13 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • İstiklal Harbi
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk

Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 539-574 · DOI: 10.37879/belleten.1980.539
Tam Metin
Birinci Cihan Savaşında Çanakkale Boğazından geçmek için, o zamanın en güçlü donanmasiyle denizden; Gelibolu Yarımadasına çıkardıkları askerlerle karadan saldıran İngiliz ve Fransız kuvvetlerini, kahramanca savunmalariyle geri çekilmek zorunda bırakan Türkler; birlikte dövüştükleri devletlerin daha önce yenilgiyi kabul ederek silahlarını bırakmaları üzerine, 9.10.1918 tarihinde Mondros mütarekesini kabul zorunda kalmışlardı. Savaşarak geçemedikleri Çanakkale Boğazından mütareke uyarınca rahatça geçebilen düşman savaş gemileri, bu fırsattan yararlanarak, demir atıp kaldıkları İstanbul limanını ve Boğaziçi sularını tüm kaplamışlar, şehir'e askerlerini çıkarmışlar ve onu eylemli olarak işgal etmişlerdi. Mütarekeden yedi ay sonra, 15.5.1919 da İngilizlerin isteği ve desteği ile, Yunan ordusu İzmir'e girmiş yöresini de elde etmek amaciyle içerilere doğru yayılmağa başlamıştı 1. 3. Ordu Müfettişliği görevine gitmek üzere 16 5.1919 da vapurla yola çıkan Mustafa Kemal Paşa, 19.5.1919 da Samsun'da Anadolu toprağına ayak basmış ve yolu üzerindeki Amasya şehrinde yayımladığı bir bildiri ile Anadoluya geçişinin asıl nedenini ve asıl amacını Ulusuna ve dünyaya duyurmuş bulunuyordu.

Son Osmanlı Padişahı Vahidettin ve İngilizler

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 154 · Sayfa: 257-264 · DOI: 10.37879/belleten.1975.154-257
Tam Metin
1922 yılı başlarken, Mustafa Kemal'in önderliğindeki Türk milliyetçilerinin, Anadolu'nun ortasında kurmuş oldukları yönetim kök salmış, sağlam temeller üzerine oturtulmuştu. Bu yönetimin başlıca amacı, 15 Mayıs 1919'dan beri Batı Anadolu'da bulunan Yunan istilâ gücünü ve Mondros Bırakışmasının imzalanmasından sonra Türkiye'nin en verimli bölgelerini ele geçiren İtilâf devletlerini hudut dışı etmekti. Bu nedenle Doğu'da Afganistan, Sovyet Rusya ve peykleri Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan ve Ukrayna ; Batı'da Fransa ve İtalya ile çeşitli antlaşmalar imzalamış; Balkan devletleri, İslam ülkeleri ve boyunduruk altındaki sömürgelerle ilişki kurmuş; ülkenin maddi ve manevi tüm gücünü, ulusal amaca yöneltmişti. Bu amaca barış yoluyla ulaşmayı ve ülkeyi korkunç bir savaşın felaketlerinden kurtarmayı, Türk önderleri pek doğal olarak yeğ tutuyorlardı; ama yurt içindeki düşmanların ses çıkarmadan çekilip gitmelerini beklemek safdillik olurdu. Nitekim Mustafa Kemal, düşmanların Anadolu'yu kavgasız gürültüsüz bırakmıyacaklarına inanıyordu. Bununla birlikte, bu inancını kanıtlamak, itilaf devlet adamlarının içyüzlerini açıklamak, Türk tezini Batı'ya duyurmak ve o tarihlerde Yunanistan'a destek kazandırmak amacıyla Avrupa'da dolaşıp duran Yunan Başbakanı Dimitrios Gunaris başkanlığındaki kurulun ilişkilerini etkisiz bırakmak amacıyla, Avrupa'ya bir kurul göndermek için Bakanlar Kurulunda bir karar aldırıyordu.

İstiklâl Savaşında Türk Sularında Yabancı Devlet Donanma Harekatı (1918-1922)

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 153 · Sayfa: 77-96 · DOI: 10.37879/belleten.1975.153-77
Tam Metin
Deniz coğrafya ve Deniz Kuvvetleri ilmi olarak incelenmezse başka savaşlar gibi İstiklal savaşının da tam bir etüdünü yapmak mümkün olamaz. Gerçi kitaplarından büyük istifadeler sağladığımız sayın tarih otoritelerimiz istiklâl savaşına başlarken İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan'ın işgal ettikleri bölgeleri belirtmişlerdi. Lâkin bu işgallerin coğrafi manzaralarının değerlendirilmesi okuyucuya bırakacaklardı. Biz, deniz tarih uzmanı olarak, bu işgalleri bir harita üzerine koyduğumuz zaman Anadolu'nun insan, kültür, sanayi, ziraat, ticaret, ulaştırma merkezlerinin düşman eline geçtiğini ve Türklere savunacak yolsuz, demiryolsuz, kaynaksız, kıraç bir toprak kaldığını gördük. Üstelik saldırıcıları, Anadolu'ya çıkmadan önce denizde zarara uğratmak için Türklere hiç bir imkân bırakılmadığını da farkettik. Esasen İstiklâl savaşının açılmasına en büyük neden Osmanlı Devleti'nin yakın tarih savaşlarını "Donanmasız bir Deniz imparatorluğu" halinde yapması idi. Bu hal gerek Yunanistan gerekse Yunan taraflısı devletlerin denizleri güvenliği tam olan bir ulaştırma alanı olarak kullanmalarına neden olmuştu.