165 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anadolu'da "Karamanlıca" Kitabeler (Grek harfleriyle Türkçe kitabeler)
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 683-696 · DOI: 10.37879/belleten.1980.683
Özet
Tam Metin
Birkaç yıl önce yayınladığı bir makalede Anadolu'nun çeşitli yerlerinde rastlamış olduğumuz Grek harfleriyle yazılmış Türkçe kitabelerden bir kaçını tanıtmıştık. Aradan geçen süre içinde 1841 tarihli bu çeşit bir mezar kitabesi daha İznik'te bulunarak Anastasios Iordanoglou (Anastas Yordanoğlu) tarafından yayınlanmıştır. Genellikle "karamanlıca" olarak adlandırılan Grek harfli Türkçe kitabelerin sayılarının pek çok olduğu ve bilhassa ana dilleri Türkçe olan, hatta büyük ihtimalle kendileri de Türk aslından gelen bu Ortodoks inançlı Anadolu halkının, yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde daha başka kitabeleri olduğu muhakkaktır. Bu halkın Lozan antlaşmasından sonra Yunanistan'a göçe mecbur edilmesiyle bu kitabeler de ihmal edilmiş ve büyük ölçüde kaybolmuştur. Bu ikinci yazımızda elimize geçen yine Grek harfli birkaç Türkçe kitabeyi tanıtmak istiyoruz. İlk yazımızda da işaret ettiğimiz gibi, biz bir dilci olmadığımızdan, bu kitabeleri filolojik bakımdan bir incelemeye tabi tutmamız bizden beklenmemelidir. Yurdumuzun eski eserleri ile meşgul olurken karşılaştığımız bu birkaç kitabe örneğini, Anadolu'nun tarih hatıralarının bir yaprağı olarak, takdim ediyoruz.
Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 539-574 · DOI: 10.37879/belleten.1980.539
Özet
Tam Metin
Birinci Cihan Savaşında Çanakkale Boğazından geçmek için, o zamanın en güçlü donanmasiyle denizden; Gelibolu Yarımadasına çıkardıkları askerlerle karadan saldıran İngiliz ve Fransız kuvvetlerini, kahramanca savunmalariyle geri çekilmek zorunda bırakan Türkler; birlikte dövüştükleri devletlerin daha önce yenilgiyi kabul ederek silahlarını bırakmaları üzerine, 9.10.1918 tarihinde Mondros mütarekesini kabul zorunda kalmışlardı. Savaşarak geçemedikleri Çanakkale Boğazından mütareke uyarınca rahatça geçebilen düşman savaş gemileri, bu fırsattan yararlanarak, demir atıp kaldıkları İstanbul limanını ve Boğaziçi sularını tüm kaplamışlar, şehir'e askerlerini çıkarmışlar ve onu eylemli olarak işgal etmişlerdi. Mütarekeden yedi ay sonra, 15.5.1919 da İngilizlerin isteği ve desteği ile, Yunan ordusu İzmir'e girmiş yöresini de elde etmek amaciyle içerilere doğru yayılmağa başlamıştı 1. 3. Ordu Müfettişliği görevine gitmek üzere 16 5.1919 da vapurla yola çıkan Mustafa Kemal Paşa, 19.5.1919 da Samsun'da Anadolu toprağına ayak basmış ve yolu üzerindeki Amasya şehrinde yayımladığı bir bildiri ile Anadoluya geçişinin asıl nedenini ve asıl amacını Ulusuna ve dünyaya duyurmuş bulunuyordu.
ANADOLU AĞIZLARI ÜZERİNDEKİ ARAŞTIRMALARIN BUGÜNKÜ DURUMU VE KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1976, Cilt 23 (1975-1976) · Sayfa: 143-172
Özet
Türkoloji oldukça geç kurulmuş bir bilim dalı olduğundan, Anadolu ağızları üzerindeki araştırmalar pek erken başlamıştır denemez. İlk çalışmalar geçen yüzyılın ikinci yarısından sonraya düşer. Biz, eldeki yazıda Anadolu ağızları üzerindeki araştırmaların bugünkü durumunu gereğince yansıtabilmek için, konuyu 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki gelişmelerle sınırlamak istiyoruz. Bundan önceki dönem için birkaç cümlelik bir özet vermeyi yeterli sayıyoruz. Ancak, inceleme dönemimize giren bazı yayınlar arasında kronolojik bir kopukluk doğmasını önlemek amacı ile de, hareket noktamızı 1940 yılına kadar indirmek gereği duyuyoruz.
Roma'da İs. Ö. II. Yüzyıldaki Reformlar
Belleten · 1976, Cilt 40, Sayı 158 · Sayfa: 195-228 · DOI: 10.37879/belleten.1976.195
Özet
Tam Metin
Roma Cumhuriyet tarihi içerisinde çok önemli yeri olan İs. ö. II. yüzyıl ortalarında yapılan reformları incelerken, bu reformlara neden gereksinme duyulduğuna bir göz atmakta yarar vardır. Roma özellikle II. Kartaca savaşından sonra askeri gücü sayesinde o zamanın dünyasını egemenliği altına almıştı ; bu askeri gücün ana kaynağı köylülerdi. Uzun yıllar savaş alanında kalan köylüler zor durumda kalıyorlardı. Çünkü işleme olanağı bulamadıkları topraklarını elden çıkarmak zorunda kalıyorlar ve proletarya durumuna düşüyorlardı. Bu kez asker olma hakkını yitiren köylü ordunun da zarflamasına neden oluyordu; dünya devleti olan Roma'nın durumu sarsılıyordu. Özellikle İspanya'da 20 yıl süren savaşlar (153-133) durumu daha da kötüye götürmüştür. 146 Yılında Makedonya Roma eyaleti haline getirilmiş, ayni yıl III. Kartaca Savaşı sonunda yakılıp yıkılan Kartaca'nın yerinde Afrika eyaleti kurulmuştu. Bergama kralı Attalos III. 133 de ölümünden önce devletini ve hazinesini miras olarak Roma'ya bırakmış bu topraklar üzerinde de 129 yılında Asia adı ile yeni bir eyalet kurulmuştur. Eyaletlerin ödediği haraç (tribut) ve tabiat kaynaklarından kazanılan ganimet İtalya'nın büyük ölçüde zenginleşmesine yol açıyordu. Roma o zamanın uygar dünyasının ekonomik merkezi haline gelmiş ve bu İs. s. II. yüzyıla kadar böyle sürüp gitmiştir. Ancak Roma'ya akan bu zenginliklerden toplumun bütün sınıfları aynı ölçüde yararlanamıyordu.
HARRY, A. HOFFNER, JR., ALIMENTA HETHAEORUM. Food Production in Hittite Asia Minor. New Haven, Con. 1974 236 S. 33 şekil. (American Oriental Series yol. 55) [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 154 · Sayfa: 339-346
Özet
Hititlerin gıda maddelerinin tümü üzerinde filolojik kaynaklara dayanılarak ortaya konan bir çalışma olan bu yapıt, Mezopotamya, Mısır ve kısmen de Anadolu'da meydana çıkarılan arkeolojik buluntuların çizgi halindeki tasvirleri ile de zenginleştirilmiştir. Gıda maddelerinin çoğu, bayram törenlerinde Tanrılara ve çeşitli kutsal yerlere kurban olarak sunulmakta idi. Yapıttan bunların ne kadar çeşitli ve zengin olduğunu öğreniyoruz. Yazar bu tür metinleri inceleyerek Hititlerin gıda maddelerini toplu bir şekilde ele almış ve işlemiştir. Bu vesile ile, kısmen aynı konuyu kapsayan Doç. Dr. Hayri Ertem'in Türk Tarih Kurumu Yayınları arasında çıkmış olan "Boğazköy Metinlerine Göre Hititler Devri Anadolusunun Florası" başlıklı yapıtını da okuyucunun dikkatine sunmak yerinde olur.