçak koluna; Kazak Türkçesi de Kıpçak lehçe grubuna dâhil edilmektedir. Türk lehçeleri içerisinde en geniş sahada konuşulan Türk lehçesidir. Kazak Türkçesi bugün dağınık olarak Kazakistan, Doğu Türkistan, Özbekistan, Türkmenistan gibi bölgelerde yaşayan Kazaklar tarafından konuşulmaktadır. Bu çalışmada, Kenan Koç, Ayabek Bayniyazov ve Vehbi Başkapan'ın hazırlamış olduğu Kazak Türkçesi Türkiye Türkçesi Sözlüğü'nden hareketle günümüz Kazak Türkçesinde yaşayan Eski Türkçe kelimeler tespit edilmeye ve bu kelimelerin tarihsel süreçteki durumlarını gösterilmeye çalışılmıştır

 Bâbürnâme’ye Göre Ali Şir Nevâyî (Ali Shir Nevayi according to the Baburname)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37 · Sayfa: 41-50
Bâbür'ün oldukça hareketli geçen bir hayatın içinde kaleme aldığı Bâbürnâme, edebiyat tarihimizin en kayda değer eserlerinden birisidir. Bâbürnâme, tarihî bilgiler yanında Herat, Semerkant gibi şehirler ve zamanın önemli kültür ve devlet adamları hakkında da çok önemli bir kaynak eserdir.Bâbürnâme'de anlatılan en mühim şahsiyetlerden biri de Ali Şir Nevâyî'dir. Nevâyî eserleri ve hizmetleriyle Çağatay edebiyatı içinde önemli bir yeri olan bir sanatkâr ve devlet adamıdır. Nevâyî hakkında Bâbürnâme'de anlatılanlar, ilk elden bilgiler olması bakımından hayli önemlidir. Bâbür, hatıralarında Nevâyî hakkında ilginç bilgiler, anekdotlar vermekte ve bunlarla ilgili çeşitli yorumlar yapmaktadır. Bâbürnâme, Nevâyî hakkında verdiği bu bilgilerle de dikkat çeken bir eserdir

 Kırgız Türkçesindeki Bazı Deyimleri Açıklamada Eski Türkçenin Yeri ya da Ara Arkaik Kelimeler

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37 · Sayfa: 91-96
Kalıplaşmış dil birliği olması sebebiyle deyimlerin yapısında buğün anlamı bilinmeyen kelimeler bulunmaktadır. Kırgız Türkçesinde bulunan deyimlerde de anlamı buğünlerde bilinmeyen ve tek başına kullanılmayan kelimelerin sayısı çoktur. Böyle kelimelerin anlamlarının tespiti deyimlerin iyi anlaşılmasında da önemlidir. Dolayısıyla bu kelimelerin anlamlarıın incelenmesi gerekmektedir. Makalemizde Kırgız Türkçesinde geçen deyimlerdeki bazı kelimelerin üzerinde durarak onların anlamlarını Eski Türkçe Dönemi'ne ait eserlerde bulunan kelimeler vasıtasıyla açıklamaya çalıştık

 Eski Kırgızca (Old Kyrgyz Language) 

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37 · Sayfa: 51-90
Bu çalışma, Kırgız dilinin tarihî grameri hakkındaki son bilimsel bilgileri içermektedir. Yazar, Eski Kırgızcayı rekonstrüksiyondan geçirmiş, Çağdaş Kırgızca dönemine varıncaya kadarki genel yapısını ve değişiminin genel seyrini göstermiştir

 Başkurt Demonolojisi (Şeytan Bilimi) Terimleri (Terms of Bashkir Demonology)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37 · Sayfa: 33-40
Başkurt demonolojisi (şeytan bilimi) terimlerini belirlemek ve diğer halkların folklorundaki şeytan türleriyle tipolojik ve genetik paralellikleri saptamak. Başka yöresel adlandırmaların kökenini araştırmak

 Uluslararası Nahçıvan Muhtariyeti’nin / Özerkliği’nin 90. Yılı Konferansı

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37 · Sayfa: 111-114
ayrı salonda sunuldu. Son beş yılda Nahçıvan'ın 220 köyünün tamamına do- ğalgaz götürüldüğü gibi her birine bilgisayar ve teknoloji destekli okullar ya- pılmıştır. halk bilimi, sanatı, ekonomisi alanlarında sunulan 72 bildiriden sadece kül- tür, dil ve edebiyatla ilgili olanları sıralamak durumundayız. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti'nden konferansa katılanların bildirilerinin başlıklarını da belirt- meyi bir görev biliyoruz