14 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- ANADOLU 10
- Anadolu 4
- DEDE KORKUT 2
- RUMELİ 2
- TÜRKÇE 2
- Ağız 1
- Ağızlar 1
- AĞIZLAR 1
- ARUZ 1
- BEY BÖYREK 1
TAHİR İLE ZÜHRE HİKÂYESİNİN ANADOLU VE ÖZBEK VARYANTLARI
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1986, Cilt 34 · Sayfa: 83-88
Özet
Türk Dünyasında hikâye, destan, hekât, nagıl gibi gibi isimlerle anılan halk hikâyeleri, en zengin türlerden biridir. Bu tür önceleri epik karakterli ve manzum iken, İslâmiyet'in kabulünden sonra, yeni kültür ve sosyal şartlarla değişerek bugünkü şeklini almıştır.
ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ DÖNEMİNDE YAZILMIŞ İKİ TIP KİTABINDA YER ALAN SAĞLIK BİLGİSİ TERİMLERİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1985, Cilt 33 · Sayfa: 89-130
Özet
Eski Anadolu dönemi Türkçesinde dinî ve edebî konularda yazılmış olan birçok eserin yanı sıra, çeşitli bilim dallarında da çok sayıda eser yazılmıştır. Bunların içerisinde Türkçe tıp kitapları önemli yer tutar.
RUMELİ AĞIZLARININ SES BİLGİSİ ÜZERİNE BİR DENEME
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1984, Cilt 32 · Sayfa: 87-147
Özet
Anadolu ağızlarının Avrupa topraklarındaki bir uzantısı durumunda olan Rumeli (Türk) ağızları, ne yazık ki, şimdiye kadar bir bütün olarak ele alınmamış, bu konuda yapılan çalışmalar ve derlenen malzemeler mahallî olmaktan öteye gidememiştir. Aynı durum Anadolu ağızları için de söz konusudur.
ANADOLU AĞIZLARI ÜZERİNDEKİ ARAŞTIRMALARIN BUGÜNKÜ DURUMU VE KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1976, Cilt 23 (1975-1976) · Sayfa: 143-172
Özet
Türkoloji oldukça geç kurulmuş bir bilim dalı olduğundan, Anadolu ağızları üzerindeki araştırmalar pek erken başlamıştır denemez. İlk çalışmalar geçen yüzyılın ikinci yarısından sonraya düşer. Biz, eldeki yazıda Anadolu ağızları üzerindeki araştırmaların bugünkü durumunu gereğince yansıtabilmek için, konuyu 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki gelişmelerle sınırlamak istiyoruz. Bundan önceki dönem için birkaç cümlelik bir özet vermeyi yeterli sayıyoruz. Ancak, inceleme dönemimize giren bazı yayınlar arasında kronolojik bir kopukluk doğmasını önlemek amacı ile de, hareket noktamızı 1940 yılına kadar indirmek gereği duyuyoruz.