165 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Anadolu
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

RUMELİ AĞIZLARININ SES BİLGİSİ ÜZERİNE BİR DENEME

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1984, Cilt 32 · Sayfa: 87-147
Anadolu ağızlarının Avrupa topraklarındaki bir uzantısı durumunda olan Rumeli (Türk) ağızları, ne yazık ki, şimdiye kadar bir bütün olarak ele alınmamış, bu konuda yapılan çalışmalar ve derlenen malzemeler mahallî olmaktan öteye gidememiştir. Aynı durum Anadolu ağızları için de söz konusudur.

Urartuluların Kökeni ve Dilleri

Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 191-192 · Sayfa: 513-522
Tam Metin
Anadolu'nun doğusunda, Van Gölü çevresinde İ.Ö. 900-600 yılları arasında egemenlik sürmüş olan Urartu devletinden bize pek çok kültür eseri intikal etmiştir. Son yıllarda Türkiye'de ve komşu ülkelerden İran'da ve Sovyetler Birliği'nde Urartu konusunda yapılan araştırmalar ve kazılarda bulunan eserlerin sayısı daha da artmıştır. Özellikle onlardan kalmış çivi yazılı yazıtlar bir hayli yüksek bir yekûna varmış bulunmaktadır. Bugün Urartu'luların tarih sahnesine çıkışları, devlet kurmaları, bunların kökeni, ve dilleri hakkında son bilimsel araştırmaların verilerini özet olarak sunmaya çalışacağım.

PAUL IMBERT, Osmanlı İmparatorluğunda Yenileşme Hareketleri Türkiye'nin Meseleleri, İstanbul, 1981. HAVASS/Türkiye Araştırmaları Dizisi. Çevirmen: Adnan Cemgil. 203 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 191-192 · Sayfa: 547-552
Tam Metin
Kimi yazarların B.B.B. diye de adlandırdıkları "Berlin-Bosfor-Bağdat (Basra)" ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yenileşme süreci içinde önemli bir yer tutan demiryolu yapımının evrelerini konu edinen bu eser, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına el koymak isteyen ve bu amaçla demiryolu imtiyazından faydalanmayı düşünen devletlerin giriştikleri politik oyunları ve bu gelişim sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun yaşadığı olumlu olumsuz olayları bir bütünlük içersinde işlemektedir.

ELIZABETH A. ZACHARIADOU, Trade and Crusade. Venetian Crete and the Emirates of Menteshe and Aydın (1300-1415), Venice 1983. Library of the Hellenic Institute of Byzantine Studies-No 11. 8°, XXXVI+276 s. II Levha, ederi $ 20 [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 189-190 · Sayfa: 343-352
Tam Metin
Anadolu'da kurulmuş olan Türk Devletleri'nin Ortaçağ'da Batı ile ticarî ilişkileri üzerinde yapılan araştırmalar, günümüze kadar son derece sınırlı kalmıştır. İlk defa XIII. yüzyılda Anadolu Selçukluları zamanında Kıbrıs Krallığı ve Venedikliler ile başlayan ticarî ilişkiler, bu devletin parçalanmasından sonra kurulan Beylikler tarafından da geliştirilmiştir. Balat (Palatia) ve Ayasoluk (Theologo) gibi Ortaçağ Türkiye'sinin iki önemli limanına sahip olan Menteşe ve Aydın-Oğulları, daha çok Venedik'e bağlı Girit Dükaları ile ticarî ilişkilerde bulunmuşlardır. Burada tanıtılacak olan Elizabeth Zachariadou'nun, "Trade and Crusade" adlı kitabında, Menteşe ve Aydın-Oğullarına ilişkin yeni belgeler ilk kez yayımlanarak, Venedik ile olan ticarî ilişkileri aydınlatılmakta ve bu Beyliklere karşı girişilen Haçlı Seferleri hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir.

XVIII. Yüzyıla Ait İlginç Bir Mahkeme Hükmü

Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 189-190 · Sayfa: 257-270 · DOI: 10.37879/belleten.1984.257
Tam Metin
Düşünmek ve düşüncelerini açıklayabilmek… Özellikle de iktidar sahiplerinin, güçlülerin, güçlü oldukları için de kendilerini daima haklı sananların, yapmış bulundukları yanlışlık ve haksızlıkları korkmadan, çekinmeden belirtebilmek ve onlara doğru olanları, uygun bulunanları ve yapılması gerekenleri anlatmaya çalışmak... Sanırım düşünebilen insanoğlu, düşünmeye başladığından beri, daima, bunların özlemini çekmiş, bu uğurda, çeşitli zorluklara göğüs germek zorunda bırakılmış; bütün bunlara rağmen, gene de düşüncelerini açıklayacak ilginç birtakım yollar bulmuştur.

Kayseri ve Sivas Darüşşifaları'nın Vakıfları

Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 189-190 · Sayfa: 299-308 · DOI: 10.37879/belleten.1984.299
Tam Metin
Kayseri Gevher Nesibe Darüşşifası, Anadolu'da bilinen en eski Selçuklu hastahanesi ve tıbbiyesidir. Kitabesinin kaydına göre Darüşşifa sultan II. Kılıç Arslan'ın kızı Gevher Nesibe Hatun'un vasiyeti üzerine kardeşi Gıyaseddin Keyhüsrev'in ikinci saltanatı (1205-1211) zamanında 1205 (602 h.) yılında yaptırılmıştır.

ALESSIO BOMBACI - STANFORD J. SHAW, L'Impero Ottomano, Torino 1981, XVI-643 Sayfa. Metindışı 35 siyah - beyaz ve renkli tablo bulunmaktadır. Torino'daki U.T.E.T (Unione Tipografico - Editrice Torinese) yayınevinin "Nuova Storia Universale dei Popoli e delle Civiltà" adlı dizinin 6. cildinin 2. kısmıdır. Ederi 45.000 İtalyan lirası (liret) dir. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 186 · Sayfa: 599-604
Tam Metin
İtalya'nın kuzey taraflarındaki büyük sanayi şehirlerinden birisi olan Torino'daki U.T.E.T yayınevi, yayınlamakta olduğu yeni büyük bir dünya tarihi serisi [tam adı ile : Yeni Ülkeler ve Medeniyetler Genel Tarihi] içinde bir de Osmanlı Tarihi yayınlamakla, yıllardan beri bu ülkede mevcut bir boşluğu doldurmuştur. Yüzyıllardan beri Anadolu yarımadası ve dolayısı ile Türk tarihi ile çok yakın ilişkileri bulunan İtalya yarımadasının şehirlerindeki kitaplık ve belgelikleri tarihimiz bakımından çok çeşitli malzeme içermektedir.

JALE İNAN - ELISABETH ALFÖLDI - ROSENBAUM, Römische und frühbyzantinische Portraetplastik aus der Türkei. Neue Funde. Mainz, Philipp von Zabern Verlag, 1979. I. Cilt: XVIII 368 sayfa metin, II. Cilt: 275 levha. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 184 · Sayfa: 897-900
Tam Metin
Genel olarak Roma devri portre sanatı ile ilgili yayınlara bakılacak olursa bunların, ya belirli zamanlar ile belirli kişileri içeren incelemeler olduğu veya çeşitli nitelikteki eserleri kapsayan koleksiyonların bilimsel katalogları ile eserleri tek tek inceleyen makaleler olduğunu görürüz. Bu tip yayınlar içinde belirli bir kent, eyalet veya ülke kökenli Roma portrelerinin toplu olarak incelendiği yayınlar nispeten azdır. Bu hususta Küçük Asya veya şimdiki sınırlarıyla Türkiye için ilk eser 1965 yılında Jale İnan tarafından yayınlanmış olup, o zamana dek Perge ve Side kazılarından çıkan portre heykelleri ile Pamphylia, Lykia ve Pisidia kökenli olup, Side ve Antalya Müzelerinde bulunan eserleri içermektedir. Bu araştırma ile İnan, Pamphylia'nın, özellikle Side ve Perge gibi iki önemli merkezin Anadolu Roma devri portre sanatında üslup özelliklerini saptamıştır. 1966 yılında J. İnan ve E. Rosenbaum tarafından yayınlanan eser ise, Küçük Asya kökenli olup, çeşitli Anadolu müzeleri ile İstanbul Arkeoloji Müzesi, Londra British Museum ve Viyana Müzesinde veya bazı özel koleksiyonlarda sergilenen, buluntu yerleri kesin olarak saptanabilen toplam 311 portreyi içermektedir. Roma cumhuriyet devrinden, Justinianus (M. s. 527-565) devrine kadar eserlerin geniş bir katalogu olan bu eser, arkeoloji yayınları arasında eksik olan büyük bir boşluğu doldurmuş ve kısa bir süre içinde tamamen tükenerek, 1971 yılında aynı yayınevi tarafından tıpkı basımı yapılmıştır.

Hititlerin Dinsel Törenlerinde Kullanılan Temizlik Maddesi TUḪḪUEŠŠAR Üzerine Bir İnceleme

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 182 · Sayfa: 247-260 · DOI: 10.37879/belleten.1982.247
Tam Metin
Hititoloji, Birinci Dünya Savaşı sırasında ve onu izleyen yıllarda Almanya'da kurulmuş ve oradan birçok gelişmiş ülkeye yayılmış genç bir bilim dalıdır. Atatürk'ün direktifleriyle 1936 yılında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde de kurulmuştur. Aynı yıllarda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde de Hititoloji dersleri okutulmaya başlanmıştır. İyi bir Hititolog olmak için birkaç batı dilini bilmek gereklidir. Bunun yanında iyi bir hümanist formasyona (Eski Yunanca, Latince) ve birçok Eski Anadolu ve Eski Mezopotamya kaynak dillerinin bilinmesine gereksinme vardır. Ayrıca araştırma yapılan alanın özelliğine göre iyi bir tarih ve arkeoloji formasyonu da gereklidir. Atatürk, bizim neslimizden bazılarını birer yarışma imtihanı sonucu yurt dışına, dünyanın tanınmış üniversitelerine öğrenime gönderdi. O yıllardaki fakir Türkiye, bizleri büyük fedakârlıklara katlanarak yurt dışında okuttu. Bizler bunun karşılığında kendi bilim dalımızda ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için acaba ne gibi katkılarda bulunabildik?

Anadolu'da Ahilik ve Bunun Kurucusu Ahi Evren

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 182 · Sayfa: 423-436 · DOI: 10.37879/belleten.1982.423
Tam Metin
XIII. yüzyıl başlarında Anadolu'da kurulan Ahi örgütü, yaygın ve etkin bir sosyo-ekonomik kurum olarak son 40-50 yıldır yerli ve yabancı yazarların ilgisini çekti. Bu kurum, kuruluşundan, gedik haline dönüştüğü 1727 yılına dek geçen beşyüz yıldan çok bir süre, Anadolu halkının sanat, ekonomi ve sosyal düzenine yön vermiştir. Bu bölgedeki toplumun sosyal ve ekonomik yapısında böylesine köklü ve etkin bir rol oynamış bulunan bu örgütün kökenlerini arayanlar, ad ve biçim benzerliklerine bakarak onu, Arap fütüvvetçiliğinin bir kopyası, X. yüzyıl sonlarına doğru Basra'da kurulan İhvan üs-Safa'nın ve benzeri kuruluşların uzantısı saymışlardır. Bu konu üzerinde biraz daha ciddi duran Franz Taeschner gibi araştırıcılar Ahiliğin, İran'dan alınma olduğunu yazmışlardır.