45 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- Erksin Güleç 2
- Fügen İlter 2
- Ahmet Köç 1
- Ali Cengi̇zkan 1
- Aynur Özet 1
Prof. Dr. Mehmet Altay Köymen
Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 223 · Sayfa: 789-792
Özet
Tam Metin
Haymana; Hititlere, Frigyalılara, Galatlılara, Romalılara Bizanslılara yurt olmuş Selçukluların beldesi; Osmanlıların Anadolu'ya gelişlerindeki ilk uğrak yeridir. Yüzyıllarca, padişahlara, sadrazamlara has olmuş, Haymana tiftiğinden dokunan soflar Yeniçerilerin, Saray mensuplarının vazgeçilmez giysileri sayılmış, ünü yurt dışına taşmıştır. Dünyaca ünlü kaplıcaları, ilk çağdan günümüze değin binlerce insana şifa dağıtmaktadır. Haymana; Mustafa Kemal'i Anadolu'da destekleyen ilk yürekli ses, Kuvayi-Milliyecilerin beşiği, Başkent Ankara'nın Milli Mücadeledeki zor günlerinde vazgeçilmez bekçisidir. Milli kurtuluşumuzun dönüm noktası olan Sakarya Meydan Savaşı, Haymana topraklarında gerçekleşmiş. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri burada atılmıştır. Tarım ve hayvancılıkla geçinen Haymanalılar, İç Anadolu'nun buğday ambarı olan bereketli topraklara sahiptir. İşte; Tarihçi Mehmet Altay KÖYMEN, "Mum dibine ışık vermez" misali Ankara'nın gelişmemiş bu Anadolu kasabasının-Deveci Köyünde 1916 yılında doğdu. Babası Ali Rıza Bey diğer dört kardeşi gibi Çanakkale'de şehit düşmüş. Genç yaşta dul kalan annesi de köyden biri ile evlenince, küçük Mehmet'e, anneannesi Gök Ayşe Kadın bakmak zorunda kalmıştı.
A Paleoanthropological Investigation of Three Fossils Found in Southern Anatolia
Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 223 · Sayfa: 547-552 · DOI: 10.37879/belleten.1994.547
Özet
Tam Metin
Contributions made by anthropology and ecological sciences to cultural knowledge indicate that Anatolia has been one of the cradles of civilizations since the Paleolithic Era. However, ancient fossils of the Anatolian man are quite scarce. In this article, the results of a paleoanthropological investigation on three skulls stored at the Ancient Anatolian Civilization Museum in Ankara are reported. These skulls were found by Prof. Dr. İ. Kılıç Kökten in the Karain Cave in Antalya, no. 1 (155-1-73) and Kadıpınarı Cave in Alanya, no. 2(155-2-73) and no. 3 (155-3-73).
Milli Mücadele Yıllarında Ankara
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 485-492
Özet
Milli Mücadele yıllarında Ankara'yı anlatmak bir büyük milli destanın kaynağını canlandırmak demektir. Bunu da belki bir kitaba sığdırabilmek ancak mümkün olabilir. Bir bakıma Atatürk'ün büyük NUTUK'u işte bu Milli Mücadele ve Ankarasının bir öyküsüdür. Çünkü, Milli Mücadele bir Kurtuluş Savaşı mucizesidir. Türk milleti bunu bir idealin ve bir Önderin izlerinden gerçekleştirmiştir. Ve çünkü o dönemde Ankara Türkiye'nin kalbidir. Benim bu konuşmamla anlatabileceğim, bu destanın oraya ait küçük bir bölümünün bazı Özellikleri olan ayrıntılarından bir anılar demetidir.
İngiliz ve Fransız Resmi Belgelerinde İstanbul'un İşgalini (16 Mart 1920) Hazırlayan Gelişmeler
Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 217 · Sayfa: 963-984
Özet
Tam Metin
30 Ekim 1918 tarihli Mondros Bırakışması ile İtilaf Devletleri'nin denetim ve kontroluna girmiş bulunan İstanbul'un 16 Mart 1920 tarihinde resmen işgali Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nın önemli bir dönemecini oluşturmaktadır. Çünkü, işgalle birlikte üyeleri seçimle belirlenmiş Meclis-i Mebusan'ın dağıtılarak mebusların tutuklanması ülkede bir anda bir yönetim boşluğunun doğmasını beraberinde getirmiştir. Buda, Erzurum ve Sivas Kongre kararlarında yer alan "ulusun temsilcilerinden oluşan ulusal bir meclisin" kurulması yolunda Mustafa Kemal'e aradığı fırsatı vermiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Ankara'da açılışını hızlandırmıştır.
Ankara’nın Başkent Oluşu
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1991, Cilt VII, Sayı 20 · Sayfa: 189-222
Özet
Atatürk İnkılâpları zincirinin önemli halkalarından biri de Ankara'nın başkent oluşudur. Ankara, 13 Ekim 1923 günü resmen başkent oldu; eski başkent İstanbul bırakıldı. O tarihten beri Ankara, Türkiye Devleti'nin başkentidir ve Anayasamıza da başkent olarak geçmiştir. Başkent değiştirmek başlı başına büyük bir karardır. Başkent, devletin beyni durumundadır. İnsanın bütün sinir sisteminin beyinde toplanması gibi, devletin bütün örgütleri de başkentte düğümlenir. Devletin yasama, yürütme ve yargı organlarının merkezidir başkent. Yasalar başkentte çıkarılır, kararlar başkentte verilir, buyruklar başkentten yayılır. Kısacası, devlet başkentten yönetilir. Başkent devletin dış ilişkilerinin de merkezidir. Yabancı elçiler başkentte otururlar, yabancı devlet adamları resmî ziyaretlerini başkentte yaparlar, yabancı devletlerle anlaşmalar başkentte hazırlanıp imzalanır. Devletin yönetim merkezi, karargâhı, çarpan kalbi, düşünen beyni durumundadır başkent. Dolayısıyla başkent değiştirmek, her zaman, her yerde önemli olaylardan sayılır.
Ankara'nın Başkent Oluşu
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VII, Sayı 19 · Sayfa: 119-130
Özet
Ankara'nın başkent oluşunda Atatürk'ün uzağı görüşünün yanında, siyasî, stratejik ve jeopolitik düşünceleri, Kurtuluş Savaşı'nın güvenlik altında idaresi zorunluğu ve psikolojik faktörlerin rolü büyüktür. Von Der Goltz Paşa'nın başlattığı "başkentin değiştirilmesi" tartışmaları, siyasî gelişmede buna yardımcı olmuştur.
Ankara Etnografya Müzesi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 18 · Sayfa: 659-664
Özet
Atatürk, Birinci Dünya Savaşı'yla İstiklâl Savaşı'nın Anadolu'da bıraktığı yıkıntılar ve kalıntılar üzerine, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Devrimler yaptı. Amacı açıktı. Bu devrimlerle halkını ileri çağlara, geleceğe hazırlıyordu. İşte, örneğin kıyafet ve şapka reformu, böylesi, akımlar içinde yer alır. Ama, çok ilgi çekicidir. Devrimci akımlar sürdürülürken öbür taraftan geleneksel halk giyimini, halk sanatlarını sergileyecek Etnografya Müzesi'ni başkent Ankara'da kurduran yine Atatürk'tür.
1700-1730 Tarihlerinde Ankara'da Ailenin Niceliksel Yapısı
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 945-962 · DOI: 10.37879/belleten.1990.945
Özet
Tam Metin
Türkiye'nin sosyal ve ekonomik tarihi çalışmaları için önemli bir kaynak Şer'iye Sicilleridir. Bilhassa, Osmanlı şehirlerinin canlı hayatını göstermesi bakımından yeri doldurulamayan bir kaynaktır. Çok zengin ve çeşitli belgeler içeren sicillerde; ferman, berat, mektup suretleri, buyruldular, i'lâm ve hüccetler, nikâh, boşanma ve adli belgeler, alım-satım vesikaları, vakfiye kayıtları, narh defterleri, şehir esnaf gurupları ile esnaflık yapanların kefil ve taahhüdlerini gösteren belgeler, şehrin mahalle listeleri ve alınan vergiler, salyane defterleri, avârızhâne listeleri, altın çeşitleri, değerleri ve tereke defterleri gibi kayıtlar mevcuttur. Bu çalışmanın temel kaynağı, bir kimsenin ölümünden sonra tüm mal varlığının (alacak ve borç dahil) cins, adet ve fiyat açısından yazılıp vârislere dağılımını gösteren tereke defterleridir.
İstanbul’un İşgali Üzerine Aydınların İstanbul’dan Ankara’ya Kaçışı Olayı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt V, Sayı 13 · Sayfa: 127-144
Özet
Görüldüğü üzere, yalnızca Anadolu halkı değil, İstanbul halkı da, kurtuluşun Ankara tarafından gerçekleştirileceğine inanmıştır. Bunun için de bir meclis ve hükümet kurulması gereklidir. Bu da İstanbul'dan kaçan milletvekillerinin de katılımı ile 23 Nisan 1920'de gerçekleşecek ve ulusal bağımsızlık savaşı için daha kesin ve kuvvetli adımlar atılacaktır.
Atatürk, Ankara Orman Çiftliği’ni Nasıl ve Niçin Kurdu?
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 503-510
Özet
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Paşa, yarattığı büyük inkılâplara bir de ziraat inkılâbını katmak ve Türk milletinin asıl bünyesini teşkil eden geri kalmış köylü ve çiftçi tabakasını çağımızdaki yenilik yollarında yürütmek ve refaha kavuşturmak için bizzat çiftçilik yaparak onlara rehber olmak istiyordu. Bu sebeple, Ankara şehri civarında örnek bir çiftlik kurmak tasavvurundaydı.